Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/178 E. 2021/998 K. 21.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/178 Esas
KARAR NO : 2021/998 Karar
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 06/05/2020
KARAR TARİHİ: 21/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili—diğer müvekkili —- arasında eskiden beri —– bulunduğunu, —- müvekkili—- olacaklarının karşılığı olarak — çek seri nolu —- çeki keşide ettiğin, anılan çekin —- ulaştığını, bu şirketten kimliği bilinmeyen kişilerce çalındığını, konu hakkında —- duyurusunda bulunulduğunu,— dosyasından soruşturmanın yürütüldüğünü,—-sayılı dosya üzerinden zayii nedeniyle çek iptali davasının açıldığını, söz konusu davada Müvekkili — tarafından ciro yapılmış gibi ciro zincirinin oluşturulduğunun ve en son cirantanın davalı—- olduğunun anlaşıldığını, bu şirket tarafından —- Esasında çeke dayalı olarak takip yapıldığını, çalıntı çekler üzerinden paravan şirketler adına sahte cirolar ile davalıların haksız kazanç elde etmeye çalışarak müvekkili şirketleri mağdur ettiklerini, davalı —- şirketinin icra takibinde diğer cirantalar hakkında hiç bir işlem yapmadığını, sadece müvekkili şirketlere yönelik işlemde bulunduğunu, müvekkili —- ait cironun imza ve kaşenin sahteliğinin çek üzerinden anlaşılmasına rağmen tacir olan diğer davalıların bu çeki kullanmaya devam etmelerinin iyiniyetli olmadıklarının gösterdiğini, davalılar arasında ticari ilişki bulunmadığını, çekteki ikinci ciranta —-kaşesi üzerindeki imzanın bu şirket yetkilisine ait olmadığını, —— Esasında dava konusu çekin istirdadına ilişkin dava açıldığını, müvekkili şirket adına oluşturulan ciroda müvekkilinin bağlı olduğu —— almadığını, —- bulunmadığını, adresinin uydurma olduğunu, basiretli bir tacirin bunları tespit etmesi gerektiğini, davalı —– adresinin aynı olduğunu, davalıların faaliyet alanlarının birbiri ile ilgisinin bulunmadığını, bütün bunların davalıların ortak hareket ettiğini ve kötüniyetli olduğunu gösterdiğini, —- açılanda davada imzaya itirazda bulunulduğunu, belirtilen sebeplerle müvekkilinin elinden rızası dışında çıkan çeke ilişkin icra takibi hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesini, neticede davalılardan ——- dosyası ile takibe konu ettiği, — ait, keşidecisi — keşide yeri —– bedelli çekten ve icra takibinden dolayı müvekkili şirketlerin, kötü niyetli ve ağır kusurlu davalı şirketlere borçlu bulunmadıklarının tespitine, çekin ve takibin iptaline, davalılar aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydıyla tazminata hükmedilmesine, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —– cevap dilekçesinde özetle ;Müvekkilinin çeki, ticaret ürünü olarak yaptığı işlere karşılık iktisap ettiğini, iyi niyetli gerçek hamil olduğu, Faturaların mevcut olduğu, —- her hangi bir suretle hamilinin elinden çıkmış bulunursa ister hamile yazılı bir çek bahis mevzuu olsun, ister ciro suretiyle nakledilebilen bir çek bahis mevzuu olup da hamil hakkını —- göre ispat etsin çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisab etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle mükellef olduğunu, davacı şirket zayi davasında kesin delil ileri sürerek çekleri henüz iptal edemediğini, bu sebeple de çeklerin iyi niyetli üçüncü kişilerin iktisabında bu itirazını ileri süremeyeceğini, çünkü Müvekkil çeki cirantasından aldığını, imzaların istiklali prensibi gereği herkes imzasından sorumlu olduğunu, müvekkilin kusuru olmadığını, ayrıca müvekkilin iyi niyetli hamil olduğu, çeki iktisabında ağır kusur ve ihmalinin bulunmadığını, müvekkilin kötü niyetli olduğu ve çeki iktisabında ağır kusurlu olduğunu davacı tarafından kesin delil ile ispatlanması gerektiğini, belirtilen sebeplerle davanın reddine, davacının dava konusu asıl alacağın —- aşağı olmamak üzere tazminat ve dava konusu alacağın — oranında para cezasına mahkum edilmesine, Dava masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılara T.K. 35 tebligat yapılmış ancak davalılarca davaya cevap verilmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle, — dosyasında yürütülen takipten ve takibe konu —- miktarlı çekten dolayı borçlu olmadığının tespiti,çek ve takibin iptali , icra inkar ve kötüniyet tazminatına ve para cezasına ilişkin bulunmaktadır.
