Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/125 E. 2021/57 K. 14.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/125 Esas
KARAR NO : 2021/57

DAVA : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki))
DAVA TARİHİ : 15/04/2019
KARAR TARİHİ : 14/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait olan —— borcuna karşılık üst sınır ipoteği olarak toplam 250.000 TL miktarlı üst sınır ipoteği verdiğini müvekkilinin davalı bankaya herhangi bir şekilde kefilliği veya munzam senetlerinde ve genel kredi sözleşmelerinde de kefilliğinin bulunmadığını dava dışı ——– olan—— tarihinde de satışın kesinleşip tescilin davalı banka adına yapıldığını diğer taşınmaz olan ve davaya konu olan ——–bulunan taşınmazın ise, üçüncü şahıs müvekkili adına kayıtlı olup söz konusu taşınmazda ise üst sınır ipoteğinin bulunmadığını icra takibinde de açıkça üst sınır ipoteği olan taşınmaz için— bulunan taşınmazın alacağa mahsuben satılmasından çok sonra müvekkili tarafından ödemelerin yapıldığını hatta ilk 100.000 TL ödeme sonrası 28.05.2018 tarihinde yapılacak olan ihalenin alacaklı vekilinin talebi doğrultusunda düşürüldüğünü dekontları da sunulan ödemelerin üst sınır ipoteğinin üstünde olmasına karşın, davalı banka tarafından tekrardan satış talep edildiğini müvekkilinin üçüncü şahıs olduğu ve gayrimenkulünün satılmaması için yaptığı ödemelerin haricen ödendiğini ve dosyaya bildirilmediği de görüldüğünde müvekkilinin gayrimenkulün satılması durumunda telafisi güç ve imkansız zararların söz konusu olacağını müvekkilinin aile konutu olan ve hali hazırda oturduğu tek gayrimenkulün borçlu olmadığı halde satışına gidilmemesine, ipoteğin fekkine, davalının haksız ve kötü niyeti sebebi ile %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA : Davalı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; arabuluculuk ön şartının yerine getirilmediğini, davanın öncelikle dava şartı yokluğu sebebi ile reddine karar verilmesini, davanın menfi tespit davası olduğunu, İİK 72/3 uyarınca yalnızca icra dairesine yatacak paranın alacaklıya ödenmesi yönünde tedbir kararı verilebileceğini, mahkememizce verilen tedbiriin bu yasa maddesine aykırı olduğunu, tedbiren satışın durdurulması talebi, davacı tarafından istanbul ——-. İcra Hukuk Mahkemesi — esas sayılı dosyasından da ileri sürüldüğünü, tedbir talepleri reddedilmiş olmasına rağmen kötü niyetle tekrar huzurda talep edildiğini, tedbirin kaldırılmasını talep ettiklerini, İcra İflas Kanunu madde 72/3. maddesi uyarınca, icra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğini, ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebileceğini, müvekkili bankaya ipotek fekki üzere yatırılan bir bedel bulunmamadığını, tüm dekontlarda, protokole istinaden açıklaması bulunmakla; bu hususta düzenlenen protokol uyarınca davacı yan zaten protokol akit tarihinde bankanın yaptığı indirim neticesinde 325.000,00-TL borçlu olduğunu kabul ettiğini, davacının bahsettiği 200.000,00-TL’lik 11.10.2018 tarihli ödeme, müvekkili banka adına kayıtlı taşınmaz alım bedeli olarak yatırıldığını, yalan beyan ile bu taşınmazın borç ödemesi yerine yapıldığı iddiasının dürüstlük kurallarıyla bağdaşmamadığını, sırf tedbir kararı alabilmek adına mahkemeyi yanıltmak, müvekkili bankayı itham etmenin hukuka aykırı olduğunu, 13.09.2018 tarihinde “….—– tarihinde “… tapu ödemesi ——–açıklaması ile 200.000,00-TL olmak üzere tapu alımı için toplam 395.500,00-TL para gönderildiğini ve tapu devrinin de 11.10.2018 tarihinde davacıya yapıldığını, bu sebeple taşınmaz alımı için gönderildiği açık olan ödemelerin ipotek fekkine sayılması talebinin kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin ipotek hakkı sebebi ile alacağı devam ettiğinden ve bu alacak tutarı ipotek limitinin zaten üzerinde olduğundan, ipoteğin fekki isteminin kabul edilemez olduğunu belirterek, sonuç olarak; İİK 72/3 maddesine aykırı olarak verilen tedbirin kaldırılmasını, müvekkili bankanın alacağı devam ettiğinden kötü niyetli davanın reddine, davada tedbir yolu ile satış durdurulduğundan İİK 72/4 uyarınca davanın usulden veya esastan reddi ile birlikte alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, dava masrafları ile harç ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE :Dava; davacının taşınmazına, dava dışı ——- borcunun teminatı olmak üzere davalı lehine konulan ipoteğin, bedelinin ödenmesi nedeniyle fekki istemine ilişkindir.
Dava konusu ipotek dava dışı —— davalı bankadan genel kredi sözleşmesine istinaden kullanmış olduğu kredi nedeniyle konulmuştur. İpoteğin kaldırılması şartlarının değerlendirilmesi için öncelikle banka kayıtları üzerinden dava dışı —— borcunun bulunup bulunmadığı denetlenmelidir. Davacı dava dilekçesinde “–Yasal delil” olarak delillerini belirtmiş, 15/09/2020 tarihli mazeret dilekçesinde de dosyanın bilirkişi heyetine tevdi edilmesini talep ettiği anlaşılmıştır. 15/09/2020 tarihli 1. celsenin 2 nolu arar kararı ile davacının eksik gider avansını yatırması için kesin süre verilmiş, yatırılmaması halinde bilirkişi delilinden vazgeçilmiş sayılacağı usulüne uygun ihtar edilmiştir. Davacı vekili verilen süreye rağmen bilirkişi ücretini yatırmamıştır. Davacının iddialarının değerlendirilmesi bankacı bilirkişi tarafından yapılması gerekli teknik inceleme gerektirmesi, davacının bilirkişi ücretini kesin ve ihtaratlı süreye rağmen yatırmamış olması nedeniyle davanın ispat edilemediği kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30- TL harçtan peşin alınan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan 100,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden —uyarınca 25.950,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde gider avansının ait olduğu tarafa iadesine,
Dair,taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.