Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/719 E. 2020/652 K. 30.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/719 Esas
KARAR NO: 2020/652
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 24/09/2009
BİRLEŞEN ——ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN ———–
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 24/09/2009
KARAR TARİHİ: 30/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin, davalı bankanın ——–Şubesinde bulunan ———- hesaplarından davacıların haberi ve talimatı olmadan şube müdürü ———- tarafından usulsüz olarak para çekildiğini, farklı tarihlerde gerçekleştirilen bu usulsüz işlemlerde şube müdürünün —- hariç, sadece yabancı para olarak —————-kendi hesabına veya başkaca hesaplara geçirdiğini ya da fiilen hesapları sanki davacılar para çekiyormuş gibi, kredi kullanıyormuş gibi gösterip bu şekilde hesapları boşaltarak zimmetine geçirdiğini, icra takip tarihi itibariyle davacıların toplam zararının —— olduğunu, ——————-sayılı ihtarnamesi ile, davacıların uğradığı zararın davalı bankaca tazmini için ihtarname çekildiğini, davalı bankanın da bu ihtarı dikkate almayıp herhangi bir ödemede bulunmadığını, ancak sözlü görüşmelerde davacıların zararlarının karşılanacağının bildirildiğini ancak sonuç alamadıklarını, —————- soruşturma sayılı dosyasında banka şube müdürünün tutuklu olup soruşturmanın devam ettiğini, davalı bankanın ödeme yapmaması üzerine alacağın tahsili için ——————- dosyasıyla davalı banka aleyhine ilamsız icra takibine giriştiklerini, davalının haksız itirazı sonucu takibin durduğunu, bir güven kurumu olan davalı bankanın çalışanların her türlü kusurundan sorumlu olduğunu, basiretli bir tacir gibi davranmak zorunda olduğunu, müvekkili tarafından tevdi edilen paraların güvenliğinin davalının sorumluluğunda olup bu bedellerin müvekkillerine ödenmesi gerektiğini belirterek sonuçta, icra takibine vaki haksız itirazın iptaline ve % 40 oranından az olmamak üzere belirlenecek icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Yetki itirazında bulunarak davaya bakma yetkisinin ————– Asliye Ticaret Mahkemelerine ait olduğunu, davadaki taleplerin açık olmadığını, davacıların, müvekkili bankanın ———— Şubesinde ———- bulunduğunu, müvekkili bankanın ———— Şubelerinde müşterilerin bilgisi olmadan sahte imzalarla kredi kullandırıldığı ve hesaplardan para çekildiğine dair bankaya gelen bir ihbar üzerine başlatılan inceleme sonucunda ———– tarihleri arasında ——– Şubesinde, —–tarihinden itibaren ise ———- Şubesinde şube müdürü olarak çalışmakta olan ——– hakkında nitelikli zimmet ve özel evrakta sahtecilik suçlarından —- tarihinde ————— soruşturma sayılı suç duyurusunun yapıldığını ve soruşturmanın devam ettiğini, ayrıca banka teftiş kurulu başkanlığı tarafından yapılan soruşturmada ———————, grafoloji sahtecilik uzmanları tarafından hazırlanan bilirkişi raporu, müşteri şikayetleri ve tüm banka kayıtları incelenerek sonuçta, ——— tarihli soruşturma raporunun hazırlandığını ve soruşturma raporu kapsamına göre haklı bulunan müşterilere ödemelerin yapıldığını, bu soruşturma raporu kapsamında davacıların şikayetlerine konu hesaplardan izinsiz olarak çekildiğini iddia ettikleri —— nakit çekim ve ——— çekim işlemlerinin incelendiğini, yapılan inceleme sonucunda dava konusu taleplerden —– çekim işleminin davacılardan ——- hesaplarından ———tarihinde kasadan nakit çekim işlemi olarak yapıldığının belirlendiğini, söz konusu nakit çekim dekontundan davacı ———- kaşesi ile birlikte çekim yapan kişinin imzasının bulunduğunu,söz konusu imza incelendiğinde dekont üzerinde şirket kaşesi altına atılan imzanın davacı ——— münferiden yetkili temsilcisi —————- imzası olduğunun tespit edildiğini, ——- tarafından yapılan soruşturma sonucu hazırlanan ——— tarihli soruşturma raporunun ————– tarihinde yurt dışından havaleyle firma hesabına — alacak kaydedilmiştir. — tarihinde açılan ————-bir ay vadeli —– numaralı hesap ————— tutarındaki net faiz geliri ile birlikte ——– tarihinde kapatılmış ve kasadan nakit olarak çekilmiştir. İşleme ait gişe fişi üzerindeki firma ortağı ———– imzasının firmanın imza sirkülerindeki ve şikayet dilekçesindeki imza ile uyumlu olduğu tespit edilmiştir.”