Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/677 Esas
KARAR NO: 2021/1369 Karar
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ: 27/08/2019
KARAR TARİHİ : 14/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkette —- bulunan dava dışı sigortalısı — tedavisi dolayısıyla — ödeme — onayı verilerek ödendiği, dava dışı sigortalının —- aynı tarihi kapsayan —– bulunduğundan —- müşterek —- uyarınca da davacının rücu hakkı bulunduğu açık olduğu, söz konusu — tedavi masraflarının birden fazla sigortacı tarafında temin edilmiş olunması halinde, bu masrafların sigortacılar arasında teminatları oranında paylaştırıldığını, aynı zararı karşılayan birden fazla sigorta sözleşmesinin yürürlükte bulunduğu hallerde, sigortacılar müteselsilen sorumlu olduğu, sigorta ettiren, uğradığı zararı bunların hepsinden veya yalnızca birden talep etme hakkı olduğu, müvekkili şirketçe yapılan tazminat ödemesinin —- kısmına tekabül eden —- alacağın ödeme tarihi olan — tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile mahkeme masrafları ve vekalet ücreti ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirket nezdinde sigortalı olduğu beyan edilen ——- kapsamında müvekkili sigortacı şirket nezdinde de sigortalı bulunmakta olduğunu, söz konusu poliçe şartları uyarınca, —— poliçe teminatları kapsamında olduğu tespit edilecek mahiyetteki bir rahatsızlığına ilişkin olması halinde, ——– kurumlardaki tedavileri bakımından, istisnalar eklenerek, %100 oranında teminat verilmiş olduğu, ——- giderleri için ise farklı mahiyette teminatlar tanımlanmış bulunmakta olduğunu, TTK’nun çifte sigortayı düzenleyen 1467.maddenin belirtmiş olduğu istisnalar özellikle (a) bendinde belirtilen Sigortacı şirketlerinin onayı bulunmadığından dava konusu uyuşmazlıkta anılan hükümde atıf yapılan müşterek sigorta hükümlerinin somutolayda uygulanmasının mümkün olmadığını, bu nedenle davacı yanın rücu hakkı da bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydı ile, dava konusu olayda müşterek sigorta bulunduğu tespit edilecek olsa dahi, TTK 1466/2 gereğince —– yazılı olarak müteselsil sorumluluk esası kabul edilmediğinden, davacı yan kendi payından fazla ödeme yapmış olsa dahi, müvekkili şirkete karşı rücu hakkı bulunmadığını, hiç bir surette kabul anlamına gelmemek kaydıyla, bir an için sorumluluk halinin söz konusu olduğu varsayılsa dahi, müvekkilnin poliçe şartlarının, poliçe limitlerinin ve katılım paylarının nazara alınması gerektiğini, davalı —– teminatları kapsamında bulunmadığı tespit edilecek olan tüm davacı istemlerin reddine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle, —— kapsamında ödenen tedavi giderinin müşterek sigortayı ihtiva eden sigorta şirketinden rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Dosya konusunda uzman sigorta alanında uzman bilirkişiye verilerek, rapor alınmıştır. Bilirkişi raporunda ; Tetkik ve tedavilerin temel tıbbi ilkeler doğrultusunda hastalığı ile illiyetli ve uygun olmadığını tespit edilmesinde fayda olabileceği, davacı tarafça sigorta poliçesi kapsamında ödendiği belirtilen tetkik/ tedavilerin sağlık sigorta poliçesi kapsamında olup olmadığının tıbbi bir inceleme gerektirdiği, bu kapsamda sigortacılık tekniği açısından da görüş verilemediği, şeklinde tespitte bulunulmuştur.
