Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/135 E. 2022/333 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/135 Esas
KARAR NO : 2022/333

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 16/03/2020
KARAR TARİHİ : 07/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı – —-. ile müvekkilİ bankanın —– Sözleşmesi imzalandığını ve davalı firmaya kredi kullandırıldığını, bu kredi sözleşmesinden doğan borcun verilen süreler içinde ödenmemiş olması nedeniyle davalıya—— yevmiye no’lu ihtarnamesinin keşide edildiğini, ihtarnameye rağmen borcun ödenmemiş olması nedeniyle davalı borçlular hakkında — Esas sayılı dosyasıyla icra takibine başlandığını, davalı borçlunun yapmış olduğu itirazlar nedeniyle icra takibinin durduğunu, davalının itirazı yerinde olmayıp itirazın iptaline, takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekiline usulüne uygun tebligatın yapıldığı, davalı vekilinin cevap dilekçesi ibraz etmediği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına göre davanın, davacı tarafından davalı aleyhine— sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından yöneltilen itirazın iptaline ilişkin olduğu, dava konusu icra dosyasının incelemesinde takip alacaklısının mahkememiz dosyasının davacısı, takip borçlusunun mahkememiz dosyasının davalısı olduğu, kredi alacağına dayalı olarak toplam 46.807,42-TL ilamsız icra takibine davalı borçlunun süresinde itirazı doğrultusunda takibin durduğu, davanın itirazın iptali ve takibin devamı istemi ile açıldığı görülmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık ise; davalının kredi borcunun olup olmadığı, kredinin kat edilip edilmediği, davalının kredi nedeniyle borcu varsa miktarı, takibe konu araç rehinin olup olmadığı ve itirazın iptali şartlarının bulunup bulunmadığı noktalarında toplandığı belirlenmiştir.
Dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, — tarihli bilirkişi raporu dosyaya sunulmuştur. Raporda özetle; “—- dosyası ile — tarihi itibariyle toplam —- olduğu tespit edilmiş olmakla birlikte, davacının takipte istediği alacağın tespitlerimizi aşan—- kısmının davaya sunulan belgelere ve takip talebi ile bağlı olarak yerinde olmadığı, davacı bankanın —- tarihinden itibaren borç tamamen ödeninceye kadar takipte yıllık %58,80 temerrüt faizi ve faizin gider vergisini davalıdan talep edebileceği…” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Dosyanın rapor sunan bilirkişiye tevdi edilerek, davalının icra takibine itiraz dilekçesi dikkate alınarak dava konusu rehinli aracın, ticari işlemlerde Taşınır Rehni Kanunu kapsamına girip girmediği, bu kanun kapsamına giriyor ise rehinin usulüne uygun yapılıp yapılmadığı hususunda ek rapor alınmasına karar verildiği, — bilirkişi ek raporu dosyaya sunulmuştur. Raporda özetle; “…tespit ve değerlendirmeler sonucunda, kök raporda yapılan hesaplamalara bağlı kalındığı, Araç rehninin 6750 Sayılı Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu kapsamında olup olmadığı konusunda takdir tamamıyla ve münhasıran Sayın Yargı Makamına ait olduğu…” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve deliller bilikte değerlendirildiğinde; davacının davalıya genel kredi sözleşmesi kapsamında kredi kullandırdığı, bilirkişi raporunda belirlendiği üzere davacının takip tarihi itibariyle —- alacağının olduğu belirlenmiştir. Ancak, davacı vekili delil olarak dava dilekçesi ekinde — —sözleşmesini, kat ihtarını ve ihtarname tebliğ şerhlerini eklemiş, dava dilekçesinde taşıt rehin sözleşmesine delil olarak dayandığını belirtmemiştir. Dava dilekçesine ekli olan sözleşmelerin incelenmesinde dava konusu —– ilişkin herhangi bir bilginin olmadığı belirlenmiştir. —davacı tarafından ne icra dairesine ne de mahkemeye sunulmadığı anlaşıldığından geçerli bir rehin sözleşmesinin varlığından söz edilemeyeceğinden rehinin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılmasının olanaksız olduğu anlaşıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 565,32 TL harcın mahsubu ile artan bakiye 484,62 TL harcın harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden —uyarınca 6.884,96 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde kendilerine iadesine,
7-6325 Sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca— zorunlu arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak —–gelir olarak kaydedilmesine,
Dair, taraf vekillerinin Yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı.