Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/285 E. 2022/570 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/285 Esas
KARAR NO : 2022/570

DAVA : Tapu İptali Ve Tescil – Tazminat
DAVA TARİHİ : 20/10/2009
KARAR TARİHİ : 30/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil – tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin —- yaptığını, davalıya ait —- kapsamındaki —- —- yaptığını, taraflar arasındaki sözleşme gereğince bu iş için davalının müvekkiline toplam 206.618,00 TL ödemesi gerektiğini, söz konusu bu paranın 120.000,00 TL’sinin barter karşılığı daire vermek sureti ile ödeneceği, bakiye kısmın ise nakden ödeneceği, müvekkilinin sözleşme gereği taahhüt etmiş olduğu işleri tam ve eksiksiz olarak yaptığını ve davalıya teslim ettiğini, işin devamı sırasında önceden öngörülmeyen —- yapıldığını, toplam hakediş bedelinin—–yükseldiğini, yani fazladan —- daha —– yapıldığını, davalının müvekkiline bir kısım nakit ödemeler yaptığını, ancak nakit olarak ödenmesi —– tamamen ödemediğini, sözleşme gereğince müvekkiline verilmesi gereken 120.000,00-TL değerinde olduğu taraflarca kabul edilen ——– dairenin de devrini yapmadığını, müvekkilinin alacaklarının ödenmesi ve dairenin devredilmesi ya da daire bedelinin ödenmesi istemiyle davalıya —–bir ihtarname gönderildiğini, davalının ihtarnamenin tebliğine rağmen edimlerini yerine getirmediğini, davalı ihtarnameyi tebliğ aldıktan sonra—-ihtarname gönderdiğini, bu ihtarnamede sözleşme konusu işin yapılıp teslim edildiğini, sözleşme bedelini ve dairenin müvekkiline teslim edilmediği hususlarını kabul ettiğini, davalının edimlerini yerine getirmemek için ileri sürdüğü savunmaların hukuka ve taraflar arasındaki sözleşmeye aykırılık teşkil ettiğini, işin devamı esnasında müvekkiline bağlı olarak çalışmakta olan bir işçinin yüksekten düşme sureti ile hayatını kaybettiğini, işçi yakınlarının bu olay sebebi ile tazminat davası açtıklarını, davalının söz konusu bu davayı bahane ederek müvekkiline daire teslimini ve bakiye ödemelerini yapmadığını, davalının nakit yapması gereken ödemeleri zamanında yapmaması sebebi ile müvekkilinin ekonomik anlamda çok ciddi bir mağduriyete düştüğünü, davalının sözleşme çerçevesinde oluşabilecek muhtemel zararların telafisi için hakedişlerin %5’inin teminat olarak kesme hakkına sahip olduğunu, bu hakkını da kullandığını, sözleşmenin 111. maddesi gereğince davalıya sözleşme bedelinin %10’u tutarında bir de senet verildiğini, davalının, iş kazası sebebiyle oluşabilecek muhtemel zararını tazmin etmek için bu senedi ve hakedişlerin % 5’lik kısmını elinde tutabileceğini, sözleşme ile tanınan teminattan daha fazlasını keyfi olarak elinde tutmasının sözleşmeye, kanuna ve hakkaniyete aykırı olduğunu, açıklanan nedenlerle ——– müvekkili adına tesciline, dairenin geç teslim edilmesi sebebi ile müvekkilinin uğradığı kira, —- haklarının tespiti ile bu haklarının (şimdilik —–) davalıdan tahsil edilerek müvekkiline verilmesine, dairenin müvekkili adına tescilinin mümkün olmaması halinde daire bedelinin (şimdilik 8.000,00 TL’sinin) ihtarnamelerinin davalıya tebliğinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile beraber müvekkiline verilmesine, tüm hakediş bedeli üzerinden müvekkiline ödenmesi gereken nakit paranın bakiye kısmının (şimdilik 1.000,00 TL’sinin) ihtarnamelerinin davalıya tebliğinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile beraber davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının müvekkili davalı şirket olan———–firma olarak üstlendiğinin doğru olduğunu, davacının sözleşme ile yükümlendiği —– sırasında kendisine bağlı işçisinin inşaattan düşerek öldüğünü, davacının herhangi bir zararın meydana gelmediği iddiasında olduğunu, ancak gerçeğin öyle olmadığını, ölenin yakınları tarafından müteselsilen ve müştereken sorumlu olmak kaydı ile davacı ve davalı şirket aleyhine—– kısmının davacının da onayı ile kendileri tarafından kabul edildiğini, dosyanın Yargıtay aşamasındaki ceza dosyasını beklediğini, davacı tarafından