Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/423 E. 2023/445 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/423
KARAR NO : 2023/445

DAVA : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/09/2020
KARAR TARİHİ : 01/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket ile davacı müvekkili arasında 03/06/2016 tarihinde karşılıklı rıza ile acentelik sözleşmesi akdedildiği, acentelik sözleşmesi gereği, acentelik hizmetlerini ifa etmesi için noter vasıtası ile vekaletname ile davalı taraf temsil yetkisi verildiğini, davacı şirket acentelik sözleşmesinde belirlenen yükümlülüklere uygun olarak yüksek ve karlı sigorta ürünlerinin satışlarını yaparak acentelik işletme yükümlülüğünü yerine getirdiğini, davalı sigorta şirketi davacı şirketin acentelik sözleşmesini kanunsuz, haksız ve mesnetsiz şekilde tek taraflı olarak fesih cihedine gittiğini, davacı şirket tüzel kişiliğin bütünlüğüne maddi ve manevi zarar vermek suretiyle saldırıda bulunduğunu, davacı şirket, tek taraflı haksız ve hukuksuz fesih nedeniyle kanunlarla ve mevzuatlarla düzenlenmiş olan sigorta acenteliğini devam ettirmesinin mümkün olmadığını, acentelik sözleşmesi tarihi olan 03/06/2016 ile haksız fesih tarihi olan 10/05/2018 tarihi arasında, 7 aylık sürede 56.131,00 TL komisyon kazancı elde edildiği, 2017 yılı döneminde 12 aylık 300.596,72 TL tutarında komisyon kazancı edildiğini, 2018 yılı 501.787,48 TL komisyon kazancı elde ettiği, açıklanan nedenlerden dolayı müvekkilince karşı tarafa teslim edilen 46.000,00 TL tutarlı senedin iade edilmesini, iadesi yapılıncaya kadar süre zarfında senet üzerine ihtiyati tedbir konulmasını, bilirkişi yerinde incelemesi neticesinde yapılacak olan, üretimi ve tahsilatı yapılmış olan poliçelerden kaynaklanan ve halen müvekkiline ödemesi yapılmayan fark komisyon kazancının hesaplanarak hakediş tarihinden itibaren ticari avans faiziyle birlikte ödenmesini, müvekkiline ödenmesi yapılmayan ve davalı sigorta şirketi nezdinde bloke tutulan fark 7.000,00 TL nin 90/07/2019 tarihinden geçerli olmak üzere ticari avans faiziyle birlikte ödenmesini, ileride artırılmak üzere şimdilik 1.000,00 TL denkleştirme talebinin ticari avans faizi ile birlikte ödenmesini, davalı sigorta şirketi tarafından itibar zedeleyici yazışmalardan derin yara alınmasından dolayı 50.000,00 TL manevi tazminat ödenmesini, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının müvekkili şirketin iş ortaklarından olduğunu, davacının iddia ettiği gibi acentelik sözleşmesi süresindeki üretimi sonucu hak ettiği toplam komisyon tutarının 401.046,77 TL olduğunu, poliçe satıldıktan sonra iptal olan poliçeler bakımından ödenen komisyon tutarlarının davacıdan geri alındığını, bu hususun davacı ile akdedilen acentelik sözleşmesinde de yer aldığını, tüm bu iadeler ve kazançlar sonucu ortaya çıkan tutanı davacının iddia ettiği tutardan farkı olduğunun ortada olduğunu, bir başka sigorta acentesi olan dava dışı — ayrılan — davacı şirketin satış müdürü pozisyonundaki ekibiyle çalışmaya başladığını, ilgili kişilerin dava dışı — Sigorta’nın müşteri portföyünde bulunan kişilerin — Şirketindeki Bireysel Emeklilik Sözleşmelerini iptal etmelerini — sağlayarak — müvekkiline ait hayat – sigortası — poliçelerinin — satışlarını gerçekleştirdiklerini, dava dışı şirketin durumu fark etmesi ile birlikte, ilgili poliçelerin satışının yapıldığı müşterileri ziyaret ederek müşteriler adına şikayet dilekçeleri aldıklarını, müvekkili ile ürünleri aleyhine görüşmeler gerçekleştirdiklerini, bununla birlikte Hazine ve Maliye Bakanlığı’na müvekkili şirketi ve davacı şirkette göreve başlayan kişileri şikayet ettiklerini, müvekkili şirketin davacının usulsüz satışları nedeniyle hiçbir müşteriyi maddi anlamda mağdur etmemek amacıyla ödemeler yaptığını, davacının aracılığı ile satışı yapılan poliçelere ilişkin çok sayıda müşteri şikayeti olduğunu ve poliçe iptalleri nedeniyle — kesintileri yapıldığının ortada olduğunu, bu doğrultuda bilgilendirilmesi de yapılarak acentelik sözleşmesinin feshi ile birlikte, davacının müvekkili nezdinde blokajında teminat olarak saklanan 25.732 TL’nin acenteye iade edildiğini, geriye kalan 7.000 TL’nin ise müvekkilinin poliçe iptalleri riskine karşı bünyesinde tuttuğu bir miktar olduğunu, davacının müvekkili nezdindeki borç ve alacak miktarının gösterildiği cari hesap dökümünden de görüleceği üzere, davacının müvekkiline olan borç miktarı oranındaki tutarın iadesinin sağlanamadığını, müvekkili şirketin de kâr amacı güden bir yapı olarak kendi alacağını garantiye alma gayesinde olduğunu, bunun yanı sıra davacının yapmış olduğu usulsüz satışlar nedeniyle ortaya çıkabilecek zararlara karşı senedin müvekkilinin bünyesinde saklandığını, bunun ticari hayatın olağan bir sonucu olduğunu, davacının ayrıca müvekkilinden alacağının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle; Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasıdır.Taraflar arasındaki uyuşmazlık ise, davacı ile davalı arasında yapılan acenta sözleşmesi kapsamında davacının komisyon bedeli alacağı, denkleştirme tazminat alacağı, manevi tazminat alacağı, davalının davacı tarafa ait hakedişlere koyduğu 7.000,00 TL blokaj olup olmadığı, davalıda bulunduğu iddia edilen 46.000,00 TL lik teminat senedinin iadesinin mümkün olup olmadığı hususunda uyuşmazlık olduğu tespit edilmiştir.
Taraflarca bildirilen tüm deliller toplanmış, dosyanın acenta bilirkişisi ile birlikte mali muşavir bilirkişisinden oluşan bilirkişi heyetine tevdine karar verilmiş, 22/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Defterlerin Usulüne Uygun Tutulup Tutulmadığı Yönünden davacının incelenen 2016-2017-2018 yılı defterlerinin açılış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, kapanış tasdiklerinin bulunmadığı, takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu, davalının incelenen 2016-2017-2018 yılı ticari defterlerinin GIB onaylı beratlarının süresinde alındığı, TTK ve VUK hükümlerine uygun tutulduğu, sözleşmenin MADDE 26- Delil Sözleşmesi. Acente bu Sözleşmeden doğacak uyuşmazlıklarda Şirket’in kanuni defter ve kayıtları ile bilgisayar kayıtlarının geçerli olacağını, bunlara karşı her türlü İtiraz hakkından peşinen feragat ettiğini, Şirket’in kanuni defter ve bilgisayar kayıtlarının kat’i ve münhasır delil teşkil edeceğini, defterlerin usulüne uygun tutulduğu hususunda TTK.’nun 