Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/130 E. 2020/296 K. 17.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/130 Esas
KARAR NO : 2020/296

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 12/03/2020
KARAR TARİHİ : 17/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin askerlik vazifesini yaparken 11/02/2012 tarihinde nöbet esnasında davalılardan kendisiyle birlikte asker olan —— saldırısına maruz kaldığını, davalı—- müvekkiline elinde bulunan —– dipçiği ile vurduğunu ve amir durumundaki nöbetçiye silahla fiilen taarruz etmek suçunu işlediğini, aynı zamanda müvekkilinin yaralanmasına sebebiyet verdiğini, davalı hakkında Alanya —. Asliye Ceza Mahkemesi’nde ——— suçlu bulunduğunu ve cezalandırıldığını, müvekkilinin askerlik sonrası polislik ya da uzman çavuşluk için sınavlara girme hayalini yüzündeki yara sebebiyle gerçekleştiremediğini, davalılardan ——– müvekkilinin askerliğe başladığı tarihte sigorta poliçesi yaptığını, bahse konu poliçe teminatının 22.500,00-TL olduğunu, bu nedenle davalılar aleyhine müştereken ve müteselsilen 100,00-TL maddi tazminata hükmedilmesi, 50.000,00-TL manevi tazminatın davalı ——— alınarak müvekkillerine verilmesini, davalı —- malvarlığı üzerine teminatsız olarak 50.100,00 TL ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir konulmasını talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle davalılardan —— davacıyı silahla yaraladığı ve bu kapsamda davacının maddi manevi zarara uğradığı iddiasıyla yine hasar tarihinde davalı sigorta şirketine—— poliçesi kapsamında sigortalandığı ve davalı sigorta şirketinin de yaralamadan sorumluluğunun bulunduğu gerekçesiyle açılan maddi manevi tazminat davasıdır.
Bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nun 4. Maddesi uyarınca TTK’nda düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nun 4. Maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır. Eldeki dava sigortacıya karşı açıldığından mutlak ticari dava olsa da diğer kanunlarda düzenlenen hükümler ve temel ilişkiyi değerlendirmek suretiyle görevin belirlenmesi gerektiği anlaşılmıştır.
—— tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve — tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır. Yine 6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Aynı Kanunun 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir.
Dosya kapsamından davacının askerlik vazifesini yerine getirirken yaralandığı ve davalı sigorta şirketinin askerlik hizmetine yönelik ————–tanzim ettiği davacının tüketici konumunda bulunduğu, bu kapsamda poliçenin ticari iş niteliğinin olmadığı sabittir. Bu nedenle tüketici mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmıştır. Nitekim İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi—-HD’nin —-. Sayılı ilamında açıkça:”Somut olayda; davacının tüketici olduğu ve davalı sigorta şirketi ile arasındaki ——-sözleşmesine dayalı olarak talepte bulunduğundan, davaya konu uyuşmazlık bakımından Tüketici Mahkemesi görevlidir.” gerekçesi ile görevli mahkemeyi belirlemiştir. Yine Yargıtay —- HD’nin—-Sayılı ilamında da tüketici mahkemesinin vermiş olduğu kararı görevsizlik hususuna değinmeksizin bozduğu sabittir. Diğer davalı yönünden de özel mahkemede müteselsil sorumluluğun bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla tefrik edilmeksizin dava tarihi de dikkate alınarak; her iki davalı yönünden Mahkememizin görevsizliğine, Tüketici Mahkemelerinin görevli olması sebebiyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.’nın 114(1)/c maddesinin yollamasıyla HMK.’nın 115(2). Maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-HMK.’nın 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içerisinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Tüketici Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK.’nın 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi.