Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/750 E. 2020/455 K. 08.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/750 Esas
KARAR NO: 2020/455
DAVA: Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 16/12/2019
KARAR TARİHİ: 08/07/2020
Mahkememizde görülmekte olan Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin blok mermer üretimi iç piyasa ve ihracı alanında faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirketin ——- yılları arasında devamlı kar elde ederek büyüdüğünü, ancak son yıllarda özellikle son bir yıl içinde dışa bağımlı ekonomilerde görülen ekonomik dalgalanmalar, dolar kurunda yaşanan ani ve suni değer artışları, hammadde girdilerinin %90 gibi bir oranını dövizle yapan müvekkili şirketin bir anda finansal yapısının bozulmasına sebep olduğunu, hammaddeyi dolar olarak ödeyen ancak ürünü TL bazında satan müvekkilinin bu durumdan dolayı ekonomik darboğaza girdiğini, ekonomik anlamda art arda gelen bu durumların müvekkilini etkilediğini, müvekkilinin bu darboğazdan çıkıp nakit akışını dengelemesi için elindeki stokların ve satışa hazır olan malların piyasaya sürülmesi için zamana ihtiyaç olduğunu, belirterek İİK 285 vd maddeleri gereğince konkordato taleplerinin kabulü ile öncelikle müvekkilleri lehine 3 ay geçici mühlet kararı ile birlikte İcra ve İflas Kanunu’nun 287 ve 294.maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve ihtiyati tedbir kararlarının aynen devamıyla yargılama sırasında kesin mühlet kararı verilmesi ile yargılama neticesinde de konkordato tasdikine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava, İİK.nun 285/1 maddesi uyarınca borclu tarafından yapılan konkordato talebidir.
Davacının dava dilekçesi ve ekleri incelenmiş, İİK’nun 7101 sayılı kanunla değişik 286.maddesine göre istenen belgelerin dava dilekçesi ekinde mevcut olduğu anlaşılmakla davacı şirket lehine 3 aylık geçici mühlet kararı verilmiş, geçici mühlet süresi içerisinde İİK 294-295-296 ve 297.maddelerinin uygulanmasına, şirket aleyhine ihtiyati haciz ve muhafaza işlemlerinin yapılmasının tedbir yoluyla durdurulmasına, şirkete, şirketin mali yapısı göz önüne alınarak bir konkordato komiserinin atanmasına, atanan komiserlere şirketin defterlerini tutarak projenin incelenmesi, şirketin faaliyetlerine nezaret etmeleri ve kanundan kaynaklanan diğer görevleri yapmak suretiyle rapor düzenlemeleri görevi verilmiştir.
Verilen geçici mühlet kararı, tedbirler ve atanan komiserler ile ilgili gerekli ilanlar yapılmış ve ilgili kurumlara gerekli bilgiler verilmiştir.
Davacı tarafından gerekli iflas avansı ve konkordato gider avansı verilen süre içerisinde dosyaya yatırılmıştır.
Mahkememizin ——- tarihli kararı ile geçici mühlet ve doğal sonucu olarak tedbirlere karar verilmiş, ——– atanmıştır. Yine şirketin özvarılğının tespiti için teknik bilirkişiler görevlendirilmiştir. 3 aylık geçici mühlet ——- tarihinde sona ermişse de, geçici mühletin — pandemi salgını sebebiyle uzatılmasına karar verilmiştir. Daha sonra çıkan—- sayılı yasa ile konkordato davaları da dahil olmak üzere sürelerin ——- tarihinden ——- tarihine kadar duracağı düzenlenmiştir. Rayiç raporlarının gelmesi ile …heyeti —– tarihli raporunu sunmuştur.
———— tarihli raporunda, kısaca şirketin rayiç ——– olduğu ve borca batık olmadığı, ortakların henüz alacaklarından feragat etmedikleri, sermaye artışının henüz yapılmamış olduğu, toplamda ——— borcun mevcut olduğu, bunun da faaliyet karı ile öngörülen vadede ödenmesinin mümkün olmadığı, stokların eritilmesi muhasebeleştirileceğinden bunun faaliyet karı kalemi içinde değerlendirileceği mütalaa edilmiştir.
