Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/180 E. 2022/505 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/180 Esas
KARAR NO : 2022/505 Karar

DAVA : Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 06/05/2020
KARAR TARİHİ : 07/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin,———– maruz kalabileceği, hasar zarar ve ziyana karşı teminat sağladığını, ——– tarihli fatura ile—— taşınması işini davalı şirketin üstlendiğini ———— ile dava dışı alıcının —–tesislerine taşındığını, taşınan —– teslimi——– ——-emtianın taşıma —– suretiyle hasarlandığının tespit edildiğini ve tespit edilen emtia hasarı——– düşüldüğünü, ayrıca hasarın tutanak altına da alındığını, yaptırılan ekspertiz çalışması neticesinde toplam hasar —-edildiğini, bu bedeli müvekkilinin ——- ödediğini ve böylelikle de sigortalısının haklarına halef olduğunu, hem akdi he de kanuni —— sıfatını kazandığını, meydana gelen ——- haiz olan davalının sorumluluğu ve hâkimiyeti ——- gerçekleştiğinden, tamamının tazmininden sorumlu olan davalı aleyhine iş bu davanın açılması zarureti doğduğunu beyan ederek davacının—- tutarındaki alacağının —– Konvansiyonunun 27. Maddesi uyarınca dava tarihinden itibaren işleyecek yıllık %5 faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının TTK md.1472 uyarınca—- haklarına —–olabilmesi için somut olayda sigortalısının maddi yönden menfaatinin zarara uğradığını ispat etmesi gerektiğini, sigortalısı —- bedelini tahsil etti ise yük üzerinde menfaatinin de kalmayacağını ve davacının yaptığı ödemeyle sigortalısının sebepsiz zenginleşmesine neden olacağından, davacının tazmin ettiği bedeli rücu konusu yapamayacağını, somut olayda davacının siğortalısının sevk ettiği mal üzerinde menfaatinin kalmadığının alıcı adına dava dışı—– düzenlediği mal faturasındaki —— kaydına göre somut olayda emtianın boşaltma —— ulaşmasıyla, —-üzerinde hasar ve yararın malın —— geçtiğini, davacının rücu talebini çerçeve anlaşma niteliğindeki abonman sözleşmesine bağlı olarak dava konusu taşıma işi için düzenlediği—- bir poliçeye de dayandırmadığını, müvekkilinin ise dava konusu taşıma işinde taşıyan sıfatının bulunmadığını, herhangi bir taşıma belgesi düzenlemediğini, müvekkilinin bu taşımadaki taşıma işleri—- olarak TTK md.928 ve md. 918’e göre sorumluluğunun ancak malın müvekkilinin uhdesinde bulunduğu sırada hasar görmesi halinde söz konusu olabileceğini, bu nedenle davacının fiili taşıyıcılar yerine müvekkiline tazminat bağlamında sorumluluk yükleyemeyeceğini, kaldı ki — tabi dava konusu taşıma işi icra edilirken emtianın hasar gördüğüne veya nedenine dair denetime elverişli herhangi bir veri olmadığını,—- —– bulunmadığını, ——- göre alıcısına hasar şerhi olmadan teslim edilen emtiada nakliye sürecinde meydana geldiği öne sürülen hasar/zarar için —Md.30’da öngörülen şekilde ve sürede herhangi bir hasar ihbarı da yapılmadığı için davacı tarafın hasarın ne zaman oluştuğunu ispatlaması gerektiğini, nakliye sürecinde oluştuğu kesinlik kazanmadan iddia edilen zararın tazmininden taşıyıcının mesul tutulamayacağını, davacının müvekkiline rücu talebi yöneltemeyeceğini beyan ederek davanın aktif ve pasif husumet itirazları nedeniyle usulden, her halükarda haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olması nedeniyle esastan reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacının üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle, taşıma konusu emtianın davalı tarafça taşınması esnasında hasar uğradığı iddiasına dayalı olarak sigortalıya ödenen tutarın rücuen tahsili, davacı ödemesinin lütuf ödemesi olup olmadığı zarar ve sorumluluk durumlarının tespitine ilişkin bulunmaktadır.
Mahkemece tarafların gösterdikleri deliller toplanmış,—–alanında uzman bilirkişiye verilerek, rapor alınmıştır. Bilirkişi raporunda özetle; dava dosyasına intikal eden bilgi ve belgelere göre davacının somut olay için davalıdan rücuen (veya temlik alacaklısı olarak) talep edebileceği herhangi bir alacağının bulunmadığı” şeklinde görüş bildirilmiştir.
Davacı itirazları doğrultusunda dosya bilirkişiye verilerek, ek rapor alınmıştır. Bilirkişi ek raporunda ; 11.06.2021 tarihli raporda daha önce açıklanan; “davacının somut olay nedeniyle davalıdan rücuen — talep edebileceği tazminat alacağının bulunmadığı. yönündeki görüşünü muhafaza ettiğini, sunulan görüşte değişikliğe gidilmesini gerekli kılacak herhangi bir hususun, denetime elverişli bilgi ve/veya belgenin bulunmadığı, belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve alınan bilirkişi kök ve ek raporları birlikte değerlendirildiğinde; Davacı, taşıma konusu emtianın davalı tarafça taşınması esnasında hasar uğradığı iddiasına dayalı olarak sigortalıya ödenen tutarın rücuen tahsili talep etmektedir. Dosya kapsamında alınan bilirkişi kök ve ek raporu oluşa ve denetime uygun bulunmakla Mahkemece de hükme esas alınmıştır. CMR 30.maddesinde; ——etmeden veya ziyan ve hasarın açıkça görüldüğü hallerde teslim anında veya açıkça görülmediği hallerde teslimden—– içinde durumu kendisine bildirmeden malı tesellüm ederse, bu husus onun yükü sevk mektubunda belirtildiği şekilde alındığına kanıt oluşturur. Açıkça gözükmeyen ziyan veya hasarlarda bildirme yazılı olarak yapılacaktır.” hükmünü —- TTK konuya ilişkin hükümlerinde de benzer düzenleme yer almaktadır. Davalının dava dışı ————-sorumluluğunu üstlenip, —— olduğu, somut olayda———-sürücüsünün de imzaladığı “————-sağlanmak suretiyle düzenlenen “——- göre mahallinde ya da alıcının deposunda yapılan —– çalışmasına” göre tespit edilmediği görülmektedir. Dava konusu hasarın taşınan emtia üzerindeki çiziklerden kaynaklı bulunmakta olup bunun teslim anında tespit edilmemesi olası bulunmamaktadır. Bu çerçevede davalı taşıyıcıya keşide edilmiş her hangi bir hasar ihbarı olduğuna ilişkin bir kayıt sunulmamıştır. Dava konusu hasarın ———-icra edilirken davalının sorumluluğunu doğurur şekilde vuku bulduğunu ispat edilememiş, davalıya hasarın ihbar edildiği de somut delillerle ortaya konulamamıştır. Belirtilen sebeplerle ispatlamayan davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL maktu peşin harcın, peşin alınan 125,41-TL harçtan mahsubu ile bakiye 90,08 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden —vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde kendilerine iadesine,
7-6325 sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca —-tarafından karşılanan—–davacıdan alınarak Hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.