Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/89 Esas
KARAR NO : 2021/876
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/03/2019
KARAR TARİHİ : 06/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ——–, davalı —- ticari ilişki içinde olduğunu, davalının sigortası yapılacak araçları müvekkiline bildirdiğini, müvekkili tarafından bu araçların sigortasının yapıldığını, bedelinin davalı tarafça ödendiğini, dava konusu edilen olayda, davalının — yaptırılmasını istediğini, müvekkili tarafından sigortalarının — yaptırıldığını, davalı tarafından sigorta bedellerinin ödenmediğini, sigorta bedllerinin müvekkili tarafından ödendiğini, Davalıya ait araçların müvekkil tarafından bedelleri — kaynaklı alacağının davalıdan ticari avans faizi ile birlikte tahsilinin talep edildiğini, — kaynaklı alacağa karşılığı olarak şimdilik 10.000 TL davalıdan ticari avans faizi ile birlikte tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletimesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı dava dilekçesinde davalı müvekkil şirket nezdinde bulunan —— yaptığını ve bu sigorta bedellerinin müvekkil şirket tarafından ödenmediğini iddia etmekte olduğunu, bu hususun doğru olmadığını, Müvekkil şirketin araçları için düzenlenen — poliçelerinin tümünde, poliçenin makbuz yerine geçtiği açıkça yazmakta olduğunu, ayrıca ödemelere ilişkin makbuzların davacı yan tarafından dosyaya sunulduğunu, bu sebeple haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama masrafı ile vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle, dava dilekçesinde belirtilen araçlara ilişkin — bedellerinin davacı tarafça ödendiği, buna karşılık davalı tarafça —–ödemediğine iddiasına dayalı olarak açılan kısmi nitelikte alacak davasıdır.
Dava dışı ——– poliçeleri ve tahsilat makbuzları istenmiş, tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi ncelemesi yapılmasına karar verilerek, dosya mali müşavir bilirkişiye verilerek, rapor alınmıştır. —— senesi ticari defterleri incelendiği, açılış ve kapanış tasdiki yönünden yükümlülükler yerine getirildiği, davacı tarafın defterlernde, davalıya ilişkin herhangi bir borç/alacak kaydı ihtiva etmediği, davalı tarafın defterlerinde,——– ödendiği” —- gerçekleştirildiği, bu haliyle davalı tarafın defterlerinin, — tahakkukunun başka firmaya kaydedilmesi ve her bir poliçenin nakit olarak gerçekleştirildiği iddiaları karşısında” geçerli kayıt nizamına sahip olmadığı, —-dosyaya sunulan ——-makbuzları incelendiğinde, poliçelere ilişkin ödemelerin —– gerçekleştirilmiş olduğu, ödemeler yönüyle bakıldığında, poliçe bedellerinin —- ödenmiş olduğu, ancak dosyada ödeyen kişilerin kim olduğu hususunda, bilgi bulunmadığı, davalının poliçelerin nakit ödeme makbuz yerine geçtiği” iddialarının, Mahkemece değerlendirilmesi gerektiği, şeklinde görüş bildirilmiştir.
Davacı vekili bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde; ödemelerin şirket yetkili ve diğer kişiler tarafından kredi kartı ile yapıldığını, bu 6 kişinin tanık olarak dinlenmesini talep ettiklerini, itirazları doğrultusunda ek rapor alınmasını talep ettiklerini bildirmiştir.
Tarafların itirazları da dikkate alınarak Mahkemenin 15/12/2020 tarihli duruşmasında verilen ara kararı ile; Dosyanın dosyada görevli bilirkişi yanında mahkemece resen görevlendirilecek — verilerek, rapor alınmasına karar verilmiştir. —- heyeti raporunda; Kök rapora eklenecek bir husus bulunmadığı yönünde görüş verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; Davacı taraf,——- bedellerinin kendisi tarafından ödendiğini, buna karşılık davalı —- davalı tarafça kendisine ödenmediği iddiasındadır. Davalı taraf ise poliçe bedellerinin ödendiğini, poliçelerin kendi ellerinde olduğunu, — düzenlendiğini, davacının alacak iddiasının yerinde olmadığını savunmuştur.
Her iki tarafta tacir olup TTK 18.madde hükmü gereği, kanun hükümleri uyarıca ticari defter tutmakla yükümlü bulunmaktadır. Borç alacak kayıtlarının da bu defterlere işlenmesi gerekir. Tacirler arasında diğer tarafı temerrüte düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarların noter aracılığıyla, taahhütlü ———– yapılması gerekir.
Davacı tarafça dava konusu ——– ödenmediğine ilişkin davalıya —- dayanılmamıştır. Hatta taraflar arasındaki ticari ilişkiye ilişkin davacı taraf ticari defterlerinde herhangi bir kayıt olmadığı bilirkişi tarafından inceleme ile tespit edilmiştir.
Davalı taraf elinde —- — geçerli olduğu belirtilmektedir. Bu kapsamda — —- davacı şirket yetkilisi——–davacının iddiasını ispat eder nitelikte bulunmamaktadır.
Davacı tarafça yemin deliline dayanılması sebebiyle yemin deliline başvurup başvurmayacağı sorulmuş, davacı vekilince yemine başvurulmayacağı beyan edilmiştir.
TTK 1424 maddesinde; ——- sözleşmenin yapılmasından itibaren — ettirene vermek zorunda olduğu, 1430.maddesinde,– ettirenin sözleşme ile —-primi ödemekle yükümlü olduğu, —-nakten ödeneceği, ilk taksidin nakten ödenmesi şartıyla sonraki —— verilebileceği, bu halde ödemenin kambiyo senedinin tahsili ile gerçekleşeceği, Kannun 1431.maddesinde, ——–tamamının taksitle ödenmesi kararlaştırılmış ise ilk taksidin sözleşme yapılır yapılmaz ve poliçenin teslimi karşılığında ödenmesi gerektiği, izleyen taksitlerin ödeme zamanı, miktarı ve priminin vadesinde ödenmemesinin sonuçlarının poliçe ile birlikte yazılı olarak sigorta ettirene bildirileceği veya bu şartların poliçe üzerine yazılacağı öngörülmüştür.
Davacı tarafça bedelinin ödenmediğini bildirdiği poliçeler davalı taraf elinde bulunmaktadır. Anılan poliçeler üzerinde makbuz hükmünde olduğu belirtilmiş durumdadır. Davacı tarafça dava konusu poliçe bedellerinden kaynaklı alacağın ödenmediğine ilişkin davalıya yazılı bir ihtarda bulunulduğuna ilişkin bir kayda dayanılmamış olup davacı —— başvurmayacağını açıklamıştır. Belirtilen sebepler ile ispatlanamayan davacı davasının reddine karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30-TL harçtan peşin alınan 170,78-TL harcın mahsubu ile artan 111,48-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden ————– gereğince hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-6325 sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca ————- arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.