üstlenilen işin sözleşme hükümleri uyarınca bitilerek davalı şirkete teslim iddiasının doğru olmadığını, —— ve işin tesliminin belge ile ispatı gerektiğini, taraflar arasında işin teslim edildiğine dair bir ek sözleşme veya protokol olmadığını, davacının sözleşme dışı alacaklı olduğu iddialarını kabul etmediklerini, davacının işin yapılıp teslim edildiğini şeklinde beyanının eksik olduğunu,– cevabi ihtarnamelerinde kendi beyanlarının;”…İşini üstlenmiş ve (ilgili sözleşme maddeleri saklı kalmak şartı ile) bitirmiş bulunuyorsunuz…” şeklinde olduğunu, buradan kesin veya geçici teslim anlamının çıkarılamayacağını, davalının ölümlü kazada hayatını kaybeden işçinin kendi işçileri olduğunu kabul etmesine, yukarıda zikredilen mahkeme dosyalarına rağmen henüz bir zarardan bahsedilmeyeceğini söylemesinin hukuki gerçeği ifade etmediğini, davacının, kazalı tarafla kazalının dava hakkından feragatine karşılık — ödemesi hususunda anlaştığını, bu hususun —– kendileri tarafından beyan edildiğini, dolayısıyla kısmi de olsa zarar meydana çıktığını, kazalının maddi desteğinden yararlandığı iddia edilen iki kardeşi ve annesinin hayatta olduğunu, —— uygulamadan bilindiği üzere özellikle anne için peşin sermaye ödemesine dayalı tazminat davası açacağının mutlak olduğunu savunmuştur.
Davalı karşı davada; davacı (karşı davalı) sözleşme hükümlerine aykırı davranarak müvekkili şirkete zarar verdiğini, davacının; “…Henüz ortada bir zarar söz konusu değildir…” şeklindeki iddiasının gerçeği ifade etmediğini, zira——dosyası ile müteselsilen davalı – karşı davacı müvekkiline karşı —- —– tazminat davası açıldığını, anılan mahkemenin 14.01.2009 günlü duruşmasında davalı müvekkiline—– verildiğini, dilekçeleri üzerine tedbirin ——— olduğunu, kazalının açtığı dava sonuçlandığında paraya çevrilerek mahkemenin hükmedeceği tazminat oranında ölenin hak sahiplerine ödeneceğinin muhakkak olduğunu, kaza sonrasında — davacı/karşı davalının 45.000,00-TL ödenmesi ve tazminat taleplerinden vazgeçilmesi hususunda anlaşıldığını, açılan davada bu miktarın kabul edildiğini, ancak davacı/karşı davalı ile —- kazalının yakınları ile daha sonra anlaşma sağlanamadığını, uygulamada bu tür olaylarda hükmedilecek maddi manevi tazminatların, destekten yoksun kalma nedeni ile kazalının annesine —–tarafından bağlanacak maaşlardan dolayı peşin sermaye gideri üzerinden —– müvekkiline rücu edeceği de hesaplandığında müvekkili şirketin zararının 250,000,00 TL olacağının düşünüldüğünü, bu konuda açılan —– sayılı davaların sonuçlanmasının beklenmesini talep ettiklerini, davalı – karşı davacının uğrayacağı zararın davacı/karşı davalının alacağından mahsup edilerek, eğer kalırsa fazlasının o şekilde kendisine iadesine karar verilmesini talep etmek için iş bu karşı davanın açılmasının zorunluluğunun doğduğunu açıklanan nedenlerle, davacı yanın hukuka uygun olmayan davasının reddine, aksi takdirde —- dosyasının iş bu uyuşmazlık için ön mesele yapılmasına, karşı davalarının kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak, —– kısmının davacı -karşı davalı ve davalı – karşı davacı tarafından kabul edilen tazminat davası sonucu hükmedilecek tazminat nedeni ile müvekkili davalı – karşı davacının uğrayacağı maddi, zararın şimdilik 10.000,00 TL’sinin avans faizi ile birlikte dava tarihinden tahsiline kadar davacı/karşı davalıdan alınarak davalı/karşı davacı müvekkiline ödenmesine karar verilmesi talep edilmiştir
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizin—-..Tüm dosya kapsamı, tarafların iddiaları, savunmaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları bir bütünlük içinde değerlendirildiğinde, taraflar arasında davalı/karşı davacı şirket tarafından yapılmakta olan —————– işçiliğinin yapılması konusunda sözleşme olduğu, tarafların bu sözleşme çerçevesinde ödemenin bir kısmının daire karşılığı olarak yapılması hususunda mutabık kaldıkları, sözleşme konusu dairenin üçüncü şahıs adına kayıtlı olduğu ve devrinin mümkün olmadığı hususlarında anlaşmazlık bulunmamaktadır.
