Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/769 E. 2020/416 K. 01.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/769 Esas
KARAR NO : 2020/416

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 30/12/2019
KARAR TARİHİ : 01/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin 2008 yılında kurulduğunu, her türlü ilaç ve ilaç hammaddelerini alım ve satımı, üretmek, ihraç ve ithal etmek olduğunu, müvekkilinin ülkemizin içerisinde bulunduğu sıkıntılı ekonomik süreçten etkilendiğini, döviz kurlarındaki suni dalgalanma nedeniyle ekonomik olarak geçici bir darboğaza düştüğünü, bankaların yeni kredi kullandırmadığı gibi, kredi limitlerini düşürdüklerini, nakit akışında oluşan bu olumsuzluklardan dolayı müvekkili şirketin konkordato talep etmesinin zaruri olduğunu belirterek İİK 285 vd maddeleri gereğince konkordato taleplerinin kabulü ile öncelikle müvekkilleri lehine 3 ay geçici mühlet kararı ile birlikte İcra ve İflas Kanunu’nun 287 ve 294.maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve ihtiyati tedbir kararlarının aynen devamıyla yargılama sırasında kesin mühlet kararı verilmesi ile yargılama neticesinde de konkordato tasdikine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava hukuki mahiyeti itibarı ile 7101 sayılı İİK 285 vd. md. uyarınca açılmış konkordato davasından ibarettir.
Davacı şirketin başvurusu ve dava dilekçesine ekli belgeleri incelenerek 03/01/2020 tarihinde geçici mühlet kararı ile dolaylı sonucu olan muhafaza tedbirlerine karar verilmiştir.
Davacı şirket muamele merkezinin mahkememiz yargı çevresi içinde olduğu, şirketin—– sermayeli olduğu, —— itibariyle 23 işçinin işten çıkarıldığı, 1 çalışanın kaldığı görülmüştür.
Davacı şirketin ön projesi 1.750.000 TL sermaye artırımı yapılmasına ve ticari faaliyet sonucu, stokların eritilmesi sonucu elde edilecek tutarla imtiyazlı alacakların tamamını, adi alacakların %50sini, tasdikten itibaren 36 ay içinde taksitler halinde ödemek üzerine kuruludur. Diğer bir ifadeyle davacı şirket, hem vade hem tenzilat konkordatosu talep etmiştir. Davacı şirketin borca batık olması göz önüne alındığında hem vade hem tenzilat talebinde bulunması varlıkları ile orantılıdır.
Üç aylık geçici mühlet dönemine ilişkin komiser heyetinin düzenledikleri raporlar dosyaya sunulmuştur.
20/03/2020 tarihli komiser heyeti raporunda özetle, davacı şirketin faaliyetin ——hazır nakitin olduğunu, 1 işçi çalıştırdığını, 2020 yılında şirketin devam eden hiç bir faaliyetinin olmadığını, sermaye artışı vaadinin temenniden ibaret olduğunu, kaynak gösterilemediğini, davacının ortağı olduğu dava ——- süreci içinde olduğunu, şirketin satıcılara borcunun yarısının —— vergi borcu olduğunu, —– stok seviyesinin düşürülerek kar elde edilmesi planlanmışsa da böyle bir stoğun fiilen gerçekte mevcut bulunmadığı, teknik bilirkişinin güncel tespitine göre davacı —- değerinde stoğunun olduğu, ön projenin gerçekleşme imkanının olmadığı, gerçekçi görünmediği, geçici mühlet dönemi içinde de ödenmemiş ——- borcu olduğunu ve faaliyet giderlerini dahi ödeyemediğini mütalaa etmiştir.
03/01/2020 tarihinde geçici mühlet kararı verilmiş olup, 3 aylık geçici mühlet sürecinin sonu Covid-19 pandemi sürecine denk gelmiş, 7226 sayılı yasanın geçici 1. maddesi uyarınca konkordato hükümleri sonuç doğuracak şekilde süreler durmuştur.
Komiser heyetinin 09/06/2020 tarihli raporu da, önceki raporlarla aynı mahiyette olup, davacı şirketin borca batık durumda olduğu, gelirinin bulunmadığı, ön projesinin hayata geçme imkan ve ihtimalinin olmadığı belirtilmiştir.
Komiser heyetinin tespitleri mahkememizce denetlenerek bilimsel, somut verilere ve şirketin mali verilerine göre değerlendirme yapıldığı kanaatine varılmış, gerek teknik bilirkişilerin rayiç raporları gerekse komiser heyetinin raporları hükme esas alınmıştır. Bununla birlikte her ne kadar komiser raporunun son paragrafında mahkemenin İİK.nun 305. maddeye göre ön projeyi değiştirebileceğine atıf yapılmışsa da raporun bu kısmı isabetsizdir. İİK.unn 305. maddesinde sözü edilen bu değişiklik, ancak tasdik aşamasında söz konusu olacaktır. Henüz kesin mühlete geçilmesi koşullarını dahi sağlamayan, somut, inandırıcı, gerçekçi ve uygulanabilir bir ön projenin olmadığı eldeki davada mahkemenin gerekli gördüğü düzeltmeyi yapabilmesi anlam ifade etmemektedir.
Özetle, davacı şirketin kaynak yaratamadığı, faaliyet giderlerini dahi karşılayamadığı, bu haliyle ön projenin ciddi, inandırıcı ve kabul edilebilir olmadığı, kesin mühletin koşullarının mevcut olmadığı anlaşılmıştır.
Ayrıca, davacı şirketin ——— borca batık olduğu da anlaşılmış, sermayesinin tamamını yitirmiş durumdaki davacı şirketin İİK.nun 292/1-a,b maddeleri uyarınca iflasına karar vermek gerekmiş; aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının konkordato talebinin reddine,
———–sicil sırasında kayıtlı ——– İİK’nun 287/5 maddesi göndermesi ile İİK’nun 292/1-a,b maddesi uyarınca bu gün yani ——— itibariyle İFLASINA,
2-Tüm konkordato tedbirlerinin kaldırılmasına, konkordato komiserlerinin görevlerine son verilmesine,
3-Tedbirlerin ve geçici mühletin kaldırılmasına ilişkin kararın —— Kurumunun resmi ilan portalında ilanına, masrafın gider avansından karşılanmasına,
4-İİK’nun 288/3 maddesi uyarınca gerekli kurumlara bildirimlerin yapılmasına,
5-İflas kararının derhal —- Müdürlüğüne bildirilmesine,
6-İflas avansının —— aktarılmasına,
7- Alınması gerekli 54,40TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 10,00TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
8-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
9- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 10 gün içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere alacaklı olduklarını beyan eden vekillerin yüzüne karşı davacı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.