Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/19 E. 2020/100 K. 30.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/19 Esas
KARAR NO : 2020/100 Karar
DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/06/2019
KARAR TARİHİ : 30/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkili ——- ortaklığı tarafından —— kullanılmak üzere davalılar arasında 10/10/2014 tarihinde konusu;”———–grubu temini ve devreye alınması ” olarak tanımlanan malların kararlaştırılan teslim yerinde Müvekkili ortaklığa teslimi ile tam, kusursuz ve çalışır durumda kurulumunun gerçekleştirilmesi hakkında “——— sözleşme nolu “—– akdedildiğini, iş bu sözleşmenin tarafları alıcı sıfatıyla müvekkil ortaklık, üretici sıfatıyla —— yerleşik olmayan davalı ….———–.,—–sıfatıyla davalı ——— olmakla, konusu, alıcının gereksinimi olan tipleri, adetleri, ebatları ve kaliteleri belli, yürürlükteki standartlara uygun nitelikteki malların ilgili mevzuat, sözleşme ve eklerinde yer alan hüküm ve şartlara uygun olarak üretici tarafından üretilerek teslim yerinde alıcıya teslim edilmesini teminen mümessile teslimi ve mümessil tarafından, sözleşmede belirtilen iş programı tarihi ve tarihlerinde teslim yerinde tam kusursuz ve çalışır durumda kurulumunun gerçekleştirilmesi hakkında olduğunu, sözleşmedeki hüküm ve şartlara aykırı şekilde, kusurlu olarak imal ve temin edilen kule vinçlerinin ayıplı olduğu, bu durumun davalıların sorumlulğunun gerektirir mahiyette olduğunu, davalılar bakımından sözleşme konusu malların ayıplı olduğunun İstanbul Anadolu —–. Sulh Hukuk Mahkemesinden alınan bilirkişi raporu ile sabit olduğu, davalı üretici ile üretici ve kendi adına hareket eden davalı mümessil şirket sözleşme konusu malların ayıplı olması nedeniyle müvekkil şirkete karşı müştereken ve mütesilsilen sorumlu olduğunu, sözleşmede taraflarca onarım garantisi kararlaştırılmış olduğundan ayıplı malların ivedilikli olarak onarımının gerekmekte olduğunu, davalılar tarafından sözleşme hükümleri ihlal edildiği, müvekkili ortaklığın zarara uğradığını, bu sebeple öncelikle söz konusu malların sözleşmenin garanti hükümleri kapsamında bulunması sebibiyle bilabedel onarımının davalılarca gerçekleştirilmesi ile birlikte TBK’nın 112. maddesi kapsamında sözleşme konusu borcun davalılar tarafından gereği gibi eksiksiz ve tam şekilde ifa edilmemiş olmasından kaynaklanan ortaklığın uğramış olduğu zararın giderilmesine, sözleşme konusu malların garanti hükümleri kapsamında onarımı mümkün olmayacak ise; gerek ——– tarihli — ile gerekse de İstanbul Anadolu —–. Sulh Hukuk Mahkemesinin —- Değişik İş sayılı dosyasından tanzim olunan —– tarihli Bilirkişi Raporu ile tespiti yapıldığı üzere sözleşme konusu malların ayıplı ifası ve kurulumu sebebiyle uğranılan zararın bankalara uygulanan en yüksek ticari avansı faizi ile birlikte davalılardan tazminine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE :
Dava; Hukuki niteliği itibariyle —– tarihli —– nolu “——— —– uyarınca sözleşme konusu ———- eksik, kusurlu, ayıplı temini ve kurulumu sebebiyle söz konusu ayıbın giderilmesi, garanti hükümleri kapsamında onarımı mümkün olmayacaksa ayıplı ifa dolayısıyla uğranılan zararın tazminine ilişkindir.
Mahkememiz —– Esas sayılı dosyasının —- tarihinde yapılan duruşmasında; Davacıların davalı … hakkında açtığı davanın bu dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kayıt edilmesine karar verilmiş olup, Mahkememiz yukarıdaki esas numarasına kaydı yapılmıştir.
19/12/2018 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak —— tarihinde yürürlüğe giren 7155 Sayılı Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesinden sonra gelmek üzere eklenen 5/A hükmü ile; “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” şeklinde yapılan düzenleme ile konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak düzenlenmiştir.
6235 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 3’üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile,
“Dava şartı olarak arabuluculuk,
Madde 18/A – (1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmünü haizdir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 114/1’de dava şartları ayrı ayrı sayılmış, 114/2’de de diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu düzenlenmiştir. HMK. 115/1.maddesi gereğince dava şartları mahkeme tarafından yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; dava dilekçesi, duruşmadaki davacılar vekili beyanlarından, davacının, davalı … hakkında arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açtığı, dava açıldıktan sonra arabuluculuğa gidildiği anlaşılmaktadır.
6102 Sayılı TTK.’nın 5/A maddesinin 1. fıkrasına göre, arabulucuya başvurunun dava şartı olarak düzenlendiği, davanın arabuluculuya başvuru yapılmadan açılmış olduğu ve belirtilen dava şartının sonradan giderilebilir nitelikte bulunmadığı anlaşıldığından, davanın HMK. m. 114/2 ve 115/2 gereği dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın, TTK. m. 5/A, 6325 Sayılı Kanun m. 18/A ve HMK. m 114/2, 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Alınması gereken ——–harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3- Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4- Karar kesinleştiğinde ve talep halinde bakiye gider avansının davacıya iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.