Asıl davada alınan bilirkişi raporlarıyla davacının davalıya ait projede sözleşme harici yapmış olduğu işlemler için belirlenen meblağ yönünden yapılan incelemede, —-belirlenmiş, davacı/karşı davalı bu alacak kalemine ilişkin talebini 14.382,00-TL olarak yani dava dilekçesinde beyan ettiği şekilde ıslah etmiş ikinci heyet raporunda belirlenen miktar daha fazla olmasına rağmen bu hususta davacı tarafın bir talebi olmaması nedeniyle davacı 14.382,00-TL yönünden talebinin kabulü yönünde kanaat oluşmuştur. Davacının dava konusu dairenin geç tesliminden doğan zarar talebi ile ilgili taraflar arasında yapılan sözleşmeye göre, davacı/karşı davalının sözleşmede belirtilen işçilere ait —– ödeme belgeleri teslim etmemiş olması nedeniyle davalı/karşı davacının temerrüde düşmekte kusurlu olmaması nedeniyle davacının geç teslim nedeni ile zarar tazmini talep etme hakkının olmadığı kanaatine varılmış ve bu talebin reddine karar verilmiştir. Davacının anlaşma konusu gayrimenkulün adına tescili, tescil mümkün değilse bedelinin tahsili talebi yönünden yapılan incelemede, dava konusu gayrimenkulün değeri her iki heyet raporunda da —- olarak tespit edilmiş olduğundan, davacı/karşı davalının anlaşma konusu dairenin tescilinin mümkün olmaması halinde bedeli olan ——- olarak kabulüne karar verilmiştir.
Karşı dava yönünden yapılan incelemede, davalı/karşı davacının —–vefat eden işçinin yakınları tarafından kendisi aleyhine dava açıldığını beyan ederek bu dava sonunda aleyhine hükmedilecek tutarın mahsubunu ve tahsilini istediği anlaşılmıştır. Dava tarihinde yürürlükte olan 818 Sayılı Borçlar Kanunu madde 118’de düzenlenen, dava tarihinden sonra yürürlüğe giren aynı şekilde 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 139. Maddesinde; “İki kişi, karşılıklı olarak bir miktar para veya —– diğer edimleri birbirine borçlu oldukları takdirde, her iki borç muaccel ise her biri alacağını borcuyla takas edebilir. Alacaklardan biri çekişmeli olsa bile takas ileri sürülebilir. Zamanaşımına uğramış bir alacağın takası, ancak takas edilebileceği anda henüz zamanaşımına uğramamış olması koşuluyla ileri sürülebilir.” şeklinde yer verilen takastan söz edilebilmesi ve bu hakkın kullanılabilmesi için öncelikli şart tarafların karşılıklı borçlarının muaccel olmasıdır. Dava konusu olayda davalı/karşı davacı tarafından karşı dava ile —– vefat eden işçinin yakınları tarafından kendisi aleyhine açılan ve devam eden davada aleyhine hükmedilmesi muhtemel bir alacağın tahsili talep edilmiştir. Kanundaki düzenlemeden de anlaşılacağı üzere takasa konu olabilecek alacağın muaccel olması gerekmektedir. Bir an için ikinci fıkradaki düzenleme çerçevesinde alacağın çekişmeli olduğu düşünülebilecekse de İş Mahkemesinde açılan dava taraflar arasında görülen bir dava değildir ve bu dava sonucunda verilecek hükümle davalı/karşı davacının, davacı/karşı davalıdan talep edebileceği muaccel hale gelmiş bir alacağı olduğuna hükmedilmeyecek, dava dışı şahısların davalı/karşı davacıdan olan alacağına hükmedilecek ve ancak bu hüküm gereği davalı/karşı davacı tarafından dava dışı şahıslara bir ödeme yapılması durumunda ve davalı/karşı davacı tarafından bu ödemenin davacı/karşı davalıdan talep edilmesi halinde taraflar arasında imzalanan sözleşme gereği kendi iç ilişkilerinde maddede belirtilen çekişmeli bir alacaktan bahsedilebilecektir. Açıklanan nedenlerle, karşı dava tarihi itibariyle, davalı/karşı davacı tarafından dava dışı şahıslara davacı/karşı davalıdan talep edebileceği herhangi bir ödeme yapılmamış olduğu, mahkememizde açılan karşı davada, karşı dava tarihi itibari davalı/karşı davacının alacağının var olup olmadığının araştırılacağı ve verilecek hükmün dava tarihi itibariyle alacak var olup olmadığı hususunda olacağı göz önünde bulundurulduğunda, karşı dava tarihi itibariyle davalı/karşı davacının, davacı/karşı davalıdan talep edebileceği muaccel hale gelmiş bir alacağı bulunmadığından, karşı