Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/388 E. 2021/1340 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/388 Esas
KARAR NO : 2021/1340 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/08/2020
KARAR TARİHİ : 07/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil ile davalı şirket arasında ticari ilişkiye istinaden davalı şirkete sunulan —– —- bedelli faturaların ödenmemesi üzerine, taraflarınca icra takibine girişildiğini, dava konusu alacağın mesnedi fatura konusu hizmetin sunulduğunu, faturaların davalı tarafça alındığını, davalının yasal süre içersinde faturalara itiraz etmediğini, davalının borcu ödemeyerek mütemerrit duruma düştüğünü, her ki tarafında tacir olduğunu, davacı alacağına avans faizi uygulanması gerektiğini, davalının takibe itirazının haksız olduğunu, takibe yönelik itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini, alacak belirli olduğundan davalının takip tutarının %202den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıya, dava dilekçe, tensip tutanağı duruşma günü ile birilikte tebliğ edilmiş, davalı tarafça davaya cevap verilmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle—— dosyasındaki faturaya dayalı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatına ilişkin bulunmaktadır.
İcra dosyasının incelenmesinde; Davacı tarafça davalı aleyhine 13.199,94-TL alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsili talebiyle genel haciz yoluyla takip yapıldığı, ödeme emrinin davalı/takip borçlusuna 17.04.2019 tarihinde tebliğ edildiği, Davalı/takip borçlusunun vekili aracılığı ile verdiği 24.04.2019 tarihli Dilekçe ile; “Müvekkilinin alacaklı görünen kişiye kesinleşmiş bir borcu olmadığı, ödeme erinde belirtilen alacağın henüz muaccel olmadığı, müvekkilinin temerrüte düşürülmediğinden takip öncesi için faiz işletilemeyeceği, alacağın zamanaşımına uğradığını, istenen faizin fahiş olduğu, belirtilen sebeplerle bütün borç ve ferilerine itiraz edildiği”, açıklaması ile takibe itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davalı tarafın icra takibine yönelik itirazında ileri sürdüğü zamanaşımı defii, taraflar arasında fatura konusu itibariyle eser/ticari nitelikte hizmet alımı sözleşme—— olduğu da gözönüne alındığında yerinde bulunmamaktadır.
Tarafların her ikisinin de tacir olması ve TTK.nun 64 vd maddeleri kapsamında defter tutma yükümlülüklerinin bulunması karşısında tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişi vasıtasıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar—– merkezlerinin farklı olması sebebiyle öncelikle davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi için —talimat yazılmıştır. —Bilirkişi Raporunda özetle; Davacı şirket tarafından ibraz edilen —defterlerin açılış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde gerçekleştirildiği, —- Yevmiye defterinin kapanış tasdikinin yasal süresi içerisinde yapıldığı, ancak — yasal süresi içerisinde yapılmadığını, davacı alacaklı şirket tarafından davalı borçlu adına——-olan iki adet faturanın düzenlendiğini, söz konusu bu faturaların — böylece faturaların — fatura olarak düzenlendiklerini, bir başka ifade ile örf ve adete göre bedeli ödenmiş fatura olarak düzenlendiklerinin somut olarak tespit edildiğini, davacı alacaklı ve davalı borçlu şirketin bağlı oldukları —– dairesine —– hariç toplam bedel olarak yazılan 11.186,00 TL’nin birbiriyle aynen örtüştüklerini, başka bir ifade ile birbirlerini teyit ettikleri somut olarak tespit edildiğini, rapor içeriğinde ayrıntılı olarak incelendiği gibi ve rapor ekinde sunulan yevmiye defteri kayıtları fotokopilerinde görüldüğü gibi —–fatura davacı şirketin yevmiye defterine veresiye satış olarak kaydedildiğinin somut olarak tespit edildiğini, — olan faturanın davacı şirketin yevmiye defterine veresiye satış olarak kaydedildiğinin tespit edildiğini, —–takip tarihine kadar davacı şirketin yevmiye defteri kayıtlarında davalı borçlu tarafından davacı alacaklıya yapılmış bir ödeme kaydına rastlanmadığını, sonuç olarak davacı şirketin ticari defter kayıtlarına göre, davalı şirketten takip tarihi olan —- adet fatura bedelinden kaynaklanan toplam 13.199.94 TL tutarında bir alacağının mevcut olduğunu,” şeklinde görüş bildirilmiştir.
