Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/41 E. 2023/595 K. 11.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/41 Esas
KARAR NO: 2023/595
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 03/09/2013
KARAR TARİHİ: 11/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı —– adına kayıtlı — sevk ve idaresindeki —– plakalı araç ile — adına kayıtlı, müvekkili ——- sevk ve idaresindeki ——- plakalı motorsikletin 23/06/2012 tarihinde ——– trafik kazası yaptığını, kaza neticesinde alınan bilirkişi raporuna göre sürücü —— asli, müvekkilinin tali kusurlu olduğunun anlaşıldığını, kazadan sonra müvekkilinin sağ el bileğinde çoklu kırık meydana geldiğini, müvekkilinin efor kaybından ve çalışılamayan süreden kaynaklanan maddi zararlara karşılık olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 30.000 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, hükmedilecek maddi tazminata olay tarihinden itibaren yasal faiz, davalı sigorta şirketi yönünden 28/08/2013 tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına, 20.000 TL manevi tazminatın sigorta şirketi haricindeki diğer davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine, kaza tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı—– vekili cevap dilekçesinde özetle; içeriğini kabul etmemekle birlikte ——– ibraz edilen 18/06/2013 tarihli bilirkişi raporuna göre davacının tali kusurlu olduğunu, zararın meydana gelmesinde davacının da müterafik kusurunun bulunduğunu, davacının aylık gelirinin resmi belgelerle belirlenmesi gerektiği, birinci derecede sorumlu olanın — sigortacısı olan davalı —– Olduğunu, manevi tazminat talebinin fahiş miktarda olduğunu açıklanan nedenlerle haksız açılan davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı—- vekili cevap dilekçesinde özetle; —plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde —–ile sigortalı olduğunu, kabul anlamanına gelmemek üzere öncelikle kusur ve maluliyet durumunun belirlenmesi gerektiğini, davacının ticari faiz talebinin hukuka aykırı olduğunu açıklanan nedenlerle davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ——— vekili cevap dilekçesinde özetle ; müvekkilinin kazaya karışan aracın işleteni olmadığını, işletenin aracı uzun süreli kira sözleşmesi ile kiralayarak işleten dava dışı ————-Olduğunu, bu nedenle müvekkilinin sorumlu olmadığını, maddi zararlara ilişkin belge sunulmadığını, manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu, açıklanan nedenlerle davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava; hukuki niteliği itibariyle, 23/06/212 tarihinde davalı sürücü —- sevk ve idaresindeki —–Plakalı araç ile davacının yönetimindeki ——- plakalı motosikletin çarpışması sonucu davacının yaralanarak malul kaldığı iddiasıyla açılan maddi ve manevi tazminat davasıdır.Eldeki dava ilk olarak —– Esas Sayılı dosya numarasını almış, yargılama devam edereken Mahkemenin devri nedeniyle —- dosya numarasını almış, — sayılı karar ile; ” 1-Davacının davasının KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE , Maddi tazminat bedeli olarak 309,31 TL nin kabulü ile kalan kısmın REDDİNE, Dava tarihinden itibaren faiz hesaplanarak davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, Manevi tazminat talebi olan 20.000,00 TL nin 18.000,00 TL sinin REDDİNE, 2.000 TL lik ksımın KABULÜ ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile ( sigorta şirketi hariç ) davacı tarafa ödenmesine, Dava tarihinden itibaren davalılardan ( sigorta şirketi hariç ) yasal faiz hesaplanarak davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, ” kararı verilmiştir. Söz konusu karar, davacı vekili ve davalı —- vekili tarafından istinaf edilmiştir. ———— sayılı ilamı ile aşağıda yer verilen gerekçe ile kararın kaldırılmasına karar verilmiştir:”Dava; trafik kazası sonucunda meydana gelen bedensel zarar nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir.İstinaf edenlerin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda;
1-2918 sayılı yasanın 3. maddesinde “işleten: araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görünen veya aracın uzun süre kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Bu yasal düzenlemeden de anlaşılacağı üzere araç malikleri sahip oldukları bir aracı herhangi bir nedenle yararlanması için başka bir kişiye diğer bir ifadeyle aracın fiili tasarrufunu bir üçüncü kişiye devredebilir. Bu durumda üçüncü kişinin işleten sıfatını kazanacağı ortadadır.
Davalı ——– vekili yargılama sırasında, kazaya neden olduğu ileri sürülen ve vekil edenine ait bulunan —- plaka sayılı aracın, kaza tarihinde uzun süreli kiralama sözleşmesi uyarınca, davalının ihbar edildiği ———–kiralandığını, bu nedenle işleten sıfatı bulunmadığını ileri sürerek, 01/08/2011 günlü kiralama sözleşmesi ile 30/06/2012 günlü kiralama bedeline ilişkin fatura ibraz etmiş, gerektiğinde her iki şirketin ticari defterleri de incelenerek, kiralama sözleşmesinin 3.kişiyi bağlayacak nitelikte bir sözleşme olup olmadığının belirlenmesini istemiştir.Mahkemece; davacının bu yöndeki savunmaları ve talepleri konusunda herhangi bir açıklama ve gerekçe bildirmeksizin, yazılı biçimde karar verilmiştir. Oysa, tüm mahkeme kararlarının gerekçeli olması yasal bir zorunluluk olup, davalının savunmalarına neden itibar edilmediği konusunda yeterli ve denetime imkan verecek ve istinaf incelemesine tabi tutulabilecek nitelikte bir karar mevcut olmadığından, davalı vekilinin bu yöne ilişen istinaf talebinin kabulü gerekmiştir.2-Davacının sevk ve idaresindeki —– plaka sayılı motosiklet ile davalı —– sürücüsü olduğu —- plaka sayılı aracın çarpışması sonucunda meydana gelen 23/06/2012 günlü trafik kazasında yaralanan davacının maluliyetin bulunmadığı, iyileşme süresinin 3 ay olacağı, —— temin edilen 27/08/2014 günlü raporla tespit edilmiş ise de; davacı vekili bu rapora itiraz ederek, vekil edeninin elini kullanamadığını, el bileğindeki kırığın sekel bırakmadan iyileşmesinin mümkün olmadığını ileri sürerek, durumun — değerlendirilmesi isteğinde bulunmuş ve daha sonra ——– düzenlenen 31/07/2015 günlü sağlık kurulu raporun ibraz ederek, bu raporun maluliyet durumunda gelişme olduğunu gösterdiğini belirterek, dosyanın —– gönderilmesi yönündeki isteğini yinelemiştir.
Bu durumda mahkemece, davacı tarafın yargılama sırasında ileri sürdüğü hususlar ve itirazlar doğrultusunda —– Kurulundan; kaza tarihinde yürürlükte bulunan “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümleri doğrultusunda, davacıda var olduğu ileri sürülen bedensel zararların, görmüş olduğu tüm tedavilere ilişkin belgeler ile davacı hakkında verilmiş ve dosyada mevcut tüm raporlar değerlendirilerek, 23/06/2012 tarihinde meydana gelen trafik kazasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı, kaynaklanıyor ise, trafik kazasına bağlı tedavinin ne zaman sonuçlandığı, kalıcı bir sakatlığın olup olmadığı, ——verilen rapordan sonra gelişen ve değişen bir durumun bulunup bulunmadığı, varsa kalıcı beden gücü kaybı oranı ile iyileşme süresinin ne olduğu konularında açık, denetime imkan verecek nitelikte rapor alınmadan, davacının kaza sonucunda maluliyetinin oluşmadığı görüşünden hareketle karar verilmiş olması isabetsizdir.3-Bundan ayrı mahkemece; davacıya, geçici iş göremez olduğu dönemde —- ödeme yapıldığı, bu nedenle de yapılan bu ödemenin belirlenen maddi tazminat miktarından düşülmesi gerektiği düşüncesinden hareket edilmiş ise de;——- günlü cevabi yazıda, davacıya yapılan bu ödemenin rücua tabi bir ödeme niteliğinde bulunup bulunmadığı veya kazanın trafik iş kazası olup olmadığı konusunda bir açıklama yapılmamış, aksine yapılan ödeme miktarı yanına (hastalık kodu) yazılmıştır.
