Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/757 E. 2020/346 K. 17.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/757 Esas
KARAR NO : 2020/346

DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ : 23/12/2019
KARAR TARİHİ : 17/06/2020

Mahkememizde görülmekte olan Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili————- ile aralarında ticari ilişki olduğunu, ticari ilişkiden doğan bakiyenin müflis şirketin iflas tarihi itibariyle —–olduğunu, alacağın tahsili için müvekkilinin iflas masasına kayıt ve kabulü için başvuruda bulunduğunu, iflas idare memurluğunun 04/11/2019 tarihli kararı ile alacağın kısmen kabul edildiğini, alacağın ——– haksız faiz uygulaması nedeniyle reddedildiğini, diğer müvekkili ——— alacağından kanuni halefiyet hükümleri gereğince iflas tarihi itibariyle doğan 1.673.780,72 TL alacağının olduğunu, lacağın tahsili için müvekkilinin iflas masasına kayıt ve kabulü için başvuruda bulunduğunu,iflas idare memurluğunun —– tarihli kararı ile alacağın yargılamayı gerektirdiğinden tümüyle reddedildiğini, iflas masasının müvekkillerinin alacağını haksız yere reddettiğini, alacağın varlığı ve miktarının tartışmasız olduğunu, taraflar asasında TTK 1530 maddesine tabi bir hukuki ilişki söz konusu olduğunu, temerrüt olgusunun gerçekleştiğini, belirterek, fazlaya dair hakkı saklı kalmak kaydı ile 305.047,57 TL alacağın müvekkili ———. adına iflas masasına kayıt ve kabulüne, —-alacağın müvekkili ——–. adına iflas masasına kayıt ve kabulüne, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap, beyan veya delil sunmamıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava; hukuki niteliği itibariyle alacağın, iflas masasına kayıt ve kabulü istemine ilişkindir.
——- İst. Anadolu —–. Asliye Ticaret Mahkemesinin—— sayılı dosyada——- tarihli kararı ile iflasına karar verilmiştir.
Uyuşmazlık konusu olan ilk husus iş bu dava için dava şartı olan davanın süresinde açılıp açılmadığı hususudur.
2004 sayılı İİK.nun 235. maddesine göre sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren onbeş gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecburdurlar. 223 üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmü mahfuzdur. Aynı kanunun 223/3 maddesine göre de “İflâs idaresi toplantıları, idare memurlarının veya herhangi bir alacaklının gündem belirlemek suretiyle yapacağı talep üzerine iflâs dairesi müdürünün toplantı gününden en az yedi gün önce göndereceği çağrı üzerine yapılır. İflâs idaresi, kararlarını çoğunlukla alır; ancak toplantıya her üç iflâs idare memurunun da katılmaması hâlinde iflâs dairesi müdürü iflâs idaresinin görevini yüklenir ve iflâs idaresi adına tek başına karar alır. Toplantıya iflâs idaresi memurlarından birinin veya ikisinin iştiraki hâlinde iflâs dairesi müdürü de bu toplantıya katılır. Karar alınamaması hâlinde iflâs dairesi müdürünün oyu doğrultusunda işlem yapılır. İflâs masasına alacaklı olarak müracaat eden alacaklılar, tebligata elverişli adres göstermek ve ——- çıkarılacak tarifede gösterilecek yazı ve tebliğ masrafları için avans vermek suretiyle iflâs idaresince alınacak kararların kendilerine tebliğini isteyebilirler. Bu muameleyi yaptırmış alacaklılar hakkında iflâs idare memurunun kararlarına karşı kanun yolları kendilerine tebliğ tarihinden itibaren işlemeye başlar”.
Somut olayda, iflas müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabına göre; davacılardan ———– numarası ile ————— alacak talebinde bulunduğu, masanın bu talebi kısmen kabul ederek —– reddine karar verdiği; davacılardan ————————— kayıt sıra numarası —————– alacak talebiyle masaya başvurduğu; masanın talebi tümüyle reddettiği anlaşılmıştır. Gerek dava dilekçesinde açıklandığı gerekse iflas müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabına göre, masanın red kararının, tebliğ giderini depo eden davacı vekiline 13/11/2019 tarihinde tebliğ edildiği de anlaşılmaktadır.
