Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/357 E. 2021/322 K. 02.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/482 Esas
KARAR NO : 2021/420
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 01/10/2020
KARAR TARİHİ : 16/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı ———- işlerin anahtar teslimi gerçekleştirilmesi sözleşmesi akdedildiğini, iş bu sözleşme ile davalı şirket yüklenici olarak ———anahtar teslim olarak inşa etmeyi taahhüt ettiğini ve müvekkili şirket tarafından da iş bu sözleşme karşılığında yapılan işin bedeli olarak davalı şirkete hak ediş bedelleri eksiksiz biçimde ödendiğini, müvekkili şirket aleyhine —– inceleme dönemine ilişkin inceleme yapıldığını, ——-tarihli vergi inceleme raporu ile mükellef kurumun 2014 ve 2016 hesap dönemine ilişkin olarak yürütülen vergi incelemesi neticesinde yıllara ——– kapsamında yapılan borçlanılan hak ediş bedelleri üzerinden kurumlar vergisi kesintisi yapılmadığının tespit edildiğini, ——–. Arasında yıllara —– kapsamında yapılacak işlemlere ilişkin sözleşme düzenlendiğini ve bir örneğinin müfettişliğe ibraz edildiğini, söz konusu sözleşme tarihi 24/09/2014 tarihi olduğunu, tespitlerin ilgili mevzuat kapsamında değerlendirilmesi sonucunda, mükellef kurumun ————gerekli tevkifat uygulamasını yapmadığını, sorumlu sıfatıyla tevkif edilmesi gereken gelir stopajının mükellef kurum adına resen tarh edilmesi gerektiğini, davalı şirket tarafından müvekkili şirkete kesilen faturalar üzerinden gelir stopajı yapılmadığı gerekçesiyle davalı şirket tarafından, müvekkili şirkete kesilen faturalar dayanak gösterilerek müvekkili şirket aleyhine———— dönemine ilişkin toplam 46.290,90 TL tutarında gelir stopajı gecikme faizi ve vergi ziyaı cezası tarh ettirildiğini, söz konusu tutarların müvekkili şirket tarafından ödendiğini, müvekkili şirket tarafından ödenen iş bu tutarın gerek taraflar arasındaki sözleşme gereği gerekse yasal mevzuat gereği davalı——– Tarafından müvekkili şirkete ödenmesi gerektiğinin açık olduğunu, bu nedenle 46.290,90 TL’lik müvekkili şirket alacağının ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsili ile müvekkili şirkete ödenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı yanın aynı işle ilgili olarak müvekkili aleyhine İstanbul Anadolu ——. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ———Sayılı kayıtlı stopaj vergisi ve cezalarının tarafına rücu ile ilgili davanın ikame edildiğini, her iki talebin de aynı sözleşmeye dayalı olması nedeniyle usul ekonomisi gereği her iki dosyanın birleştirilmesini talep ettiklerini, esasa ilişkin beyanlarında ise müvekkili şirketin üzerine düşen tüm edimlerini ifa ettiğini , taraflar arasında sözleşmenin ifasından doğan bir ihtilaf söz konusu olmadığını, davalı yanın gelir vergisi stopaj ödemesi cezası ve faizini talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafın işin yıllara sari olması sebebiyle vergi dairesine süresinde ve yasaya uygun işlem yapmamasının sorumlusunun müvekkili şirket olmadığını, müvekkilinin yasal sürelerinde ve dönemlerinde vergi dairesine bildirimde bulunduğunu ve kendi üzerine düşen ödemeleri yaptığını, müvekkilinin davacı yanın gelir vergisi stopaj ödemesini yapıp yapmadığını bilemeyeceğini, bu sebeple açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle davacı aleyhine ————– tarafından kesilen gelir stopajı, gecikme faizi, vergi ziyaı cezası—- davacı şirketçe ödenmesi neticesinde; davacı tarafça ödenen miktardan sözleşme ve kanun gereği davalının sorumluğu olduğundan bahisle açılan rücuen alacak davasıdır.
6100 Sayılı HMK.’nın 166. maddesi uyarınca, aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda davanın her aşamasında talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir. Yine aynı maddenin 4. fıkrası uyarınca, davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da birini hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda bağlantı var sayılır.
İstanbul Anadolu ——. Asliye Ticaret Mahkemesinin ——- sayılı dosyası celp edilip incelendiğinde, iş bu dava dosyası ile dosyamızın dava konusunun benzer sebeplerden olduğu ve taraflarının aynı olduğu, dosyanın halen derdest olduğu, davanın mahkememizdeki davadan daha önce açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde, Mahkememizin dosyası ile İstanbul Anadolu — Asliye Ticaret Mahkemesinin — Esas sayılı dosyasındaki davalar arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunduğu, her iki dosyada henüz bilirkişi incelemesi aşamasının tamamlanmadığı, usul ekonomisi gereği birlikte görülerek karara varılabileceği anlaşıldığından, davaların birlikte yürütülmesinin uygun olacağı sonucuna varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalar arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunması nedeniyle mahkememizin iş bu dava dosyasının İstanbul Anadolu –. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin — Esas Sayılı dava dosyası ile HMK. m. 166 gereğince BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2-Yargılamanın İstanbul Anadolu –. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —-Sayılı dosyası üzerinden yürütülmesine,
3-Mahkememiz esasının bu şekilde kapatılmasına,
4-Kararın derhal İstanbul Anadolu –. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne bildirilmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı esasla birlikte istinaf yolu açık olmak üzere bu aşamada KESİN olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.