Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/373 E. 2021/184 K. 02.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/373 Esas
KARAR NO : 2021/184
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 20/08/2020
KARAR TARİHİ : 02/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ….——- plaka sayılı aracın ——— idaresindeyken tamamen asli kusurlu hali ile müvekkilinin de içerisinde yolcu konumunda bulunduğu —–plaka sayılı araca çarpması neticesinde ağır şekilde yaralandığını ve daimi olarak sakat kaldığını, davalı … şirketine sigortalı bulunan—- plakalı aracın iş bu trafik kazasının meydana gelmesinde asli kusurlu olduğunu, davalı … şirketine —- tarihinde daimi ve geçici iş göremezlik tazminatlarının ödenmesi isteğiyle başvuruda bulunulduğunu, talep ettikleri tazminatların davalı … tarafından ödenmediğini, bu nedenle fazlaya dair talep ve haklarının saklı kalması kaydı ile alacağının bilirkişi marifetiyle net bir şekilde anlaşılır olması dahilinde artırılmak üzere, belirsiz alacak olmak üzere şimdilik 100,00 TL daimi iş göremezlik tazminatı ve şimdilik 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatının kaza tarihi olan 24/08/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … şirketinden tahsili ile masraf ve vekalet ücretinin davalı … şirketine tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin sorumluluğunun sigortalının kusuru oranında ve sigorta poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, kusur oranlarının tespiti için hem ——– seçilecek kusur konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmasının zorunlu olduğunu, her ne kadar müvekkili şirket tarafından ödeme yapıldığından davanın reddi gerekmekte ise de mahkeme aksi kanaatte olması halinde, davaya sebep olan trafik kazasında müvekkili sigorta şirketine sigortalı araç sürücüsünün kusurunun tespit edilmesi gerektiğini, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalı aracın kusuru oranında olduğunu, dava konusu trafik kazasında davacı tarafın içinde bulunduğu araçta herhangi bir — olmaksızın bulunup bulunmadığının tespiti gerektiğini, somut olayda hatır taşıması mevcut olduğunun tespiti halinde dava konusu uyuşmazlık— kapsamı dışında kalacağını, davacının kaza yapan araçta hatır için karşılıksız taşındığı tartışma dışı olduğundan müvekkili sigorta şirketi aleyhine tazminata hükmedilmemesi gerektiğini, davacı tarafından sözde maluliyet oranlarını gösteren herhangi bir rapor sunulmadığı, bu sebeple sadece davacının beyanlarına dayanılarak müvekkil şirket aleyhine hüküm tesis edilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu bu nedenlerle açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle davacının yolcu konumunda olduğu ——- plakalı araç ile davalının sigortacısı olduğu —— plakalı aracın 24/08/2012 tarihinde karıştığı kaza nedeniyle davacının geçici ve sürekli iş göremezliğe uğradığından bahisle açılan maddi tazminat davasıdır.
Davacı vekili 14/01/2021 tarihli dilekçesiyle, davadan feragat ettiklerini sunulan protokol gereği vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin olmadığını beyan etmiştir.
Davalı vekili 18/01/2021 tarihli dilekçesiyle, davacı ile sulh olunduğunu, davacı tarafın müvekkil şirket adına davadan feragat etmesi halinde söz konusu feragat beyanı kapsamında taraflarınca da herhangi bir yargılama gideri, vekalet ücreti talep etmeyeceklerini, davanın feragat nedeniyle reddini aksi halde konusuz kaldığından hüküm kurulmasına yer olmadığına ilişkin karar verilmesini talep etmiştir.
6100 sayılı HMK madde 307 ve devamında düzenlenen feragat, davacının netice-i talebinden kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Hiç kimse kendi lehine olan bir davayı açmaya zorlanamayacağı gibi (HMK.24), davacı da açmış olduğu bir davayı sonuna kadar takip etmeye zorlanamaz. Feragat, davayı sona erdiren, yapıldığı anda sonuç doğuran, kesin bir usul işlemi olup, HMK 311. maddesi uyarınca, karşı tarafın muvafakatine gerek olmaksızın kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurduğundan, somut olayda davacı vekili yazılı beyanı ile usulüne uygun şekilde davadan feragat ettiğini beyan ettiğinden, incelenen vekaletnamesinde feragat etmeye yetkisinin bulunduğu anlaşılmakla açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş, tarafların karşılıklı yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30-TL harçtan davacı tarafça peşin olarak yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı vekilinin yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Artan gider avansı bulunması ve talep etmesi halinde gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı.