Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2020/291 Esas
KARAR NO:2023/180
DAVA: Tazminat
DAVA TARİHİ: 26/07/2017
KARAR TARİHİ : 09/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin —– trafiğe çıkış tarihli —-markalı aracı, davalı ——tarihinde sağlam bir şekilde park ettiğini, —– gözetim denetim sorumluluğunda olan otoparkta park halinde olan müvekkilinin aracının gündüz vakti kimliği belirsiz kişilerce yakılmak suretiyle kullanılmaz hale getirildiğini, 07/11/2015 tarihinde kullanılamaz hale gelen aracın 18/11/2015 tarihinde müvekkilinin izni olmadan —— otoparkından aracın çekildiğini, aracın kullanılamaz durumdaki halinin bile bulunamadığını ve bu nedenlerle İsparkın sorumluluklarını yerine getirmediğini, müvekkilinin olay nedeniyle maddi ve manevi çok zarar gördüğünü, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamına alınmış olması karşısında somut uyuşmazlık müvekkilinin alıcı ve davalı sağlayıcı şirket aralarında hizmet sözleşmesi ilişkisi bulunduğundan ve ayıplı hizmetten doğan zararlar mevcut olduğundan 10.000,00 TL maddi tazminat ile 8.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsilini ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili ——- Mahkemesi’ne sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından mevzuat doğrultusunda otoparkta, müvekkili şirket tarafından tespit edilemeyecek ve engellenemeyecek şekilde, müvekkili şirket ve şirket çalışanlarının herhangi bir kusuru bulunmaksızın, davacının mülkiyetinde bulunan araçta meydana gelen yangın sebebiyle davacıya karşı herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığının kabulüne, maddi tazminat taleplerinin reddine, davacının aracının yanması sebebiyle yangından zarar gören bir 3. Kişi tarafından aynı vekil ile açılmış olan dava sebebiyle kişilik haklarının zarar gördüğüne dair iddiasının hukuken dinlenebilirliğinin bulunmadığının kabulüne, manevi tazminat taleplerinin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Mahkeme dosyasının, ——sayılı görevsizlik kararı ile taraflar arasındaki hukuki ilişkinin saklama sözleşmesi kapsamında olduğu ve aynı zamanda tacir olan davalının ticari işletmesini ilgilendirdiğinden bahisle Mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava; Hukuki niteliği itibariyle davacıya ait aracın davalıya ait otoparkta yanması sonucu hizmet sözleşmesi ilişkisi nedeniyle ayıplı hizmetten doğan zararın davalıdan tahsili istemiyle açılan maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Manevi tazminat talebi nedeniye davacının sosyal ekonomik durum araştırması yaptırılmıştır.
——- düzenlenen Olay Yeri İnceleme Raporu’nda dava konusu minibüsün dış kaportasının büyük bölümünün yanmış ve siyahlaşmış olduğu, minibüs camlarının tamamının kırılmış olduğu, minibüsün içerisi kontrol edildiğinde sürücü koltuğunun arka tarafında bulunan koltukların altında muhtemel alkol şişelerinin olduğunun görüldüğü, şişeler üzerinde kimyasal inceleme yaptırılması için şişelerin muhafaza altına alındığı, muhtemel minibüs yangının sıçramasıyla minibüsün sağ tarafında park halinde bulunan —- plakalı aracın (ayrıntısı raporda yer alan) bazı kısımlarında hasarlar olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır. 03/12/2015 tarihinde söz konusu şişeler ve kırık cam şişe parçaları ile ilgili düzenlenen uzmanlık raporunda; inceleme konuları üzerinde yanıcı ve yangın başlatıcı özelliğe sahip herhangi birr madde artığına rastlanılmadığı, söz konusu bulgu/bulgularda yanıcı ve yangın başlatıcı özelliğe sahip herhangi br madde tespit edilememesi ya yangın esnasında petrol türevi maddelerin hiç bulunmadığını ya da benzin, gazyağı, tiner vb. Yanıcı ve yangın başlatıcı maddelerin uçucu özellikleri nedeniyle kolayca buharlaşıp ortamdan uzaklaştıklarını belirttiği yönünde görüş bildirilmiştir.
