Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/191 E. 2022/219 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/191 Esas
KARAR NO : 2022/219

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/09/2014
KARAR TARİHİ : 15/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında—- üzerinde——— denetim hizmet sözleşmesi akdedildiğini, davalının üzerine düşen bedeli ödemekten imtina ettiğini, —- keşide edilen ihtarnamede faturanın tebliğ edildiğini, alacağın
tahsili amacı ile—-sayılı dosyası ile icra takibi
başlatıldığını, davalının ödeme emrine itirazı ile icra takibinin durduğunu açıklanan nedenlerle davalının
itirazının iptaline, takibin devamına, itirazın haksız ve kötü niyetli olması sebebiyle alacağın %20
sinden az olmamak üzere davalı aleyhine icra inkâr tazminatın hükmedilmesine karar verilmesini
talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dilekçe ekinde bulunan adi sözleşmede—davalı şirkete iade edileceği konusunda anlaştıklarını, bu anlaşma neticesinde tarafların
birbirine herhangi bir hak ve alacağı kalmadığını, davacı şirketin ortaklık yapısının değişmesi
sonuncunda olmayan borçların tahsiline yönelik hareket ettiğini, tarafların çalışmış oldukları —— yüksek olması sebebiyle — şirketlerinin arasında özel sözleşmeler yapıldığını, —- şirketlerinin kendilerine ödenmesi gereken yasal oranların belli bir kısmını iade ettiklerini,—- — hizmet —yapılan —- ödenmiş olduğunu ve———tarafından tahsil edildiğini beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle taraflar arasında akdedilen — kapsamında bakiye alacağa istinaden başlatılan — sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Eldeki dava Mahkememizde —-dosya numarasını almış, Mahkememizce—- belgeler celp edilmiş, gelen kayıtlarda davalı tarafça —– yapıldığı anlaşılmıştır. Tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için mali müşavir bilirkişiden rapor alınmış olup, bilirkişinin 15/01/2015 tarihli raporunda özetle; davacı ticari defter ve kayıtlarına göre davalıdan 53.839,54-TL alacaklı durumunda bulunduğu, davalının defterlerini ibraz etmediği belirtilmiştir. Alınan rapor doğrultusunda mahkememizce davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, verilen kararın davalı tarafça temyizi üzerine —— Kanunun düzenlediği — verilen bir hizmet olup — için bununla ilgili iş ve işlemlerin —denetlenmesi ve— Kanunun gereğidir. Ayrıca —-ücrete hak kazanıp kazanmadığı da yapılan—-belirlenmektedir. Bu hususlar ise ancak aralarında — bulunduğu bilirkişi— belirlenebilir. Bu nedenle mahkemece içinde — heyeti oluşturulup denetlenen —- rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, HMK’ nın 267. maddesindeki “Mahkeme, bilirkişi olarak, yalnızca bir kişiyi görevlendirebilir. Ancak,—- belirtilmek suretiyle, tek sayıda, birden fazla kişiden oluşacak bir kurulun bilirkişi olarak görevlendirilmesi de mümkündür.” usul de gözetilmeksizin — alındıktan sonra dosyanın yapı ——- edileceğine karar verildiği halde bu husus da yerine getirilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş olup davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bu nedenle bozulması ” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkememizce bozma ilamına uyulmuş, dosyanın bozma ilamı kapsamında inceleme yapılması amacıyla—–müşavir bilirkişi heyetine tevdine karar verilmiş, alınan 11/11/2021 tarihli raporunda özetle: “Dava konusu — görüldüğü, inşaatin tamamlandığı ve uzun bir süredir yaşamın başladığının görüldüğü, — hesaplandığı, —- olduğu, davalı tarafından sunulan —tam olarak anlaşılamadığı, dava konusu ödenmesi talep edilen — ilave başka alanların da olduğu ve bu alanların denetlenmesi karşılığında— konusunda anlaşıldığı, geçmiş yıllarda –bedellerinin yüklenici tarafından yüksek bulunup kendi aralarında yaptıkları bir adi sözleşme ile bu bedellerin bir kısmının iade edildiği, fakat burada detayların ve şartların tam olarak bilinmemesi sebebiyle taraflarınca dikkate alınmadığını, taraflar arasında akdedilen sözleşmede yaklaşık bedel belirlendiğini, yapıldığı yer ve zamandaki eserin değerine ve yüklenicinin giderine bakılarak belirleneceği, nitekim teknik incelemede eser bedelinin — bildirilmiştir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davalı rapora itiraz etmiş ise de; kök rapordaki görüşleri değiştirecek bir belge ibraz etmediğinden ayrıca itirazların mahkememizce de giderilebileceği anlaşıldığından yeni bir rapor almaya gerek görülmemiştir.
