Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/28 E. 2022/205 K. 08.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/28 Esas
KARAR NO : 2022/205Karar
DAVA: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 16/09/2014
KARAR TARİHİ: 08/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının, davalı şirkete ait —–yılında aldığını, anılan markanın bölgedeki ilk temsilcisi olduğunu, emek ve mesai harcayarak markanın tanınırlığını arttırdığını, —– civarında —– satışı yaptığını, davalı tarafça davacının talebinin karşılanmaması sebebiyle —- satışlarının düştüğünü, davacının taleplerini karşılamayan ve kurumsallaşamayan davalının hiçbir haklı gerekçe olmaksızın——tarihi itibariyle bayilik sözleşmesini feshettiğini, davalının fesih ihbarında belirttiği hususların gerçek olmadığını, davalının davacının istediği —— tam ve zamanında teslim etmediğini, davalının yedek parça ve teknik servis hizmetini de gereği gibi yerine getirmediğini, yapılan fesih ihbarının haksız olması nedeniyle davacının maddi zarara ve kar kaybına uğradığını, davacının babasından kalan ve— yıllık geçmişi olan bir işi devralarak yılda ortalama —– satan bir konumda iken, davalının yapmış olduğu haksız fesih sonucunda, büyük emek ve çabayla oluşturduğu reklam ve tanıtım broşürlerini kaldırma ve işyerini tadil ettirme durumunda kaldığını, haksız fesih dolayısıyla oluşan reklam tanıtım giderleri, yedek parça alımından kaynaklanan zararlar, kar kaybı ve —– tazminatından kaynaklı zararlarının davalı tarafça tazmini gerektiğini, ayrıca fesih dolayısıyla çevresinde iflas eden kişi konumuna düştüğünü, mesleki güven ve itibarının sarsıldığını, müvekkilinin sarsılan itibar kaybının da manevi tazminat olarak giderilmesi gerektiğini iddia ederek şimdilik — maddi tazminat, — manevi tazminatın ticari faiziyle birilikte tahsiline karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; Müvekkilinin —tarihinde tescil edilerek kurulduğunu, kuruluşundan sonra —– bayi ağını oluşturmak için faaliyetine başladığını, davacı ile — ayında bayilik sözleşmesi imzalandığını, dolayısıyla davalı şirket ile davacı arasındaki ticari ilişkinin, dava dilekçesinde iddia edildiği — yılında değil, —— ayında başladığını, davacının davalı şirketin acentesi veya temsilcisi olmadığını, davacının bayi sıfatıyla yapacağı masrafların karşılanması veya davacıya kar garantisi verilmesi hususunda davalı ile yapılmış herhangi bir anlaşma olmadığını, davalı şirketin bayilik sözleşmesinin uzun süre devam edeceği yönünde de davacıya bir garanti vermediğini, davacının—- yılında satmayı planladığını iddia ettiği ——– sayısının gerçek dışı olduğunu, davacının bayilik sözleşmesinin şartlarına uymaması nedeniyle bayilik sözleşmesinin —- tarihli ihbarname ile feshedildiğini, fesihten sonra davacının talebi üzerine davalı şirketin zorunluluğu olmaması rağmen davacının stokundaki mevcut —— yedek parçaları satın aldığını, bayilik sözleşmesinin haklı sebeplerle feshedildiğini, bayi sıfatıyla bağımsız bir tacir olan davacının ticari ilişkideki kar/zarar riskini kendisinin taşıması gerektiğini, kar kaybı talebinin dayanağı olarak gösterdiği hususların hukuken kabulünün mümkün olmadığını, münhasır bayi olmayan davacının ——- tazminatı talebinin reddedilmesi gerektiğini, sözleşmenin feshi sebebine dayalı manevi tazminat talebinin de reddine karar verilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin haksız feshine dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin bulunmaktadır.
Mahkemece yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporunda bayilik —- maddesinden açıkça anlaşıldığı üzere sözleşme ile davacıya tekel hakkı verilmediğinin, öte yandan TTK’nın 122. maddesine göre denkleştirme tazminatı talebinde bulunabilmek için öngörülen şartların gerçekleştiğine dair dosyada delil bulunmadığının, bu sebeple —– tazminatı talebinin kabul edilemeyeceğinin, taraflar arasındaki sözleşmenin feshinin haklı bir sebebe dayanmadığının, davacının fesih tarihinden itibaren işleyecek uygun önel süresi için kar kaybı talebinde bulunabileceğini, diğer taleplerinin kabul edilemeyeceği yönünde görüş bildirilmiş, rapordaki değerlendirmeler mahkemece yeterli görülerek, bilirkişi raporu doğrultusunda değerlendirme yapıldığı ve manevi tazminat konusunda da manevi anlamda herhangi bir güven ve itibar sarsıldığına dair somut delil bulunamadığı gerekçesiyle davacının maddi ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Mahkeme kararı davacı vekilince temyiz edilmiştir.
