Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/453 E. 2021/1390 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/453 Esas
KARAR NO: 2021/1390
DAVA: Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 21/09/2020
KARAR TARİHİ: 15/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin— müvekkiline ait olduğunu, dava dışı — hisseye sahip olduğunu, ayrıca —- şirketi temsil ve ilzama yetkili müdür olarak görev yaptığını, —- müvekkilinin diğer ortak ile zaman zaman tartıştığını, ancak diğer ortağın büyük ortak benim diyerek müvekkilini küçük düşürdüğünü, —- müvekkilinin aldatılarak kefil gösterildiğini, şirketin hiç kar etmediğini, müvekkilinin sadece maaş karşılığı çalıştığını, şirketten kar payı almadığını, müvekkilinin şirketten —- almadığını, —-yapılmadığını, bankadan alınan hileli kredi ile ailecek mağdur olduğunu, belirterek davalı şirketin haklı sebeple feshine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap, beyan veya delil sunmamıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava; Hukuki niteliği itibariyle 6102 sayılı TTK.636 maddeleri uyarınca, haklı sebeplerle limited şirketin fesih ve tasfiyesi talebine ilişkindir.
Yöntemine uygun duruşma açılmış taraf kanıtları toplanmıştır. Uyuşmazlık noktaları resen belirlenerek sonuca gidilmiştir.
Davalı şirkete ait —-tam bir örneği celp edilmiştir. Şirkete ait —dosyamıza celp edilmiştir.
Tüm delillerin toplanmasından sonra mahkememizce resen seçilen uzman bilirkişi eşliğinde, dosyadaki deliller ve davalı şirketin defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, yapılan inceleme sonucunda, — tarihli bilirkişi raporu alınmıştır. Bilirkişi raporunda , —– dava dışı —- yılında yapıldığını, şirket defter ve kayıtlarının ibraz edilmediğin ve bu nedenle inceleme yapılamadığını mütalaa etmiştir.
Bilirkişi raporundaki tespitler HMK.282.maddesi uyarınca serbestçe değerlendirilmiştir.
6102 sayılı TTK.636/3.maddeleri uyarınca, haklı sebeplerin varlığı halinde her ortak, mahkemeden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilir.
Davacı, dava dışı— — programı hazırlayacağı ve ve bunun satışı fikri ile şirketin kurulduğunu, — yazılımın hazırlanacağının düşünüldüğünü ancak aradan — yılda halen yazılım programının hazır olmadığını, — hiç — yapılmadığı, şirketin hiç kar elde edemediği, yazılımın—- çekildiğini kendisini de hileli olarak kefil edilmesi sonucunda hakkında takip başlatıldığını, davacının abisinin krediyi kapattığını, —-ile arada güven ilişkisi kalmadığını ileri sürmüştür.
Yasa koyucu, haklı sebeplerin sınırlı olarak saymamış ve bir tanım da yapmamıştır. Bu konuda kanun koyucunun haklı sebepten ne anladığının tespiti için kollektif şirketlere ilişkin TTK’nın 245.maddesinden yararlanılabilir. Buna göre haklı sebep, şirketin kuruluşuna yol açan fiili veya kişisel sebeplerin şirketin işletme konusunun elde edilmesini imkansız kılacak veya güçleştirecek şekilde ortadan kalkmış olmasıdır. Bu tanım genel bir tanım olup, Kanun’un “haklı sebep”e sonuç bağladığı tüm hallerde bu tanımdan yararlanılabilir.—–
TTK’ununda —- haklı sebebin tanımı yapılmadığı gibi haklı sebeplere de örnek madde metninde yer verilmemiştir. Doktrinde ve emsal içtihatlarda “şirketin kötü yönetilmesi ve ortaklar arasında ciddi anlaşmazlıklar bulunması”, “fiili veya manevi güç veya baskı uygulanması”, “ortaklar arasında güven ilişkisinin zedelenmesi”, “ortakların bir araya gelemeyecek derecede husumetin oluşması” ortaklıktan çıkmak açısından haklı sebep olarak örnek olarak sayılmıştır.
Olayımızda tarafların iddia ve savunma içerikle ve dosya kapsamı ile bilirkişi incelemesi birlikte değerlendirildiğinde,
— tarihinde— dışardan müdür olarak atandığı, — tarihinde ortaklardan —hisselerini— devrederek ortaklıktan çıktığı— tarihinde de —- devrederek ortaklıktan çıktığı, — yılından bu yana şirketin davacı —olduğu,— süresiz şekilde müdür olarak atandığı, halen müdürlük görevinin devam ettiği, — bu yana genel kurulun toplanmadığı, oratklar arasında irtibat ve ilişki kalmadığı, davalı şirketin vergi borcunun mevcut olduğu,—- faydalanmak amacıyla başvurulduğu ancak — yapılan—– ilk iki taksidinin de ödenmediğini, —ödeme üzerine vazgeçilen alacak tutarının olduğu, —– işçisinin olmadığı anlaşılmıştır.
Şirketler hukuku bakımından şirketin devamlılığının sağlanılması esas olup; düzenleme uyarınca, ekonomik değer taşıyan şirketin feshi yerine şirketi ayakta tutacak diğer çözüm yollarının hakimce değerlendirilmesi zorunlu kılınmıştır. Bu nedenle sadece haklı nedenin olması yetmez; şirketi ayakta tutmak için başkaca çözüm yollarının da olmaması gerekir.
Toplanan delillere göre taraflar arasında güven ilişkisinin sarsıldığı, ticari bir faaliyetinin olup olmadığının incelenmesi için bilirkişi incelemesi ara kararı kurulmuşsa da şirketin bildirdiği merkezinden taşınmış olduğu, defter ve kayıtların incelmeye sunulmamış olduğu, bu durumda uzun zamandır organsız da kalan şirketin devamında ticari bir fayda olduğunun ve bu sebeple —— gerekli olduğunun da ispatlanamadığı, şirketin feshi talebinin haklı olduğu anlaşılmıştır.
Fesih kararı ile birlikte şirket tasfiye durumuna girmiş olacağından —- uyarınca tasfiye memuru tayini zorunludur. Tarafların üzerinde anlaştığı bir tasfiye memuru bulunmadığından, tasfiye memuru mahkememizce resen atanmıştır.
Tüm dosya kapsamından ortaklar arasında güven ilişkisinin kalmadığı, şirketin tek ortaklı olarak devamında yasal bir sakınca olmadığı, ortakların tekrar aynı faaliyet amacı ile bir araya gelme ihtimallerinin de olmadığı, davacıların çıkma taleplerinin haklı olduğu kanaatine varılmış; şirketin feshi koşullarının da söz konusu olmadığı görülmüştür.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulüne;— kayıtlı—- fesih ve tasfiyesine,
2—- olarak resen — —-seçilmesine,
3-3.000 TL tasfiye memuru ücreti, 1.500 TL tasfiye masraf avansı olmak üzere toplam 4.500-TL’nin, ileride tasfiye memuru tarafından tasfiye masraflarına eklenmek kaydıyla, davacılar tarafından mahkeme veznesine yatırılmasına,
4-Karar kesinleştiğinde ve yukarıda gösterilen tutar yatırıldığında tasfiye memuruna görevinin tebliğine,
5- Alınması gerekli 59,30-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 112,50-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 53,20-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6- Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 54,40-TL. başvurma harcı, 59,30-TL peşin harcın toplamı olan 113,70-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından sarfedilen toplam 2.250,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8- Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
9- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
10- Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 15/12/2021