Davalının cevap dilekçesindeki iddialarından — ödendiği ve davacının — Ne var ki celp —– ödeme bulunduğu tespit edilmiştir. Davacının hak edişi bilirkişice 64.792,00-TL olarak hesaplanmış olup, bu miktar mahsup edilse dahi takip tarihi itibariyle davacının davalıdan defter ve kayıtlarındaki gibi 53.839,54-TL alacağı mevcuttur. Davalı gelinen aşamada başkaca bir ödeme yapıldığını ispatlayamamıştır. Davalının diğer iddiası ise taraflar arasında akdedilen adi sözleşme gözetildiğinde— kendisine tekrardan iade edileceğine ilişkindir. —-taşınmaz dışında—bilgileri olan dava dışı taşınmazın da konu edindiği, — olarak anlaşıldığının belirtildiği, yine—- yatırılacağı ve davacının bu taksiti çektiğinde davalıya iade edeceği belirtilmiştir. Davacı bu dairelerin kendilerine hiçbir zaman teslim edilmemesi sebebiyle– mevcut olmadığını beyan etmiştir. Dosya kapsamında davacının beyanı ve adi sözleşmedeki gibi davacıya verilecek 3 taşınmazın davalı tarafça teslim edildiğine ilişkin hiçbir belge/beyan yoktur. Hal böyle olunca davacının beyanlarına itibar etmek gerekmiş, anlaşılan — davalı teslim edimini yerine getirmediğinden—davalıya iade edilmesini gerektirir bir durum olmadığı, sözleşme şartlarına uyulmadığı, sonuçta davacının yaptığı iş karşılığı hak edişini tahsil edemediği kanaatine varılmıştır. Aksi halde dahi sözleşmede sadece ilk taksitin iadesi için anlaşıldığı, yapılan 10.777,00-TL ödemenin ilk taksit olduğu— davalı tarafça bu bedelin ödendiğinin de ispatlanamadığı kanaatine varılmış, Mahkememizce verilen ilk hüküm davacı tarafça temyiz edilmediğinden ve hükme esas alınan bilirkişi raporu, defter ve kayıtlar doğrultusunda takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 53.839,54-TL alacağının bulunduğu kanaatine varılmış, davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar reddedilen miktar 9.845,36-TL ise de; Mahkememizce verilen ilk kararda 984,53-TL’nin reddine şeklinde hüküm kurularak davalı yararına 984,53-TL vekalet ücreti takdir edildiği, yine icra inkar tazminatına hükmedildiği, davalının hükmün bu bentlerini temyiz etmeyerek davacı yararına icra inkar ve reddedilen miktar yönünden hak edilen vekalet ücretinde usuli kazanılmış hak oluşturduğu anlaşıldığından, icra inkar tazminatı ve 984,53-TL vekalet ücreti takdir edilmiş, neticeten davanın kısmen kabulüne, itirazın kısmen iptaline dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
Davacının davasının KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE,
1-Davacı tarafça başlatılan —-. sayılı icra dosyasında davalı tarafça yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 53.839,54-TL’lik asıl alacak üzerinden aynen devamına, fazlaya ilişkin (faiz ve asıl alacak) istemin reddine,
2-Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen asıl alacağın %20’si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 3.677,78-TL harçtan peşin alınan 1.087,60-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.590,18-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 1.087,60-TL peşin harç, 25,20-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 1.112,80-TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından harç dışında harcanan 3.124,00-TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan (%84,54 Kabul, %15,46 Ret) 2.641,03-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından harcanan —-giderinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan (%84,54 Kabul, %15,46 Ret) 23,19-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı kendisini vekille temsil — hesaplanan 7.799,14-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden usuli kazanılmış hak gözetilerek Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13. maddesine göre hesaplanan 984,53-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Tarafların artan gider avansı bulunması halinde karar kesinleştiğinde kendilerine iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere davalı vekilinin yüzüne karşı davacı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.