Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/260 E. 2020/515 K. 28.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/260 Esas
KARAR NO: 2020/515
DAVA: Menfi Tespit
DAVA TARİHİ: 23/06/2015
KARAR TARİHİ: 28/07/2020
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkiline ——– İcra Müdürlüğü’nün —-esas sayılı dosyasından gönderilen ödeme emrine karşı itirazların sunulduğunu, davacı tarafa icra tebligatı geldiği günlerde—- uzun zamandan beri ruh hastalıkları tedavisi gördüğünü, aynı gün ——— götürüldüğü için itiraz edemediğinden dolayı haczin kesinleştiğini, — borcunun senet tarih itibari ile farklılıklar gösterdiğini, —– yılına ait borcunun olmadığını, senet üzerinde ödeme tarihindeki ve alacak miktarı tahribatının açıkça görüldüğünü, yine senet üzerindeki borç ödeme ve tarih üzerindeki tahribatlar normal olarak imza parafları atılması gerekmekte iken böyle bir imzanın olmadığını, bu nedenle davanın kabulünü ve ücreti vekalet ile masrafların karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; dosyanın görevsizlik kararı verilerek Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesi gerektiğini, mahkeme aksi kanaatte ise dava dilekçesinin talep sonucu belirtilmediğinden HMK 119/2 gereğince kesin süre verilerek eksikliğin giderilmesini, takibin iptalinin talep edilmesi halinde icra dosyasından toplam alacak üzerinden harç alınmasına karar verilmesini, dava dilekçesinde delille dayanılmadığından taraflarca getirilme ilkesi sonucu resen delil ikamesi yapılmaksızın davanın reddini, takibe konu senette herhangi tahribat bulunmadığını, tahribat tespit edilse dahi yüksek mahkeme içtihatları gereğince davacıların tahribattan önceki miktar üzerinden sorumluluğunun devam edeceğini, davacılardan ——— senedin keşide tarihinde borçlanma ehliyetinin bulunmadığı tespit edilse dahi TMK 451/1- TMK 452/2 maddeleri ve yüksek mahkeme içtihatları uyarınca takibe konu borçtan sorumlu olacaklarının tespiti ile davanın reddini yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacılara yükletilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına göre dava, ——— bedelli bonoya dayalı olarak davalı tarafından davacılar aleyhine başlatılan icra takibi nedeniyle, davacıların davalıya borçlu olmadıklarının tespiti istemi ile açılan menfi tespit davasıdır.
Dosyanın, — Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ———Sayılı dosyasından verilen görevsizlik kararı ile mahkememize tevzi edildiği anlaşılmıştır.
Bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nun 4. Maddesi uyarınca TTK’nda düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nun 4. Maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır. 6335 Sayılı Yasanın 2. Maddesi ile 6102 Sayılı TTK’nun 5. Maddesinin 3 ve 4 nolu fıkraları değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddiaları, savunmaları ve toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu uyuşmazlıkta taraflar tacir olmadığı gibi uyuşmazlık nisbi yahut mutlak ticari dava niteliğinde değildir. Tacir olmayan şahıslar arasında zamanaşımına uğramış, ———- vasfını yitirmiş, yazılı delil başlangıcı sayılan bonolardan kaynaklanan uyuşmazlıkların genel görevli asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. ——– tarihli kararı, ——- tarihli kararı, —-Adliye Mahkemesi — Hukuk Dairesi’nin —–Sayılı — tarihli, — Adliye Mahkemesi —- Hukuk Dairesi’nin ——– Sayılı —- tarihli, —– Sayılı ———– tarihli kararları da bu yöndedir. Açıklanan nedenlerle, davacı ile davalı arasındaki uyuşmazlıkta görevli mahkemenin genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu değerlendirilmiş, bu sebeple HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca, mahkemenin görevli olmasının dava şartlarından olduğu ve dava şartlarının da davanın her aşamasında mahkemece re’sen dikkate alınması gerektiğinden, HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine, karar kesinleştiğinde ve istek halinde dosyanın görevli ——– Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, karar istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği takdirde her iki mahkeme arasında görev uyuşmazlığı oluştuğundan dosyanın merci tayini için —- Adliye Mahkemesi —– Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1- Mahkememizin görevsizliği nedeni ile 6100 sayılı HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince davanın usul yönünden REDDİNE,
2- Karar kesinleştiğinde ve istek halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu 15. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3——–Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ——- sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verilmiş olmakla, taraflarca mahkememiz kararına karşı İstinaf yoluna başvurulmadığı takdirde dosyanın mercii tayini için ——— Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine,
4- 6100 Sayılı HMK’nun 331/2. maddesi gereği yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya görevli mahkemede devam edilmemesi durumunda, tarafların talebi üzerine dosya üzerinden durumun tespiti ile yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 28/07/2020