—–kararında; Dava dosyası içinde bulunan mahkemenin gerekçeli kararının davacı vekiline tebliğine ilişkin belgede, —tarihinde davacı vekilinin kendisine tebliğ olunduğunun yazılı olduğu, ancak tebligat belgesinde bu yönde bir şerh olmasına rağmen yapılan soruşturma kapsamından gerekçeli kararın davacı vekiline bizzat tebliğ olunmadığı, bu sebeple gerekçeli kararın davacı vekiline tebliğinin usulsüz olduğu, buna bağlı olarak davacı vekilinin temyizinin süresinde olduğu anlaşıldığından, maddi hataya dayalı ——- tarihli ilamının kaldırılarak esastan temyiz incelemesi yapılmasına karar vermek gerekmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. Taraflar arasındaki sözleşme matbu olup süresi ile ilgili bölümlerde yıl hanesi boştur. Bu durumda sözleşmenin süresiz olduğu anlaşılmaktadır. Sözleşmenin davalı tarafından haklı sebeplerle derhal feshi hali sözleşmede öngörülmüş olup, bu halde davacının tazminat talep etmesi söz konusu değildir. Ancak davalının sözleşmeyi haksız olarak feshetmiş olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davalının davacı bayisine bayilik ilişkisinin makul bir süre devamı imkanı vermesi gerekmektedir. Davalı bunu yapmadığı için davacı, belirlenen makul süre için yapacağı —— satışlarından mahrum kaldığı karı talep edebilecektir. Davacının yapacağı ——satışının en az bayilik ilişkisinin sürdüğü sürede yapılan —– satışı performansı kadar olduğu kabul edilmelidir. Mahkemece bilirkişiden bu yönde rapor alınıp yukarıda açıklanan makul süre için kar mahrumiyeti hesaplaması yaptırılarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde maddi tazminata ilişkin talebin tümden reddi doğru görülmemiştir. ———uyarınca maddi hataya dayalı —- tarihli ilamının kaldırılmasına, — nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,—-nolu bend uyarınca hükmün BOZULMASINA, karar verilmiştir.
Mahkememiz yukarıdaki esasa kaydı yapılarak, yargılamaya devam olunmuştur. —-kararına uyulmasına karar verilmiş, —– Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak, mahkeme ara kararında belirtilen hususlarda rapor düzenlenmesi istenmiştir.
Alınan bilirkişi raporunda özetle; Davacı ve davalı taraflar arasında akdedilen bayilik sözleşmesinin başlangıç ve sona erme kısımlarında herhangi bir tarih bilgisinin yer almadığı, bununla birlikte; davalı tarafından davacı adına düzenlenen ilk —-satışı fatura tarihinin —- tarihi olduğu, yine davacı tarafından davalı adına geri iade edilen traktörlere ilişkin olarak düzenlenen son iade faturasının — tarihli olduğu, taraflar arasında akdedilen bayilik sözleşmesinin geçerlilik süre kapsamının —- tarihi aralığında değerlendirilmesi gerektiği, davacının — tarihi aralığında davalıdan toplam —— —-marka — satın aldığı, bu—- tarihinde davalıya geri iade ettiği, davacının geçerli kabul edilebilecek bayilik sözleşmesi süresince——– performansının ——— olduğu, davacının — yılında satışını gerçekleştirdiği toplam — olduğu, davacı tarafından bağlı olunan —–beyan olunan satış hasılatları baz alınarak yapılan hesaplamaya göre davacının mahrum kaldığı kâr nedeni ile davalıdan talep edebileceği tutarın —— olabileceği, yönünde görüş bildirilmiştir.
Taraf vekillerince verilen dilekçeler ile bilirkişi raporuna itiraz edilmiş, Mahkemece tarafların itirazları da gözönüne alınarak mali müşavir bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiştir. Bilirkişi —– tarihli ek raporunda kök rapordaki görüşünü yinelemiştir.
Mahkemenin —- tarihli ara kararı ile; taraf beyan ve itirazlarının değerlendirilmesi bakımından talimat dosyasına tekrardan talimat yazılarak aynı bilirkişiden tekrardan ek rapor alınmasına, Bilirkişi tarafından taraflar arasındaki sözleşme ilişki —– olarak esas alınarak seçenekli hesaplama yapılmasına, bölgenin ve tarafın ekonomik faaliyetinin özelliklerine göre makul bir önel süresi tespit edilerek bu süreye göre miktar belirlenerek ek rapor tanzimi istenmiştir. —-tarihli Bilirkişi Ek Raporunda özetle; üç yılın ortalamasına göre kar kaybının —olabileceği, davacının en yüksek satış performansına ulaştığı —- verilerine göre kar kaybının —– olacağı, mütalaa edilmiştir.
Davacı taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin haksız feshi dolayısıyla reklam tanıtım giderleri, yedek parça alımından kaynaklanan zararlar, kar kaybı ve ——– tazminatından kaynaklı zararlarının oluştuğunu, ticari itibarının sarsıldığını ileri sürülmekle maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Mahkemenin —-, davacının tüm taleplerinin reddine karar verilmiş, davacı vekilinin kararı temyizi üzerine —- yukarıda değinilen kararı ile davacı vekilinin diğer yönlere ilişkin temyiz itirazı reddedilerek kar kaybı talebine ilişkin olarak mahkeme kararının bozulmasına karar verildiğinden Mahkemece —–kısım yönünden yargılama yapılmıştır.
