Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/38 E. 2021/960 K. 14.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/38 Esas
KARAR NO: 2021/960 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 10/02/2020
KARAR TARİHİ: 14/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili banka ile davalılar—— — imzalandığını, müvekkili banka tarafından — kullandırıldığı, davalı—— işbu krediye müşterek ve müteselsil olarak kefil olduğu, dava konusu ödenmeyen kredi borcuna ilişkin başlatılan icra takibi alacak miktarının —- olduğu, davalılar tarafından müvekkili bankaya ödenmediği, borçluların borcunu ödememesi sebebiyle —- numaralı İhtarnamelerin çekildiğini, ihtarnamelere rağmen ödenmeyen borç ile ilgili olarak davalılar hakkında——— dosyası üzerinden icra takibi yapıldığı, borçluların ödeme emrini aldıktan sonra süresi içinde borçlu bulunmadıkları gerekçesiyle takibe itiraz ettiği ve takibin durduğunu, ancak borçlu/davalıların takip dayanağı müvekkili şirket tarafından açılan kredi borcunun ödediğine ilişkin dosyaya herhangi bir belge ibraz etmediklerini, açıklanan nedenlerle borçlunun itirazlarının iptaline ve takibin takip talebindeki şartlarla devamına, %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatının davalılara yükletilmesine, yargılama giderlerinin ve avukatlık ücretinin davalılara üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle ; Müvekkili firma tarafından genel kredi sözleşmesi imzalandığından bahsedilerek, diğer müvekkilin bu krediye kefil olduğunu iddia edildiği, kredi borcunun ödenmemesi üzerine— yevmiye nolu İhtarnameleri ile borcun ödenmesinin istendiği, ödenmemesi üzerine icra takibi başlatıldığı, davacı krediyi kat ederek müvekkillere —– yevmiye nolu ihtarnameleri ile ödemi için kısa süre verilerek icra takibi yapmak suretiyle işlem yapıldığı, davacı tarafın —— sayılı dosyasından müvekkillerine karşı icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin incelenmesinde yüksek oranlı faiz, masraf, vergi istendiği ve esasında ödenmiş olan borcun takibe konulduğu kanaatine varılarak takibe itiraz edildiğini, banka tarafından ——– buna ilişkin sözleşmedeki hükmün TBK 20 ve 21.madde hükümleri uyarınca geçersiz olduğunu, istenen faiz için de aynı şeyin geçerli olduğunu, asıl alacak tutarının gerçeği yansıtmadığını, davacı banka tarafından takipten önceki faiz ve vergilerin anaparaya eklenerek bunlara faiz işletildiği ve —— hesaplandığını, davacı bankanın kayıtlarının iş bu dava açısından önem arz ettiğinden davacının yasal defterlerinin açılış kapanış tarihlerinin net şekilde belirlenmesi, defterlerin usulüne uygun tutulmadığının görülmesi halinde delil olarak değerlendirilemeyeceğini, müvekkili davalı kefilin kefalete eş rızasının bulunmadığını, yasal takibe intikal masraflarından dolayı kefillerin sorumlu tutulamayacağının açık olduğunu, bu sebeple davanın reddi ile davacı taraf aleyhine reddedilen miktar üzerinden % 20 tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Taraflar arasındaki sözleşme kapsamında kullanılan kredinin tahsiline yönelik, icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar ve kötü niyet tazminatı taleplerinin şartlarının bulunup bulunmadığına ilişkindir.
Dava konusu bakımından dosya bankacı ve mali müşavir bilirkişiye verilerek davacı banka kayıtları ve davalı şirketin ticari defterlerinin incelenmesi suretiyle rapor alınmasına karar verilmiştir. Davalı şirket vekiline Mahkemece belirlenen inceleme günü ihtaratlı olarak elektronik posta yoluyla tebliğ edilmiş ise de davalı tarafça inceleme gününde ticari defterler bilirkişi incelemesine sunulmamıştır.