Bu durumda mahkemece; —– davacıya yapılan ödemenin belirlenen geçici iş göremezlik dönem zararından düşülebilmesi için gerekli araştırma ve inceleme yapılmadan, diğer bir ifadeyle yapılan bu ödemenin iş kazası kolunda yapılmış rücua tabi bir ödeme niteliğinde olup olmadığı, kazanın bir iş kazası niteliğinde bulunup bulunmadığı, açıkça —–sorulup belirlenmeden, rücua tabi bir ödeme imiş gibi belirlenen tazminattan düşülmesi de doğru olmamıştır.4-Tüm bunlardan ayrı; görülmekte olan davada maddi tazminata ilişkin talep, kazaya neden olduğu ileri sürülen aracın malikine, sürücüsüne ve—- sigortacısına yöneltilerek açılmış ve tüm davalıların müştereken ve müteselsilen sorumluluğuna hükmedilmesi istenilmiştir.Mahkemece; davacının davasının kısmen kabul ve kısmen reddine dendikten sonra; maddi tazminat bedeli olarak 309,31-TL’nin kabulü ile, kalan kısmın reddine, dava tarihinden itibaren faizin hesaplanarak davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine karar verilmiş, söz konusu kararda, maddi tazminata ilişkin olarak hüküm altına alınan tazminatın, hangi davalıdan alınacağı açıklanmamıştır. Hüküm, bu haliyle infaz sırasında tereddüt oluşturacağından, karar bu yönü ile de isabetsizdir.Sonuç itibariyle yukarıda ayrı ayrı bentler halinde belirtilen hususlardaki eksiklikler giderilmeden karar verilmiş olması hali HMK.m.353/1-a/6 kapsamındaki delilerinin toplanmaması ve değerlendirilmemesi halini oluşturacağından, davalı ve davacı vekillerinin istinaf itirazlarının kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.”—– kararı sonrası dava dosyası Mahkememizin —- sırasına kaydedilmiştir.Dava konusu trafik kazası ile ilgili —- sayılı dosyası celbedilmiştir. Söz konusu ceza yargılamasında —– tarafından düzenlenen 09/12/2013 tarihli kusur raporunda özetle; sürücü — asli kusurlu olduğu, sürücü —- tali kusurlu olduğu belirtilmiştir. Ceza yargılaması sonucunda, temyiz yolu açık olmak üzere davalı —- taksirle yaralamaya sebebiyet verme suçundan sonuç olarak 5.610-TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir. Söz konusu karar, —–tarafıudan düzeltilerek onanmıştır.
Davacı vekilinin, davalı sigorta şirketine başvuru yaptığı ve başvurunun 12/08/2013 tarihişnde davalı sigorta şirketine tebliğ edildiği görülmüştür.
Davacının tedavi gördüğü hastaneden tedavi belgeleri, —– davacının tüm hizmet dökümü ve 23/06/2012 tarihli trafik kazası nedeniyle rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığı, kazaya karışan araçların sicil kayıtları, davacı ve davalı gerçek kişilerin sosyal ekonomik durum araştırmaları ve davalı sigorta şirketinden hasar dosyası, dosyaya celp edilmiştir. Davacıya ilişkin ücret araştırması için ilgili yerlere müzekkere yaızlmış ve cevaplar celbedilmiştir. ————Merkezi, cevabi yazısında davacıya 23/06/2012 tarihinde geçirdiği olay ile ilgili istirahatli kaldığı 23/06/2012-25/08/2012 tarihleri arasında 1.225,88-TL (hastalık kodu) geçici iş göeemezlik ödeneğinin ödendiğini bildirmiştir.Davalı —-dava dışı —— İle aralarındaki uzun dönem araç kiralama sözleşmesini ve 06/2012 tarihine ilişkin fatura örneğini sunmuştur.
Mahkememizce; 19/06/2014 tarihli celsede davacının aldığı ücret ile ilgili davacı tanıkları —— ve —- dinlenmiştir.Davalı —– tarihinde Emniyete verdiği ifadede kaza gerçekleştikten sonra davacının yanına giderek kaskını çıkardığını beyan ettiği görülmüş, böylelikle davacının kaza sırasında kaskının takılı olduğu anlaşılmıştır.
—- tarihli raporunda; davacının Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğini’ne göre davacının fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olması nedneişyle maluliyet tayinine yer olmadığına, iyileşme süresinin 23/06/2012 tarihinden itibaren üç aya kadar uzayabileceğini tespit etmiştir.
