Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/322 E. 2022/265 K. 22.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/322 Esas
KARAR NO: 2022/265
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/07/2020
KARAR TARİHİ: 22/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından takip dosyasında konu edilen faturalarda yazılı emtiaların davalı şirkete teslim edildiğini, davalı şirketin bu emtiaları kullandığını, taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinde müvekkili şirketin alacağının doğduğunu, davalı borçlunun bugüne kadar borcunu ödemediğini, bu nedenle davalı şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı ile takibin durdurulduğunu, müvekkili şirketin davalı şirketten —- alacağının kabul edilmesi gerektiğini, bu nedenlerle, davanın kabulüne, davaya konu icra takibinin devamına, —-davalı şirketten ticari faizi ile birlikte alınmasına, davalı şirketin bakiye asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahküm edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının icra takibinde borcun sebebi olarak gösterdiği faturaların icra takibinde dayanak olarak sunulmadığını, dava dilekçesinde fatura ve irsaliyeler denilmişse de somut surette belgenin, tarihin, sayının vs. bildirilmediği ve dosyaya sunulmadığını, belirsiz surette sözde fatura alacağından bahisle usulsüz takip başlatılmasının ve huzurda işbu davanın açılmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, şirket kayıtlarında bu hususta bir fatura ve borç kaydı bulunmadığı, bu surette hiçbir fatura müvekkiline tebliğ edilmediği gibi bu hususa yönelik bir hizmet alımı da söz konusu olmadığı, davacının sadece fatura tebliğ etmesinin ispat etmesinin yeterli olmadığı, fatura konusu malın teslim edildiğini de ispatlamakla yükümlü olduğu, müvekkilin temerrüde de düşmediğini, bu nedenlerle, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, davalı şirket lehine %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle faturalardan dolayı bakiye alacağa istinaden başlatılan —–icra dosyasına davalı tarafça yapılan itirazın İİK 67 kapsamında iptali ve icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Mahkememizce icra dosyası celp edilmiş, incelenen icra dosyasında davalı yana ödeme emrinin — tarihinde tebliğ edildiği davalının süresi içerisinde — tarihinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır. Her iki tarafın ticari defterlerinin incelenmesi amacıyla dosyanın mali müşavir bilirkişiye tevdine karar verilmiş, bilirkişice tanzim edilen —- tarihli raporda özetle: “Tarafların yasal ticari defterlerinin zamanında ve usulüne uygun şekilde açılış ve kapanış noter tasdiklerinin yapıldığı, buna göre söz konusu ticari defterlerinin tarafların kendi lehlerine delil niteliğine sahip olduğu, her iki şirketin ticari defterlerine göre taraflar arası tüm ticari işlemlerin — yılında gerçekleştiğinin tespit edildiği, davacı şirketin ticari defterlerine göre davalı şirketten alacağının — olduğu, davalı şirketin ticari defterlerine göre — sonu davalı şirketin şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığının tespit edildiğini, tarafların ticari defterlerinde iki faturada uyuşmazlık bulunmadığını, bu faturalardan birinin davalı şirketin davacı şirket adına düzenlendiği —–faturası, diğeri ise davacı şirketin davalı şirket adına düzenlediği —– tutarındaki fiyat farkı faturası olduğunu, davalı şirketçe uyuşmazlık konusu iade faturasının ve faturaya konu malın davacıya iade edildiğine/teslim edildiğine ilişkin sevk irsaliyesinin sunulmadığı için ve davacı tarafça davalı adına düzenlenen uyuşmazlık konusu fiyat farkı faturasının davalı şirkete teslim edildiğine yönelik bir belgenin sunulmadığı için uyuşmazlık konusu her iki faturanın, adına düzenlenen tarafça kabul edildiğinin ispatla muhtaç olduğu buna göre davacı şirket kayıtlarında iade faturası dikkate alınmadığında davacının davalıdan —– alacaklı olduğu” yönünde görüş beyan edilmiştir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, her iki taraf rapora itiraz etmiş, mahkememizce davacı vekiline fiyat farkı faturasının dayanak belgelerini sunması için kesin süre verilmiş, davacı tarafça bir mail yazışması sunulmuşsa da sunulan mail yazışmasında davalının davacıya “tanzim etmiş olduğunuz fiyat farkı hangi duruma binaen yansıtılmıştır. Bilgilerinizi rica ederim” şeklinde soru sorduğu, yani davalının da bu fiyat farkı faturası düzenlenme sebebini anlamadığı tespit edilmiştir. Yine davalıya iade faturasının dayanak irsaliyesini/teslime ilişkin belgeyi sunması için kesin süre verilmiş ise de, ispat yükünün davacıda olduğu belge sunulamayacağı beyan edilmiştir.
