Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/361 E. 2021/468 K. 26.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/33 Esas
KARAR NO : 2021/539
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/02/2020
KARAR TARİHİ : 06/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile davacı arasında faturada belirtilen işlerle ilgili ticari ilişkinin mevcut olduğunu, davacının hizmet ve mal teslimine ilişkin fatura tanzim ettiğini ve satın alınan malların davacı tarafından davalıya teslim edildiğini, bu kapsamda davacı tarafından davalı şirket adına ——– miktarlı irsaliyeli —- düzenlenerek davalı tarafa teslim edildiğini, bilindiği üzere açık faturanın mal veya hizmet tesliminde müşterinin mal veya hizmet bedelini faturanın düzenlendiği anda ödenmeyip, sonradan ödenecek olması durumunda düzenlenen faturalar olduğunu, bu faturaların borcun ödenmediğine karine teşkil ettiğini, bu karinenin aksini yani borcun ödendiğini kesin şekilde ispat etme yükümlülüğünün davalı üzerinde olduğunu, davacının ticari defter kayıtlarında da bu hususların yer aldığı HMK 222. maddeye göre ticari defterlerin belirtilen şartların varlığı halinde ticari uyuşmazlıklarda ispat aracı olarak kullanabileceği, ticari defter kayıtlarının bilirkişi marifeti ile incelenmesi sonucunda taraflar arasındaki akdi ilişkinin ispat olunacağı, davacının takip talebinde ve ödeme emrinde talep edilen işlemiş faiz alacağından feragat ettiğini, takipten sonra işleyecek faizi talep ettiklerini, söz konusu alacağın tüm sözlü taleplere karşın ödenmediğini, bunun üzerine alacağın tahsili amacıyla İstanbul Anadolu —–. İcra Müdürlüğü’nün —-. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibe davalının haksız ve kötü niyetli itirazları sebebiyle durduğunu belirtmiş olup, davanın kabulüne, davalı tarafından borçlu sıfatı ile icra takip dosyasına haksız ve kötü niyetli olarak yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, borçlunun kötü niyeti sabit olduğundan asıl alacağın %20′ sinden aşağı olmamak üzere davalı tarafın icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın —————– faturaya istinaden alacaklı olduğunu iddia ederek, davalı firma aleyhine İstanbul Anadolu ———. İcra Müdürlüğü’nün—-. sayılı dosyası ile icra takibinin başlatıldığı, —– faturanın incelediğinde görüleceği üzere dava konusu faturanın kapalı fatura olduğu, kapalı faturanın fatura verenin mal veya hizmet tesliminde mal veya hizmeti teslim ettiğini ve bedelini de kabul ettiğini gösteren bir belgeyi ifade ederken fatura alanın da karşı edimi olan satın aldığı malı teslim aldığım ve bedelinin de ödendiğini gösterdiği, dolayısıyla kapalı faturanın mal veya hizmet bedelinin ödendiğine karine teşkil ettiğini, bu karinenin aksini yani borcun ödenmediğini kesin şekilde ispat etme yükümlülüğünün davacı üzerinde olduğunu, davacının — üstlendiği işte malzemeyi temin edemediğinden kendilerinin tedarik ettiğini, bu hususta tanzim edilip ödenmeyen faturalar için Sultanbeyli —. Noterliğinin —– tutarlı kesilen faturalara ilişkin davacı yana ihtarname keşide edildiğini, ancak davacı tarafından iş bu faturaların ödenmediği gibi, kendileri tarafından ödenmiş bulunan kapalı faturayı takip konusu yaparak yeniden tahsil etmeye çalıştığını, kendileri aleyhine —- tutarlı faturaya istinaden İstanbul Anadolu —– İcra Müdürlüğü’nün —-. sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış, müvekkilinin aleyhine İstanbul Anadolu ——–. Asliye Ticaret Mahkemesinin — sayılı dosyası ile dava açıldığını, davacı tarafın aynı işe istinaden 2017 yılında kesilen faturalara ilişkin gerçek bir alacağı bulunmuş olsa idi her iki faturanın da aynı icra takibine konu yapabilirken davacı yan kötü niyetli olarak ve aradan uzun bir süre geçtikten sonra her iki faturayı ayrı ayrı icra takibine konu etmesi de kötü niyetli olduğunun açık bir göstergesi olduğunu, müvekkilinin alacaklı olduğunu iddia eden davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını bu nedenlerle açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği ititibariyle davacı tarafça ——— seri numaralı faturaya dayalı olarak başlatılan İstanbul Anadolu —- İcra Müdürlüğünün——– icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
6100 Sayılı HMK.’nın 166. maddesi uyarınca, aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda davanın her aşamasında talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir. Yine aynı maddenin 4. fıkrası uyarınca, davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da birini hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda bağlantı var sayılır.
Davalı tarafın birleştirme talebi üzerine celp edilen, İstanbul Anadolu —. Asliye Ticaret Mahkemesinin —- sayılı dosyası incelendiğinde, iş bu dava dosyası ile taraflarının aynı olduğu, dosyanın halen derdest olduğu, davanın mahkememizdeki davadan daha önce 10/12/2019 tarihinde açılmış olduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar davalara konu faturalar birbirinden farklı olduğundan esasen davaların birleşmesi gerekmese de; Mahkememizce alınan bilirkişi raporu ve itirazlar değerlendirildiğinde, davalı tarafça yapılan ödemenin hangi faturaya istinaden yapıldığı, Mahkememize konu faturaya mı, İstanbul Anadolu —-. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin—- Esas Sayılı dosyasına konu faturaya mı ilişkin olduğu hususunda her iki mahkemenin kabulünün davaları etkileyeceği tartışmasızdır.Bu nedenle HMK’nın 166. Maddesinin 4. Fıkrası kapsamında birini hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması göz önüne alınarak birleştirme kararı vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde, Mahkememizin dosyası ile İstanbul Anadolu—-. Asliye Ticaret Mahkemesinin —– Esas sayılı dosyasındaki davalar arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunduğu, birini hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması gereği birlikte görülerek karara varılabileceği anlaşıldığından, davaların birlikte yürütülmesinin uygun olacağı sonucuna varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalar arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunması nedeniyle mahkememizin iş bu dava dosyasının İstanbul Anadolu ——-. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —- Esas Sayılı dava dosyası ile HMK. m. 166 gereğince BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2-Yargılamanın İstanbul Anadolu —. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —. Sayılı dosyası üzerinden yürütülmesine,
3-Mahkememiz esasının bu şekilde kapatılmasına,
4-Kararın derhal İstanbul Anadolu — Asliye Ticaret Mahkemesi’ne bildirilmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı esasla birlikte istinaf yolu açık olmak üzere bu aşamada KESİN olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.