Raporun tebliği üzerine davacı —— tarihli dilekçesi ile itiraz etmiş, sermaye artışına ilişkin — tarihinde ortaklar kurulu kararı alındığı, —sermaye artışının ——- kısmının——- tarihine kadar ödeneceğinin kararlştırıldığını, oratkların ——— şirketten alacaklı olduğunu ancak ortakların, tüm borçlar ödennceye kadar bu alacakların istemeyecekleri konusunda anlaştıklarını, kar hedefinin mümkün olduğunu, tek kaynağın faaliyet karı olmadığı ve stokların başlı başına bir kaynak olduğunu ileri sürerek revize proje de sunmuş ve ———- ek rapor alınmasını istemişlerdir.
Bu itirazlar ve revize proje ——– tevdi edilmiş, ———— tarihinde rapor ve ayrık raporunu sunmuştur. Mali müşavir, bağımsız denetçi ile finans uzmanı olan komiserler oy çokluğu ile itirazların yerinde olmadığını, revize projenin de ciddi ve inandırıcı olmadığını, faaliyetin devamı olarak sunulan kaynak ile stoklardaki azalış ile sunulan kaynağın tek kalem olarak kabul edilmesi gerektiği, öngörülen karların aynı kaynak içinde değerlendirilmesi gerektiği, stok satılınca gelirin deftere işleneceği ve bunun da faaliyet karı olarak yansıyacağı,——- tarihinden bu yana sermaye artışı için bir adım atılmamışken ——- tarihli rapordan hemen sonra sermaye artışı ile ilgili öngörülenin üçte biri kadarı için karar alınmış olmasının ve bunun da ilk taksidinin — yıl içinde ödenecek olmasının takdirini mahkemeye ait olduğunu, nakit sağlanamadığı ve projenin ciddi ve inandırıcı olmadığı belirtilmiştir. ——— tarihli nihai raporda imzası olmasına karşın —— tarihli raporu benimsemeyen ve ayrık rapor sunan icra iflas hukuk uzmanı hukukçu bilirkişi ise raporunda kısaca stokların ayrı bir kaynak kalemi olarak sayılması gerektiğini, iflas halinde stokların bir kaynak olacağı, o halde faaliyetin devamında da net kardan ayrı bir kaynak olarak kabul edilmesi gerektiğini belirtmiştir.
Davacı şirket —– raporlara karşı beyanda bulunmuş ayrıca bağımsız denetçi, mali müşavir ———- imzalı özel mütülaayı sunmuştur. Bu özel mütalaanın da ayrık raporla aynı doğrultuda olduğu görülmüştür.
Alacaklıların çok açıyla mutabakat yapılmış olup, müdahillerin büyük bir kısmının tedbirlerin kaldırılmasını talep ettiği, bir kısım müdahillerin de davacı şirketin iflas ertelem sürecinden çıkarak bu davayı açtığına işaret etmişlerdir.
Müdahillerin bu iddiası üzerinde kısaca durmak gerekir. Getirtilip incelenen evraklardan davacı şirketin ——- yılından bu yana iflas erteleme ve uzatma davalarının söz konusu olduğu anlaşılmıştır. Kısaca özetlemek gerekirse, ——- iflas erteleme talebinde bulunduğu, ——- sayılı kararla iflasın 1 yıl süreyle ertelenmesine karar verildiği, —————— sayılı ilamıyla iflas ertelenmesine dair kararın bozulduğu, bozma sonrası dosyanın ——— sırasına kaydedildiği, bu mahkeme kapatılınca yargılamaya ———– sayılı dosyasında devam edildiği, —- sayılı kararla borca batık olmaması sebebiyle davanın reddine karar verildiği, tekrar iflas erteleme talebiyle dava açıldığı, bu davanın ——— sırasına kaydedildiği, mahkemenin —– tarihli duruşmasında, “davacı şirketin borca batık olmadığı ve 5 yıllık azami ihtiyati tedbirden faydalanma süresini çoktan aştığı ” gerekçesiyle ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verildiği; bu duruşmadan kısa bir süre sonra —— tarihinde mahkememizde konkordato davası açıldığı, geçici mühlet kararı verilmesiyle, ————dosyasından feragat edildiği görülmüştür.
