Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/68 E. 2019/217 K. 01.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/68 Esas
KARAR NO : 2019/217

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 01/03/2019
KARAR TARİHİ : 01/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin —– — Limited Şirketi, —————— ve —————– Limited Şirketi ile birlikte konkordato talep ettiğini, müvekkilinin borçlarının konkordato talep eden şirketlerin borçlarına kefaleti bulunan ve şirketlerin borçlarının teminatı olarak adına kayıtlı taşınmazlara ipotek tesis ettiren olduğunu, dolayısıyla tüm malvarlığı ile konkordato talep eden şirketlerin borçlarından sorumlu olduğunu belirterek——– Limited Şirketi, ———————————— Şirketleri ile birlikte konkordato geçici mühlet talep etmiştir.
Mahkememizin———- Esas sayılı dava dosyasında dava açılırken, ——————– Şirketi,——————— Şirketi ile birlikte gerçek kişi … hakkında geçici mühlet kararı verilmiştir.
Mahkememizin ———— sayılı dosyasında da, komiser heyeti görevlendirilmiş; 5 aylık geçici mühletin sonunda, mahkememizin————- sayılı dosyasında, dosyanın gerçek kişi yönünden tefrikine karar verilmiş, tefrik edilen dosya yukarıda yazılı iş bu esas sırasına kaydedilmiştir.
Tefrik kararının verildiği duruşma zaptından bir suret, komiser heyetinin hem şirketler için hazırladığı hem de gerçek kişi için hazırladıkları raporlardan birer suret dosyamız arasına alınmıştır.
Dava, İİK.nun 285 vd maddelerine dayalı olarak açılan adi konkordato taleplidir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda davacı tarafından ibraz olunan gerçek kişi …’ya ait konkordato projesinin açıklanmasında %100 hisseli tek ortağı olduğu ve birlikte konkordato talep ettiği üç şirketin (————- Ticaret Limited Şirketi,—————— Şirketi ————— Şirketi) ön projesi ile birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, konkordato projesinin temel felsefesi konkordatoya tabi alacaklarına, konkordato projesinin kabulü halinde alacaklarına kavuşma olduğunu, alacaklılar ile anlaşarak borçlarının tasfiyesi düşünüldüğünü, talebin vade konkordatosu olduğunu, talepte bulundukları şirketin borçlarının ödenmesi ile birlikte kendi kefaletlerinin ve ipoteklerinin de sona ereceğini, bu sayede konkordato talep eden ortak olarak mal varlığının bütünlüğü korunarak faaliyetine devam etmesinin sağlanacağı, konkordato talep eden ortakların icra tehdidi altında bulunduklarını belirtmiştir.
7101 Sayılı Kanun ile değişik İ.İ.K’nun 285. Madde hükmü gereğince borçlarını, vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için konkordato talep edebilir. Bilindiği gibi konkordato; vade konkordatosu ve tenzilat konkordatosu olarak ikiye ayrılmaktadır. Bu ayrım İ.İ.K’nun da yer almamakla birlikte öğreti de genellikle kabul edilen bir ayrımdır. Tenzilat konkordatosunda alacaklılar, borçluya karşı, alacaklarının belirli bir yüzdesini tahsil etmekten vazgeçerler ve borçlu borçlarının konkordato kabul edilen kısmı ( yüzdesini ) ödemek suretiyle borçlarının tamamından kurtulur. Vade konkordatosunda ise borçlu borcunun tamamını ödemek için alacaklılarından bir vade ister, veya borçlarını taksitlendirir. Borca batık olmamakla birlikte borç ödemeden haciz halinde bulunan bir borçlunun vade konkordatosu istemesi de mümkündür. Diğer bir deyişle mevcudu borçlarının tamamını ödeyecek durumda olan bir borçlunun mallarını o anda satarak vadesi gelmiş bütün borçlarına ödemesi mümkün değilse o zaman borçlu borçlarını % 100 yani tamamen ödeme taahhüdünde bulunarak alacaklılarından kendisine bir mühlet verilmesini isteyebilir.
