Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/76 E. 2019/969 K. 24.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/127 Esas
KARAR NO: 2019/873
DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ: 19/09/2018
KARAR TARİHİ: 20/08/2019
Mahkememizde görülmekte olan Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, İİK.nun 285 vd maddelerine dayalı olarak açılan adi konkordato taleplidir.
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacıların, yönetici ve ortakları oldukları ———–ile birlikte konkordato talep ettiklerini, müvekkillerinin de tüm borç yükünün sadece ortağı oldukları bu şirketin ticari borçlarına kefaletten ileri geldiğini, bu şirketin borçları sebebiyle banka ipoteklerinin bulunduğunu beyanla müvekkilleri hakkında konkordato mühleti tanınarak konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Yukarıda yazılı gerçek kişiler ile dava dışı———- yönünden konkordato talep edilen dava, mahkememizin ——– E sırasına kaydedilmiş, geçici mühlet verilmiş, 3 aylık geçici mühletin sonunda, mahkememizin ——– E sayılı dosyasında, dosyanın gerçek kişiler yönünden tefrikine karar verilmiş, tefrik edilen dosya Mahkememizin ——- Esas sırasına kaydedilerek bu dosyada yapılan yargılama sonucu ——–Esas – —— Karar sayılı ilamı ile verilen karar İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi —-. Hukuk Dairesince İİK.nun 287/3.maddesi gereğince; teknik bilgi gerektiren Konkordato davalarında komiser atanması yasanın emredici hükmü olup, Konkordato ön projesinin başarıya ulaşıp ulaşmayacağının denetlenmesi hususunun Konkordato Komiserlerinden görüş istenip rapor alınmadan yapılmasının doğru olmadığı, yine gerçek kişi borçluların, sırf alacaklıların icra takibine maruz kalmamak için konkordato talep ettikleri, bunun mümkün bulunmadığı şeklinde ki gerekçenin yasal dayanağı bulunmadığını, bu sebeple, öncelikle İİK’nun 286. ve devamı maddelerinde belirtilen belgelerin eksik olması halinde HMK’nun 114. ve 115. Maddeleri gereğince davacılara süre verilmesi, belgelerin ikmalinden sonra İİK’nun 287/2. ve 3. Maddeleri gereğince geçici mühlet kararı ile birlikte geçici komiser atandıktan sonra komiserin görüşü alınarak sonucuna göre karar verilmesi” için mahkememiz kararının kaldırıldığı görülmüş olup, mahkememiz esas defterinin ———Esas E. sırasına kaydı yapılmıştır.
Davacıların kefili olduğu borçlarda asıl borçlu olan ————– ise mahkememizin ———— E sayılı dosyada, hali hazırda kesin mühlet içindedir.
İstinaf mahkemesinin kaldırma kararından önce dosyada sunulması gereken belgelerin şekli olarak var olması sebebiyle zaten geçici mühlet kararı verilmiş ve bu karar gereği komiser heyetinin de oluşturulduğu görülmüş olup, oluşturulan komiser heyetinden istinaf mahkemesi kararı doğrultusunda konkordato ön projesinin başarıya ulaşıp ulaşmayacağının denetlenmesi hususunda görüş alınmıştır.
Komiser heyeti ——— tarihli raporunda, davacı gerçek kişilerin sunduğu projenin ciddi ve inandırıcı olmadığını mütalaa etmiştir. Ne var ki istinaf kararı kesin olmakla, tekrar şekli incelemeler yapıldıktan sonra, —— tarihli ara kararla, kalan geçici mühlet süresi olan 2 aylık süre nazara alınarak davacılara geçici mühlet kararı verilmiş; farklı gözle inceleme yapılması için farklı üç konkordato komiserinden heyet oluşturulmuş, sunulan belgelerin içerik olarak da doğru olup olmadığı, mali verilerin denetlemesi, ön projenin mali ve ekonomik bilgilere göre ciddi ve inandırıcı olup olmadığı, yasanın aradığı unsurları barındırıp barındırmadığı husunda inceleme yapılması istenmiş, komiserlerden rapor alınmıştır.