Mahkemece dosyasında görevli sigorta bilirkişisinin yanına doktor bilirkişi eklenerek, oluşturulan bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiştir. Bilirkişi heyeti raporunda özetle; Tıbbi görüşler kapsamında yapılan ödemelerde bir usulsüzlük bulunmadığı, bu kapsamda sigortacılık tekniği açısında da kök raporda da detaylı olarak izah edilmeye çalıştığı üzere , davacının rücu hakkından bahsedilebileceği, şeklinde görüş bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve alının bilirkişi kök ve ek raporları birlikte değerlendirildiğinde; Davacı tarafça dava dışı sigortalının sağlık sigorta poliçesi kapsamında karşılanan tedavi giderlerinin %50 sinin her iki sigorta poliçesinin müşterek sigorta niteliğinde olduğu gerekçesiyle rücuen tahsilinin mümkün olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Davacı sigortalısı dava dışı — — davalı sigorta nezdinde sigortalı olduğu, sigorta poliçesinde; —- ilişkin teminatın limitsiz olduğu, sigortalılık süresinin—arası olduğu, davacı — poliçe nolu — sigortalı olduğu, sigorta poliçesinde; yatarak tedavinin limitsiz olduğu, ayakta tedavi ve diğer tedavilerde parasal limitler bulunduğu, sigortalılık süresinin — tarihleri arası olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı tarafından —-nolu hizmet alımı için cerrahi işlem ve tedavi giderleri içerikli — ödeme yapıldığı, sigortalı—- hastanede yapılmış yatış ——– tarihleri arası toplam —-işleminin bulunduğu, dava konusu ödemenin konusu tıbbi tedavi ve işlemlerin — olduğu bilirkişi tespiti ile ortaya konulmuştur.
—- müşterek sigorta düzenlenmiştir. Maddede, bir menfaatin birden çok sigortacı tarafından aynı zamanda aynı süreler için ve aynı rizikolara karşı sigorta edilmişse, yapılan birden çok sigorta sözleşmesinin hepsinin ancak sigorta olunan menfaatin değerine kadar geçerli sayılacağı, bu takdirde sigortacılardan herbirinin sigorta bedellerinin toplamına göre sigorta ettiği bedel oranında sorumlu olacağı, sözleşmelere göre sigortacıların müteselsilen sorumlu oldukları takdirde, sigortalının uğradığı zarardan fazla bir para isteyemeyeceği gibi, —— göre ödemekle yükümlü olduğu bedele kadar sorumlu olduğu, bu halde ödemede bulunan sigortacının diğer sigortacılara karşı haiz olduğu rücu hakkının, sigortacıların sigortalıya sözleşme hükümlerine göre ödemek zorunda olduğu bedeller oranında olduğu ifade edilmiştir.
—– iç ilişkide başlığı ile, ikinci fıkrada, tazminatın kendi payına düşenden fazlasını ödeyen kişinin bu fazla ödemesi için diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkına sahip ve zarar görenin haklarına halef olduğu düzenlenmiştir. Her iki yasal düzenlemenin birlikte değerlendirilmesinde —- maddede yer alan düzenlemede, müteselsil sorumlunun kendi payına düşenden fazlasını ödemesi halinde, diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkına sahip bulunmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta davacı tarafça sağlık sigorta poliçesi kapsamında yapılan ödemenin poliçe kapsamında olduğu, yukarıda anılan kanun hükümleri ve —-uyarınca poliçe kapsamında yapılan ödemenin davalı tarafça da dava dışı sigortalının aynı döneme ilişkin sigorta poliçesi bulunduğundan müşterek sigorta hükümleri çerçevesinde ödenen —- davalıdan talep edebileceği, bu çerçevede belirlenen tutara ödeme tarihi olan —- tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi gerektiği, değerlendirilerek davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; — davalıdan ödeme tarihi olan —— tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsil ile davacıya verilmesine,
2- Alınması gerekli 1.462,20-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 365,54- TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.096,66-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- a) Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 44,40-TL. başvurma harcı, 365,54- TL peşin harcın toplamı olan 409,94- TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b) Davacı tarafından sarfedilen toplam 2.127,10-TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalının üzerine bırakılması,
5- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
6- Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 5.100,00-TLvekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca —- tarafından karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/12/2021