Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/194 E. 2021/63 K. 14.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/194 Esas
KARAR NO : 2021/63

DAVA : Tazminat (İşyeri Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/09/2014
KARAR TARİHİ : 14/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (İşyeri Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ——— tarafından her yıl yapıldığını ve ————— edildiğini, ———– sigortası yaptırmasının zorunlu tutulduğunu, bu denetim nedeniyle ———– maili aracı ile —— istediklerini ve hangi teminatları kapsaması gerektiği hususunda mail gönderdiklerini— şahısların araçları için ———— verildiğini, ancak dava —, davalı — —— bulunmadığını, bu ————– edildiğini, bunun üzerinde—— telefon görüşmesinde test sürüşünün de sigorta kapsamında kabul edildiğinin bildirildiğini,—————araçla test sürüşündeyken kaza geçirdiğini, kaza sonrası aracın ön kısmında hasar oluştuğunu, davalı—-bildiriminde bulunulduğunu, davalı sigorta şirketi tarafından gönderilen eksper tarafından yapılan değerlendirmede hasarın 9.600,00-TL olduğu, ancak teminatın test sürüşünü kapsamadığının belirtildiğini, bu nedenle müşterisinin aracının tamir masrafının davacı tarafından karşılandığı ve 6.887,48-TL aracın tamiri için ödeme yapıldığını müvekkilinin açıkça bildirmiş olmasına rağmen test sürüşünün teminata dahil edilmemesi nedeniyle davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu beyan ederek davanın kabulünü talep etmiştir.
SAVUNMA : Davalı —- —-tarafından ——– nolu — yenilenmesi için teklif verildiğini ve yenilenmesi istenen sigorta poliçesindeki teminatları içeren ————– —— bu poliçede de bulunmadığını, —- verilmesi gereken tüm teminatların eksiksiz verildiğini, davacının —— —– teminat olmadığını, bu teminatın ———- olduğunu ve davacı tarafından —— hususunda bir talebin olmadığını, davacının uğradığını iddia ettiği zarardan sorumlu olmadıklarını, davacı tarafından verilmesi istenen teminatın kendileri tarafından verilmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafın tacir olduğunu ve talep ettiği poliçenin kapsamını araştırması gerektiğini, ekonomik bir poliçe yaptırdığı için uğradığı zarara katlanması gerektiğini, aracı konumda olduklarını,—– şirketinin verdiği yetkileri aşmalarının mümkün olmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ——vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketi tarafından ————–, yapılan ————esnasında meydana geldiği için uğranılan zararın teminat kapsamında olmadığını, davacının delillerinin müvekkili sigorta şirketine tebliğ edilmediği için davacının delillerine karşı delil sunma haklarının saklı olduğunu, davacı tarafından yenilenmesi istenen poliçe iddiasının doğru olmadığını, ————nezdinde yapılan ilk poliçe olduğunu, davacının daha önce yaptırmış olduğu poliçenin başka sigorta şirketinden yaptırıldığını, müvekkili tarafından tanzim edilen poliçenin yenileme poliçesi olmadığını, davacının işbu dava ile, teminata alınmayan bir riskle ilgili hasar tazminatı talep etmekte olduğunu, sigortalı veya sigorta ettirenin TTK. nun 1423/2. Maddesi uyarınca poliçeye ilişkin 14 günlük bir itiraz süresi bulunduğunu ve bu itiraz hakkını kullanmadığını, tazminat talebinin iyi niyet ile bağdaşmayacağını, ———– tarafından——- olduğunun davacıya bildirilmiş olmasına rağmen eksikliğin giderilmesi için talepte bulunulmadığını davacı tarafından———-olmadığını, bu ——— ifadeleri veya——— ile yapılan bildirimlerin kendilerini bağlamayacağını, bu ——— yapılan itirazların da yasal bir dayanağının bulunmadığını, sigortalının beyanına göre sigorta poliçesinin düzenlendiğini, beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE : Dava,—— poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizin ———– Sayılı ilamı ile;
“1———- tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan —–tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan,—– benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır.
Taraflar arasında akdi bir ilişki olup davalının sorumluluğunun kaynağı davacıyla yaptığı —- aykırılıktır.
Görev, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmalıdır.
Davalı sigorta şirketi ile davacı arasındaki ilişki ise 6502 sayılı Kanunun 3/1 maddesi kapsamında kalan tüketici işlemlerinden kaynaklanmakta olup dava tarihi ——–
Bu nedenle davacının açtığı tazminat davasında Tüketici Mahkemesi’nin görevli olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
2-Bozma neden ve şekline ——– bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir. ” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ve bozma ilamındaki gerekçeler dikkate alınarak görevsizlik kararı verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın görev dava şartı yokluğundan, HMK 114/1-c,115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine,
2-Görevli mahkemenin ——- Tüketici Mahkemesi olduğuna,
3-HMK ‘nun 331/2. maddesi gereğince yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda görevli mahkemece karar verilmesine,
4-HMK ‘nun 331/2. maddesi son cümlesi uyarınca dosya süresi içinde görevli mahkemeye gönderilmediği takdirde talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda mahkememizce karar verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde HMK’nun 20/1. maddesi uyarınca 2 haftalık kesin süre içinde başvurulması halinde dosyanın görevli mahkemesine gönderilmesine, belirlenen süre içinde başvurulmadığı takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde Temyiz Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.