davanın dava tarihi itibariyle hukuki yarar yokluğu nedeni ile HMK. m. 114/1-h ve 115/2 maddeleri gereği dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş, buna bağlı yapılan kısmi ıslah talepleri de bu kapsamda değerlendirilmiş, davacı/karşı davalı tarafından gönderilen ihtarnamenin davalı/karşı davacıya —– tarihinde tebliğ edildiği, ihtarnamede 7 gün süre tanındığı göz önünde bulundurularak, dava dilekçesinde talep edilen alacak bakımından işleyecek faizin başlangıç tarihi olarak——– kabul edilerek asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın usulden reddine karar verilmiş …” şeklinde gerekçe ile asıl davanın kısmen kabulüne karşı davanın usulden reddine karar verilmiştir.
—–Karar sayılı kararında; “…6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, dava şartlarını inceleyen 114/1 maddesinde dava şartları belirleyerek, Kanun’un 115/2 maddesinde “Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” hükmü düzenlenmiştir. Karşı davacı tarafından açılan karşı dava tarihinde, ölümlü iş kazası sonucu müteveffanın murislerine ödenen bedel olduğu gibi, yargılama sürecinde İş Mahkemesi dosyalarında verilen karar nedeniyle dosya alacaklılarına yapılan ödemelerin de olduğu, bu miktarlar konusunda bilirkişi incelemesinde belirlemeler yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, yargılama sırasında dava şartı gerçekleştiğinden, karşı davanın açılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu nedenle, mahkemece karşı davacının bir alacağı bulunup bulunmadığının gerekirse bilirkişi incelemesi yaptırılarak belirlenip, asıl ve karşı dava yönünden alacak miktarı tespit edildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, alacağın karşı dava tarihinde muaccel olmadığı gerekçesi ile karşı davanın dava şartı yokluğundan reddine karar vermesi hatalı olmuştur…” şeklinde gerekçe ile kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
Dosya mahkememizin —– Esas sırasına kaydedilmiş, İstinaf kaldırma kararı sonrasında dosya mali müşavir ve borçlar hukuku alanında nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilerek ——- tarihli bilirkişi raporu alınmıştır. Bilirkişi raporunda özetle; “… Karşı dava bakımından ise aşağıdaki kanaat ve sonuçlar varılmıştır: Taraflar arasında akdedilmiş olan eser sözleşmesinin —–maddelerinde yer alan hükümler uyarınca; sözleşme konusu işlerin yapılması sırasında yapılan iş sırasında davacı/yüklenicinin (karşı davalının) kusuru dolayısıyla işçilere ödenmesi gerekecek tazminat tutarlarından davacı/yüklenicinin sorumlu olduğu, davalr/işverenin (karşı davacının) kusuru dolayısıyla işçilere ödenmesi gerekecek tazminat tutarlarından davalı/işverenin sorumlu olacağı kanaatine varılmaktadır—– işçinin ölümüne yol açan olayın meydana gelmesinde, davacı/yüklenicinin (karşı davalının) %35, davalı/işverenin (karşı davacının) %35, ölen işçinin %30 kusuru olduğuna hükmedilmiştir. İlgili Mahkeme kararında, işçinin ölümünden kaynaklanan tazminat miktarının hesaplanmasında ölen işçinin müterafik kusurunun da dikkate alındığı ve işçiye ödenecek olan tazminat miktarının buna göre belirlendiği görülmektedir. Gerek husus, gerekse davacı/yüklenici (karşı davalı) ile davalı/işverenin (karşı davacının) kusur oranlarının Mahkemece eşit belirlendiği dikkate alındığında, davalv/işverenin (karşı davacının) işçiye ödediği tazminatın yarısı oranında davacı/yüklenicinin (karşı davalının) sorumlu olduğu kanaatine varılmaktadır. Nitekim,—– yönde kanaat varıldığı görülmektedir. —-Mali kısmında, davacı/yüklenicinin sorumlu olduğu tazminat tutarı ——olarak hesaplanmıştır. Buna göre, karşı davada; davalı/işverenin (karşı davacının) davacı/yükleniciden (karşı davalıdan, karşı dava tarihi itibariyle —– alacağı bulunduğu; davalının (karşı davacının) talebi gibi, bu alacağın şimdilik 10.000 TL’lik kısmının karşı dava tarihinden itibaren——— faizi ile birlikte tahsili gerektiği….” şeklinde rapor sunulmuştur.
