Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/177 E. 2021/1208 K. 10.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/177 Esas
KARAR NO: 2021/1208
DAVA: İflas Ertelemenin Uzatılması
DAVA TARİHİ: 24/01/2017
TEDBİR TARİHLERİ: 17/10/2014 – 28/11/2018
KARAR TARİHİ: 10/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İflasın Ertelemenin Uzatılması davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, —–yaptıkları analizlerde borca batık durumda olduğunu tespit ettiklerini ve şirketin finansal durumunun iyileşebileceği ve belirli zaman aralığı içinde uygulanacak yönetim ve iyileştirme modeliyle borca batıklıktan çıkabileceği sonucuna vardıklarını, İflas ertelenmesinin maddi koşullarından biri olan yüksek iyileşme ümidinin bulunması ve bu iyileşmenin dayanaklarının sunulması gerektiğinden ekli iyileştirme projesinin hazırlanmasına karar verildiğini,——- ve uygulamak —– koruyucu malzemeler almak satmak ithal ve ihracında bulunmak şirketin doktor ve personel ihtiyacını istediği teknik ve bilgilerde donatmak üzere konferans ve seminerleri yurtiçi yurtdışında düzenlemek üçüncü kişi ve kuruluşlardan yardım almak konusu ile ilgili dergi broşür gibi eğitici yapımlar yayınlamak ilan ve reklamlarda bulunmak şirket ve amaçların gerçekleştirmek için şirket ana sözleşmesi ve ———– metinlerinde yazılı faaliyetlerde bulunmakta olduğunu,— faaliyet göstermekte olup ödenmiş kayıtlı sermayesinin— olduğunu, ———- kurulduğunu, yıllar içinde yeni şubeler açıldığını, Bu şubelerin açıldığı dönemde—— yapısına dönüştürüldüğünü, —- çıkardığını, finansman maliyetleri ve vergilerin çıkarıldığı durumda faaliyet karlılığı —- oranında hala mevcut olduğunu, Şirketin mali sıkışıklığının başlaması ve ticari kredi kullanımı ihtiyacının kaçınılmaz olduğu güne kadar leasing dışı kredi borcu olmadığını,— – ticari krediye ihtiyaç duymadan yürütülen şirketin – etkisini gösteren— küresel krizle beraber nakit akışı dengesizliği yaşamaya başladığını, Bazı müşterilerin unvan ve makamlarına olan güvenle açık hesap olarak bırakılan yaklaşık — bakiyenin tahsil edilememesi o dönemde şirketi daha da zor bir duruma soktuğunu, —- sonucuna varıldığını, Müvekkili şirket yetkilileri şirketin ekonomik sıkıntılarını aşabilmek için — olan sermayesini, verilebilecek — tedbir kararı sonrasında —- çıkarma kararın öngörmüşlerdir. Taahhüt edilmesi öngörülen sermaye —– geçmiş dönem karı ve sermaye düzeltme olumlu farkları ile yasal yedeklerden karşılanacak, kalan bakiye —- alınarak yeniden yapılanmanın tamamlanması planlandığını belirterek Öncelikle esas hakkında karar verilinceye kadar HMUK.’ nun 101. ve devamı maddeleri uyarınca Davacı —– dayanılarak yapılmış ve yapılacak icra takipleri ile ihtiyati haciz ve tedbir uygulamalarının durdurulmasına, takas, mahsup, hapis, temlik uygulamalarının durdurulmasına, Şirketin mal varlığı üzerinde üçüncü şahıslara devirleri önlemek bakımından gerekli tedbirlerin alınmasına, Davacı Şirketin borçlarının, aktifinden fazla olduğunun tespiti ile hakkında verilecek iflas kararının bir yıl süre ile ertelenmesine, İflasın ertelenmesi kararı ile birlikte; Şirket yönetim kurulunun TTK.1 ndaki görev ve sorumlulukları aynen devam etmek koşuluyla işlemlerini denetleyecek ve onaylayacak bir kayyum atanmasına, Şirkete ait gayrimenkuller ve üretim araçlarının devrinin engellenmesi amacı ile —– tedbir konulmasına ve muhafaza tedbirlerinin alınmasına, Amme alacakları da dâhil olmak üzere ihtiyati hacizler ile bütün icra ve iflas takiplerinin durdurulmasına ve Şirket aleyhine her hangi bir icra takibi yapılmamasına, ihtiyati tedbir kararının verilmesinden sonra şirket malları üzerinde ihtiyati tedbir, haciz, muhafaza, hapis hakkı uygulanmamasına, Davacıya karşı takas ile mahsup taleplerinde bulunulmamasına ve evvelce muhafaza altına alınan menkullerin iadesine, Şirketi temsile yetkili organ ve kayyum tarafından 3′ er aylık faaliyet raporu ile mahkemeye rapor verilmesine, —–Rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan ve yapılacak takiplerde muhafaza tedbirlerinin alınmamasına ve satış yapılamamasına, Şirketin, — veya sair bir nedenle —-bankalara intikal eden hak, mevduat ve alacakları üzerine e-haciz, ihtiyati veya kesin haciz konulmamasına, takas ve mahsup işlemleri ile hukuken veya fiilen el konulmamasının engellenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, dava —tarihinde bir yıl süreyle — ertelenmesine karar verilmiş olup —- tarihinde mahkememizin yeni esasına bir yıl süreyle iflas ertelemenin uzatılması için dava açılmıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, hukuki niteliği itibarı ile —- yıl süreyle uzatılması talebinden ibarettir.
Ana iflas erteleme davası, Mahkememizin— tarihinde tedbirler verilmiş, — tarihinde de iflasın — yıl süreyle ertelenmesine karar verilmiştir. Mahkememizin bu kararının temyiz edilmeyerek — kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davacı, bu kez —- dava açmış, mahkememizin – karar sayılı kararıyla olağanüstü hal boyunca dava açılamayacağı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmişse de,—–sıraya kaydedilmiş, yargılamada esasa girilmiştir.
Özetle — —-sayılı dosyamızda yapılan yargılamada atanan teknik bilirkişiler vasıtasıyla şirketin borca batık olup olmadığı, iyileştirme projesinin hayata geçirilip geçirilmediği,——- alacaklılar yönünden iflas kararı verilmesine göre daha aleyhe sonuç doğurup doğurmayacağı, sonradan sunulan revize projesinin iflas erteleme için uygulanabilir ve yeterli olup olmadığı, şirketin faaliyetleri, finansal durumu hususunda rapor alınmıştır. Ayrıca şirkete atanan kayyımlardan düzenli rapor alınmıştır. Toplamda——dosyaya sunulmuştur. Yaklaşık son on kayyım raporunda, davacı şirketin satışları devam ettiğinden kar elde ettiği ancak kar düzeyinin yetersiz kaldığı ve borcun başvuru tarihine göre sürekli artış gösterdiği, bu durumun olumlu karşılanmadığı mütalaa etmişlerdir. – heyetinin raporunda ise ; davacı şirketin öz kaynaklarının kaydi değerlere göre —– olarak hesaplandığı, şirketin bu miktarda borca batık olduğu, şirketin mali durumunda somut bir iyileşme sağlanmadığı, revize projede öngörülen —- yılına ait —— tablolarının sunulacağının beyan edildiği ancak dosyaya sunulmadığı, bu nedenle —-hedefinin denetlenemediği, davacının dosyaya sunduğu revize projesinin ciddi ve inandırıcı olmaktan uzak olduğu mütalaa edilmiştir. Ana iflas erteleme davasında verilen tedbir tarihinden itibaren — yaşayan ve hiç icra takibi görmeyen davacı şirketin, ilk dava açtığı döneme göre borç miktarında iki kattan fazla artış olması ——- inandırıcı bir iyileşmenin olmaması, daha fazla beklenmesi halinde borçların artış göstereceği, bunun da alacaklıların aleyhine olacağı anlaşılmıştır. Hem kayyım raporlarından hem de mali bilirkişi heyetinin raporundan davacının iyileşme göstermediği görülmüştür.
Davacı vekili, — tarihinde taranan raporu incelemek için süre talep etmişse de — tarihi itibariyle halen ödenmemiş olması, davacının kar hedefinin denetlemeye imkan verecek gelir tablolalarını —– edilen süre zaman kazanmaya yönelik kabul edilerek verilmemiş, yasa gereği tedbirlerin en fazla — yıl sürebilecek olması, tedbir süresinin kazanılmış hak gibi son gününe kadar kullanılacağı anlamına gelmediği de düşünülerek, toplam borcun ve borcu batıklığın daha fazla artmaması için —– taşımayan davacı şirketin davanın reddine ve ——tarihinden bu yana devam eden tüm iflas erteleme tedbirleri de kaldırılmıştır.
Davacı vekili, karar duruşmasında sermaye artışı yaptığını ileri sürmüşse de, sermaye taahhüdü — değiştirmeyeceğinden, bu beyanın, yargılamaya uzatmaya yönelik olduğu kanaatine varılmış, davacı şirketin borca batık oluşu sebebiyle davacı şirketin iflasına karar verilmiştir.
Ancak mahkememizin —- ancak davacı vekilinin raporu inceleme talebinin reddedilmiş olması ve itiraz hakkının tanınmaması hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olduğu; ayrıca bilirkişi raporu, davacı şirketin — tarihindeki mali durumuna göre düzenlenmiş olup davacı vekilince, —- tarihinden sonra bir takım alacaklılarla borç tasfiye protokolü neticesinde borç indirimi ve borç ödemesi yapıldığı, yine aynı tarihten sonra ortaklar tarafından kısmı sermaye ödemesi gerçekleştirildiği, bu sebeple şirketin aradan geçen — aylık zaman dilimi içerisinde borca batıklıktan çıkmış olma ihtimalinin bulunduğu iddia edildiğinden, güncel rayiç değerler üzerinden borca batıklık miktarının hesaplanması, ek rapor alınması gerektiği” gerekçeleriyle kaldırılmıştır.
İstinaf dairesinin kaldırma kararı sonrasında, güncel rayiçlerin tespiti için teknik bilirkişilerden rapor alınmış, sonrasında da mali heyetten rapor alınmasına karar verilmiştir. — tarihli raporunda, sermaye artışı taahhüdünün de yerine getirilmediğini, borca batıklığın — olduğunu,- arttığını belirtmiştir. Davacının itirazı üzerine mali heyet – ek raporunda da kök rapordaki tespitlerini tekrarlamış, davacı şirketin borca batık durumda olduğunu belirtmiştir.
Bu aşamada, davacı vekili, davacı şirkete ait — olduğunu bunların değerlerinin tespit edilmesi gerektiği belirten itiraz dilekçesi sunmuştur. —– sürecinde olan ve -iflas erteleme davası için borca batık olmak dava şartı olduğundan olsa gerek- bu zamana kadar bu ruhsatların maddi bir değeri olduğu hiç ileri sürülmemiştir. Gelinen aşamada ileri sürülüyor olması dürüstlük ilkesine uygun görünmüyorsa da, neticede borca batıklık resen mahkemece net olarak ortaya konması gereken bir husus olduğundan, bu ruhsatların rayiç bir değeri varsa değerlemesinin yapılması gerektiği bunun da borca batıklık hesabında nazara alınması gerektiği kabul edilmiştir.—– müzekkere yazılarak davacı şirket adına kayıtlı ruhsat olup olmadığı, bunların devrinin mümkün olup olmadığı sorulmuş, ruhsatlara ilişkin kayıtlar celp edilmiştir.
Ruhsatların değerlemesi yaptırılmış, marka uzmanı bilirkişi- tarihli mali heyet raporunda, bu rayiç değerlemesine göre şirketin —— borca batık durumda olduğu belirtilmiştir.
Hem davacının, hem müdahillerin hem de şirkete atanan yönetici kayyımının piyasada bu ruhsatların satış ilanlarında çok daha yüksek olduğuna dair itirazları karşısında, başka bir uzman bilirkişi tayin edilerek rapor alınmasına, ruhsatların ve aynı zamanda davacı şirketin tescilli markalarının tekrar değerlemesinin yapılmasına karar verilmiştir.
Bu kez atanan uzman—- marka değerinin olduğunun mütalaa etmiştir. Bu rayiç belirlemesi ile güncel rayiçlere göre mali heyetten rapor alınmasına karar verilmiş, mali heyet, — tarihli raporunda, taşınır taşınmaz mallar, marka ve ruhsat değerleri ile davacı şirketin borçları bir arada değerlendirildiğinde, davacı şirketin öz varlığının —- borca batık durumda olmadığını; mahkemece iki adet ruhsatın fiilen satılmış ve başkalarınca işletildiği nazara alınırsa da şirket özvarlığının —- sermaye artışının halen yapılmadığını, ticari borçların—- arttığını ancak şirketin borca batık durumda olmadığını mütalaa etmişlerdir.