Dosya içerisine alınan —- dosyasının incelenmesinde; davalı —-tarafından davacılar ve diğer davalılar hakkında— şubesine ait, keşidecisi keşideci—— miktarlı çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip yapıldığı görülmüştür.
Dosya içerisine alınan —- dosyasında; davacı — tarafından davalı—- yönelik olarak iş bu davada da dava konusu olan çekin istirdadı talebi ile dava açıldığı, —- Karar numaralı kararı ile davanın kabulüne, dava konusu çekin davalıdan istirdadı ile davacıya verilmesine karar verildiği, mahkemece verilen kararın — tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Mahkemece ilgili bilgi ve belgeler toplanmış ve dava konusu çek üzerinde davacı — ait cirodaki imzaya ilişkin bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ise de —- dosyasının incelenmesinde, Mahkemece ilgili evrak asılları toplanarak belirtilen hususta bilirkişi incelemesi yapıldığı, alınan— tarihli Bilirkişi Raporunda; dava konusu —-emrine yazılı çek aslındaki —- imzasının davacı şirket yetkilileri eli ürünü olmadığı kanaatine varıldığı belirtilmiştir. Mahkemece anılan rapora dayanılarak imza itirazının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmiştir. —-alınan bilirkişi raporu Mahkememizce de uygun bulunarak usul ekonomisi açısından yeniden bir imza incelemesine gerek duyulmamıştır.
Konuya ilişkin soruşturmanın yürütüldüğü —— dosyasının — istenmiş, gelen kayıtlardan soruşturmanın devam ettiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde; Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu; — — ait, keşidecisi—- miktarlı davacı — düzenlenen ve bu şirketin elinden rızası dışında çıktığı belirtilen çek üzerindeki — imzasının davacı — olmadığı, sahte kaşe üzerine taklit imza oluşturularak el değiştirdiği iddiasına dayalı olarak çekten ve takipten dolayı borçlu olmadığının tespiti ve çek ve takibin iptali konularına ilişkindir.
—– uyarınca çıkarılan tebliğlerle düzenlenen bir kıymetli evraktır. —– çerçevesinde poliçeye ilişkin hükümlerin uygulanması kabul edilmiştir. Çek bir kıymetli evraktır. Her kıymetli evrak gibi çek te bir hak içerir ve bu hak çeklerde bir alacak hakkıdır. Çeke bağlanmış olan alacak hakkının istenebilmesi için çekin ibrazı şarttır. Başka bir kişiye devri de ancak çekin devri yoluyla sağlanabilir. — senetlerinden olup tek başına bir alt ilişkiye bağlı olmaksızın hak ve borç doğuran belgelerdendir. Kanunen bir ödeme aracı olduğundan neden ve niçin ödenmeyeceğini iddia eden tarafın bu iddiasını somut delillerle ispat etmesi gerekmektedir.
TTK’nın 790. maddesi uyarınca; Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kimse son ciro beyaz ciro olsa bile kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. —– maddesi uyarınca; Çek, her hangi bir suretle hamilinin elinden çıkmış bulunursa ister hamile yazılı, ister ciro suretiyle devredilebilen bir çek sözkonusu olsun, hamil hakkını —- göre ispat ettiği takdirde, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlü bulunmaktadır.
— çeklerde de uygulanması gereken aynı Kanunun 677. maddesi uyarınca, poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kimselerin imzasını, sahte imzaları, hayali kişilerin imzalarını veya imzalayan ya da adlarına imzalanmış olan kişileri herhangi bir sebep dolayısıyla bağlamayan imzaları içerirse, diğer imzaların geçerliliği bundan etkilenmez. İmzaların bağımsızlığı —- şeklinde tanımlanan bu ilke, poliçeye atılan her geçerli imzanın —– sahibini bağladığını, geçersiz imzanın sahiplerini sorumlu kılmamalarına rağmen poliçenin geçerliliğini ortadan kaldırmadığını ifade eder. Geçerli imzaların sahipleri, başkasının imzasının geçersiz olduğunu ileri sürerek kambiyo sorumluluğundan kurtulamazlar, geçersiz imza, ciro zincirini de koparmaz. —- ilkesine göre, senedin lehtarının imzasının sahte olması hali, diğer imza sahiplerinin —- senetten kaynaklanan sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Çek üzerinde şekil bakımından tamam ve görünüşe göre sahibini bağlayan bir imzanın bulunması yeterlidir.
Bu kapsamda davacıların talepleri, çekten dolayı borçlu olmadığının tespiti ve çek ve de takibin iptaline yönelik olduğundan ve ayrıca çekin istirdadına yönelik bir talep bulunmadığından ve çekin istirdadına ilişkin—— Esas sayılı dosyasında bir yargılama yapılmakla kesinleşmiş mahkeme kararı ile dava konusu çekin davacı —- iadesine karar verildiğinden ve de davacı vekilinin son celsedeki bu yöndeki talebi de gözönüne alınarak ceza soruşturmasının sonuçlanmasının beklenilmesine gerek olmadığı anlaşılmıştır.
Dava konusu çek üzerindeki imzanın davacı —— ait olmadığı hususu mutlak defilerden olup davacı tarafça kendisinden sonra gelen tüm cirantalara karşı ileri sürülebilecektir. Bu bakımdan Davacı —– açtığı menfi tespit davasının kabulüne, dava konusu —- ait keşidecisi —– miktarlı çek dolayısıyla davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine, —– sayılı dosyasındaki takibin davacı yönünden geçerli olmak üzere iptaline, iyiniyetli üçüncü kişileri bağlar şekilde çek iptaline karar verilemeyeceğinden çek iptali talebinin reddine, davalı tarafın takip yapmakta kötüniyetli olduğu ispatlamadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Bununla birlikte az yukarıda da belirtildiği üzere çek kambiyo senetlerinden olup çek hakkında da — prensibi geçerli bulunmaktadır. Bu çerçevede davacı—– davacı —– imzanın bu şirket yetkililerine ait olmadığı olgusu üzerinden bir hak talep edemeyecek olup çekten kaynaklı sorumluluğu devam etmektedir. Belirtilen sebeple davacı—— menfi tespit, çek ve takibin iptaline yönelik davasının reddine karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-A) Davacı —– açtığı menfi tespit davasının kabulüne; Dava konusu —– Şubesine ait keşidecisi —– çek seri nolu —– miktarlı çek dolayısıyla davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine, —– sayılı dosyasındaki takibin davacı yönünden geçerli olmak üzere iptaline,
B)Dava konusu çekin iptali talebinin reddine,
C)Davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2-Davacı ——açtığı davanın reddine,
3-Davalı —- icra tazminatı ve para cezası taleplerinin Reddine,
4-Alınması gerekli 5.380,80 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.345,20 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 4.035,60 TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-a) Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 1.345,20 TL peşin harcın toplamı olan 1.399,60 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
b) Davacı —– tarafından sarfedilen toplam 287,20 TL yargılama giderlerinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
8-Davacı —– tarafından açılan menfi tespit davası kabul edildiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı —– lehine takdir olunan 11.040,10 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacı —- verilmesine,
9-Davacı —–açılan dava reddolunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davalı—- lehine takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacı—- alınarak davalı —– verilmesine,
10—– bendi uyarınca ——— ücretinin davalılardan alınarak Hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne, diğer tarafların yokluklarında gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.21/09/2021