Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/371 E. 2021/185 K. 02.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/371 Esas
KARAR NO : 2021/185

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/08/2020
KARAR TARİHİ : 02/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin sözleşmeyle yükümlendiği — tarihine kadar eksiksiz olarak yerine getirmesine rağmen, davalı şirketin hizmet alım ücretinin ——- ödemediğini ve bu nedenle davalı hakkında bahse konu icra takibi yapıldığını, dava konusu borcun hizmet alım sözleşmesinden kaynaklandığını, sözleşme ilişkisinin varlığı ve müvekkili şirket tarafından sözleşme konusu işi ifa edildiği hususlarında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığını, sözleşme konusu işin müvekkili tarafından ifa edildiğinden, davalı şirketin kendi edimini yerine getirmesi gerektiğinin de izahtan vareste olduğunu, davalı yanın borcunu ödediğini usulüne uygun delillerle kanıtlaması gerektiğini, müvekkili şirket tarafından alacağın tahsili amacıyla İstanbul Anadolu —İcra Müdürlüğü’nün —– Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine durdurulan takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle yetki itirazında bulunduklarını yetkili mahkemenin ——- mahkemelerinin olduğunu, davacının dayanmış olduğu sözleşme gereğince davacıdan alınan hizmet nedeniyle müvekkilinin yapmış olduğu ödemenin davacının işbu dava ile talep ettiği hizmet bedelinden daha fazla olduğundan, işbu dava konusu hizmet bedelinin mahsubu ile bakiye miktarın ödenmesine karar verilmesi için davacı aleyhine İstanbul — Asliye Ticaret Mahkemesi’nin——–tarihinde davacı aleyhine dava açtıklarını, davaların aynı hukuki ilişkiden kaynaklanması, iş bu davada talep edilen miktarın kendileri tarafından açılan davada alacaklarının mahsup edilmesinin istenilmesi, kendileri tarafından açılan dava tarihinin daha önce olması sebebiyle iş bu davanın İstanbul —-. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —– Sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep ettiklerini, davalı ile davacının akdettikleri sözleşme gereğince davacı şirketten hizmet satın aldığını, bu kapsamda işçilerden ——- davacı şirket tarafından istihdam edildiği, iş akdi sona ermesini —- işçilerin arabuluculuk yoluna başvurduğu, arabuluculuk sürecinin anlaşmazlıklarla sonuçlandığı, davacının adı geçen işçilerin maaş ve kıdem tazminatı başta olmak üzere işçilik alacaklarını ödemediğini, adı geçen işçilerin bu defa müvekkil şirketi —- arabuluculuğa başvurduklarını, müvekkil şirketin üst taşıyan olarak davacı ile müteselsil sorumlu olması sebebiyle işçilere ödemelerinin yapıldığı, müvekkilin fatura bakiyesinden daha fazla işçilik alacaklarını ödemesine rağmen davacının fatura bakiyesini almakta ısrar ettiğini bu nedenlerle açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle hizmet bedeline istinaden davacı tarafça başlatılan İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğünün —- sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Davalı tarafa dava dilekçesi ve tensip tutanağı 08/09/2020 tarihinde tebliğ edilmiş olup, davalı vekilince süresi içinde 15/09/2020 tarihinde yetki sözleşmesi nedeniyle yetki itirazında bulunulmuştur.
HMK’nın 17. Maddesinde; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” hükmü yer almaktadır. Bu hükme göre, yetki sözleşmesi yapan taraflar, aksine bir düzenleme yapmamışlarsa, dava sadece yetki sözleşmesinde kararlaştırılmış olan mahkemede açılabilir. Diğer bir deyişle, aksi belirtilmediği sürece, HMK, yetki sözleşmesinde gösterilen mahkemenin münhasır yetkili mahkeme olacağını kabul etmiştir. Görüldüğü üzere, taraflar, münhasır yetki sözleşmesiyle, kanunun öngörmüş olduğu genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisini kaldırmış olmaktadırlar. Taraflar, bu sonucun ortaya çıkmasını istemiyorsa, yani genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisinin devam etmesini istiyorlarsa yetki sözleşmesinde bunu ayrıca belirtmek zorundadırlar.
Kesin yetki bulunmayan hallerde yetki itirazı ilk itirazdır. HMK’nın 19. Maddesi gereği yetkinin kesin olmadığı hallerde yetki itirazının cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Davalı süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmaz ise davanın açıldığı yer mahkemesi yetkili hale gelir. Davalı taraf yetki itirazını cevap süresi içinde yapmış bulunduğundan yetki itirazının usulüne uygun biçimde yapıldığı anlaşılmış ve yetki itirazını değerlendirmek gerekmiştir. Taraflar arasında akdedilen Danışma Hizmetleri Sözleşmesinin 9. Maddesinde ihtilafların çözüm yerinin İstanbul Mahkemeleri ve İcra Müdürlükleri olduğu yazılıdır. Taraflar arasında yapılan yetki sözleşmesinin münhasır nitelikte olduğu anlaşılmıştır. Dava konusu alacak da bu sözleşmeden kaynaklı olduğundan sözleşme hükümlerinin uygulanması gerektiği açıktır.
Taraflar tacir olup, yapmış oldukları yetki sözleşmesi HMK 18.madde uyarınca göre geçerli bulunmaktadır. HMK nın 17. maddesinde; tacirler ve kamu tüzel kişilerinin aralarında doğmuş ve doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilecekleri, taraflarca aksi kararlaştırılmamış ise davanın sözleşme ile yetkili kılınan bu mahkemede açılacağı düzenlemesi karşısında davalının yetki itirazı yerinde bulunmakla mahkememizin yetkisizliğine, dosyanın yetkili İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının yetki itirazının HMK. m. 17 uyarınca kabulü ile MAHKEMEMİZİN YETKİSİZLİĞİ NEDENİYLE DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 20. maddesi gereğince iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta süre içinde başvuru halinde dava dosyasının yetkili —- Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 331/2. maddesi gereği harç ve yargılama giderlerinin yetkili mahkemece değerlendirilmesine, davaya yetkili mahkemede devam edilmemesi durumunda, mahkemece talep üzerine dosya üzerinden durumun tespiti ile yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretinin hüküm altına alınmasına,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.