Bilirkişi Heyetince düzenlenen — tarihli Raporunda özetle:” Davacının, — takip tarihi itibariyle —- dosyası ile takip talebi ile bağlı olarak alacağının; Davalı asıl borçlu şirket ———– olarak hesaplandığı, Davacı bankanın takip tarihinden itibaren borç tamamen ödeninceye kadar;—— faizi ve faizin gider vergisini talep edebileceği, Davacı bankanın takip tarihinden itibaren borç tamamen ödeninceye kadar; — alacağı için takipte —— vergisini talep edebileceği,şeklinde görüş bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; Alınan bilirkişi raporu denetime uygun bulunmakla Mahkememizce de hükme esas alınmıştır. Davacı — davalı şirket arasında arasında — imzalandığı, davalı —– bu krediye müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla kefil olduğu, sözleşme kapsamında davalı şirkete kredi kullandırıldığı, davalı şirket tarafından borcun ödenmediği, davalı tarafından ödemelerin yapılmamış olması nedeniyle hesabın kat edildiği,—— numaralı İhtarnamelerinin davalıların taraflar arasındaki —- gösterdikleri adreslerine tebliğ edildiği, ihtarnameler ile davalılara borcun ödenmesi için —- süre verildiği, borcun verilen sürede ödenmediği anlaşılmıştır. Belirtilen sebeple bilirkişi tespitinden farklı olarak kefil yönünden de takip öncesinde —– temerrütün gerçekleşmiş olduğu değerlendirilmiştir.
Davalı — müteselsil kefil sıfatıyla kredi sözleşmesini ——- kefalet tutarı ile kendi el yazısı ile imzaladığı, TBK.nun 583. maddesinde kefalet ilişkisinin tüm yasal unsurlarını barındırdığı, davalı ——– davalı asıl borçlu şirketin tek ortağı ve yetkilisi olduğu, TBK 584/3.maddesi uyarınca kefalet sözleşmesinin geçerliliği için şirket ortak ve yöneticileri için eş rızasının aranmadığı, bu sebeple davalı vekilinin kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğu savunmasının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Ayrıca taraflar tacir olup TTK 18.madde hükmü uyarınca basiretli bir iş insanı gibi davranma yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sebeple davalılar vekilinin faiz, vergi ve masraflara ilişkin sözleşme hükümlerinin TBK 20 ve 21.madde hükümleri uyarınca geçerli olmadığı savunması yerinde değildir.
TTK 8.madde hükmü ile, ticari nitelikteki ödünç sözleşmelerinde faizin üç aydan aşağı olmamak üzere anaparaya katılarak birleşik faiz işletilmesine cevaz verildiğinden davalılar vekilinin buna yönelik itirazının yerinde bulunmadığı değerlendirilmiştir.
Belirtilen sebeplerle taraflar arasında imzalanan —- kefalet sözleşmenin geçerli olduğu, davalı şirketin süresinde borcunu ödemediği sonucuna varıldığından, icra takibi ile talep edilen tutarlar ve bilirkişi tespitleri de dikkate alınarak; davanın kısmen kabulüne, —— üzerinden ve business kredi kartı ana para alacağına ve kredili mevduat hesabı ana para alacağına takip tarihinden itibaren yıllık—- işleyecek —kredi ana para alacağın yıllık——- işleyecek faiziyle devamına, devamına karar verilmiştir.
Davalıların takibe yapmış olduğu itirazın kısmen haksız olduğu anlaşıldığından ve alacak likit olduğundan kabul edilen asıl alacak tutarı üzerinden %20 oranında —— icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE; Davalıların —– dosyasına yapmış olduğu itirazlarının KISMEN İPTALİNE,TAKİBİN;
—–
—-
—-
——— üzerinden ve business kredi kart ve kredi mevduat hesabı ana para alacağına takip tarihinden itibaren yıllık—–oranında işleyecek —- kredi ana para alacağın yıllık —–oranında işleyecek faiziyle devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Kabul edilen asıl alacak tutarının %20 oranında —–icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
3- Alınması gerekli 20.010,45-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 3.539,99-TL harçtan mahsubu ile bakiye 16.470,46- TL’nin davalılardan müştereken ve mütelselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-) Davacı tarafından sarfedilen toplam 1.688,00-TL yargılama giderlerinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.687,02-TL nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderleri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6- Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 28.955,51-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 169,99-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-6325 sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca —— karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin kabul ret oranına göre hesaplanan 1.319,23-TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen , 0,77-TL’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
8-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
14/09/2021