Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/224 E. 2022/351 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/224 Esas
KARAR NO : 2022/351

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/06/2020
KARAR TARİHİ : 12/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin inşaat işlerine esas olmak üzere—– satım ve kiralama üzerine iştigal ettiğini, davalı şirketin ise davacıdan menkul malzeme satın aldığını, tarafların —alma fatura içeriklerinde yer alan menkul malzeme adet,—anlaştıklarını ve— faturaların davalı tarafından kaşe ve imzalanarak kabul edildiğini, bu anlaşma gereği menkul malzeme teslimlerinin davalı tarafa yapıldığını ve söz konusu satımlara ilişkin fatura düzenlenerek davalı tarafa tebliğ edildiğini, davalı şirketin davacı şirkete satıştan kaynaklı yükümlülüklerini yerine getirmediğini, borcunu ödemekten imtina ettiğini, en nihayetinde müvekkili şirketin satıştan doğan alacakları için cari hesap ekstresi kadar olan kısmının tahsil edilmesi amacıyla— sayılı dosyası üzerinden icra takibine geçildiğini, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiğini, söz konusu icra takibine, davalı borçlu tarafından haksız olarak itiraz edildiğini ve itiraz üzerine icra takibinin durduğunu, davacı müvekkili şirketin alacağının taraflara ait ticari defterlerin incelenmesi ile sabit hale geleceğini, icra takibine konu borç likit olduğundan İİK’ nun 67/2 maddesi uyarınca davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin gerektiğini, davalı borçludan yegane alacaklarının işbu dava konusu tutar olmadığını, yine taraflar arasındaki kiralama ve/veya satıştan kaynaklı olarak davalının davacı şirkete başkaca ilave borçlarının da bulunduğunu belirterek davalının — dosyasına haksız ve kötü niyetle yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, haksız itiraz nedeniyle davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu edilen —— Esas sayılı dosyası takip talebine bakıldığında takibin konusunun 25.11.2019 tarihli cari hesap olduğunun görüleceğini ancak cari hesabın içeriğiyle ilgili herhangi bir açıklama yapılmadığı gibi ödeme emri ekine de herhangi bir evrak sunulmadığını, bu anlamda davacının ödeme emrine konu borcunun hiçbir şekilde gerçek olmadığının açık olduğunu ödeme emrinin içeriğinin de belli olmadığını, dava dilekçesinde belirtildiği üzere davalının taraflar arasında birden fazla icra takibi olduğunu bu icra takiplerinden 3’ünün konusunun cari hesap alacağı olduğunu, davacı tarafından kötü niyetli olarak mükerrer talepte bulunulduğunu, davacının haksız çıkar sağlama amacıyla işbu mükerrer takipleri gerçekleştirdiğini, keza taraflar arasında imzalanmış herhangi — bulunmadığını davacının mükerrer takiplerle davalı aleyhine takip başlattığını, davacının henüz doğmamış bir alacağı süresinden önce icra takibe konu ettiğini, müvekkili tarafından davaya konu faturalara ilişkin olarak —alımının olmadığını, faturaların ve —malların tebliğ alındığına dair ortada herhangi bir imzanın bulunmadığını, dosyaya sunulu irsaliyelerde yer alan kişilerin müvekkili şirket ile hiçbir ilişkisinin bulunmadığını, üzerinde yazılan ibarelere bakıldığında nakliye şirketine ait olduklarının görüleceğini, davacının başlatmış olduğu takiplerin tutarının müvekkilinin cari hesap borcunun çok üstünde bulunduğunu işbu durumun açılan takipler ve cari hesap ilişkisinin incelenmesi ile açıkça ortaya konulacağını, müvekkilinin davacıya yönelik olarak hiçbir borcunun bulunmadığını, takibe konu cari hesap alacağının belirsiz olması, alacağın limit olmaması, takip talebinde ve ödeme emrinde takip konusu belgenin yer almaması, davacı tarafından mal tesliminin sağlanmaması ve faturaların teslim edilmemesi, mükerrer icra takiplerinin bulunması, davacının kötü niyetli olarak işlemlerde bulunduğunun mahkeme kanalıyla ortaya konması ve ayrıca taraflar arasındaki cezai sürecin de hala devam ettiği ve aslında müvekkilinin davacıdan alacaklı olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, davacı tarafça cari hesap alacağına istinaden başlatılan — davalı tarafça yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Mahkememizce icra dosyası celp edilmiş, incelenen icra dosyasında davalı yana ödeme emrinin 09/01//2020 tarihinde tebliğ edildiği davalının süresi içerisinde 15/01/2020 tarihinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır. Davacı tarafça davaya konu takip dışında başlatılan tüm takipler ve icra hukuk mahkemesinden borca itiraz dosyası celp edilmiş, tarafların defterlerinin incelenmesi amacıyla dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bilirkişice tanzim edilen — tarihli raporda özetle: “Davacı ve davalı şirketin incelenen — beratlarının süresinde alındığı, TTK ve VUK hükümlerine uygun tutulduğu, davalı şirketin defterlerinde davacı şirkete ait hesap hareketlerinin incelenmesinde 21.284,32-TL borçlu gözüktüğünün tespit edildiği, taraf defterlerinin mutabık olduğu, eş deyişle davacının e-fatura olarak tanzim ettiği tüm faturaların davalı defterlerinde de kayıtlı olduğu, davacının defterlerindeki hatalı işlemleri düzeltilmesi halinde davacının kendi defterlerinde 121.284,32-TL alacaklı durumuna geçeceği, bu alacakların tahsili için de başka icra müdürlüklerinde takip başlatıldığı, davacının—dosyasında talep etmiş olduğu 50.000,00 TL tutarlı alacağını ispatlayamadığı” yönünde görüş bildirmiştir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı tarafın rapora itirazlarının değerlendirilmesi amacıyla ek rapor alınmasına karar verilmiş, alınan 14/03/2022 tarihli ek raporda özetle: “Davacı vekili tarafından dava dosyasına sunulan çek fotokopisinin yapılan incelemesinde keşidecisinin davalı— olduğu, karşılıksız çıktığına ilişkin şerhin bulunduğu ayrıca çek aslını elden teslim aldım—-olduğunun görüldüğü, kök raporda, davacı şirket
tarafından davalı şirket aleyhine başlatılan birden çok icra takibinin olması, çeklerin karşılıksız
çıkması ve davalı şirket tarafından yapılan bir takım ödemelerin karşılıksız çıkan çeklere ilişkin
kısmi ödemeler yapılmış olması nedeniyle tarafımca sehven hataya düşüldüğünden, sehven
yapılan hataya ilişkin davacı itirazlarının yerinde olduğu, esasen eksik girilen kayıtların eklenmesiyle davacı şirketin kendi defterlerinde 321.284,32-TL alacaklı durumuna geçeceği, davacının 25.11.2019 takip tarihi itibariyle 50.000,00 TL alacağını talep edebileceği, davalının belirttiği şekilde herhangi bir
mükerrer talebin bulunmadığı” yönünde görüş bildirmiştir.
