Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/161 E. 2021/935 K. 09.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/161 Esas
KARAR NO: 2021/935
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 30/03/2020
KARAR TARİHİ: 08/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında ——– akdedildiği, davalı tarafın yapılan sözleşmeyi lehine yıllara yaygın inşaat işi olarak değerlendirmek suretiyle davacıdan — yaptığı, kesintilerin iadesi için vergi dairesine başvuruda bulunulduğu, ancak vergi dairesinin iade etmediği, taraflar arasında akdedilen — — olduğunu, söz konusu işin taahhüde bağlı olarak yapılması, inşaat ve onarım işinin başkasının nam ve hesabına yapılması ve karşılığında hak edişe bağlı bir istihkak ödemesinin ortaya çıkması ile mümkün olduğunu, yine bu kapsamda —- göre —- yapmaması gerektiğini, davalı tarafından haksız olarak yapılan stopaj kesinti alacağın tahsili için davalı aleyhine ——dosyası ile takip başlatıldığını, başlatılan icra takibine davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine durdurulan takibin devamına, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı arasındaki akdedilen sözleşmede iki tarafın mali müşaviri stopaj kesintisinin nasıl yapılacağına dair sözleşmeye madde koyulduğunu, sözleşmenin emanet usulü inşaat yapım sözleşmesi olduğunu, sözleşme kapsamında davacı tarafından hakkedişlere istinaden düzenlenen — faturalardan kesilen —- sorumlu olarak ilgili adına –yatırılmasının zorunlu olduğu ve kesilen tüm stopajların tamamının davacı adına ilgili vergi dairesine yatırıldığı, bu nedenle davalı nezdinde davacının herhangi bir alacağının bulunmadığı, ayrıca stopajın iadesi için — dilekçe sundukları, —- davacının talep etmesi halinde iade edileceğini söylendiğini, bu nedenle davacının stopajın iadesi için ilgili vergi dairesine başvuru bulunup bulmadıklarının araştırılmasını talep ettiklerini beyan ederek, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, davacının takip miktarının %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesi vekaleteri Sayın Mahkemeden arz ve talep cdilmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, inşaat sözleşmesi kapsamında fazladan kesildiği iddiası ile —- yapılan stopaj kesintisinin iadesi amacıyla başlatılan icra takiben itirazın iptali davasıdır.
Davacı, taraflar arasındaki —- sözleşmenin davalı tarafça yıllara sari inşaat işi olarak yorumlanması sonucu — kesintisi yaparak hakedişini eksik ödediğini, —– iade almak için başvurduğunu ancak alamadığını, davalının haksız kesintisi sebebiyle zarara uğradığını ileri sürmüştür.
Davalı ise aradaki sözleşmenin emanet usulü inşaat yapım taahhüt sözleşmesi olduğunu, stopja kesintisinin nasıl yapılacağına dair de sözleşmeye madde koyduklarını, yaptıkları kesintinin tamamen sözleşme hükümlerine ve VUK’na uygun olduğunu ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Davaya konu icra dosyası celp edilerek dosyamız arasına konmuştur. Buna göre,——-icra dosyası incelendiğinde, — adet asıl alacak kalemi toplamı — işlemiş faizleri ile birlikte toplamda —– üzerinden icra takibi başlatıldığı, takip tarihinden itibaren yasal faiz talep edildiği görülmüştür. Davaya konu icra dosyasında, ödeme emrinin davalıya/borçluya tebliğ edildiği, borçlunun süresinde borca, faize ve ferilerine itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durduğu, davacının da süresi içinde iş bu itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
Tarafların her ikisinin de tacir olması ve —- üzerinde inceleme yaptırılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişiler —- stopja tutarını keserek davacı adına vergi dairesine yatırdığını, davacının — — beyannamesinde kesinti yolu ile ödenen vergiler kısmında iade talebinde bulunduğu, —- davacı şirkete nakden iade edildiğini, bakiye alacak tutarının da —- yapılacak incelemeden sonra mahsup edileceğini, davacının davalıdan bir alacak talebinde bulunamayacağını, davalının davacı adına vergi yatırmış olmasında davalının da bir menfaatinin olmadığını belirtmişlerdir.
Bilirkişi raporunun usul ve yasaya uygun olduğu, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, olayın oluşuna uygun olduğu anlaşılarak itibar edilmiştir. Davalının davacıya ödenecek tutardan yaptığı kesinti, sözleşmenin 8. maddesine uygun yapılmıştır. Her iki tarafın da mali müşavirleri mevcut olup, tacir olarak gerekli araştırmayı yapmaları, sözleşmeyi hazırlarken sözleşmenin türünü, hakediş ödemelerinin nasıl olacağını, —ödeneceğini belirlemeleri beklenir, ki taraflar da — yılında sözleşmeyi birlikte imza ederek uygulamış, –sonuna kadar bu hususta bir ihtilaf da yaşamamışlardır.— yıllara sari inşaat ve onarım işi sayılmaması, bu sebeple de yapılacak hakkediş ödemeleri üzerinden gelir vergisi tevkifatının fazla ve yersiz tahsil edilen vergi olarak değerlendirilmesi gerektiği” tespiti, davalının kusurundan kaynaklanmamıştır. Davacı anonim şirket, yetkilisi marifetiyle imzaladığı, hile, aldatma unsuru taşımayan sözleşme maddesi sebebiyle, bu maddeye uygun davranmış olan davalı tarafa kusur atfedemez. Yine davalının sebepsiz zenginleştiği bir durum da yoktur. Stopaj kesintilerini davacı adına beyanname ile vergi dairesine gününde yatırmıştır. Davacı da başvurusunda bulunmuş, fazladan yatırılmış — nakit olarak iade almış; — kendisinin geçmiş dönem —- borçlarına mahsup edilmiştir. Bakiye kısmın da gerekli incelemelerden sonra iade edileceği bildirilmiştir. Davacının bu tutarı, sanki davalı uhdesinde kalmış gibi davalıya karşı yapacağı icra takibi ile istemesi haklı olmadığından takibin haksız olduğu ve davanın reddi gerektiği anlaşılmıştır. Ancak davacının takibi haksız ve kötü niyetle yaptığı da ortaya konulamadığından davalı yararına kötü niyet tazminatına hükmedilmemiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE;
Davalı yararına kötüniyet tazminatı verilmesine yer olmadığına;
2- Alınması gerekli 59,30-TL harçtan davacı tarafından peşin ve tamamlama harcı olarak yatırılan 51.965,17-TL harcın mahsubu ile kalan 51.905,87-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3- Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına
4- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
6- Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 131.632,43-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-6325 sayılı Kanunun’un 18-A/13. Bendi uyarınca —–tarafından karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 08/09/2021