Bu rapora itirazlarda — tarihli mizanın nazara alındığı, istenmesine rağmen —- tarihli mizanını sunulmamış olduğu görülerek, bu eksikliğin giderilmesi, son mizanlara ve rayiç tespitlere göre değerlendirme yapılması uygun görülmüş, yönetici kayyımı —- olarak atanmış, son mizanın sunulması sağlanmış, mali müşavir bilirkişilerden 4. Ek rapor alınmıştır.
Bilirkişiler— tarihli 4. Ek raporlarında — tarihli mizanın ve güncel rayiç tespitlerin ışığında davacı şirket adına kayıtlı — değeri ile kaydi olarak borca batık görünse de, rayicen —- davacı tarafından satışının yapıldığı, devrinin yapılmasa bile başkası tarafından işletildiği nazara alınarak ——– ruhsatı olduğu kabul edilirse de yine öz varlığının — olduğunu ve borca batık durumda olmadığını belirtmişlerdir.
Davacı vekili bu rapordaki mali tespitlere itiraz etmemiş, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. — tespitlerden davacının —- olarak kabul edilmesini talep etmiştir.
—–durum itibariyle, esasa ve sonuca etkili bir itiraz olmadığı görülmüş, alınan son rayiç tespitleri ve mali heyet tespitleri mahkememizce de denetlenerek benimsenmiş, iflas erteleme koşullarının şartlarının oluşmadığının sabit olduğu, şirketin borca batıklıktan çıkmış olduğu, iflas verilmesini gerektirir bir durum olmadığı anlaşılarak iflas erteleme davasının reddine, iflas verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kısaca bahsetmekte fayda olduğu üzere, yargılama sırasında, istinaf kararı sonrasında şirket lehine iflas erteleme tedbirlerinin (beş yıllık sürenin dolmuş olması sebebiyle) verilmediği, ancak bir kısım müdahillerin davacı şirketin adına kayıtlı ruhsatları elinden çıkararak alacaklıları zarara uğratabileceği iddiası ve masrafı karşılama talepleri üzerine, mahkemenin gerekli muhafaza tedbirlerini alabileceği yasal düzenlemesi gereği, davacı şirkete yönetici kayyımı atanmasına karar verilmiştir. Yargılama devam ederken yönetici kayyımı olarak — sağlık gerekçesiyle görevden affını istemesi üzerine —- olarak atanmıştır. Bu kayyımın da istifası ile— yargılama boyunca ruhsatların kendi müvekkilleri adına devrine karar verilmesini ayrıca davacının ruhsatlarına tedbir işlenmesini talep etmiş ise de, — tarihli ara kararda ayrıntılı şekilde izah edildiği üzere, eldeki davanın iflas erteleme davası olduğu, ruhsatların devri ile ilgili uyuşmazlığın mahkememizde görülen davanın konusunu oluşturmadığı, mahkememizce tedbir kararı olmadığından müdahillerin takip yapmasına (veya davacı şirkete karşı dava açmasına) engel bir durum da olmadığı, ayrıca ruhsatların davacı şirketçe usulsüz ve kötü niyetle elden çıkarılmaması için davacı şirkete yönetici kayyımı atandığı ve bu sebeple artık ruhsatlara tedbir konmasına da gerek olmadığı görülmüştür. İflas erteleme talepli davada proje ve revize projenin ciddi ve inandırıcı olmadığı istinaf kararında da kabul görmüş olmakla, yargılamaya, borca batıklık incelemesi yönünden devam edilmiştir. Bu sebeple ruhsatların resmi olarak müdahile devredilmesi talebi, davanın konusu olmamakla, değerlendirilmemiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından açılmış olan iflasın ertelenmesi davasının REDDİNE,
2-İflas erteleme tedbirleri daha önceden kaldırılmış olmakla bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacı şirketin borca batık olmadığı anlaşıldığından iflas kararı verilmesine yer olmadığına,
4-Yönetici kayyımı olarak atanan mali müşavir ——- görevine son verilmesine;
5-Alınması gerekli 59,30-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 31,40-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 27,90-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 10 gün içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı ve huzurda bulunan müdahil vekillerinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 10/11/2021