83.maddesi uyarınca yemin teklifi hakkından feragat ettiğini ve bu maddenin HUMK.’nun 287’nci maddesi anlamında vazılı delil sözleşmesi niteliğinde olduğunu kabul eder.Acente denkleştirmede ham karşılığı 1.041.170,83 TL olduğu, denkleştirme talebi üst sınırının ise 209.241,72 TL olduğu, ham karşılığının denkleştirme üst sınırını geçemeyeceğinden acente denkleştirmesinin 209.241,72 TL olduğu, hesaplanan miktardan peşin ödenmesi nedeniyle faiz indirimi yapılması 13.06.2020 tarihli — avans faizi — 10 gerektiğinden 9610 indirim yapılması neticesinde acentenin denkleştirme talebinin 209.241,72 – 20.924,17— 188.317,65 TL tutarında olabileceği manevi tazminat yönünden taleplerin Sayın Mahkemenin takdirleri içerisinde kaldığı, davacının ise 7.000,00 TL lik blokaj iadesi talebi bulunmadığı, poliçeler | yıllık olarak tanzim edilmektedir ve her yıl yenilenmektedir. 03.05.2018 tarihinde fesih gerçekleşmiştir. 7.000,00 TL lik tutar ise poliçe iptalleri riskine karşı şirketin bünyesinde tuttuğu belirtilmiştir. Fesih tarihinden itibaren 1 yıllık süre 03.05.2019 tarihinde dolduğundan 7.000,00 TL’nin 03.05.2019 tarihinden itibaren işlemiş avans faizi ile acenteye iade edilmesi gerektiği, açıklanan nedenle, her ne kadar taraflar arasında geçerli olan sözleşmede alınan teminat senedinin ne zaman iade edileceği kararlaştırılmamış ise de sektörel uygulamadaki teamülün acentelik ilişkilerinde teminatın tutulacağı makul süre bakımından iki yıl olduğu, heyetimizce de bu sürenin kabul edildiği, sigorta şirketleri tarafından yapılan bu uygulamanın Sayın Mahkeme tarafından da kabul görmesi halinde, acentelik sözleşmesinin 03.05.2018 tarihinde sona ermiş olması sebebiyle teminat olarak tutulan senetlerin en erken 2 yıl sonra yani 03.05.2020 tarihinde iade edilmesi gerektiği, iş bu rapor tarihinde bu sürenin dolmuş olması sebebiyle eğer iade edilmemiş ise söz konusu teminat senedinin davacı sigorta acentesine iade edilmesi gerektiği..” şeklinde rapor sunulmuştur.
Taraflarca bilirkişi raporuna itirazda bulunulmuş, mahkememiz 03/02/2022 tarihli —- nolu ara kararı gereği, dosyanın rapor sunan bilirkişi heyetine tevdi edilerek sözleşmenin haklı nedenle fesh edilip edilmediği, haklı nedenle fesih halinde denkleştirme tazminatına hak kazanılıp kazanılamayacağı, davacının dosyaya sunduğu hukuki mütalaada belirlenen denkleştirme tazminatı miktarı ile rapordaki denkleştirme tazminatı miktarının farklı olduğu dikkate alınarak bu çelişkininde giderilmesi ve tarafların tüm itirazlarını karşılayacak nitelikte ek rapor alınması istenilmiş, 06/04/2022 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda özetle; “…Dosyada davalı tarafın acentelik sözleşmesini haklı nedenlerle fesih ettiğini belirttikleri, ancak; dosyada davalının iddialarını kanıtlar bir belge bulunmadığı, Davalı tarafın sunmuş olduğu beyan ve delilleri yukarıda belirtilmiş olup, acentelik sözleşmesinin taraflar arasındaki iş ilişkisine istinaden düzenlenmiş bir sözleşme olduğu, Kök Raporda yapılan hesaplama; Acente denkleştirmede ham karşılığı 1.041.170,83 TL olduğu, denkleştirme talebi üst sınırının ise 209.241,72 TL olduğu, ham karşılığının denkleştirme üst sınırını geçemeyeceğinden