Komiser heyeti —————- tarihli raporunda özetle, konkordato talep eden gerçek kişilerin projesinin incelendiğinde kesin mühlet içinde bulunan————- projesine dayandırdıkları ayrı bir ön projenin bulunmadığı, ayrı bir gelirlerinin olmadığı, konkordatonun tasdiki şartlarından oluşan ve şu aşamada konkordatonun başarıya ulaşma kriterleri bakımından değerlendirilmesi gereken borçlunun ön projesinde borçlunun kaynakları ile orantılı olup olmadığı (İİK M305/1b) hususuna ilişkin projedeki bu ödeme planının gerçekleştirilmesi ihtimaline tereddütle yaklaşıldığı, gösterilen kaynakların da borçlunun önceden doğmuş ve gelecekte doğacak borçlarını ödeyebilecek duruma geleceğine dair gerçekçi bir ihtimalin yetersiz olduğu mütalaa edilmiştir.
Daha önceki kararda da belirtildiği üzere, sırf kefalet ve rehin hükümlerini ortadan kaldırmak için konkordato talep edilemeyeceği bellidir. Konkordato talep eden gerçek kişilerin, borçlu şirketlerin kullandığı kredilere olan kefaletleri ve ipotek yükümleri sebebiyle alacaklıların kendilerine yönelik cebri icra yöntemlerine başvurmamaları için konkordatoya başvurduklarını belirttiklerine göre, gerçek kişilerin sadece icra takiplerinden korunmak amacıyla konkordato talep etmesinin, konkordatonun amacıyla bağdaşır nitelikte olmadığı, sırf aleyhine başlatılacak takiplere mani olmak amacıyla konkordato talep edilmesinin, Türk Borçlar Kanunu’nun kefalete ilişkin hükümlerini ve İcra ve İflas Kanunu’nun menfi tespit davası hakkındaki bölümlerini işlevsiz hale getireceği; kanun koyucunun gerçek kişiler bakımından konkordato müessesine başvuruyu kabul etmesindeki amacının bu olmadığı, kanaati mahkememizce hasıl olmakla talebin reddine karar verilmiştir.
Burada şu hususu açıklamakta fayda vardır. Borçlu samimi olarak, sadece kefalet borcunu ödemekte zorlandığı ididasında olabilir ve konkordatoya başvurabilir. İİK’nunda bunu engelleyen bir hüküm yoktur. Ancak bu halde de ön projesinde nasıl kaynak yaratacağını, kefalet alacaklılarına nasıl, hangi vadelerde ne şekilde ödeme yapacağını somutlaştırarak göstermek, yapılabilirliğini de ortaya koymak, denetlenebilir bir takvim hazırlamak, vaadlerinin hem mümkün hem muhtemel olduğunu ortaya koymak zorundadır. Şirketin borcunu ödemesi halinde zaten kendilerinin de borçtan kurtulacakları fikrinden hareket eden bir proje, yasanın aradığı proje değildir. Belirtilen tüm bu nedenlerle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar —————-yönünden kesin mühlet ve konkordato taleplerinin REDDİNE,
2-İflas koşulları oluşmadığından iflas verilmesine yer olmadığına;
3-Tüm konkordato tedbirlerinin —— tarihi saat ——-itibariyle KALDIRILMASINA ve konkordato komiserlerinin bu davacılar yönünden GÖREVLERİNE SON VERİLMESİNE,
4-Tedbirlerin kaldırılmasına ilişkin kararın —– ——- ve ———— resen İLANINA, masrafın gider avansından karşılanmasına,
5- Alınması gerekli 44,40 TL başvurma harcı ve 44,40 TL karar harcı toplamı 88,80 TL harcın davacılardan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
6- Yargılama giderlerinin davacıların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 10 günlük süre içinde istanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere davacılar vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.20/08/2019