Davacı gerçek kişi …’na ait bir konkordato projesinin olmadığı, davacı yönünden konkordatonun başarıya ulaşmasının, %100 hisseli tek ortağı olduğu üç şirketinin konkordato sürecinin başarıya ulaşması ihtimaline dayandırıldığı görülmektedir, yani borçlu gerçek kişinin konkordatoyu başarıya ulaştırma ihtimalleri değerlendirilirken borçlu şirketin konkordatoyu başarıya ulaştırma ihtimalini göz önünde bulundurmak gerekmektedir. Bu taktirde ihtimal üzerinden ihtimal değerlendirilmesi yapılması gibi oldukça olasılıklara dayalı bir değerlendirme yapılması durumuyla karşı karşıya bulunulmaktadır. Gerçek kişi için sunulan kendine özgü hiçbir konkordato tedbiri ve hedefi içermeyen tamamen borçlu şirketin konkordato ön projesi üzerine temellendirilmiş konkordato ön projesinin uygulanabilir olduğundan söz etmek mümkün değildir.
Davacı gerçek kişinin İİK.nun 285. Maddesi anlamında borçlarını ödemekte zorlandıklarını, nakit dar boğazına girdiklerini gösterir mali bir tablo da yoktur. Davacının en azından kendi şahsi alacaklılarını, borçlu oldukları miktarları tevsik eden belgelerle birlikte sunması, denetlenebilir bir hedef belirtmeleri, gösterdikleri hedefe göre denetime elverişli somut kaynaklar yaratmaları gerekir. Davacının kira, özel okul taksidi, kredi kartı borcu gibi mevcut borçları ve mal varlıkları beyan edilmemiştir. İİK 285. Maddesi “borçlarını ödemekte zorlanan” ifadesini kullandığına göre tacir olmayan gerçek kişi hangi borcunu ödemekte zorlandığını ortaya koymalıdır. Davacının şirket lehine verdiği kefaletleri nedeniyle yapılabilecek takipler dışında zorlandığı bir borç yoktur. Yine geçici mühlet içindeki bir şirketin tüm tasarrufu komiser denetiminde iken; gerçek kişi geçici mühlet dönemi içinde, komiser denetimi olmadan harcama yapmakta, tasarrufta bulunmaktadır. Hal böyle olunca gerçek kişilerin sırf şirket lehine olan kefalet ve ipotekleri sebebiyle alacaklıların kendilerine yönelik cebri icra yöntemlerine başvurmamaları için konkordatoya başvurdukları ortaya çıkmaktadır ki, bu da konkordatonun amacıyla bağdaşır nitelikte değildir. Aksi düşünce Türk Borçlar Kanunu’nun kefalete ilişkin hükümlerini ve İcra ve İflas Kanunu’nun menfi tespit davası hakkındaki bölümlerini işlevsiz hale getirecektir. Ayrıca davacının konkordato talepleri de çelişkilidir. Davacı hem İİK.unn 285. Maddesine göre borçlarını ödemekte zorlandığı iddiası ile kendi adına konkordato talep edecek, hem de kendi taşınmazlarını satarak bedelini şirkete sermaye koyacak, huzur hakkı alacağından vazgeçecektir. Davacının kendi aktifini azaltması, kendisi için talep ettiği konkordato talebiyle çelişki yaratmaktadır.
Bu itibarla, İİK 285. maddesindeki şartları taşımadığı, 286. maddesinde aranan şartları karşılayan belgeleri sunamadıkları, sunulan ön projede de konkordatonun başarısının borçlu şirketlerin konkordatosunun başarısına bağlandığı, kendilerine özgü konkordato tedbiri ve hedefi içermediği, bu açıdan da ön projelerin uygulanabilir olmasının mümkün gözükmediği, borçluların, sadece alacaklıların icra tehdidinden kurtulmak amacı ile konkordato talep etmelerinin bu müessesenin amaçlarına uygun düşmediği davacı gerçek kişi tarafından açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Öte yandan komiserlerce de tespit edilmiş bir borca batıklıkları olmadığı gibi tacir sıfatı da bulunmamaktadır. İİK.nun 292. maddesinde sayılan iflasın açılmasın gerektiren koşulların da oluşmadığı tespit edilmekle, davanın reddine karar vermekle yetinilmiş, iflas kararı verilmesine yer olmadığı anlaşılmıştır.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı gerçek kişi …’nun —————) konkordato taleplerinin REDDİNE,
2-Tüm konkordato tedbirlerinin kaldırılmasına, konkordato komiserlerinin görevlerine son verilmesine,
3-Tedbirlerin ve geçici mühletin kaldırılmasına ilişkin kararın ——– gazetesinde ve ——————-Portalında ilanına, masrafın gider avansından karşılanmasına,
4-Alınması gerekli 44,40 TL başvurma harcı ve 44,40 TL karar harcı toplamı 88,80 TL harcın davacıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5- Yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 10 gün içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı alacaklı vekili olduklarını beyan eden vekillerin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.