acente denkleştirmesinin 209.241,72 TL olduğu, hesaplanan miktardan peşin ödenmesi nedeniyle faiz indirimi yapılması 13.06.2020 tarihli — avans faizi = 10 gerektiğinden %10 indirim yapılması neticesinde acentenin denkleştirme talebinin 209.241,72 – 20.924,17= 188.317,65 TL tutarında olabileceği Kök Raporda yapılan hesaplama yönünden kanaatimizi muhafaza etmekle birlikte davacının talebi yönünden 28.800,00 TL Acente komisyon bedeli ilaveli olarak ayrıca hesaplandığı, Acente denkleştirmede ham karşılığı 1.147.315,82 TL olduğu, denkleştirme talebi üst sınırının ise 209.241,72 TL + 28.800,00 TL olmak üzere toplam 238.041,72 TL olduğu, ham karşılığının denkleştirme üst sınırını geçemeyeceğinden acente denkleştirmesinin 238.041,72 TL olduğu, hesaplanan miktardan peşin ödenmesi nedeniyle faiz indirimi yapılması 13.06.2020 tarihli — avans faizi = 10 gerektiğinden %10 indirim yapılması neticesinde acentenin denkleştirme talebinin 238.041,72-23.804,17= 214.237.55 TL tutarında olabileceği..” şeklinde rapor sunulmuştur.Davalı vekilinde bilirkişi raporuna itirazda bulunulmuş, dosyanın ek rapor sunan bilirkişi heyetine tevdi edilerek itirazların yeniden değerlendirilmesi istenilmiş, mahkememiz 02/06/2022 tarihli —-nolu ara kararı gereği dosyanın bilirkişi heyetine tevdine karar verilmiş, 04/02/2022 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda özetle; “…Davalı Sigorta Şirketinin yukarıda belirtilen özellikle 8.3. maddesi ve 22.4. maddesi kapsamında sigorta şirketinin bir bildirimle derhal acentelik sözleşmesini fesih hakkının bulunduğu, protokol hedefleri doğrultusunda 5 yıllık hedefin ve karşılığında ödenecek miktarın kararlaştırılmış olduğu, bilirkişi kök raporumuzda incelediğimiz ve dava dosyasında da mevcut olduğu üzere, davalı şirketin ticari defterlerinde, 5 yıllık hedefin gerçekleşmesi durumunda yıllara göre ödenecek toplam 185.760,00 TL bedelin “Mart 2017 Acente Hedeflendirme Protokol Avans-Ön ödeme” açıklaması ile ödemenin yapıldığı, 2017 yılı hedefine ulaşıldığından, davacının 28.800,00 TL’lik tutarı hakketmiş olduğu, davalı şirket tarafından 5 yıllık ödenen tutardan, 2017 yılı hakkedişinin düşümünün yapıldığı, sonrasında davacı şirket tarafından bakiye kalan 156.960,00 TL (185.760,00-28.800,00)’nin davalı şirkete iadesinin yapılarak bakiyenin kapatılmış olduğu Fesih tarihinden itibaren 1 yıllık süre 03.05.2019 tarihinde dolduğundan 7.000,00 TL’nin 03.05.2019 tarihinden itibaren işlemiş avans faizi ile acenteye iade edilmesi gerektiği…” şeklinde rapor sunulmuştur.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde;
taraflar arasında acentelik ilişkisi bulunduğu, davalı sigorta tarafından 10.05.2018 tarihinde acente sözleşmesinin feshedildiği, davacı tarafın temel iddiasının feshin haksız olmasından dolayı komisyon bedeli alacağı, denkleştirme tazminat alacağı, manevi tazminat alacağı, davalının davacı tarafa ait hakedişlere koyduğu 7.000,00 TL blokaj alacağı, davalıda bulunduğu iddia edilen 46.000,00 TL lik teminat senedinin iadesinin talep edildiği, davalı tarafın temel savunmasının ise, davalının usulsüz satışlar yapması nedeniyle müşteri şikayetleri üzerine bakanlık denetimi geçirdiklerini, bu şikayetler nedeniyle sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, davacının komisyon alacağının bulunmadığını, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