07/05/2015 tarihli hesap raporunda ceza yargılamasında davacının tali, davalı ——- asli kusurlu olduğunun tespiti nedeniyle asli kusurun %75, tali kusurun %25 olduğu kabulü ile 62 gün süre ile geçici olarak iş ve iş gücünden yoksun kalan davacının nihai ve gerçek maddi zararının 309,31-TL olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizce ——ilamı doğrultusunda maluliyete ilişkin rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiştir,—–tarafından düzenlenen ——- sayılı raporda;
“Dava dosyası içerisinde mevcut tıbbi belgeler ve kurulumuzca yapılan muayene ile yapılan değerlendirmede —— karar nolu mütalaasında belirtilen dava konusu olayla illiyetli yaralanmasına ait maluliyet oranında hehangi bir değişiklik saptanmadığı dolayısıyla; 1—- ve — oğlu, —- doğumlu — —- tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı,2-İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 3 (üç) aya kadar uzayabileceği” tespit edilmiştir.Söz konusu raporun—– tarafından hazırlaması gerekmesi nedeniyle dosya tekrar —- tevdi edilmiştir. —- tarafından düzenlenen —- sayılı raporda;—— hakkında düzenlenmiş adli ve tıbbi belgelerde bildirilen veriler İkinci Üst Kurulca tekrar değerlendirildiğinde;—- ve —- oğlu,— doğumlu ——- 23/06/2012 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının:
A-) 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği Hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğundan maluliyet oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu,
B-) İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 3 (üç) aya kadar uzayabileceği” tespit edilmiştir.—– tekrar müzekkere yazılmış,—- tarihli cevabi yazısında davacıya 23/06/2012 tarihinde geçirdiği trafik kazası nedeniyle 23/06/2012-25/08/2012 tarihleri arasında 1225,88-TL geçici iş göremezlik ödemesi yapıldığını; 08/04/2021 tarihli cevabi yazısında rücuya tabi ödeme herhangi bir ödeme yapılmadığını bildirmiştir. Ancak davalı—- vekili tarafından 28/07/2015 tarihli dilekçede —- müvekkilinin kazadaki kusur oranına isabet eden 919,42-TL borç kaydı oluşturduğunu, söz konusu borcun müvekkili tarafından yasal faizi ile ödendiği beyan edilmiş ve dilekçe ekine —- gelen yazı ve ödeme dekontu eklenmiştir. Bu nedenle 07/05/2015 tarihli bilirkişi raporıunda yapılan hesaplama gibi —- tarafından davacıya yapılan geçici iş göremezlik ödemesinin davalının kusuru oranındaki miktarının geçici iş göremezlik zarar miktarından mahsup edilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Davalı — vekili tarafından davalı —–, dava dışı —-Nezdinde çalıştığının ileri sürülmesi nedeniyle davalu —- hizmet dökümü dosya içine alınmış, yapılan incelemede Haziran 2012’de davalı —–dava dışı —- çalıştığı anlaşılmıştır.
Dosyada kusur oranını yüzde olarak belirten rapor alınmadığının anlaşılması nedeniyle dosyanın kusur konusunda uzman bilirkişiye tevdine karar verilmesine rağmen davacı tarafından bilirkişi masrafının yatırılmaması nedeni ile rapor alınamamıştır.—– kararı ve ceza yargılamasındaki —- raporu gözetilerek Mahkememizce; dava konusu kazada davacının %25 ve davalı ——%75 kusurlu olduğu kabul edilmiştir.
Davalı —- vekilinin sunduğu uzun dönem araç kiralama sözleşmesi, Haziran 2012 dönemine ilşkin fatura örneği ve davalı —- aracın uzun süreli kiralandığı —-çalıştığı hususları dikkate alınarak davalı —– Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. Maddesi gereği işleten sıfatına sahip olmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle ——- yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasının reddine karar verilmiştir.Tüm dosya kapsamı, toplanan bilgi ve belgeler, —- raporları, bilirkişi raporu ve taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri birlikte değerlendirildiğinde; 23/06/2012 tarihinde davalı sigorta şirketine— poliçesi ile sigortalı, davalı —- maliki, diğer davalı —-sürücüsü olduğu —- plakalı aracın sürücüsünün asli ve %75 kusurlu olarak davacının sevk ve idaresindeki — plakalı motosiklet ile çarpışması sonucu davacının yaralandığı, —– raporuna göre davacının yaralanmasının fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, tüm vücut engellilik oranının %0 olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 3 aya kadar uzayabileceği yönünde görüş bildirilmiştir. Davacının sadece geçişci iş göremezlik zararı bulunduğundan ve sürekli maluliyeti bulunmadığından zarar miktarının değişmemesi nedeniyle 07/05/2015 tarihli hesap raporuna itibar edilebileceği anlaşılmıştır. Söz konusu raporda sonuç olarak davacının geçici iş göremezlik maddi zararı olarak 309,31-TL talep edebileceğinin belirtildiği anlaşılmış olup, sonuç olarak —-tarafından düzenlenen maluliyet ve kusur raporları ve bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen hesap raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğuna karar verilmiştir.
Davacının yaralanması sebebiyle 309,31-TL geçici iş göremezlik tazminatının davalı —-yönünden davacı vekilinin talebi ile de gözetilerek 28/08/2013 tarihinden, diğer davalı —- yönünden kaza tarihi olan 23/06/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ———müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Davacının kaza sırasında kask taktığının anlaşılması ve davalılar tarafından somut bir şekilde başka bir müterafik kusur nedeni ortaya konulmamış olması nedeniyle davacıya ilişkin müterafik kusur indirimi yapılmamıştır.