Hiç kuşkusuz iflas erteleme davası ile konkordato davası farklı kurumlar olup, eldeki davaya engel bir durum yoktur Ancak bu durum, şirketlerin gelişi güzel şekilde, alacaklılarını oyalayabileceği veya borç ödemelerini öteleyebileceği anlamına da gelmemelidir. Bu durumda dikkat edilmesi gereken projenin ciddi ve inandırıcı olup olmadığıdır. Ciddi ve inandırıcı bir konkordato projesi olduğuna kanaat getirilmesi önce kesin mühlet sonra konkordatonu tasdiki taleplerinin kabulünü sağlayacaktır. Dava dilekçesinde, davacı şirketin dar boğaza ve likidite sıkıntısına girmesine sebep olarak, son bir yılda ekonominin dışa bağımlı hale gelmesi ve artan döviz kurunun yükselmesi gösterilmiştir. ———- yılında döviz kuru sıkıntısı yokken de davacının borca batıklık bildirimi ile iflas erteleme davası açtığı düşünülürse dava dilekçesindeki iddialar da samimi görünmemektedir. Davacının gerçekten yapısal düzelmeler içeren, somut, inandırıcı, gerçekleşmesi muhtemel bir projeye dayanması, kaynak göstermesi, kaynakların nasıl sağlanacağını da açıklaması gerekir. Örneğin sadece sermaye artışı yapılacağı vaadi yeterli değildir. Sermaye artışının nasıl yapılacağı da açıklanmalı ve denetlenebilir bir takvime bağlanmalıdır. Davacı şirketin sermaye artışı vaadi — olup, bunun ————- yıllarında üç taksitte ödeneceği öngörülmüştür.(Dörtte birinin hemen ödenmesi gerektiği kuralını yok saysak bile) taksitlerinin bir kısmı muhtemel tasdik tarihinden sonraya sarkan sermaye artışı vaadinin kabul görmesi mümkün değildir.——— yıllarında yapılacağı vaad edilen sermaye artışının takibi güç olduğu gibi tasdikle borç ödemeye başlayacak şirketin ayrıca bir de sermaye artışı yapacağı gerçekçi değildir. Ortakların şirketten olan alacağı da ——— fazla olup bu tutar toplam borcun neredeyse yarısıdır. Ortakların şirketten olan alacaklarından açıkça feragat etmemiş olmaları, alacaklılar için hiç bir güvence sağlamayacak biçimde şimdilik, diğer borçlar ödeninceye kadar istenmeyeceğine dair aralarında bir karar almış olmaları da olumlu görülmemiştir Bu karar dahi, 6 aydır geçici mühlet içinde olunduğu halde ——– tarihli rapora kadar verilmemiştir.
Stoklardaki azalışın faaliyet karı içinde değerlendirilmesi gerektiğine ilişkin —- çoğunluk görüşüne mahkememizce de itibar edilmiş, öngörülen net satışların sağlanması halinde dahi yeterli gelmeyeceği, somut ve yapısal bir iyileşmenin ortaya konamadığı, iyi hazırlanmamış proje ve soyut çözüm önerileri ile kesin mühlete geçilemeyeceği kabul edilmiş ve tedbirler kaldırılmış, davanın reddine karar verilmiştir. Hukukçu olarak atanan komiserin ayrık raporu ise benimsenmemiştir.
Davacı şirketin rayiç bilançolarına göre borca batık durumda olmadığı görülmekle, iflas verilmesini gerektirir koşullar da oluşmadığından iflas kararı verilmemiş, talebin reddine karar vermekle yetinilmiştir.
Hem çoğunluk hem de ayrık ——raporunda ve hatta davacının sunduğu özel mütalaada esas alınan mali veriler——- yılının ilk üç ayına ilişkin olup, sonrasında satışları düşmüş olabilirse de, esas alınan dönemde davacı şirketin pandemi döneminden etkilenmediği anlaşılmış; pandemi süreci projenin ciddi görülmemesinde bir etken olmamıştır.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1——— numarasında kayıtlı——————- konkordato talepli davasında geçici mühletin kaldırılarak, kesin mühlet ve konkordato talebinin REDDİNE;
2-İflas şartları oluşmadığından iflas kararı verilmesine yer olmadığına,
3-Tüm tedbirlerin kaldırılmasına, ——– görevine son verilmesine,
4-Tedbirlerin kaldırıldığına dair bu ara kararın ——– ilanına,
5- Alınması gerekli 54,40 TL harcın davacı tarafça yatırılan 44,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 10,00 TL harcın davacıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
6- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacının üzerine bırakılmasına,
7- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 10 gün içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilleri ile huzurda bulunan alacaklı olduklarını beyan eden vekillerin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 08/07/2020