şeklinde belirlendiğini, gerçekten de grafoloji uzmanı tarafından yapılan inceleme sonucunda alınan raporlarda da dekonttaki imzanın ——ait olduğunun tespit edildiğini, buna göre dava konusu ————-nakit çekim işleminin davacı tarafça yapılmış olduğunun sabit olduğunu, bu nedenle davacının bu kaleme ilişkin alacak talebinin haksız olduğunu, TTK.20.maddesi gereğince, davacının basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü altında olduğunu, dava konusu ——— yönünden ise talebin dayanaksız olduğunu, davacıların hesaplarından izinsiz olarak çekildiği iddia edilen ——— ilişkin talepler incelendiğinde, bu bedelin bankaya hiç intikal etmediğini, izinsiz çekilmesinin bu nedenle söz konusu olamayacağını, davacının daha önce davalı bankaya gönderdiğini ————-sayılı ihtarnamesinde, dava konusu edilen ——— ilişkin olarak ——————hesabına yatırılmak üzere bankanız elemanına teslim edilen ——-olarak belirtildiğini, bu açıklamanın da bu tutarın banka hesabına hiç yatırılmamış bir para olup bu meblağın şube personeli olan bir kişiye teslim edildiğinin iddia edildiğini, ——— üzerinde faaliyet gösteren hiçbir bankanın, hesaplara yatırılmayan, kayıtlara girmeyen, banka dışında elden teslim edildiği iddia edilen bir bedelden sorumlu tutulamayacağını, böyle yüksek tutarda bir meblağın herhangi bir dekont almaksızın elden teslim edildiği iddiasının dinlenemeyeceği, emsal içtihat ışığında müvekkilinin bu tutardan sorumlu tutulamayacağını, yukarıda izah edildiği üzere davacılar vekili tarafından dava konusu edilen her iki işlemde de davacı —- hesap sahibi olup diğer davacı ——– hesapların bir ilgisinin olmadığını, bu sebeple ———–yönünden davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini belirterek, sonuçta davanın reddine ve % 40 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatının davacılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
BİRLEŞEN —–ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN —————- DOSYASINDA:
Davacı vekili birleşen dosyadaki dava dilekçesinde özetle:Müvekkillerinin davalı bankanın ——- Şubesinde bulunan mevduat ve döviz hesaplarından davacıların haberi ve talimatı olmadan, şube müdürü ——– tarafından usulsüz olarak para çekildiğini, farklı tarihlerde gerçekleştirilen bu usulsüz işlemlerde şube müdürünün, yabancı para hariç sadece —– olarak ——–kendi hesabına veya başkaca hesaplara geçirdiğini, ya da fiilen hesapları sanki davacılar kullanıyormuş gibi kredi kullanıyormuş gibi gösterip hesapları bu şekilde boşaltarak zimmetine geçirdiğini, ————-sayılı ihtarnamesiyle davalı bankadan alacaklarını talep ettiklerini, ancak sonuç alamadıklarını, banka müdürü hakkında soruşturma açıldığını, usulsüz işlemlerle hesaplardan haksız olarak çekilmiş olan ———- alacağın tahsili için —————–sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibine giriştiklerini, davalının haksız olarak icra takibine itiraz ettiğini, bir güven kurumu olan bankanın çalışanların eylemlerinden sorumlu olduğunu, bu nedenle itirazın haksız olduğunu belirterek, itirazın iptaline ve % 40 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili birleşen dosya yönünde savunmasında özetle: Ana davadaki savunmalarını aynen tekrarlamış,————- taleple ilgili yapılan