Manevi tazminat yönünden davacının ve davalı gerçek kişilerin sosyal ekonomik durum araştırmaları yapılmıştır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesine göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.———- gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Somut davada, davacının %25 oranında kusurlu olması, maluliyet durumu ve yaralanma şekli, sadece geçici işgöremezliğinin bulunması, kazanın gerçekleşme biçimi ve tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 5.000,00-TL manevi tazminatın davalı—- tahsiline karar verilmiştir. Her ne kadar davalı ——vekili, davalı sigorta şirketi nezdinde ihtiyari mesuliyet sigorta poliçesi olduğunu ve bu kapsamda manevi tazminatın da sigortaya dahil olduğunu ileri sürmüşse de hem davanın davalı — yönünden reddedilmiş olması hem de davacı vekilinin manevi tazminatı sadece davalılar —— ve —- talep etmesi nedenleriyle taleple bağlılık ilkesi gereği bu husus Mahkememizce değerlendirme konusu yapılmamıştır.

HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE;
2-Davalı ———- yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasının REDDİNE,
3-Maddi tazminat talebi yönünden ;
Davacının yaralanması sebebiyle 309,31-TL geçici iş göremezlik tazminatının davalı —– yönünden davacı vekilinin talebi ile de gözetilerek 28/08/2013 tarihinden, diğer davalı —- yönünden kaza tarihi olan 23/06/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar —–müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Manevi tazminat talebi yönünden;
Davacının, manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜNE, 5.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 23/06/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı—— tahsili ile davacıya verilmesine; fazlaya ilişkin kısmın REDDİNE;
4-Alınması gerekli 362,68TL harcın davacı tarafından yatırılan 170,80-TL harçtan mahsubu ile, bakiye 191,88-TL harcın davalılar ——(davalı —— yalnızca 11,88-TL’sinden müştereken ve müteselsilen sorumlu olması kaydıyla) müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 24,30-TL başvurma harcı ve 170,80-TL peşin harcın toplamı olan 195,10-TL’nin davalılar —– (davalı —– yalnızca 12,08-TL’sinden müştereken ve müteselsilen sorumlu olması kaydıyla) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından sarfedilen toplam 1.779,65-TL yargılama giderinin davanın kabul ret oranına göre hesaplanan (%10,62 kabul %89,38 ret ) 188,99-TL’nin davalılar —–müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı —– tarafından sarfedilen toplam 50,00-TL yargılama giderinin maddi tazminat talebi yönünden kabul ve red oranına göre hesaplanan (%01,03 kabul %98,97ret) 49,48-TL’nin davacıdan alınarak davalı—- verilmesine, kalan kısmın davalı —- üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı —— tarafından sarfedilen toplam 150,00-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan (%10,62 kabul %89,38 ret ) 134,07-TL’nin davacıdan alınarak davalı —-verilmesine, kalan kısmın davalı —- üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı —-tarafından yapılan 100-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı—– verilmesine,
10-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre kabul edilen maddi tazminat yönünden davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden takdir olunan 309,31-TL vekalet ücretinin davalılar ———–müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
11-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi m. 13/3’e göre reddedilen maddi tazminat yönünden, kendisini vekil ile temsil eden davalılar yararına taktir olunan 309,31-TL’nin davacıdan alınarak davalılar —— ödenmesine,
12-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre kabul edilen manevi tazminat yönünden davacı vekili için takdir olunan 5.000,00-TL vekalet ücretinin davalı —-alınarak davacıya verilmesine,
13-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre reddedilen manevi tazminat yönünden davalı —- yararına takdir olunan 5.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı —- verilmesine,
14-Avukatlık asgari ücret tarifesinin m. 3/2’ye göre hakkında usulden ret kararı verilen davalı ——- kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı —— verilmesine,
15—– maluliyet tespiti konusunda ——– maluliyet tespiti konusunda —– maluliyet tespiti konusunda — tarih ve —- bedelli faturalarının toplamı 4.611,65-TL’nin davanın kabul ve red oranına göre 4.121,89-TL’lik kısmının davacıdan, bakiye kalan 489,76-TL’lik kısmının davalılar ————-müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye İrad Kaydına,
16-Tarafların artan gider avansı bulunması halinde karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalılar vekillerinin yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 11/07/2023