Fatura tek başına alacağı ispata elverişli değildir. Fatura konusu hizmetin/malın karşı tarafa teslim edildiğine yönelik başkaca yazılı belgelerle desteklenmesi gerekir.Ancak davacı tarafından düzenlenen faturanın davalı ticari defterlerine kaydedilmesi faturada belirtilen malın/hizmetin davalı tarafça teslim alındığına karine teşkil eder.Mal/Hizmet alınmadığının ispat yükü bu durumda davalıya aittir. Davalı bu hususu ancak yazılı delillerle ispat edebilir. Bilirkişi raporu incelendiğinde her iki tarafın defter ve kayıtlarında faturaların birbiri ile uyumlu olarak kaydedildiği anlaşıldığından, davacının mal/hizmet teslimini ispatladığı kanaatine varılmıştır. Uyuşmazlık davalı aleyhine başlatılan 5 ayrı icra takibi olduğu gözetildiğinde davacının dava konusu takip miktarı kadar davalıdan alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere her iki tarafın defter ve kayıtlarına göre 21.284,32-TL davacı alacaklı olup, bu miktar——-takibinde 1.567,51-TL olarak talep edilmiştir. Davalı genel olarak ödemeleri çek yoluyla yapmış,——- nolu çekler karşılıksız çıkmıştır. Bunun üzerine davalı— çek bedeli yönünden tamamının— nolu çek yönünden ise 50.000,00-TL’sinin ödendiğinden bahisle itiraz edilmiş, davacı tarafça başlatıla—-Sayılı icra takibinde ödeme emri düzenlenerek alacak talebi 100.000,00-TL’ye indirilmiştir. Her iki tarafın defter ve kayıtlarında hatalı olarak karşılıksız—ödenmiş gibi aynen bırakıldığından, bakiye borç esasen ters kayıt işlemi ile ——-kalmıştır. Bu durumda 100,000,00-TL’lik alacağın da — Sayılı icra takibine konu edilmesinin sebebinin bedelsiz çek olduğu, davacının davalı tarafça —çeke istinaden yaptığı sanılarak takibin ilk etapta 300.000,00-TL olarak başlatıldığı sonradan davalının itirazı üzerine takibin düzeltildiği anlaşılmıştır. Bilirkişi kök raporunda bu hususları tespit etmiş, davacı tarafça karşılıksız çıkan ancak tarafların cari hesabında — işlemi yapılmayan yani ödenmiş gibi görünen 200.000,00-TL’lik çek bedeli daha bulunduğu iddia edilmiştir. Ek raporun ekinde bulunan — seri numaralı– karşılıksız çıktığı çek görüntülerinden belli olup, her iki tarafın defter ve kayıtlarında bu çek için de– yapılsaydı esasen davacının davalıdan toplamda 321.284,32-TL alacaklı olacakken 21.284,32-TL alacaklı göründüğü, sonuçta gerçekte karşılıksız çıkan bir çek yönünden daha 200.000,00-TL alacaklı olduğu, davalının gelinen aşamada karşılıksız çıkan bu çek yönünden bir ödeme yaptığını ispat edemediği anlaşılmış, davacı tarafça bu bedel de bölünerek iki ayrı icra takibine konu edildiğinden—- mükerrer bir takip yapılmadığı kanaatine varılmış, davanın hükme esas alınan ek rapor doğrultusunda kabulüne karar vermek gerekmiş, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1—-. sayılı icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın iptali ile takibin 50.000,00-TL asıl alacak üzerinden asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar 3095 sayılı kanun 2/2 md. uyarınca yıllık %18,25 ve değişen oranlarda işleyecek avans faizi yürütülmek sureti ile devamına,
2-Kabul edilen asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 3.415,50-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 603,88-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 2.811,62-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 603,88-TL başvurma harcı, 54,40-TL peşin harç toplamı olan 658,28-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarfedilen toplam 1.296,00-TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden — göre davacı vekili için takdir olunan 7.300,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca Adalet Bakanlığı tarafından — zorunlu arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
8- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.