Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/424 E. 2021/1219 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/424 Esas
KARAR NO: 2021/1219
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 09/09/2020
KARAR TARİHİ: 11/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, davalı şirketten —- cari hesap alacağının tahsil edememesi üzerine davalı şirket aleyhine —-dosyası nezdinde icra takibi başlatıldığını borçlu şirkete ödeme emrinin gönderildiğini davalı şirketin icra dosyasına sunmuş olduğu itiraz dilekçesinde takibe konu olan borca, faiz oranına ve yetkiye itirazı üzerine takibin durduğunu bu nedenle takibin devamını ve itirazın iptalini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin —- faaliyetine başlamış ilk — olduğunu, dava dilekçesinde alacaklı olduğu iddia edilen kişi ile müvekkili şirket arasında gerçekleşen ticari ilişki çerçevesinde dava dilekçesinde belirtilen faturaların düzenlendiğini ve bu faturaya ilişkin ürün teslim fişlerinin olduğunun belirtildiğini ancak söz konusu fatura ve ürün teslim fişleri üzerinde müvekkili şirket yetkilileri tarafından malın teslim alındığına ilişkin herhangi bir imza ya da kaşenin bulunmadığını, alacaklı olduğu iddia edilen davacı tarafından açılan davada delil olarak ileri sürülen fatura ve ürün teslim fişlerinin herhangi bir hizmet alımına dayanmaksızın soyut olarak düzenlenmiş olduğunu, müvekkili şirket ile aralarında herhangi bir borç ilişkisi olduğunu ispatlayıcı güce sahip olmadığını, ayrıca yetki yönünden de fatura alacağına dayalı bir alacak olduğu için yetki itirazının da bulunduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına göre davanın, davacı tarafından davalı aleyhine —- dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından yöneltilen itirazın iptaline ilişkin olduğu, dava konusu icra dosyasının incelemesinde takip alacaklısının mahkememiz dosyasının davacısı, takip borçlusunun mahkememiz dosyasının davalısı olduğu, cari hesap alacağına dayalı olarak toplam —- tutarlı ilamsız icra takibine davalı borçlunun süresinde itirazı doğrultusunda takibin durduğu, davanın itirazın iptali ve takibin devamı istemi ile açıldığı görülmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık ise; davacı tarafça davalı aleyhine cari hesaba dayalı alacağın ödenmediği iddiası ile başlatılan ilamsız takipte, icra dairesinin ve mahkemenin yetkili olup olmadığı, itirazın iptali ve icra inkar tazminat talebinin yerinde olup olmadığı, davalı tarafın savunmasına göre faturaya konu malın teslim edilip edilmediği, davacının alacak miktarı noktalarında toplandığı belirlenmiştir.
Somut olayda, dava konusu borcun cari hesaba dayalı para borcu olduğu, —-gereğince para borcunun götürülecek borç niteliğinde olduğu ve borcun ifa yerinin alacaklının ikametgahı olduğu, davacının yerleşim yerinin —- olduğu, icra dairesinin ve mahkememizin yetkili olduğu hususları dikkate alınarak davalının yetki itirazı reddine karar verilmiştir.
Davalının defterlerinin incelenmesi için —- Asliye Hukuk Mahkemesi’ne talimat yazılmış, talimat mahkemesince davalıya defterlerini sunması için usulüne uygun davetiye tebliğ edilmesine rağmen davalının defterlerini sunmadığı anlaşılmıştır.
Dosya bilirkişiye tevdi edilerek — tarihli bilirkişi raporu alınmıştır. Raporda özetle; davacı defterlerinin delil vasfına sahip olduğu, davacı ile davalı arasında servis sözleşme akdedildiği, sözleşmede “her ödeme ilgili döneme ait kesilecek fatura tarihini takip eden —hükmünün yer aldığı davacının kendi defterlerindeki kayıtlara göre —alacaklı olarak göründüğü, davacı şirket tarafından — adet servis raporu belgesinin sunulduğu, davacının —– faiz alacağını talep edebileceği rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında tıbbı cihaz servis hizmetine ilişkin sözleşmenin olduğu, davalı tarafından sözleşmenin ve aradaki ticari ilişkinin inkar edilmediği, bu nedenle taraflar arasındaki ticari ilişkinin ispatlanmış olduğu kabul edilmiştir. Davalı tarafından her ne kadar takibe konu cari hesaba ilişkin faturalardaki hizmetin sunulmadığı savunmasında bulunulmuş ise de; HMK 222. maddesinde — tarihinde yapılan değişiklikten sonra, gerekli ihtara rağmen ticari defterlerin sunulmaması halinde, ticari defterlerini sunan tarafın kayıtlarının delil olarak kabul edileceğine ilişkin düzenlenme getirildiği, davalıya defterlerinin incelenmesi için ihtarlı davetiye tebliğ edilmesine rağmen defterlerini inceleme gününde talimat mahkemesine sunmadığı, bu nedenle defterlerini sunan davacının defterlerindeki kayıtlar esas alınmıştır. Davacı defterlerindeki kayıtlara göre —– alacaklı olduğu, davalının taraflar arasında akdedilen sözleşmeyi açıkça inkar etmediği ve sözleşmede vadenin —- şeklinde belirlendiği, bu belirleme dikkate alınarak bilirkişi tarafından faiz hesaplaması yapıldığı, davacının takipte talep ettiğinden daha fazla alacağının olduğunun tespit edildiği, alacağın faturaya dayalı alacak olması nedeniyle likit olduğu hususları dikkate alınarak icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki gibi karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,—-sayılı takip dosyasına davalının yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİNE, takibin aynen devamına,
2-Kabul edilen — üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 1.385,70-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 196,49-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.189,21-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 196,49-TL peşin harcı ile 54,40-TL başvuru harcının toplamı olan 250,89-TL ‘nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından harcanan toplam 1.822,75-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 22. maddesine göre takdir olunan 4.080,00-TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde ilgili tarafa iadesine,
8-6325 sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca —— tarafından karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.11/11/2021