Davacı tarafın dava dilekçesinde talep ettiği komisyon bedeline ilişkin dava değerini bildirmediği anlaşıldığından, tensip zaptının —- nolu ara kararı ile davacı vekiline, HMK 119/1-d maddesi gereğince taraflar arasındaki acente sözleşmesinden kaynaklanan komisyon bedeli konusunda, talep edilen dava konusunun değerinin bildirilmesi hususlarındaki eksiklikleri tamamlanması için davacıya HMK 118/2 maddesi gereğince 1 haftalık kesin süre verilmesine, eksikliklerin tamamlanmaması durumunda davanın açılmamış sayılacağının ihtarına karar verilmiş, davacı tarafından bu talebi yönünden dava değerini belirlemediği ve bu talebe yönelik harç yatırmadığı anlaşıldığından bu talep yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Davacının diğer bir talebi ise denkleştirme tazminatıdır. Genel olarak denkleştirme tazminatı (portföy tazminatı) acentelik sözleşmesi sona erdikten sonra, bu ilişkinin devamı boyunca acentenin kişisel gayretiyle yarattığı müşteri çevresinden müvekkilinin hâlen yararlanması, acentenin ise yararlanmaması nedeniyle uğradığı kaybın karşılığıdır. Davacının denkleştirme tazminatı talep edebilmesi için, sözleşmenin haksız olarak feshedilmesi durumunda davacının denkleştirme tazminatı talep edebileceği değerlendirilmelidir. Acentelik sözleşmesinin feshi 6102 sayılı TTK’nın 121/1 maddesinde; “Belirsiz bir süre için yapılmış olan acentelik sözleşmesini, taraflardan her biri üç ay önceden ihbarda bulunmak şartıyla feshedebilir. Sözleşme belirli bir süre için yapılmış olsa bile haklı sebeplerden dolayı her zaman fesih olunabilir…” şeklinde düzenlenmiştir. Buna göre haklı bir sebebin varlığı hâlinde taraflardan her biri belirli veya belirsiz süreli bir acentelik sözleşmesini, her zaman feshedebilir. Olağanüstü fesih olarak adlandırılan haklı sebeplerden dolayı fesih, akdi veya kanuni sebebe dayanarak belirli veya belirsiz süreli acentelik sözleşmesini vaktinden önce ileriye etkili olarak sona erdirmektedir. Haklı sebep, fesih hakkını kullanan taraf bakımından acentelik sözleşmesini devam ettirmesini dürüstlük kuralı çerçevesinde beklenemeyecek duruma sokan ve çekilmez bir hâle getiren olgu ve olayları ifade etmektedir. Somut olayda haklı nedenle feshin gerçekleşip gerçekleşmediğinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Davalı sigorta şirketinin dosyaya sunmuş olduğu Hazine ve Maliye
Bakanlığı tarafından davalı sigorta şirketi nezdinde yaptığı denetim üzerine gönderilen 20.04.2018 tarihli ve —Ref.
Nolu raporun incelenmesi neticesinde, davacının bir kısım müşterilere usulsüz satışlar nedeniyle müşterilerin şikayetlerde bulundukları, bu şikayetler üzerine davalı sigortanın denetim geçirdiği, davalı sigorta tarafından müşterilere bir kısım ödemeler gerçekleştirmek zorunda kaldığı anlaşılmış, sigortacının fesih kararının
yerinde olduğu, feshin haklı nedenle yapıldığı kanaatine varılmıştır. Haklı nedenle fesih yapıldığı için davacının denekleştirme tazminatı talep edemeyeceği kanaatine varılarak bu talebi reddedilmiştir.