incelemede, ——nakit kredi riskine karşılık olarak —– akdederek müvekkili bankadan ——– tutarlı nakit kredi kullandığını, sözkonusu genel kredi sözleşmesi üzerindeki borçlu ve kefil imzalarının incelenmesinde sonucunda, imzaların şirket yetkililerine ait olduğunun tespit edildiğini, bu —- kredi limiti içinde kullanılan ve dava konusu edilen —– numarası ile ——- tarihinde davalılardan —– tarafından nakit kredisi olarak çekildiğini, söz konusu dekont üzerindeki imzanın şirket yetkilisi ——– ait olduğunun belirlendiğini, bu nedenle bu kredi çekim işlerinde herhangi bir usulsüzlük bulunmadığını, —–taleple ilgili olarak sözkonusu genel kredi sözleşmesine istinaden aynı referans numarası ile ——- tarihinde ——– nakit —- kullanıldığını, ilgili tutar ile ——– alındığını ve — hesabındaki —– bakiye ile birlikte ——- olarak kasadan nakit çekim yapıldığını, nakit çekim işlemine dair dekonttaki imzanın şirket yetkilisi ———— ait olması nedeniyle işlemlerde bir usulsüzlük bulunmadığının tespit edildiğini, birleşen dosyada talep edilen —– kalem incelendiğinde, dava konusu —– tutarın dava dışı ———– şahsi hesabından gerçekleşen bir nakit çekim işlemi olup dekont üzerinde hesap sahibinin imzasının bulunduğunu, bu tutarın dava dışı gerçek kişiye ait olması nedeniyle davacı şirketlerin bu kalemi talep haklarının bulunmadığını, davacıların taleplerinin soruşturma raporu kapsamında reddedildiğini belirterek davanın reddine ve % 40 oranından az olmamak üzere belirlenecek icra inkar tazminatının davacılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Asıl dava, davalı banka hesabından, banka çalışanları tarafından usulsüz olarak çekilen tutarların davalı bankadan tahsili için başlatılmış olan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK.67.maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili isteğine ilişkindir.
Birleşen dava, davacılara ait banka hesabından usulsüz olarak banka çalışanları tarafından çekilmiş olan tutarların tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK.67.maddesi uyarınca iptali, icra inkar tazminatının tahsili ve ayrıca usulsüz işlemlerle davacı şirketin kredi kullanmış gibi gösterilerek borçlandırıldığı iddiasıyla, davacının davalı bankaya kredi borcunun bulunmadığının tespiti (menfi tespit) taleplerine ilişkindir.
Asıl davanın dayanağı olan kapatılan————–icra takip dosyasının yapılan incelemesinde, davacılar tarafından davalı banka aleyhine ———- alacağın temerrüt faizi ile birlikte tahsili için ilamsız icra takibine girişildiği, davalı banka vekilinin süresinde verdiği itiraz dilekçesi ile borca ve ferilerine itiraz etmesi sonucu takibin durduğu, davanın İİK.67.maddesinde öngörülen bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı belirlenmiştir.
Birleşen dosyanın dayanağı olan kapatılan ————–sayılı icra takip dosyasının yapılan incelemesinde, davacı şirket tarafından davalı banka aleyhine ———- alacağın yasal temerrüt faizi ile birlikte tahsili için ilamsız icra takibine girişildiği, davalı banka vekilinin süresinde verdiği itiraz dilekçesi ile borca ve ferilerine itiraz etmesi sonucu takibin durduğu, davanın İİK.67.maddesinde öngörülen bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı belirlenmiştir.
Dava yazılı yargılama usulüne tabi olup dilekçelerin teatisi tamamlanmış, yöntemine uygun duruşma açılmış, taraf kanıtları toplanmıştır. Uyuşmazlık noktaları belirlenip bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır. Davalı vekilinin asıl ve birleşen dosyalardaki yetki itirazları, davaya konu uyuşmazlığın, davalı bankanın yargı çevremiz içinde bulunan ———- Şubesine ilişkin olması nedeniyle, o tarihte yürürlükte bulunan HUMK.17.maddesi uyarınca reddedilip, işin esası incelenmiştir.
