Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/127 E. 2020/882 K. 10.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO…: 2020/127 Esas
KARAR NO : 2020/882 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 26/03/2015
KARAR TARİHİ: 10/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; Müteveffa —- içinde bulunduğu ve davacıların babası olan —- sevk ve idaresindeki— plakalı araç ile —- tarihinde ——- üzerinde seyir halindeyken, müteveffanın ön tarafta şoförün ön koltuğu yanında oturduğu sırada hafif viraja giren aracın kapısının aniden açılması sonucu müteveffanın yola düşüp ağır şekilde yaralanıp, kaldırıldığı hastanede vefat ettiğini, müteveffanın ölümü üzerine geride —- doğumlu kızı — doğumlu kızı—- kaldığını, müteveffanın sağlığında aylık ortalama — evine katkıda bulunduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik — destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihi olan ——- tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu aracın sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğunu, sigorta sorumluluğunun bedeni zararlarda kişi başına azami —- ile sınırlı olduğunu, — vefatı ile ilgili hesaplanan maluliyet tazminatının ———- müvekkili şirket tarafından davacı tarafa ödendiğini, kusur ve hesaplama yönünden bilirkişilerden rapor alınması gerektiğini, somut olayda müteveffanın kaza sırasında emniyet kemeri kullanmadığını ve kusurlu olduğunu, müvekkil şirket ödeme yaptığını ve temerrüde düşmediğini, avans faizi isteminin yerinde olmadığını, belirtilen nedenlerle açılan davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE :
Dava, Hukuki niteliği itibariyle, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalmaya dayalı maddi tazminatı istemine ilişkindir.
Dosya bilirkişiye verilerek —— tarihli Bilirkişi Raporu alınmıştır. Bilirkişi Raporunda; davacılara dava öncesinde yapılan ödemelerin güncel değerleri bilirkişi tarafından yapılan hesaplama ile belirlenen tutarlardan düşülerek davacı ——– maddi tazminat hesaplaması yapmıştır.
—-esasında görülüp karara bağlanan dosyası kapsamında alınan—- tarihli Bilirkişi Raporunda; davacılar murisi——- olayın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğu, araç sürücüsü — tali kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Davacılar vekili —- vererek, taleplerini,———- çıkarmış ve harcını yatırmıştır. —– tarihinde davalı vekiline usulüne uygun tebliğ edilmiştir.
Mahkememiz —- kararında, Dava dilekçesi ekinde .———-soruşturma dosyası, ———– ilişkin kararı, davacılara ait mirasçılık belgesi, —– poliçesi, çalıştığı firmaya ilişkin ücret bordroları mevcut olup, dosya kapsamına delil olarak bildirilen tüm hususlar toplanmış olmakla, dosya sigorta bilirkişisine tevdii edilmiş, sunulan raporda, ölen şahsın çocuklarının maddi anlamda ve manevi anlamda desteklerini kaybettikleri ortada olup bunun hesabı yapılmış, ölen —- doğumlu yani — yaşında olduğu muhtemel ömrünün —- süreceği, kızı — doğumlu olduğu —- yaşında olduğu, —– doğumlu olup– yaşında olduğu nazara alındığında eşi —- yaşında olduğu ve —- ömrü yaşayabileceği hesaplanarak, destek gelirlerinin paylaştırılması yapılmış, tazminat hesaplaması yönünden işleyecek dönem hesaplanarak indirim gereken hususlar tartışılmış, —- olmak üzere toplam —- sigorta şirketinden tahsil edilerek davacı çocukların babası —– ödenmesine karar verilmiş olup, bilirkişi raporundaki hesaplamaların yerinde olduğu düşüncesi ile davanın kabulü yönünde hüküm oluşturulmuştur.
