Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/721 E. 2020/121 K. 05.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/721 Esas
KARAR NO : 2020/121

DAVA : İflas (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177))
DAVA TARİHİ : 28/10/2019
KARAR TARİHİ : 05/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İflas (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 23/03/2015 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye istinaden borçlunun müvekkiline taşınmazın tapuda tescil işlemini gerçekleştirmediğini, bunun üzerine davalı şirket müvekkile tescili yapmamamasına teminat olarak icra dosyasına konu—- tutarında çeki keşide ettiğini, iş bu çek müvekkili tarafından davalı borçlu aleyhine İstanbul Anadolu—-.İcra Müdürlüğünün— Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, başlatılan icra takibine davalı tarafından itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline davalının iflasına karar verilmesini yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap, beyan veya delil sunmamıştır.
Dava; doğrudan alacaklı tarafından talep edilen iflas isteminden ibarettir.
Davacının iflas talebi, borçlunun ödemelerini tatil eylemesi, uzun zamandır borçlarını ödeyememesidir. Bir diğer deyişle yargılamada (ilama dayalı alacak nedeniyle iflas davasının aksine) davacının alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise bunun miktarı incelenecektir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nın 114 maddesinde dava şartları açıkça sayılmış olup, mahkeme tarafından resen gözetilir.
6102 Sayılı TTK ‘nun 5/A maddesi (Ek:6/12/2018-7155/20 md.) “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Kanunun lafzı oldukça sıkıntılı olmakla birlikte yasa koyucunun mümkün olduğu kadar çok davanın arabuluculuğa tabi olmasını amaçladığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda, dava netice-i talep olarak iflas istemli ise de davanın konusu bir miktar paradır. 6102 sayılı TTK’ye eklenen 5/A maddesinin gerekçesi “Maddeyle, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinde belirtilen davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurma zorunluluğu getirilerek bu uyuşmazlıkların temelinden, çok daha kısa süre içinde, daha az masrafla ve tarafların iradelerine uygun bir şekilde çözülmesi amaçlanmaktadır.” şeklindedir. Yukarıda belirtildiği üzere gerekçede amaçlanan, taraflar arasındaki uyuşmazlıkların, arabulucuda çözümlenmesi olup, madde metninde “konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava…” denilmek suretiyle dava türleri ayrımı belirtilmemiştir. İflas talepli davada davanın konusu halen bir miktar paradır. Neticenin iflas olması, iflasın kamu düzenini ilgilendiren bir tarafı olması sebebiyle iflas konusunda tarafların tasarruf yetkilerinin olmaması, tarafların iflasa konu olan para alacağı üzerinde tasarruf yetkileri olduğu gerçeğini bertaraf etmez. İflas talepli bir davada yargılama devam ederken davalı borcunu kabul edip ödemiş olsa, mahkeme dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verecektir. O halde talep sonucu iflas da olsa, itirazın iptali de olsa, davanın konusu halen bir miktar paradır. Nitekim aynı gerekçelerle uygulamada istinaf dairelerinin çoğunluğu menfi tespit davalarının zorunlu ara buluculuğa tabi olduğunu kabul etmişlerdir.
Sonuç itibariyle yasa metni ve gerekçe bir bütün olarak değerlendirildiğinde; 6102 Sayılı TTK’nun 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesinin 1.fıkrasına aykırı olarak arabuluculuk kurumuna başvuru yapılmadan açılmış olması nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Keza, iflas avansı da iflas davası için özel dava şartı olup tensibin 8 nolu ara kararı ile davacıya süre verilmiş olmasına rağmen iflas avansı da tamamlanmamış olup davanın açıklanan gerekçelerle usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın TTK 5/A-6325 sayılı yasanın 18/A, HMK 114/2, 115/2 maddeleri uyarınca usulden REDDİNE,
2- Alınması gerekli 54,40TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 10,00 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 10 gün içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.