Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/112 E. 2021/211 K. 09.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/112 Esas
KARAR NO : 2021/211
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Banka Garanti Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/03/2020
KARAR TARİHİ : 09/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Banka Garanti Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;—- bankanın dava dışı——- genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesi imzaladığını, iş bu sözleşmeyi davalı … kefil sıfatıyla imzalayarak müştereken ve müteselsilen kefil olduğunu, dava dışı asıl borçlu şirket tarafından kredi borçlarının ödenmemesi üzerine borçlu ve kefil davalıya Üsküdar —-yevmiye sayılı ihtarname keşide edildiğini, ticari krediye konu borçlarının—– tarihi itibariyle kat edildiğinin ihtar edildiğini, borcun ödenmemesi nedeniyle İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü —- Sayılı dosyasından takibe geçildiğini, davalı kefil borçlu borca, faiz ve ferilerine itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalının itirazlarının yerinde olmadığını, durdurulan takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesinin davalıya usulüne uygun tebliğ edildiği ancak cevap vermediği görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle davacı ile dava dışı ——————– arasında akdedilen ve davalının kefil olduğu kredi sözleşmesine konu borcun ödenmemesi sebebiyle davacı tarafça başlatılan İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün ——Sayılı icra dosyasına davalı tarafça yapılan itirazın İİK 67 kapsamında iptali ve icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Mahkememizce icra dosyası celp edilmiş, incelenen icra dosyasında davalı yanın süresi içerisinde borca ve faize itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlığın çözümüne ilişkin bankacılık konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmıştır. Bilirkişinin 27/10/2020 tarihli raporunda özetle: “Dava dosyasına sunulan tebliğ şerhine istinaden ihtarnamenin kefile tebliğ edilmediği, iade edildiğinin görüldüğü,ihtarnamenin davalıya tebliğ edilmemesi sebebiyle davalının takip tarihi itibariyle temerrüde düştüğü durumda yapılan hesaplamada 108.859,70-TL ana para, 8.198,28-TL işlemiş akdi faiz, 2.665,36-TL işleyen gecikme faizi, 542,68-TL %5 BSMV olmak üzere toplam 120.256,03-TL alacağın hesaplandığı, Banka alacağının takip talebine bağlı olarak 112.400,10-TL olarak hesaplandığını, davacı bankanın takip talebinde talep ettiği tutarın hesaplamaların üzerinde olduğu için uygun bulunmadığı, davacının takip tarihinden itibaren borcun tamamen ödeninceye kadar takipte yıllık %66,00 temerrüt faizi ve faizin gider vergisini talep edebileceği görüş ve kanaatine varılmıştır.” içeriğiyle raporunu mahkememize ibraz etmiştir.
Uyuşmazlığa uygulanacak Yargıtay —— Sayılı emsal ilamında:”Davacı banka tarafından kredi hesabı 28.12.2012 tarihinde kat edilmiştir (kapatılmıştır). Hesabın kapatıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 7. maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesinde müteselsil kefaletin varlığı halinde kefil ve kefillere, taahhüt ve ödemenin yapılmadığı veya yerine getirilmediği ihbar edilmeden temerrüt faizinin yürütülemeyeceği düzenlenmiştir. Bu hükme göre kefilin/kefillerin, asıl borçlunun (kredi müşterisinin) temerrüde düşmesi nedeniyle işleyecek temerrüt faizinden sorumlu olabilmesi için alacaklının kefile, asıl borçlunun borcunu yerine getirmekte temerrüde düştüğünü belirten bir ihbarda bulunması gerekmektedir. Aksi halde kefil/kefiller kredi müşterisinin sorumlu olduğu temerrüt faizinden sorumlu tutulamaz. Anılan hüküm emredici nitelikte olduğundan mahkemece re’sen gözetilmelidir. Zira kat ihtarı davalı-kefillere tebliğ edilememiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu/raporlarında bu hususun dikkate alınmaması usul ve yasaya aykırıdır. ” gerekçesi ile kefilin temerrüde düşmemesi halinde temerrüt faizinden sorumlu tutulmayacağına açıkça değinilmiştir. Davacı tarafça davalı kefile gönderilen ihtarname iade edilmiştir. Ardından dava konusu takip başlatılmıştır. Davacı taraf davalı kefilden takip tarihine kadar akdi faiz talep edilebilir ise de; temerrüt faizi talep edilemez. Bilindiği gibi itirazın iptali davaları takip talebi ile sıkı sıkıya bağlıdır. Davacı tarafça başlatılan takip talebinde asıl alacak, işlemiş temerrüt faizi, — ve masraf konu edilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda asıl alacak miktarı 108.859,70-TL olarak tespit edilmiştir. Bunun yanında bilirkişi tarafından işleyen gecikme faizi ve—- hesaplanmıştır. Davaya konu takip talebinde faiz olarak yalnızca temerrüt faizi talep edildiğinden, akdi faiz talep edilmediğinden ve davalı kefil takipten önce temerrüde düşürülmediğinden takip talebi ile sıkı sıkıya bağlılık gereği yalnızca asıl alacağın talep edilebileceği anlaşılmış, raporda hesaplanan işleyen gecikme faizi ve —- temerrüt şartları oluşmadığından yerinde görülmemiştir. Hal böyle olunca rapor doğrultusunda davanın kısmen kabulüne itirazın kısmen iptaline karar vermek gerekmiş, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün ——. sayılı icra takibin davalı tarafca yapılan itirazın KISMEN iptali ile takibin 108.859,70-TL asıl alacak üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar yıllık %66,00 oranında temerrüt faizi ve %5 faizin gider vergisi ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen 108.859,70-TL alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 7.436,21-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.529,09-TL harcın mahsubu ile bakiye 5.907,12-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 1.529,09-TL peşin harç, 54,40-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 1.583,49-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından harç dışında harcanan 868,00-TL yargılama giderinden kabul ve ret oranına göre hesaplanan (%85,98 Kabul %14,02 Ret) 746,31-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden— göre davacı vekili için takdir olunan 14.291,67-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
9-6325 sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin kabul ret oranına göre hesaplanan 1.134,94-TL’sinin davalıdan, bakiye kısmın davacıdan alınarak Hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı