Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/383 E. 2021/1284 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/383 Esas
KARAR NO : 2021/1284

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 25/08/2020
KARAR TARİHİ : 23/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 20/10/2018 tarihinde———-
istikametine seyir halinde iken aracın ön sol lastiğinin patlaması sonucu direksiyon hakimiyetini kaybederek yol dışına çıkması ile kamyonun yan yatması sonucunda araç sürücüsü — ve yolcu koltuğunda bulunan müvekkillerinin murisi ….— araç içinde sıkışarak ölümü ile sonuçlanan trafik kazasının meydana geldiğini, —-doğumlu ..— kaza tarihinde
—-olarak çalıştığını, iki çocuğunun ve annesinin geçimini sağladığını, vefatı nedeniyle annesi ve iki çocuğunun destekten yoksun kaldıklarını, kazaya karışan — plaka sayılı aracın kaza tarihi itibariyle davalı … şirketinden sigortalı olduğunu, davalı şirkete destekten yoksun kalma tazminatı ödenmesi için başvuru yapıldığını, davalı şirket—- tarihinde toplam 39.212,94 TL ödeme yapıldığını, ancak sigorta şirketi tarafından yapılan iş bu ödemenin müvekkillerinin maddi zararının tamamını karşılamadığından dava açma yoluna gidildiğini beyanla açıklanan nedenlerle destekten yoksun kalma tazminat tutarları belirlenerek şimdilik davacılardan anne … için —, kızı … için — kızı …— — olmak üzere toplam 3.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihindeki sigorta limitini aşmamak üzere, olay tarihinden işletilecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa tahmil edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davadan önce müteveffanın kızlarına toplam ——- tazminat tutarının 30.06.2020 tarihinde davacılara ödendiğini, yapılan ödeme ile müvekkili sigorta şirketinin davaya konu edilen poliçeden doğan sorumluluğunun sona ermiş olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte sigorta şirketinin sigortalısının kusuru oranında tazminat ödemesi yapmakla yükümlü olduğu gözönüne alınarak öncelikle davacı tarafından müvekkili şirket sigortalısı araç sürücüsünün kusurlu olduğunun ispatının gerektiğini, bilirkişi incelemesi yapılırken ödeme tarihindeki verilere göre ödeme tutarının güncellenmesi gerektiğini, mahkemece müterafik kusur ve hatır taşıması hususlarının araştırılarak tazminattan indirim yapılması gerektiğini, kaza sırasında davacının, sigortalı araçta yolcu olarak bulunduğunu,
davacı yanın taşımanın ücretli bir taşıma olduğunu iddia ve ispat etmediğini, dava
konusu taşımanın hatır taşıması olduğunun kabulü ile hesaplanacak tazminattan — uygulaması gereğince %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, davacıların dava konusu kaza nedeniyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubu gerektiğini açıklanan nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; hukuki niteliği itibariyle, 20/10/2018 tarihinde davacıların oğlu ve babaları olan müteveffa …— yolcu konumunda bulunduğu —plakalı aracın karıştığı kazada ….— ölümü sebebiyle destekten yoksun kalmaya dayalı açılan maddi tazminat davasıdır.
Mahkememizce müteveffanın nüfus kaydı — üzerinden çıkartılarak dosya içerisine alınmış, hasar dosyası, savcılık dosyası celp edilmiş, — rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığı sorulmuştur. Eksik hususlar giderildikten sonra kusur ve hesap bilirkişisinden rapor alınmıştır. Bilirkişi heyetinin 31/08/2021 tarihli raporunda özetle:”Davalı … şirketine sigortalı araç sürücüsü — halindeyken çekicinin —- sonucu meydana gelen olayın oluşumunda kusursuz olduğu, davacılar yakını yolcu — olayı önlemek bakımından alabileceği herhangi bir önlemi bulunmadığından kendi ölümü ile neticelenen olayın oluşumunda kusursuz olduğunu, çekicinin ön lastiğinde meydana gelen patlamanın sonuç üzerine %100 oranında etkili olduğu, bakiye ömrün — belirleneceği ancak —– hesaplama yapılacağı buna göre yapılan hesaplamada davacı annenin nihai maddi zararının 74.913,73-TL olduğu, ..— ödemenin güncellenmiş hali de gözetilerek nihai maddi zararının 1.443,15-TL olduğu, ….—ödemenin güncellenmiş hali de gözetilerek nihai maddi zararının 3.320,00-TL olduğu” içeriğiyle rapor ibraz edilmiştir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacılar vekili 01/09/2021 tarihli talep arttırım dilekçesinde özetle; maddi tazminat alacağının 76.676,88 TL artırılarak, toplam 79.676,88 TL tazminatın kaza tarihi olan 20/10/2018 tarihinden itibaren işletilecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ise rapora itirazında kusura ve hesaplama yöntemine ilişkin itirazlarda bulunmuş olup, dava konusu olayın —–sebep veya zarar gören, 3.kişinin ağır kusuru nedeniyle illiyet bağının kesilmesi halinin mevcut olmadığı, ve davacıların desteğinin araçta yolcu konumunda olduğu, kusura katılmasının mümkün olmadığı anlaşılmakla kusura ilişkin itirazları yerinde görülmemiştir. Nitekim emsal nitelikte –. Sayılı ilamında: “KTK’nun 86/1. maddesine göre ancak mücbir sebep, zarar gören ya da 3. kişinin ağır kusuru nedeniyle illiyet bağının kesildiği durumlarda işletenin zarardan sorumsuz olacağı, Dairemizin ve Yargıtay’ın yerleşik –arıza olarak kabul edildiği hususları hep birlikte gözetildiğinde, davalı sürücünün kazada tam kusurlu kabul edilmesinde bir usulsüzlük görülmemesine; davanın kısmen reddedilmesi nedeniyle, karar tarihinde yürürlükte olan — hükümleri gereği, davalı taraf yararına vekalet ücretine hükmedilmesinde ve davanın kabul- red oranlarına göre yargılama giderlerinin paylaştırılmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazları ile davalı — aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesi ile lastik patlamasında teknik arıza olarak davalının sorumlu tutulması gerektiğine değinilmiştir, Yine bilirkişice — üzerinden hesaplama yapıldığı, — rücuya tabi ödeme yapmadığı anlaşıldığından bu yöndeki itirazları da yerinde görülmemiştir. Yargılama devam ederken Anayasa Mahkemesinin — bir kısım hükümlerinde iptal kararı vermesi sonrası—çok kararında da belirttiği gibi — tablosunun uygulanmasının — uygun olması ve —- kullanılmasıyla hesaplama yapılmasını benimsemesi nazara alınarak alınan raporun hesaplama yöntemlinin de içtihatlara uygun olduğu anlaşılmıştır. Müteveffanın babasının kazadan önce vefat ettiği, destek paylarının tamamının gözetilerek hesaplama yapıldığı anlaşılmış, bu nedenlerle rapor ve talep arttırım dilekçesi doğrultusunda davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde hatır taşıması indirimi talebinde bulunmuştur. Davalı yana gönderilen dava dilekçesinin 19/11/2020 tarihinde tebliğ edildiği, cevap dilekçesi verme süresinin son gününün 03/12/2020 olduğu, davalının ise 08/12/2020 tarihinde cevap verdiği anlaşılmıştır. Yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca müterafik kusur indirimi taraflarca ileri sürülmese bile re’sen gözetilmeli ise de— dikkate alınması için cevap dilekçesi süresi içerisinde ileri sürülmesi gerekmektedir. Davalı süresinde davaya cevap vermediğinden ve davacı tarafın açık muvafakati olmadığından hatır taşıması indirimi yapılmamıştır. Mahkememizin 3 numaralı celsesinde cevap dilekçesinin süresinde olmadığı tespit edilmediğinden davacı vekiline davalının hatır taşıması iddiasının sorulması üzerine davacı vekili yazılı olarak beyanda bulunmuş ise de; bu husus davacının hatır taşımasına ilişkin savunmaya açık muvafakati olduğunu göstermemektedir. Zira davacı vekili Mahkememizce beyanda bulunulmasının talep edilmesi sebebiyle hatır taşıması olmadığı savunmasında bulunmuştur. Benzer nitelikte bir davada —: “Açıklanan vakıalar karşısında Mahkemesince; hatır taşıması savunmasının itiraz değil def’i olduğu ve alacağın talep edilebilirliğini engelleyici işlev gören def’ilerin ancak belirli sürelerde ileri sürülebileceği,her aşamada ileri sürülemeyeceği hususları dikkate alınmak suretiyle, davalı tarafça cevap süresinde ileri sürülmeyen ve davacının açık muvafakatı bulunmayan yeni savunmaya göre hatır taşıması indirimi yapılmamasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu doğrultuda davalı vekilinin hatır indirimi yapılmasına yönelik istinaf başvurusu yerinde değildir.” gerekçesi ile hangi hallerde hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğine değinilmiştir. Neticeten tüm bu hususlar gözetilerek davalının süresinde cevap dilekçesi vermemesi sebebiyle davalı lehine indirimi yapılamamıştır. Yine müterafik kusur gerektirecek bir husus dosya kapsamına göre tespit edilemediğinden davalı lehine indirim yapılmamıştır.
Davacı temerrüt faizi talep etmiş olup, incelenen davalıya sigortalı aracın ruhsat kaydında ticari kullanım türü belirlendiğinden avans faizine hükmedilmiş, dosyada mübrez başvuru belgelerinden 08/06/2020 tarihinde davalı yana başvurulduğu anlaşılmakla 8 iş günü sonrası 19/06/2020 tarihinde davalının temerrüde düştüğü kanaatine varılmış neticeten bilirkişi raporu doğrultusunda davalının ödeme yaptığı çocuklar yönünden eksik ödeme yaptığı da nazara alınarak davanın kabulüne, ..—– maddi tazminatın 19/06/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KABULÜ ile, … yönünden 74.913,73-TL, … yönünden 1.443,15-TL … yönünden 3.320,00-TL olmak üzere toplam 79.676,88-TL maddi tazminatın 19/06/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
2-Alınması gerekli 5.442,73-TL harcın 54,40-TL peşin harç, 262,00-TL tamamlama harcı toplamından oluşan 316,40-TL harçtan mahsubu ile bakiye 5.126,33-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı taraflarca dava açılırken yatırılan 54,40-TL başvurma harcı, 54,40-TL peşin harç, 262,00-TL tamamlama harcı toplamından oluşan 370,80-TL’nin davalıdan alınarak davacı taraflara verilmesine,
4-Davacılar tarafından harç dışında harcanan 1.933,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
5-Davacılar kendini vekille temsil ettirdiğinden —esaslara göre belirlenen 11.157,99-TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
6-6325 sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca— arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
7-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde kendilerine iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.