Tarafların rapora itirazlarının değerlendirilmesi için dosya rapor sunan bilirkişi heyetine tevdi edilerek ek rapor alınmıştır. ——- tarihli ek raporda özetle; “…Karşı dava bakımından; Davalının (karşı davacının) davacıdan (karşı davalıdan), karşı dava tarihi itibariyle 93.404,63 TL tazminat alacağının (asıl alacağının) bulunduğu; Davalının (karşı davacının) HMK’nın ilgili hükümleri uyarınca Islah Dilekçesinde işlemiş temerrüt faiz talep edebileceği hususu Mahkemece kabul edildiği takdirde, davalı/işsahibinin (karşı davacının) ayrıca —–işlemiş temerrüt faizi alacağının bulunacağı…” şeklinde rapor sunulmuştur.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında davalı/karşı davacıya —- —– yapılması hususunda sözleşme bulunduğu, sözleşme gereğince davacı/karşı davalı tarafından yapılan işler sonucu hak edeceği bedelin bir kısmının daire verilerek ödeneceği kararlaştırılmıştır. Dava konusu dairenin yargılama esnasında üçüncü kişi adına kayıtlı olduğu belirlendiğinden ve davacı/karşı davalının davayı üçüncü kişiye yöneltmediği hususları dikkate alınarak davacı/karşı davalının terditli olarak talep ettiği tazminat talebi üzerinden yargılamaya devam olunmuştur. İstinaf kaldırma kararı öncesinde mahkememizin —-asıl dava yönünden değerlendirme yapılarak davacı karşı davalının—– alacağının olduğu ve sözleşme konusu dairenin tescilinin mümkün olmaması halinde bedeli olan 120.000,00 TL’nin tahsili yönündeki talebinin kabulüne karar verilmiş, istinaf kaldırma kararının gerekçesinde bu kısma yönelik bir kaldırma yapılmadığı anlaşılmış, bu kısım yönünden istinaf kaldırma kararı öncesinde mahkememizin ——- gerekçelerle asıl davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karşı dava yönünden yapılan değerlendirmede ise; davalı/karşı davacıya ait olan inşaatta davacı/karşı davalı bünyesinde çalışan ——- iş kazası nedeniyle vefat ettiği, müteveffanın yakınları tarafından ——Esas sayılı dosyaları ile tazminat davası açtıkları, —— tarafından davalılar ——- Esas sayılı alacak davalarının açıldığı, bu davalarda tazminatlara hükmedildiği, alacaklılar tarafından tazminatların tahsili için icra takipleri başlattıkları, — alacaklı vekili —– olduğu, İşbu ibranamede kararlaştırılan —— ilişkin —– düzenlenmiş olduğu ve ödeme yapıldığı, davalı/karşı davacının —- sayılı dosyası sebebiyle 6.704.,25 TL ödeme yapmış olduğu, davalı/karşı davacının ——- ödeme yapmış olduğu görülmüştür.
Taraflar arasında akdedilmiş olan eser sözleşmesinin 15 ve 16 nolu maddelerinde yer alan hükümler dikkate alındığında, sözleşme konusu işlerin yapılması sırasında yüklenicinin kusuru dolayısıyla işçilere ödenmesi gerekecek tazminat tutarlarından yüklenicinin sorumlu olduğu, işverenin kusuru dolayısıyla işçilere ödenmesi gerekecek tazminat tutarlarından işverenin sorumlu olacağının kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. —- sayılı kararında, işçinin ölümüne yol açan olayın meydana gelmesinde, yüklenicinin %35, işverenin %35, ölen işçinin %30 kusurlu olduğu belirlenmiş ve karar bu şekilde kesinleşmiştir. Mahkememiz tarafından belirlenen bu kusur durumu hükme esas alınmıştır. İlgili Mahkeme kararında, işçinin ölümünden kaynaklanan tazminat miktarının hesaplanmasında ölen işçinin müterafik kusurunun da dikkate alındığı ve işçiye ödenecek olan tazminat miktarının buna göre belirlendiği görülmektedir. İlgili mahkeme tarafından yapılan kusur değerlendirilmesinde, yüklenici ve işverenin kusur oranlarının eşit belirlendiği dikkate alındığında, işverenin işçiye ödediği tazminatın yarısı oranında yüklenicinin sorumlu olduğu kanaatine varılmaktadır. Davalı/karşı davacı tarafından işçiye ödenen tazminatın yarısı olan 93.404,63 TL’nin davacı/karşı davacının sorumluluğunda olduğu anlaşıldığından ve davalı/karşı davacının ıslah dilekçesindeki ilk talebinin 178.828,00 TL olduğu dikkate alınarak karşı davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın KISMEN KABULÜNE, toplam ——– tarihinden itibaren, —– tarihinden itibaren işleyecek 3095 Sayılı Kanun’un 2/2 maddesi uyarınca ticari avans faizi ile birlikte, davalı/karşı davacıdan tahsili ile davacı/karşı davalıya ödenmesine, fazlaya dair talebin reddine,
a-Alınması gereken 9.179,63 TL nisbi karar harcının peşin alınan 1.875,45 TL’den mahsubu ile bakiye 7.304,18 TL karar harcının davalı/karşı davacı taraftan alınarak hazineye irad kaydına,
b-Davacı/karşı davalı tarafından yatırılan 1.875,45 TL harcın davalı/karşı davacıdan alınıp davacı/karşı davalıya verilmesine,
c-Davacı/karşı davalı tarafından harç dışında harcanan 3.561,00 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 3.534,50 TL’sinin davalı/karşı davacıdan alınıp davacı/karşı davalıya verilmesine, bakiye kısmın davacı/karşı davalı üzerinde bırakılmasına,
d-Davacı/karşı davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden —–Tarifesindeki esaslara göre 16.716,29 TL avukatlık ücretinin davalı/karşı davacıdan alınıp davacı/karşı davalıya verilmesine,
e-Davalı/karşı davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden —- Tarifesindeki esaslara göre 1.000,00 TL avukatlık ücretinin davacı/karşı davalıdan alınıp davalı/karşı davacıya verilmesine,
f-Tarafların gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde kendilerine iadesine,
2-Karşı davanın KISMEN KABULÜNE, toplam —— itibaren, 83.404,63 TL’sine 16/07/2013 tarihinden itibaren işleyecek 3095 Sayılı Kanun’un 2/2 maddesi uyarınca ticari avans faizi ile birlikte, davacı/karşı davalıdan tahsili ile davalı/karşı davacıya ödenmesine, fazlaya dair talebin reddine,
a-Alınması gereken 6.380,47 TL nisbi karar harcının 135,00 TL peşin harç, 2.485,00 TL tamamlama harcı toplamından oluşan 2.620,00 TL harçtan mahsubu ile kalan 3.760,47 TL harcın davalı/karşı davacı taraftan alınarak hazineye irad kaydına,
b-Davalı/karşı davacı tarafından yatırılan 2.620,00 TL harcın davacı/karşı davalıdan alınıp davalı/karşı davacıya verilmesine,
c-Davacı/karşı davalı tarafından harç dışında harcanan 3.970,28 TL yargılama giderinin karşı davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 2.073,67 TL’nin davacı/karşı davalıdan alınıp davalı/karşı davacıya verilmesine,
d-Davalı/karşı davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesindeki esaslara göre —– avukatlık ücretinin davacı/karşı davalıdan alınıp davalı/karşı davacıya verilmesine,
e-Davacı/karşı davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden ——esaslara göre 11.905,04 TL avukatlık ücretinin davalı/karşı davacıdan alınıp davacı/karşı davalıya verilmesine,
f-Tarafların gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde kendilerine iadesine,
Dair, gerekçeli kararın davacı vekiline tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı asil, Davacı/Karşı davalı vekili ve Davalı/Karşı davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.