25/02/2016 tarihinde —– soruşturma nolu dosyada; —– tarihli yangın raporunda yangına sebebiyet verebilecek herhangi bir somut bulguya rastlanılmadığından dolayı yangının çıkma sebebinin tespit edilemediğinin belirtildiği, —– —- tarafından düzenlenen uzmanlık raporunda yapılan incelemede yanıcı ve yangın başlatıcı özelliğe sahip herhangi bir madde artığınarastlanılmadığının bildirildiği, yangın olayının kasten ya da taksirle çıkarıldığına dair herhangi bir delil ve bu bağlamda yangını çıkaran hakkında kamu davası açılacak herhangi bir şüphelinin tespit edilemediği nedenleriyle yangın çıkarma suçu kapsamında yürütülen soruşutmada kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. Davacı—– kayıtlı dava konusu aracın, kullanım amacı hususi olarak belirtilen minibüs cinsi araç olduğu anlaşılmıştır.
Aynı yangın olayı kapsamında zarar gören —- plakalı araç için söz konusu araç maliki tarafından işbu davanın tarafları aleyhine —– itirazın iptali davasının açıldığı görülmüştür. Söz konusu davada —— kararı ile —-atfı kabil kusur bulunmadığından davanın reddine, davalı —– verdiği hizmetin ayıplı olması nedeniyle davanın kısmen kabulüne karar verildiği görülmüştür. Söz konusu kararın isitnafı üzerine —— Karar sayılı kararı ile aracın onarılması için gereken makul süre belirlenerek, bu sonuca göre süreye tekabül eden araç mahrumiyetinden kaynaklı zarar konusunda ve diğer davalı araç maliki——kusursuz sorumluluğunun da değerlendirilerek, bilirkişiden ek rapor da alınarak sonucuna göre hüküm kurulmak üzere kararın kaldırılmasına karar vermiştir. İstinaf kararı sonrası —– ile yargılamaya devam edildiği, söz konusu Mahkemenin ——–kusurunun bulunmaması nedeniyle davanın reddine, davalı —– verdiği hizmetin ayıplı olması nedeniyle davanın kabulüne karar verildiği görülmüştür. Söz konusu karar istinaf edilmiş olup, işbu dava dosyasının karar aşamasında istinaf incelemesinin devam ettiği anlaşılmıştır. Söz konusu yargılamada üçüncü bir kişiye ait aracın yangın nedeniyle hasarlanması sonucu——ve davalının kusurunun incelendiği, işbu Mahkememiz dosyasında ise yangın nedeniyle davacının aracında meydana gelen hasara ilişkin kusur durumunun incelenmesi nedeniyle dava konusu eşyaların farklı olduğu ve bu itibarla kusur durumuna ve nedenine ilişkin incelemelerin birbirinden farklı olacağı hususu gözetilerek ve Mahkememiz dosyasının geldiği safahat dikkate alınarak yargılamaya devam edilmiştir.
Görevsizlik kararı verilmeden önce——— tarafından alınan 16/08/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalının hizmet kusurunun bulunduğu, aracın marka ve özelliklerine göre değer tespit uzmanlarının belirleyeceği zararın davalı tarafından karşılanması gerektiği yönünde görüş bildirilmiştir.
Dosyanın Mahkememizce kusur ve hesap raporu alınmak üzere makine mühendisi ve nitelikli hesap uzmanı bilirkişi heyetine tevdine karar verilmiştir. Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 20/12/2021 tarihli raporda özetle;
“1.—-plaka sayılı araç işleteni ve maliki —– araç işleteni sıfatı ile aracını, yönetmelikte belirtilen şekilde ve tarzda teknik şartlara uygun
durumda bulundurmadığı, trafikteki diğer araçların güvenliğini tehlikeye soktuğunu, Karayolları Trafik Kanunun 34, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin
67. Maddelerinde belirtilen kuralı ihlal ettiği, yangın olayının eşyanın niteliğinden kaynaklandığı,
2.Yangının geç fark edilmesi sonucunda araçtaki hasarların büyüdüğü, aracın kullanılamaz hale geldiği ve aracın hasarlı olarak otopark içinden çalınması da dikkate alınarak davalı —– otopark içinde meydana gelebilecek olayları önlemeye yönelik ve zararı azaltacak tedbirler almadığı nedeniyle zararın artmasında yarı yarıya etkisinin olduğu,
3.Davalı —— sorumlu olduğu, manevi tazminat talebine ilişkin takdirin Sayın Mahkemede olduğu ” yönünde görüş bildirilmiştir. Bilirkişi raporu, taraflara tebliğ edilmiştir. Taraf vekilleri, rapora karşı itiraz dilekçeleri sunmuştur. Tarafların rapora karşı itirazlarının değerlendirilmesi ve yangın çıkış nedeninin tespit edilmesi için heyete yangın uzmanı bilirkişi de eklenerek aynı bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiştir. Bilirkişi heyeti tarafında düzenlenen 18/07/2022 tarihli ek raporda özetle;
“1.— plaka sayılı araç işleteni ve maliki —— araç işleteni sıfatı ile aracını, yönetmelikte belirtilen şekilde ve tarzda teknik şartlara uygun durumda bulundurmadığı, trafikteki diğer araçların güvenliğini tehlikeye soktuğunu, Karayolları Trafik Kanunun 34, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 67. Maddelerinde belirtilen kuralı ihlal ettiği, yangın olayının eşyanın niteliğinden kaynaklandığı,
2.Yangının geç fark edilmesi sonucunda araçtaki hasarların büyüdüğü, aracın kullanılamaz hale geldiği ve aracın hasarlı olarak otopark içinden çalınması da dikkate alınarak davalı —— otopark içinde meydana gelebilecek olayları önlemeye yönelik ve zararı azaltacak tedbirler almadığı nedeniyle zararın artmasında yarı yarıya etkisinin olduğu,
3.Davalı ——— sorumlu olduğu, manevi tazminat talebine ilişkin takdirin Sayın Mahkemede olduğu” yönünde görüş bildirilmiştir.
Bilirkişi ek raporu, taraflara tebliğ edilmiştir. Taraf vekilleri, rapora karşı itiraz dilekçeleri sunmuştur.
Türk Borçlar Kanunu’nun garaj, otopark ve benzeri yerleri işletenlerin sorumluluğunu düzenleyen 579. Maddesi aşağıdaki şekildedir:
“II. Garaj, otopark ve benzeri yerleri işletenlerin sorumluluğu
MADDE 579- Garaj, otopark ve benzeri yerleri işletenler, kendilerine bırakılan veya çalışanlarınca kabul edilen hayvan, at arabası, bunlara ait koşum ve benzeri eşya ile motorlu taşıt ve eklentilerinin yok olmasından, zarara uğramasından veya çalınmasından sorumludurlar. Ancak işletenler, zararın saklatan veya ziyaretçisi ya da beraberinde veya hizmetinde bulunan kimseye yükletilebilecek kusurdan, mücbir sebepten ya da eşyanın niteliğinden doğduğunu ispat etmekle, bu sorumluktan kurtulurlar.
Ancak, garaj, otopark ve benzeri yerleri işletenlerin sorumluluğu, kendilerine veya çalışanlarına bir kusur yüklenmedikçe, saklananların her biri için alınan günlük saklama ücretinin on katını aşamaz.
İşleten böyle bir sorumluluk üstlenmediğini veya sorumluluğu bu Kanunda gösterilmemiş olan bir koşula bağladığını, herhangi bir yolla ilan etse bile, sorumluluktan kurtulamaz.”
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; 07/11/2015 tarihinde davalıya ait otoparkta bulunan davacıya ait araçta meydana gelen yangın sonucu davacının aracının ve dava dışı üçüncü bir kişinin aracının zarar gördüğü, olaydan sonra davacının aracının bulunamadığı, söz konusu yangında ve meydana gelen hasarda davalının kusurunun bulunduğunu ileri süren davacının meydana gelen zarar nedeniyle davalıdan maddi ve manevi tazminat talep ettiği anlaşılmıştır. —— soruşturma sayılı soruşturma dosyasında, yangına ilişkin yapılan incelemeler sonucu soruşturma dosyası içinde bulunan raporlar ve soruşturma sonucu verilen kovuşturmaya yer olmadığı kararı incelenmiştir. Somut davada alınan bilirkişi kök ve ek raporlarında; yangın için başlatıcı sebep olması gerektiği ve dışarıdan herhangi bir müdahale olmadığına göre yangının gaz, yakıt, alkol türü bir etken nedeni ile başlamadığı tespit edildiğine göre, araçta meydana gelecek bir kısa devre nedeni ile elektriksel yangın şeklinde başlayabileceği, dava konu aracın 21 yaşında olduğu, 21 yaşında olan bir aracın problemsiz çalıştırılabilmesi için sürekli kontrol altında olması gerektiği, 21 yaşındaki bir aracın birçok parçasının ömürlerini tüketmiş, elektrik kablo izolelerinin ve bağlantı noktalarının gevşemiş, bağlama vidalarının ortam neminden etkilenerek paslanmış, çürümüş olabileceği hatta kablo bağlantılarının kopmak üzere olabileceği, 21 yaşındaki bir aracın, kablolarının kontrol edilmemesi, değiştirilmemesi durumunda ve açık ortam şartlarında uzun süre bırakılması halinde bu tür arızalara maruz kalmasının hayatın olağan akışına aykırı olmadığı, davacının aracını 45 gün süre ile otoparkta bıraktığı ve bu süre içinde araç ile ilgilenmediği, kontrol etmediği için kusurlu davrandığı,— plaka sayılı araç işleteni ve maliki—- araç işleteni sıfatı ile aracını, yönetmelikte belirtilen şekilde ve tarzda teknik şartlara uygun durumda bulundurmadığı, trafikteki diğer araçların güvenliğini tehlikeye soktuğu, Karayolları Trafik Kanunun 34, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 67. Maddelerinde belirtilen kuralı ihlal ettiği, bu nedenle olayın meydana geldiği, olayın meydana gelmesinden yarı yarıya kusurlu olduğu; davalı ——- ise gerek yangına zamanında müdahale ederek araç tamamen yanmadan gerekli önlemleri almadığı gerekse de aracın otoparktan çekilerek çalınması sırasında müdahale