Mahkememizce verilen kararın davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine —————- sayılı kararıyla; “Somut olayda kaza, desteğin, sigortalı araçta emniyet kemeri takmaksızın yolcu olarak bulunduğu sırada gerçekleşmiş, kaza tespit tutanağına göre desteğin kapı açılarak yere düşüp yaralandığı ve ardından vefat ettiği, otopsi raporuna göre genel beden travmasına bağlı kafatası ve kot kırıkları ile gelişen iç kanama sebebi ile öldüğü tespit edilmiş, olaya ilişkin olarak alınan trafik bilirkişisi tarafından hazırlanan ——- tarihli kusur raporunda yolcu olan desteğin emniyet kemeri takmadığından asli oranında kusurlu bulunduğu belirtilmiştir. 6098 sayılı Borçlar Yasasının, “Tazminatın belirlenmesi” üst başlıklı 51/1 maddesi ile( 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 43.maddesi); Hâkimin, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği hükme bağlanmıştır. Tazminattan indirim sebeplerini düzenleyen, Türk Borçlar Yasasının 52.maddesinde (Borçlar Kanunu 44. madde) öngörülen sebepler, daha çok zarar görenle ilgilidir. “Hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı” yönündeki genel hukuk ilkesinin etkisiyle, maddede sayılan belirli hal ve durumlarda tazminattan indirim yapılması mümkün bulunmaktadır. Davacıların desteği, meydana gelen kazada yolcu olup, kusursuzdur. Desteğin araçta nizamlara aykırı ve kendi can emniyetini tehlikeye atacak şekilde koruyucu önlemler almaksızın yolculuk yapması ise sürüş kusurlarından olmayıp, hakim tarafından tazminattan indirim sebebi olarak kabul edilmelidir. Yolculuk yapmaya uygun olmayan araçta bulunmak, yolculuk için gerekli koruyucu önlemleri almamak veya kurallara aykırı yolculuk yapmak gibi hususlar bilirkişi tarafından kusur oranı belirlenirken dikkate alınacak hususlar değildir. Oysa mahkemece alınan bilirkişi raporunda destek emniyet kemeri takmaksızın yolculuk yapmasına göre asli oranında kusurlu görülmüştür. Müterafik kusura ilişkin hususun kusur raporunda irdelenmiş ise de hükme esas alınan ——— tarihli bilirkişi raporunda desteğin kusursuz oluşuna göre hesaplama yapılması isabetli olmuştur. Bu durumda yapılması gereken mahkemece; öncelikle desteğin trafik akışına ilişkin olarak kusursuz olduğu kabul edilerek daha sonra desteğin emniyet kemeri takmaksızın yolculuk yaptığı hakim tarafından değerlendirilerek, Dairemizin yerleşik uygulamasına göre %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmak üzere kararın bozulmasına karar vermekgerekmiştir.”şekindeki gerekçe ile Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememiz yukarıdaki esasına kaydı yapılmış ve Mahkememiz —– tarihine yeni duruşma gün ve saati verilerek, yargılamaya devam olunmuştur. — uyulmasına karar verilmiştir. Aynı celse dosya kapsamı ve —— incelenmesi ile tahkikatın devamına gerek bulunmadığı görülerek tahkikata son verilmiş ve hazırda bulunan davacılar vekilinin son sözleri sorularak Mahkemece hüküm oluşturulmuştur.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve ——– ilamı birlikte değerlendirildiğinde ; Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunmakla Mahkememizce de hükme esas alınmıştır. Ceza dosyasında alınan — tarihli Bilirkişi Raporunda her ne kadar davacılar murisi müteveffa—— asli kusurlu olduğu belirlenmiş ise de davacının trafik kazasının meydana gelmesinde bir eyleminin olmadığı, kazanın meydana gelmesi esnasında emniyet kemerini takmamasının ve aracın kapısına yaslanmasının TBK 52.maddesi anlamında kaza sonucu meydana gelen zararın artmasında etkili olduğu ve bu kapsamda eyleminin kusurun belirlenmesinde dikkate alınamayacağı, Yargıtay bozma kararında da belirtildiği üzere hesaplanan tazminatta indirim sebebi teşkil ettiği değerlendirilmiştir.
Bu çerçevede davacılar murisinin olayın meydana gelmesinde müterafik kusurunun bulunduğu,—– hale gelmiş içtihatları ile kabul gördüğü üzere hesaplanan tazminat tutarından %20 oranında indirim yapılması gerektiği kanaatine varılmıştır. Buna göre —-için bilirkişi tarafından tespit edilen —- öncelikle %20 oranında indirim yapılarak davacı alacağının — olduğu, bu miktardan da dava öncesinde davacıya ödenen tutarın güncel değeri düşülerek —— bakiye davacı alacağı bulunduğu belirlenmiştir. Aynı şekilde — bilirkişi tarafından tespit edilen—- %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak davacı alacağının —– olduğu, bu miktardan dava öncesinde davacıya ödenen tutarın güncel değeri düşülerek ——— bakiye davacı alacağı bulunduğu belirlenmiştir.
Davalı tarafça sigortalanan aracın ticari nitelikte olması sebebiyle davacılar alacağına ticari nitelikte temerrüt faizi işletilmesi gerektiği, davalı—- temerrüt tarihi dosya kapsamı itibariyle sunulan bilgi ve belgelerden anlaşılamadığından davalı —– tarafından ödeme yapılan —- tarihinde temerrüt oluştuğu değerlendirilerek davacılar alacağına bu tarihten itibaren faiz işletilmesine karar verilmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE; davacılar —-olmak üzere toplam —- destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigortadan —— tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile tahsiline, davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2- Alınması gerekli 3.215,75- TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 51,24- TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 3.164,51- TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- a) Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 27,70-TL. başvurma harcı, 51,24-TL peşin, 161,00-TL tamamlama harcı olmak üzere toplamı olan 239,94-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b) Davacı tarafından sarfedilen toplam 762,70-TL yargılama giderlerinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 579,15-TL ‘nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderleri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına ,
5- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
6- Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 6.919,87-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
7- Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne ve Davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük sürede Temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.10/11/2020