Mahkemece,——-Bilirkişi Ek Raporundaki taraflar arasındaki sözleşmenin yürürlükte bulunduğu üç yılın ortalamasının alındığı seçenekteki görüşü yerinde bulunularak hükme esas alınmıştır.
Taraflar arasında bila tarihli —-bulunduğu ve anılan sözleşmenin davalı tarafça —– yevmiye nolu İhtarnamesi ile feshedildiği hususlarında ihtilaf bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki —– —– yetkili dağıtıcılığını yapmakta olduğu aşağıda tanımlanan ürün, biçerdöver ve ekipmanların Bayi tarafından satışına ilişkin hak ve yükümlülüklerin belirlenmesidir. Bu sözleşme kapsamında haklar bayiye münhasır olarak verilmemiş olup —– ürünlerle ilgili olarak istediği sayıda bayi tayin edebileceği gibi bizzat kendisi de nihai alıcıya satış yapmaya yetkilidir.” denilmektedir.
Sözleşmenin hangi tarihten itibaren yürürlükte bulunduğu hususu çekişmeli bulunmaktadır. Dosya kapsamında yer alan belgeler ve özellikle —— tarihli e-posta kaydının incelenmesinde; önceki şirketten tamamen farklı yeni bir şirketin sürece dahil olmadığı, ortaklık içinde yapılanmaya gidilerek önceki şirketin bir kısım ortağı ile düzenleme yapılarak taraflar arasındaki bayilik ilişkisinin devam ettirildiği görülmektedir. Davacı ile var olan bayilik ilişkisi sözleşmede esaslı değişiklik yapılmaksızın aynen devam edilmesi nedeniyle, davalının önceki şirketten tamamen bağımsız bir şirket olduğunun kabulü mümkün değildir. Kaldı ki, davalı şirket bahsi geçen e-posta ile önceki şirket ile yapılan bayilik ilişkilerini devraldığını ve artık kendisinin bayilik ilişkisi tarafı haline geldiğini açıkça beyan etmiştir. Belirtilen sebeple taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin başlangıcı olarak ———- esas alınması gerektiği değerlendirilmiştir.
Yine taraflar arasındaki sözleşmenin süresinin belirsiz süreli olduğu, anılan sözleşmenin davalı tarafça davacı tarafa çekilen ihtarname ile sözleşme kapsamına uymayan yükümlülükler getirilmek suretiyle haksız olarak feshedildiği kabul edilmiştir.
Bilirkişi tarafından teknik hesaplama ile tespit edildiği üzere davacının davalıdan isteyebileceği kar kaybının — olduğu, ancak davacı taraf dava dilekçesi ile—-kar kaybının davalıdan ticari faiziyle tazmininin talep ettiğinden davacı talebi ile bağlı kalınarak davacının kar kaybı talebine ilişkin davasının kabulüne,—— kar kaybının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Mahkemece, denkleştirme tazminatı, reklam ve tanıtım giderleri, yedek parça alımından kaynaklanan zarara ilişkin maddi tazminat ve manevi tazminat istemleri hakkında verilen karar Yargıtayca bozma kapsamı dışında bırakılarak kesinleşmekle, bu hususlarda yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Ayrıca davalı vekili, Mahkememiz dosyası ile———–dosya ile arasında derdestlik durumunun bulunduğu davanın bu nedenle reddi gerektiğini ileri sürmüş ise de anılan davanın Mahkememiz görülmekte olan davadan sonra açıldığı, Mahkemesince kesin hüküm sebebiyle davanın reddine karar verildiği, derdestlik itirazının ikinci davanın açıldığı mahkemede ileri sürülmesi gerektiğinden itirazı yerinde görülmeyerek reddedilmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-A)Mahkemece denkleştirme tazminatı, reklam ve tanıtım giderleri , yedek parça alımından kaynaklanan zarara ilişkin maddi tazminat ve manevi tazminat istemleri hakkında verilen Mahkememiz kararı Yargıtayca bozma kapsamı dışında bırakılarak kesinleşmekle, bu hususlarda yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
B)Davacının kar kaybı talebine ilişkin davasının kabulün ; — kar kaybının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2- Alınması gerekli 80,70- TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 3.500,90- TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 3.420,20- TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3- a) Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 25,20-TL. başvurma harcının, 17,07-TL peşin harcın toplamı olan 42,27- TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b) Davacı tarafından sarfedilen toplam 4.777,30-TL yargılama giderlerinin davanın kabul ve red oranına göre 23,30-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından sarf edilen 178,00-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 177,13-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
5- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
6- Maddi tazminat davası bakımından Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 1.000,00- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Maddi tazminat davası bakımından Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 1.000,00- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Manevi tazminat davası bakımından Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 5.100,00- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Yargıtay nezhinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/03/2022