Davacının bir diğer talebi manevi tazminata ilişkindir. Haksız bir eylemle tüzel kişiliğin unvanının zedelenmesi halinde manevi tazminat talep edilebilir. Manevi tazminat talep edilebilmesi için haksız bir eylemin olması gerekmektedir. Yukarıda da belirtildiği üzere davalı sigorta tarafından sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği anlaşıldığından davacının manevi tazminat talep edemeyeceği kanaatine varılarak bu talebi de reddedilmiştir. Davacının bir diğer talebi 7.000,00 TL lik blokaj iadesi talebidir. Bilirkişi raporunda da belirlendiği üzere poliçeler 1 yıllık olarak tanzim edilmektedir ve her yıl yenilenmektedir. 03.05.2018 tarihinde
fesih gerçekleşmiştir. 7.000,00 TL lik tutar ise poliçe iptalleri riskine karşı şirketin bünyesinde
tuttuğu belirtilmiştir. Fesih tarihinden itibaren 1 yıllık süre 03.05.2019 tarihinde dolduğundan
7.000,00 TL’nin 03.05.2019 tarihinden itibaren işlemiş avans faizi ile acenteye iade edilmesi
gerektiği kanaatine varılarak bu talebinin kabulüne karar verilmiştir. Davalının bir diğer talebi teminat olarak verilen senedin iadesine ilişkindir. 02.02.2023 tarihli celsede taraflara teminat senedi verildiğine ilişkin beyanda bulunmaları ve delilleri sunmaları için süre verilmiş, her iki taraf beyanda bulunarak delillerini sunmuştur. Sunulan deliller incelendiğinden teminat senedinin davacı tarafından davalıya verildiği her iki tarafın kabulündedir. Değerlendirilmesi gereken husus teminat senedinin iadesinin gerekip gerekmediği hususudur. Her ne kadar taraflar
arasında geçerli olan sözleşmede alınan teminat senedinin ne zaman iade edileceği
kararlaştırılmamış ise de, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, sektörel uygulamadaki teamülün acentelik ilişkilerinde teminatın
tutulacağı makul süre bakımından iki yıl olduğu, acentelik sözleşmesinin 03.05.2018 tarihinde sona ermiş olması sebebiyle
teminat olarak tutulan senetlerin en erken 2 yıl sonra yani 03.05.2020 tarihinde iade edilmesi
gerektiği, davanın açıldığı tarihte bu sürenin dolmuş olması sebebiyle eğer iade edilmemiş ise söz konusu teminat senedinin davacı sigorta acentesine iade edilmesi gerektiği, davalı tarafından teminat senedinin iade edildiğine dair herhangi bir belge sunulmadığı anlaşıldığından davacının bu talebinin kabulüne karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.Davacının taleplerinin tek bir davada istediği, bu şekilde birden çok talebin bir davada talep edilmesi halinde davaların yığılması kuralı gereğince her bir talep yönünden ayrı ayrı vekalt ücretinin takdir edilmesi gerektiği anlaşıldığından, denkleştirme tazminatı, manevi tazminat, bloke tutarının iadesi, teminat senedinin iadesi talepleri yönünden ayrı ayrı değerlendirme yapılmıştır. Komisyon alacağı yönünden henüz cevap dilekçesi sunulmadan tensiple yapılan ihtara rağmen bu talep yönünden dava değeri belirlenmediği ve bu talep yönünden davanın açılmamış sayıldığına karar verildiğinden, bu talep yönünden vekalet ücretine hükmedilmemiştir. Ayrıca denkleştirme tazminatı ve manevi tazminat talebi yönünden, bu talepleri niteliği gereği tazminat davası olması nedeniyle davalı yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmiştir.

HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Komisyon bedeli talebine ilişkin davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Denkleştirme tazminatı ve manevi tazminat talebinin REDDİNE,
3-Davacının teminat olarak verdiği 20.04.2018 keşide tarihli, 30.04.2018 vade tarihli keşidecisi—-keşide yeri —- olan 46.675,00 TL bedelli bononun davalıdan alınarak davacıya iadesine,
4-Davalı tarafından bloke olarak tutulan 7.000,00 TL’nin 03.05.2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Denkleştirme tazminat talebi için alınması gerekli 179,70 TL maktu harç, manevi tazminat talebi için alınması gerekli 179,70 TL maktu harç, teminat senedi iadesi talebi için alınması gerekli 3.188,36 TL harç ile bolke tutulan bedelin iadesi alınması gerekli 478,17 TL harç toplamı 4.052,93 TL harcın davacının peşin olarak yatırdığı 5.472,45 TL harçtan mahsubu ile kalan 1.419,52 TL’nin davacıya iadesine,
6-Davacı tarafından teminat senedi iadesi talebi için yatırmış olduğu 3.188,36 TL ile bloke tutulan bedelin iadesi için yatırmış olduğu 478,17 TL harç toplamı 3.666,53 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Davacı tarafından harcanan 3.127,00 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre (%16,88 kabul %83,12 ret) 527,83 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8- Davalı tarafından harcanan 1.000,00 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre (%16,88 kabul %83,12 ret) 813,20 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden teminat senedi iadesi talebi için Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden bloke tutulan bedelin iadesi için Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 7.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden denkleştirme tazminatı talebi için Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
12-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden manevi tazminat talebi için Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.