Bilindiği gibi fatura tek başına alacağı ispata elverişli değildir. Fatura konusu hizmetin/malın karşı tarafa teslim edildiğine yönelik başkaca yazılı belgelerle desteklenmesi gerekir.Ancak davacı tarafından düzenlenen faturanın davalı ticari defterlerine kaydedilmesi faturada belirtilen malın/hizmetin davalı tarafça teslim alındığına karine teşkil eder.Mal/Hizmet alınmadığının ispat yükü bu durumda davalıya aittir. Davalı bu hususu ancak yazılı delillerle ispat edebilir. Tarafların ticari defter ve kayıtları incelendiğinde uyuşmazlığın davalı yanın davacı yana kestiği — bedelli iade faturası ile, davacının davalı yana kestiği —- bedelli fiyat farkı faturası olduğu anlaşılmıştır. Bu iki bedelin toplamı da takip talebindeki asıl alacak miktarını oluşturmaktadır. Davalının iddiası —- faturasının davacı tarafça mal ve hizmet teslim edilmediğinin göstergesi olduğu, ispat yükünün davacıda olduğu yönündedir. Her ne kadar mal/hizmet tesliminde ispat yükü davacıda ise de; davalı kendi ticari defterlerinde önce —davacı lehine kayıt girdiğinden ve daha sonra iade faturası tanzim ettiğinden artık bu emtia yönünden ispat yükünü üzerine aldığı, ispat yükünün yer değiştirdiği anlaşılmıştır. ——– iade faturası kesildiği belirtilmiş, mahkemece söz konusu iade faturası davacı alacağından mahsup edilmişse de iade faturasının davacının ticari defter ve belgelerinde kayıtlı olmaması nedeniyle davalının kesmiş olduğu iade faturasına konu malların davacıya teslim edildiğinin ispat yükü davalıya aittir.” gerekçesi ile bu hususa değinilmiştir. Eğer davalı, davacının tanzim ettiği —– faturayı defterlerine hiç işlemeseydi teslim konusunda ispat yükü davacıda olacaktı. Zaten davalı da iade faturası tanzim etmeye gerek görmeyecekti. Ne var ki davalı defterlerine faturayı işlemekle malı teslim aldığı yönünde karine oluşturmuş olup, dosya kapsamında malın tekrar davacıya iade edildiğine ilişkin bir delil sunmadığından ve Mahkememizce verilen kesin süreye rağmen yemin deliline dayanmadığını bildirdiğinden davanın bu alacak yönünden kabulü gerekmiştir. Davacının icra takibine dayanak yaptığı diğer alacak fiyat farkı faturası olup, bu fatura davalı defterlerinde kayıtlı değildir. Taraflar arasında fiyat farkı faturası tanzimi gerektirir bir ticari ilişki/sözleşme de davacı tarafça ispatlanamamıştır. Yine Mahkememizce verilen kesin süreye rağmen yemin deliline dayanılmadığı davacı tarafça bildirilmekle —- bedel yönünden davanın reddi gerekmiş, hal böyle olunca davanın kısmen kabulüne, icra takibinin davacı tarafça alacağı ispatlanan — asıl alacak üzerinden devamına karar vermek gerekmiş, dosya kapsamında davalının takip tarihinden önce temerrüde düşürüldüğüne ilişkin bir delil olmadığından ve ——-kararında da belirtildiği üzere, taraflar arasında mal veya hizmet tedariğine dair sözleşme bulunduğu yönünde bir iddia ileri sürülmediğinden veya belge sunulmadığından TTK 1530. Madde gereği faiz işletilemeyeceği, alım satım sözleşmelerinde bu maddenin uygulanamayacağı anlaşılmış, davacının takip öncesi işlemiş faiz talebinin reddi gerekmiş, kabul edilen alacak likit ve belirlenebilir olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmiş, takip talebinde sabit faiz oranı talep edildiğinden, faizden doğan artış hakları davacı tarafça saklı tutulmadığından yıllık —– azalan oranlarda faize karar vermek gerekmiş, reddedilen kısım yönünden davacının kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmemiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1—– icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin —- asıl alacak üzerinden asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar 3095 sayılı kanun 2/2 md. Uyarınca yıllık %19,5 ve bu oranı geçememek üzere değişen azalan oranlarda işleyecek avans faizi yürütülmek sureti ile devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Kabul edilen asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Reddedilen kısım yönünden davalı yararına kötü niyet tazminatı hükmedilmesine yer olmadığına,
4-Alınması gerekli 80,70-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 54,40-TL peşin harç, 54,40-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 108,80-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından harç dışında harcanan 995,50-TL yargılama giderinin kabul ret oranına göre (%23,51 Kabul %76,49 Ret) hesaplanan 234,04-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 610,65-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 1.987,05-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-6325 sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin kabul ret oranına göre hesaplanan 310,33-TL’sinin davalıdan, 1.009,67-TL’sinin davacıdan alınarak Hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
11-Tarafların artan gider avansı bulunması halinde karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı verilen karar KESİN olmak üzere açıkça okundu, usulen anlatıldı. 22/03/2022