Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/254 E. 2021/1225 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/254 Esas
KARAR NO : 2021/1225
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/05/2018
KARAR TARİHİ: 16/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı firma arasında— tarihinde hafriyat sözleşmesi akdedildiğini, davalı tarafça kısmi ödeme yapılmış ise de, sözleşmeden doğan —bakiye alacağın bugüne kadar ödenmediğini, davalı firmaya alacağın ödenmesi ve faturanın tebliği için —- aracılığıyla ihtar çekildiğini, davalı tarafında ihtarnameye karşılık olmak üzere—-aracılığıyla cevabi ihtar ve ihtarname gönderdiğini, davalının borcu ve sözleşme olmasına rağmen itiraz ettiğini ve faturayı iade ettiğini, açıklanan nedenlerle —— davalı taraftan temerrüde düştüğü tarihten itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini yargılama masrafının ve ücreti vekaletin haksız davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı vekilinin alacağın tamamının—olduğunu belirtmesine rağmen HMK’nın 107. ve 109. maddelerine aykırı biçimde— kısmi dava açtığını, davacının alacağın tamamının — olduğunu iddia edip hiçbir yasal dayanağı olmadan sadece — talep ederek dava açmasında hukuki yararı bulunmadığından açılan davanın usulden reddinin gerektiğini, müvekkili ile — göre tarafların müvekkil şirket tarafından üzerinde inşaat yaptırılacak olan——- yapılması hususunda anlaştıklarını, yapılan sözleşme uyarınca müvekkilinin kendisine yüklenen edimleri tamamen yerine getirdiğini, davacı tarafın sözleşme çerçevesinde sunduğu hizmetin karşılığını davacıya tamamen ödediğini buna rağmen davacının müvekkili olan davalıdan sözleşme ile teminat altına alınmayan yahut sözleşmeye konu edilmeyen türde taleplerde bulunduğunu ve bunu faturaya yansıtarak müvekkiline tebliğ ettiğini, müvekkilininde faturaya konu herhangi bir borcu bulunmadığından süresi içinde faturaya itiraz ettiğini ve davacıya iade ettiğini, davacının dilekçesinde iddia ettiği gibi müvekkilinin davacıya —- tutarında bir borcu bulunmadığını, açıklanan nedenlerle müvekkili davalı —– aleyhine açılan davanın reddine, yargılama giderlerinin ve ücreti vekâletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava dilekçesinde harca esas değer kısmında —- tarihli ara kararla harca esas değer hususunda açıklama yapılması istenmiş, davacı vekili —- tarihinde—— kalmak üzere açılan belirsiz alacak davasında harca tabi değer—olarak yer verilmiştir.” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüş, davacının talebinin —– olduğu belirlenerek yargılamaya bu miktar üzerinden devam olunmuştur.
Dava, hukuki niteliği itibariyle; taraflar arasında akdedilen harfiyat sözleşmesinden kaynaklı davacının iddia ettiği bakiye alacağının tahsiline ilişkin alacak davasıdır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık ise; davacının bakiye alacağının olup olmadığı, alacağı var ise miktarı hususlarında uyuşmazlık olduğu tespit edilmiştir.
Dosya üç kişilik bilirkişi heyetine tevdi edilerek —— tarihli bilirkişi heyet raporu alınmıştır. Raporda özetle; taraflar arasında eser sözleşmesi niteliğinde sözleşeme olduğu, sözleşmede ücretin sabit birim fiyatlı götürü ücret şeklinde kararlaştırıldığı, davacının talebinin yaptığını iddia ettiği ek iş ücretlerine ilişkin olduğu, davacı şirketin ticari defterlerine göre davalıdan — olduğu, davalının toplam yapmış olduğu ödemenin ise –olduğu, davacının bakiye alacağının —- olduğu rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; taraflara arasında eser sözleşmesi niteliğinde—- akdedildiği, sözleşmeye göre davacının yapacağı —-olarak,——–olarak belirlendiği, bunun dışında kalan ve davacı tarafından yapılan işlerin ise sözleşme kapsamında olmayan ek işler olduğu, davacı yüklenicinin ek işler ile ilgili yapmış olduğu işlerin ücretine de hak kazanacağı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda da belirlendiği üzere——— çalışmasına ilişkin herhangi bir belgenin olmadığından buna ilişkin talebinin ispat edilemediği, makine bekleme bedeline ilişkin de taraflar arasında bu konuda sözleşme hükmü olmaması nedeniyle bu talebin de yerinde olmadığı, davacının toplam yapmış olduğu hafriyatın haritacı tarafından yapılan ölçüme göre —olduğu,—-olduğu, ek iş olarak yapıldığı belirlenen stabilize malzeme bedelinin — olduğu, ek iş olarak yapılan hafriyat aktarma bedelinin ——– olduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar davacı taraf davalının cevap dilekçesi ekinde sunduğu – isimli makbuzların hesaplama yapılırken dikkate alınmamasını talep etmiş ise de; söz konusu makbuzların incelenemesinde bir kısmında teslim alan bölümünde —– isminin yazılı olduğu ve imzanın bulunduğu, bir kısmında ise sadece imzanın bulunduğu tespit edilmiştir. Her ne kadar ödeme makbuzlarının bir kısmında isim yazmıyor ise de; —– yazıldığı makbuzlar ile isim olmayan makbuzlardaki imzaların aynı olduğu, —– davacı şirket yetkilisi olduğu, makbuzlardaki imzalara açıkça itiraz edilmediği, bu nedenle makbuzlardaki imzalar üzerinde imza incelemesine gerek olmadığı, bu nedenlerle bu makbuzlarda belirtilen miktarlarda davalının ödeme yapmış olduğu kabul edilmiştir.
Her ne kadar davalı taraf faturada belirtilen bir kısım işlerin sözlşeme kapsamında olmadığını ve hesaplamada dikkate alınmaması gerektiğini savunmuş ise de; eser sözlşemelerinde ek işin yapılmasının mümkün olduğu, stabilize malzemesi taşınması işinin ve harfiyat aktarma işinin ek iş olarak yapıldığının bilirkişi raporunda belirlendiği, bu işlerin ek iş niteliğinde olduğu ve davacının bu bedelleri talep edebileceği kanaatine varılmıştır.
Yine davacı yapılan harfiyat işinin daha fazla olduğunu idddia etmiş ise de; sözleşmede açıkça harfiyat ölçümünün haritacılar tarafından yaptırılacağının belirlendiği, davacı tarafından herhangi bir ölçüm evrakının dosyaya sunulmadığı, davalının ise ölçüm belgesini sunduğu, davacının fazla yapıldığını iddia ettiği harfiyat işini ispat edemediği, davalının yaptırmış olduğu ölçümün hesaplamada kullanılmasının doğru olduğu kanaatine varılmış, davacının dava dilekçesindeki talebinin bilirkişi tarafından belirlenen bedelden daha düşük olması ve davacının ıslah için süre talep etmemiş olması dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;—– tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 683,10-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 170,78-TL harcın mahsubu ile bakiye 512,32-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 196,49-TL peşin harç ile 54,40-TL başvuru harcın toplamı olan 250,89-TL ‘nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından harcanan toplam 3.207,20-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir olunan 4.080,00-TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili, davacı şirket yetkilisi ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.16/11/2021