Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/675 E. 2022/301 K. 29.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/675 Esas
KARAR NO: 2022/301
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ: 27/08/2019
KARAR TARİHİ: 29/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket nezdinde —— aynı zamanda davalı şirket nezdinde sigortalı olduğu, sigortalının —- tedavi olduğunu, tedavi gideri olarak toplam — bedelin şirketleri tarafından poliçe kapsamında ödendiğini, şirketleri tarafından ödenen — tedavi giderinin yarısına tekabül eden — davalı şirket tarafından ödenmesi gerektiğini, sigortalı zararının —- gereğince poliçe teminatları oranında paylaştırılması gerektiğini, İİK 1466.maddesi gereği davalı şirkete rücu haklarının bulunduğunu beyanla, ödenen tutarın yarısı olan —- alacağın ödeme tarihi olan —–tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birilikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Sigorta cevap dilekçesinde özetle ; Sigortalı —- yılında tedavi gördüğünü, davanın zamanaşımına uğradığını, dava dışı — müvekkili nezdinde —- olduğunu, olayda —– hükümlerinin uygulanmayacağını, —- hükümlerinin uygulanması gerektiğini, davacı sigorta şirketinin müşterek sigorta hükümleri gereğince rücu imkanının bulunmadığını, sigortalının süresi içerisinde şirketlerine başvuruda bulunmadığını, bu nedenle de özel şartlar gereği tedavi giderinin teminat dışı olduğunu, dava konusu tedavi giderlerinin teminat kapsamının poliçede farklı oranlarda belirlendiğini, dava konusu talebin miktar yönünden kabul edilemeyeceğini, davacının ödeme tarihinden itibaren avans faiz talep hakkı bulunmadığını, mükerrer talebin söz konusu olabileceğini beyanla, davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle, davacı tarafından —– yapılan dava dışı —– aynı dönemde davalı sigorta şirketi tarafından da özel sağlık sigortası yapıldığı bu nedenle dava dışı sigortalı için ödenen bedelin yarısından davalı sigortanın sorumlu olduğu iddiasıyla, sigortalısı için ödemiş olduğu bedelin yarısının davalıdan rücuen tazmini şartlarının bulunup bulunmadığına ilişkindir.
Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup taraflarca ileri sürülmese dahi yargılamanın her aşamasında resen nazara alınır.
Bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nun 4. Maddesi uyarınca TTK’nda düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nun 4. Maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır.
Eldeki dava, sigortacıya karşı açılan rücu davası olduğundan temel ilişkiyi değerlendirmek suretiyle görevin belirlenmesi gerekmektedir.
———– maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır. Yine 6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Aynı Kanunun 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir.
——- Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası içinde söz konusudur.” ilkesi benimsenmiştir.
Bir hukuki işlemin, 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Somut olayda, dava dışı sigortalı gerçek kişi ile davalı sigorta şirketi arasındaki ilişki bir tüketici işlemi olduğundan, görevli mahkeme tüketici mahkemesidir.
Benzer nitelikteki uyuşmazlılarda ——– sayılı kararlarında da yukarıda belirtilen hususlar vurgulanarak davada görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu belirlenmiştir.
Belirtilen sebeplerle davanın HMK 114/1-c maddesinde düzenlenen mahkemenin görevi ile ilgili dava şartı yokluğu sebebiyle aynı Kanunun 115/2.fıkrası uyarınca usulden reddine karar verilmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği sebebiyle HMK 114/1-c ve 115/2 madde hükümleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
Görevli mahkemenin —— Tüketici Mahkemesi olduğunun tespitine,
2-HMK 20.md uyarınca kararın kesinleşmesi ve kararın kesinleşmesini müteakip 2 haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli ————Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 331/2. maddesi gereği harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya görevli mahkemede devam edilmemesi durumunda, mahkemece talep üzerine dosya üzerinden durumun tespiti ile yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretinin hüküm altına alınmasına,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/03/2022