Mahkememizin ——– sayılı dosyasında yapılan yargılamanın neticesinde, —-tarihli kararla, “tüm dosya kapsamına göre asıl davada davacı ———— bilgisi dışında ——– çekildiği, bunun gerçek bir nakit çekim işlemi olmadığı, yine asıl davaya konu —– dava dışı bir bankadan davalı banka çalışanları tarafından çekildiği ve ancak davacı ————hesabına intikal ettirilmediği, davalı bankanın, çalışanlarının işlem ve eylemlerinden güven kurumu olması sebebiyle sorumlu olduğu, bu sebeple asıl davada davacı ——— yönünden açılan itirazın iptali davasının kabulü gerektiği, asıl davada diğer davacı ——- asıl davaya konu hesaplarla bir ilgisinin bulunmadığı, birleşen davada iki ayrı talebin mevcut olduğu, başlangıçta itirazın iptali talebinin içinde bulunan ———- talepler yönünden davanın ıslah suretiyle davacı ——— yönünden menfi tespite dönüştüğü, bakiye —- yönünden ise itirazın iptali talebinin devam ettiği, ——— talebe konu hesabın dava dışı bir gerçek kişiye ait olduğu, her ne kadar davacılar vekili bu paranın davacı şirketin hesabına yatırılması gerektiğini iddia etmiş ise de, yine bu iddianın dava dışı gerçek kişi şahıs tarafından açılan davada tartışılacağı, bu sebeple birleşen davaya konu ——– talep yönünden davacı şirketlerin aktif husumetlerinin bulunmadığı, birleşen davaya konu menfi tespit talebi yönünden ise, davacı ————- birleşen davaya konu ————– kredileri kullanmadığının anlaşıldığı, asıl davaya konu alacağın likit olduğu, birleşen davada itirazın iptali davasının husumetten reddedildiği, davacıların kötü niyetinin sabit olmadığı, birleşen davadaki menfi tespit talebi yönünden davacı tarafın tazminat talebinin bulunmadığı gerekçesiyle asıl davanın davacı —– yönünden kabulüne, davacı ——- yönünden husumetten reddine, birleşen davadaki itirazın iptali davasının her iki davacı şirket yönünden husumetten reddine, menfi tespit davasının kabulüne” karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen dosyada davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Teymiz incelemesi sonucunda————-sayılı kararıya, “Asıl davada davacı —— hesabından çekilen ——–davacı şirket yetkilisinin imzası ile çekildiği anlaşılmış olmakla, bu miktar alacağa ilişkin talebin kabulü doğru olmamıştır. İmza davacı —— yetkilisine ait olduğundan, paranın davacı şirket tarafından çekildiği kabul edilmelidir. Dava konusu ——— miktarın ise davalı bankanın elemanı tarafından dava dışı —– davacı ————– talimatı ile çekildikten sonra, davalı bankadaki hesabına yatırılacağının yazılı delil ile ispat edilmemiş olması sebebiyle, bu miktar alacağa ilişkin talebin de kabulü yerinde görülmemiş, bu itibarla asıl davada kabul yönünde verilen kararın bozulması gerekmiştir. Birleşen davada davacı ———— menfi tespit talebinin kabulüne karar verilmiş ise de, davalı banka tarafından davacı ———— açılan kredilerin, bu şirketin hesabına yatırıldığı ve hesaptan da bu şirketin yetkilisinin imzasını içeren dekont ile çekilmiş olduğu anlaşılmış olduğundan, bu şirketin davalı bankadan kredi talep edip etmemesi sonuca etkili görülmemiş, açıklanan bu sebeplerle menfi tespit talebi yönünden verilen kabul kararı da yerinde olmamıştır” gerekçesi ile kararın bozçulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun görülen bozma ilamına uyularak argılamaya devam olunmuştur.
Asıl ve birleşen davayı sadece davalı bankanın temyiz ettiği, asıl davada davacı ——— yönünden verilen husumetten red kararı ile birleşen davada ——- itirazın iptali talebinde husumetten red kararının kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davacı şirketlerin yetkilisinin imzası ile çekilen paralarda, bankanın sorumlu tutulamayacağı, advacı şirketlerin zararlarını, kendilerinde güvene dayalı olarak imzalarını alan şube müdürü ———- talep edebilecekleri anlaşılmakla hem asıl davada itirazın iptali talebi yönünden hem de burleşen davada menfi tespit talebi yönünden davaların reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
Asıl davada,
1-Davacılardan ——— yönünden verilen husumetten red kararı kesinleşmiş olmakla hüküm kurulmasına yer olmadığına;
2-Davacı ——– itirazın iptali talepli davasının REDDİNE; Şartları oluşmadığından davalı banka yararına kötüniyet tazimnatı verilmesine yer olmadığına;
Birleşen davada,
1———— itirazın iptali talebi yönünden davacı şirketler hakkında verilen husumetten red kararı kesinleşmiş olmakla hüküm kurulmasına yer olmadığına;
2——— yönünden borçlu olunmadığının tespiti talepli açılan menfi tespit davasının reddine;Şartları oluşmadığından davalı banka yararına kötüniyet tazimnatı verilmesine yer olmadığına;
A)ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
1- Alınması gerekli 54,40 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 2.894,90 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 2.840,50TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3- Davalı tarafından yapılan 128,00TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
5- Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 32.537,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
B)BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN
1- Alınması gerekli 54,40 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.985,60 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.931,20TL karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5- Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 14.062,75TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 15 gün içinde Temyiz Kanun yolu açık olmak üzere davacılar vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 30/09/2020