etmediği için otopark içinde meydana gelebilecek olayları önlemeye yönelik ve zararı azaltacak tedbirler almaması nedeniyle zararın oluşmasında yarı yarıya kusurlu olduğu; hasar yönünden olay tarihinde dava konusu aracın rayiç değerinin 8.000-TL olduğu, yarı yarıya kusur nedeniyle davacının 4.000-TL talep edebileceği belirtilmiştir.Yangın sonucu, davacının aracın bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle, dava konusu aracın tamamamı için hasar değeri belirlenmesi gerekmektedir. Türk Borçlar Kanunu’nun 579. Maddesi gereğince de garaj, otopark ve benzeri yerleri işletenler, kendilerine bırakılan motorlu taşıt ve eklentilerinin yok olmasından, zarara uğramasından veya çalınmasından sorumludurlar. Somut olayda da, davacının aracında meydana gelen hasarda davacının ve davalı otopark işleteninin yarı yarıya kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Davacının, 21 yaşında olan aracını 45 gün gibi uzun sayılabilecek bir süre denetimsiz ve kontrolsüz bıraktığı anlaşıldığından davacıya atfedilen kusur Mahkememizce de kabul edilmiştir. Bu nedenle davalı şirket, yarı yarıya sorumluluktan kurtulmuştur. Sonuç olarak; denetime elverişli, usul ve yasaya uygun bilirkişi raporlarının hükme esas alınmasına karar verilmiştir. Davacı; bir gerçek kişi olup, tacir olduğuna ilişkin bir bilgi veya belgeyi dosyaya sunmamıştır. Dava konusu aracın sicil kayıtlarında kullanım amacının hususi olduğu yazılmıştır. Davacının tacir olduğuna ilişkin bir bilgi ve belge olmaması ve aracın kullanım amacı dikkate alındığında yasal faiz işletilmesine karar verilmiştir.
Davacı, aynı zamanda manevi tazminat talep etmiştir. Türk Borçlar Kanunu’na göre bedensel bütünlüğün zedelenmesi, haksız rekabet halinde ve kişilik hakkının zedelenmesi halinde manevi tazminat istenebileceği düzenlenmiştir. Somut davada ise; davacının aracı yani bir eşya hasar görmüş olup, manevi tazminat isteminin koşulları oluşmamıştır. Bu nedenle, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Sonuç olarak; maddi tazminat talebi yönünden davanın kısmen kabulü ile 4.000-TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve manevi tazminat talebinin tamamının reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Maddi tazminat talebi yönünden davanın KISMEN KABULÜNE; 4.000,00-TL maddi tazminatın 07/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE;
2-Manevi tazminat talebinin tamamının REDDİNE;
3-Alınması gerekli 273,24-TL harcın; 92,88-TL peşin harç, 242,00-TL tamamlama harcı toplamı olan 334,88-TL harçtan mahsubu ile artan 61,64-TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yatırılan 296,40-TL ve 92,88-TL harç toplamı olan 389,28-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından harç dışında harcanan 3.791,50-TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre hesaplanan (%22,22 Kabul %77,78 Ret) 842,47-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Kabul edilen maddi tazminat yönünden davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13. Maddesine göre davacı vekili için takdir olunan 4.000,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Reddedilen maddi tazminat yönünden davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/3 Maddesine göre davalı vekili için takdir olunan 4.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Reddedilen manevi tazminat yönünden davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 8.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Tarafların artan gider avansı bulunması halinde karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 09/03/2023