Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/311 E. 2021/1239 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/311 Esas
KARAR NO: 2021/1239
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 21/07/2020
KARAR TARİHİ: 16/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, davacı şirket ile ticari ilişki içinde olduğunu, bu ilişki çerçevesinde davacıya —– tutarında fatura düzenlediğini, söz konusu faturanın ödenmemesi üzerine davalı aleyhine — tarihinde —– dosyası ile ilamsız icra takibi başlattıklarını, davalının itirazı sonucunda takibin durduğunu, davalı tarafın, davacı şirkete borcu bulunmadığı yönündeki itirazlarının kötü niyetli, haksız ve dayanaksız olduğunu beyanla, icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Usulüne uygun çağrı kağıdı tebliğine rağmen davalı taraf davaya cevap vermemiş, davalı vekili duruşmadaki beyanında davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle, davacı tarafça fatura alacağına istinaden başlatılan —– sayılı icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Mahkememizce dava konusu—- Sayılı icra takip dosyası— üzerinden celp edilmiş, incelenen icra dosyasında davalı yana ödeme emrinin — tarihinde tebliğ edildiği, davalının süresi içerisinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Tarafların ticari defterlerinin incelenmesi amacıyla—- tarihine inceleme günü verilmiş, ihtara hazır bulunmayan davalıya inceleme günü defterini ibraz etmesi, etmemesi halinde ibraz eden tarafın kayıtları ile yetinileceği hususu şerh düşülmüş, davalı kesin süreye rağmen defterlerini ibraz etmemiştir. Mali müşavir bilirkişi——tarihli raporunda özetle: “Davacının incelenen —- ticari defterlerinin kendi adına delil vasfına haiz olduğu, davacı şirket kayıtlarında— takip tarihi itibariyle davalıdan —- alacaklı göründüğü, davacının, davalıya ödeme emri göndermeyerek temerrüde düşürmediği, bu nedenle icra takibinde talep ettiği faiz isteminin yerinde olmadığı, icra takibinden itibaren faiz isteminin yerinde olduğu, davacı şirketin kayıtlarında görülen — icra takip tarihi itibariyle davalıdan—– alacak talebinin yerinde olduğu” görüş ve kanaati ile raporunu ibraz etmiştir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, tarafların rapora karşı itirazda bulunmadığı anlaşılmıştır.
HMK 222/3 maddesi: “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. ——–hükmünü haizdir.Yapılan bilirkişi incelemesinde davacının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmuş olduğu belirlenmiştir. Davalı ise geçerli bir mazereti olmaksızın defterlerini inceleme günü ibraz etmemiştir. Mahkememizce verilen inceleme günü —- tarihli kanun değişikliğinden sonra olduğundan “ibraz etmeme” halinde davacının defter ve kayıtları kendi lehine delil niteliğinde olduğundan bu kayıtlara itibar etmek gerekmiş ve rapor doğrultusunda asıl alacak yönünden hizmet verdiği ispatlandığından davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir. Benzer nitelikte—– mevcuttur. Kaldı ki davalı aleyhine olan rapora da itiraz etmemiştir. Her ne kadar davacı taraf işlemiş faiz talep etmiş ise de; davalıyı takip öncesi temerrüde düşürdüğü ispatlanamadığından işlemiş faiz istemi yerinde görülmemiş, davanın kısmen kabulüne, itirazın kısmen iptaline karar verilmiş, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen tutar üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmiş, —- Madde gereği, davalının geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona erdiği gözetilerek yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulmuş—– imzalanması halini kapsadığı, eldeki davada anlaşılma yapılmadığı, kaldı ki uygulanma ihtimali olan——–Anılan hüküm kapsamına göre —– maddesindeki yasal düzenleme, avukat ile müvekkili arasındaki vekalet ilişkisine dayanan akdi vekalet ücretinin miktarına yönelik olup, arabuluculuk sonrasında açılan davadaki yargılama gideri kapsamında karşı tarafın sorumlu olacağı vekalet ücreti olarak değerlendirilemez. Bu itibarla mahkemece davacı yararına —– maddesine göre ayrıca bir maktu vekalet ücretine hükmedilmemesinde hatalı yön bulunmamaktadır.” gerekçesi ile bu yönde bir hüküm kurulmaması gerektiğine değinildiği, yine ——– ilamının da aynı mahiyette olduğu anlaşıldığından davacının bu yöndeki talebi uygun bulunmamış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1—– sayılı icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin — asıl alacak üzerinden asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar yıllık —– oranında yasal faizi yürütülmek sureti ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Kabul edilen asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 163,92-TL harçtan peşin alınan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 109,52-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 54,40-TL peşin harç, 54,40-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 108,80-TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından harç dışında harcanan toplam 1.030,50-TL yargılama giderinin 6325 sayılı Arabuluculuk Kanunu 18-A/11. maddesi gereği tamamının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-6325 sayılı Kanun’un 18-A/11-13. bendi uyarınca —–tarafından karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 2.399,70-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Reddedilen kısım yönünden davalı kendini vekille temsil ettirse de; 6325 sayılı Arabuluculuk Kanunu 18-A/11. maddesi gereği davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
10-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde kendilerine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzünde karşı tarafın yokluğunda verilen karar KESİN olmak üzere açıkça okundu, usulen anlatıldı.16/11/2021