Davacılar, masa red kararını tebliğ almış, —————— tarihinde zorunlu arabuluculuğa başvurmuştur. 25/11/2019 tarihinde anlaşılamadığına dair son tutanak düzenlenmiş; davacılar da eldeki davayı ——- tarihinde açmıştır.
7155 sayılı Kanununun 20. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa eklenen 5/A maddesi ticari davalarda dava şartı olarak zorunlu arabuluculuğu öngörmüştür.
Kayıt kabul davasının zorunlu arabuluculuğa tabi olup olmadığı açıklığa kavuşturulmalıdır. —sayılı kararında açıklandığı üzere, “Türk Ticaret Kanununun 5/A maddesi zorunlu arabuluculuk dava şartını “…konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri…” ile sınırlı tutmuştur. Somut olayda dava bir alacak ya da tazminat davası olmayıp masaya kayıt davasıdır. Bilindiği gibi kayıt kabul davası bir para alacağının —————-; bu dava ile o alacağın o iflas tasfiyesinden pay alıp almayacağı hususu belirlenir. Nitekim doktrinde de sıra cetveline itiraz davasının, iflas idaresi tarafından düzenlenen sıra cetveline karşı tanınmış bir kanun yolu olduğu ve yalnızca sıra cetvelinin düzeltilmesi amacını taşıdığı; bu dava ile alacaklının, iflas idaresinin bir alacağı kabulü veya reddi, miktarı ve sırası ile sınırlı bir aynî hakkın mevcudiyeti ve mahiyeti hakkında vermiş olduğu kararın doğru olmadığını ileri sürerek, iflas alacaklılarından birinin maddî hukuka uygun bir şekilde garameye dâhil edilip edilmemesini talep ettiği kabul edilmektedir. Bu dava ile güdülen amaç, alacak hakkında kesin hüküm oluşturacak bir karar verilmesi olmayıp, sadece ortak borçlunun (müflisin) aktiflerinin paraya çevrilmesi sonucu elde edilen paranın dağıtımında alacaklının hangi ölçüde dikkate alınacağıdır. Davanın kabul edilmesi belirli bir para alacağının tahsilini değil sadece sıra cetvelinin düzeltilmesi sonucunu doğurur ——————-.Nitekim dava on beş günlük hakdüşürücü süreye tâbi tutulmuş olmakla birlikte dava süresinde açılmasa dahi tasfiye sonucunda tasfiye artığı kalması halinde alacaklının bu kısma müracaat edebileceği kabul edilmektedir. Diğer bir ifade ile kayıt kabul davası subjektif bir hakkı konu almakta ve maddi hukuk hükümlerine göre incelenmekle birlikte maksadı bu tutarın ———- Yargıtay uygulaması da aynı yönde olup, davanın bu niteliği gereği alacak davalarından farklı olarak, alacak tutarı üzerinden nispi harç ve vekalet ücretine değil maktu harç ve vekalet ücretine hükmedileceği ilkesi benimsenmiştir”
O halde kayıt kabul davası “konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri” cümlesinden olmayıp, zorunlu arabuluculuk dava şartına tâbi değildir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin, ————– sayılı kararı da aynı yöndedir.
Eldeki davaya dönecek olursak esasen 15 günlük hak düşürücü süre, masa red kararının alacaklıya tebliğ edildiği ——— tarihinden on beş gün sonra ———– günü sona ermektedir. Burada tartışılması gereken husus, arabulucuğa tabi olmayan bir davada davacının hataya düşerek arabuluculuğa başvurması halinde, bunun hakdüşürücü süreye etkisinin ne olacağıdır.
6325 sayılı yasanın 18/A maddesinin, 15 nolu bendine göre “Arabuluculuk bürosuna başvurulmasından son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar geçen sürede zamanaşımı durur ve hak düşürücü süre işlemez”. Kanun koyucu, arabulucuya tabi bir davada sürelerin duracağını düzenlemekle yetinmiştir.
Hal böyle olunca somut olayda hakdüşürücü sürenin durduğuna dair bir yorumda bulunmanın yasal bir dayanağı bulunmamaktadır.
Açıklanan sebeplerle hak düşürücü süre içinde açılmadığı anlaşılan davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Hak düşürücü süre içinde açılmayan davanın HMK.nun 114/2,115/2 maddeleri usulden REDDİNE,
2-Alınması gerekli 54,40TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 10,00TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 10 günlük süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.