Davalı tarafın ticari defterlerinin mali müşavir bilirkişi marifetiyle incelenmesi için ara karar oluşturulmuş, mahkemece belirlen inceleme günü davalı tarafa belirlenen inceleme gününde ticari defterlerini ibraz etmesi aksi halde defter ibrazından kaçınmış sayılacağı ihtarı ile tebliğ edilmiştir. Bilirkişi tarafından düzenlenen 22/09/2021 tarihli Raporunda özetle; “Davacı tarafın ticari defterlerinin, — Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından aldırılan 23.03.2021 tarihli bilirkişi raporu ile incelenmiş olduğunu, 2018-2019 senesi tüm defterlerin noter açılış ve 2018 senesi yevmiye defteri noter kapanış tasdiki süresinde yerine getirildiğini, 2019 senesi yevmiye defteri noter kapanış tasdiki yapılmadığını, davalı — ait ticari defterler; inceleme günü sunulmadığı için ve yerinde inceleme talep edilmediğinden dolayı incelenmediği, davacı kayıtları ve dosyaya sunulan Davacı ve Davalıya ait —formlarının incelendiğini ve tüm bu kayıtların birbirini teyit etmekte olduğunun görüldüğünü, davacıya ait 2 fatura karşılığında, davalıdan 13.199,94 TL alacaklı olduğunun tespit edildiğini, davacı tarafın icra takibinden %19,50 avans faizi talep ettiğini, icra takibi olan 12.04.2019 tarihi itibariyle yürürlükte bulunan avans faiz oranının %19,50 olduğu” şeklindeki raporunu mahkememize sunmuştur.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları bir bütünlük içinde değerlendirildiğinde, Taraflar arasındaki uyuşmazlığın faturalara dayalı alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir. Bilirkişi raporları denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunmaktadır. Yapılan incelenmede, davacı taraf ticari defterleri ile davalı tarafın — kayıtları ile uyumlu olduğu bilirkişi tespitleri ile belirlenmiş bulunmaktadır.
Davalı tarafa defter ibrazı için ihtaratlı davetiye tebliğ edilmesine karşın davalı taraf, belirlenen inceleme gününde ticari defterini ibraz etmemiş ve mazeret ortaya koymak suretiyle yerinde inceleme talebinde de bulunmamış ticari defterlerinin ibrazından kaçınmıştır.
Davacı tarafça düzenlenen faturalar, davalı taraf kayıtlarına işlemekle ve bağlı olduğu — bildirilmekle fatura içeriği kabul edilmiş durumdadır. Belirtilen husus yerleşik hale gelmiş Yargıtay İçtihatlarında da belirtildiği üzere —– tarihli kararı, —-tarihli kararı), fatura konusu mal veya hizmetin davalı tarafa teslimine karine teşkil etmekte olup, bu karinenin aksinin davalı tarafından ispat edilmesi gerekmektedir. Takip konusu tutarın ödendiğine ilişkin davalı tarafça bir delil getirilmemiş, davalı taraf ticari defterlerini sunmadığından bu hususta bir inceleme yapılamamıştır.
Bilindiği üzere HMK’nın 222. maddesi uyarınca; ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi halinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Anılan yasa hükmü, bilirkişi raporları ve dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde davacı yanın davalı yandan takip tarihi itibariyle 13.199,94-TL alacaklı bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Tarafların tacir olması ve aradaki ilişkinin ticari nitelikte bulunması sebebiyle davacı alacağına takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi gerekmekte olup takip talebinde de bu oranda faiz talep edildiği görülmüştür.
Ayrıca takip konusu alacak takip öncesi itibariyle belirli(likit) olduğundan davalı aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; davalının —- Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin aynen devamına,
2-Davanın kabul edilen tutarın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 901,68-TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 159,43-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 742,25-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 54,40-TL başvurma harcı ve 159,43-TL peşin harcın toplamı 213,83-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 1.686,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
6—– ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan — vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca —– arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak — olarak kaydedilmesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne ve Davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.