Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/673 E. 2021/422 K. 16.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/673 Esas
KARAR NO : 2021/422
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/08/2019
KARAR TARİHİ : 16/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile müvekkili arasında ———– ticari ilişki mevcut olduğunu, buna ilişkin akdedilen ———– 23. Maddesi ile —– Mahkemeleri ve ———– kılındığı, yetki itirazının yerinde olmadığı, sözleşmenin — ——– müvekkil davacı şirketin defter,evrak ve kayıtlarının——-delil teşkil ettiği, davacının bu ilişki nedeniyle cari hesabı bulunduğunu, davalı borçlunun borcunu ödememesi üzerine müvekkili davacı tarafından alacağını tahsil etmek amacıyla usulüne uygun şekilde icra takibine geçildiğini, ancak karşı tarafın borcu olduğunu bildiği halde borcunu ödemek yerine takibi sürüncemede bırakmak maksadı ile kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, mahkemece yapılacak olan inceleme ve yargılama sonucunda da davanın haklı olduğunun anlaşılacağını, davaya konu müvekkili şirket alacağının gerçek ve likit olduğunu, İstanbul Anadolu —–.İcra Müdürlüğünün —— Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine durdurulan takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesinin davalıya usulüne uygun tebliğ edildiği ancak cevap vermediği görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle cari hesap alacağına ilişkin başlatılan İstanbul Anadolu ——İcra Müdürlüğünün ——– sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Mahkememizce icra dosyası celp edilmiş olup, davalı tarafın borca ve yetkiye itiraz ettiği anlaşılmıştır. Davalının yetki itirazı, taraflar arasında akdedilen sözleşmede —–İcra Müdürlükleri’nin yetkili kılınması sebebiyle reddedilmiştir. Davacı tarafın defterleri incelenmek üzere mali müşavir bilirkişiden rapor alınmıştır. Bilirkişinin —- tarihli raporunda özetle: “Davacı yanın sunduğu ticari defterlerinin TTK hükümlerine göre gerekli açılış ve kapanış onayına sahip olduğunu, delil vasfını haiz olduğu, davacı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davalı yandan takip tarihi itibariyle kaydi olarak 52.077,55 TL alacaklı göründüğünü, davacı yanın davalı yanı takiple temerrüde düşürdüğünü, davacı yanın kayıtlarındaki alacak miktarı ile talep ettiği miktarın aynı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.” içeriğinde raporunu ibraz etmiştir. Davalının yerleşim —– yargı çevresinde olması sebebiyle talimat yazılmış, davalı yana tebligat usulüne uygun olarak —- tarihinde tebliğ edilmiş ise de; defterlerin ibraz edilebileceği son gün —– tarihli duruşmada; tebligatın iş yerindeki kişilerce alındığı ve eline yeni geçtiği, istenilen sürede defterleri getiremediği, mahkemesine sunacağını beyan ettiği anlaşılmıştır. Talimat mahkemesince davalıya kesin süre verilerek ihtaratlı tebligat çıkarıldığından davacı lehine usuli kazanılmış hak doğmuş olup, Mahkememizce defterlerin incelenmesi için yeniden talimat yazılmaya gerek görülmemiştir.
Bilindiği gibi fatura tek başına alacağı ispata elverişli değildir. Fatura konusu hizmetin/malın karşı tarafa teslim edildiğine yönelik başkaca yazılı belgelerle desteklenmesi gerekir. Belirtilen belgeler ——– gibi her türlü ispata yarar yasal delil olabilir.Taraflar arasında akdedilen ———– Sözleşmesinin 22. Maddesinde: “Doğmuş ve doğacak alacak borç tutarının tespitinde ve sözleşmenin uygulanmasından ve yorumlanmasından doğacak tüm hukuki problemlerin çözümünde———– defter,evrak ve kayıtlarının —– ve kesin delil olacağını, borçların muacceliyetinde ——– kayıtlarının esas kabul edileceğini ———- rücu olarak beyan,kabul ve taahhüt eder. İşbu sözleşme ile ilgili her türlü husus ancak yazılı delil ile ispatlanabilir” düzenlemesi mevcuttur. HMK’nın 193. Maddesinde: “Taraflar yazılı olarak veya mahkeme önünde tutanağa geçirilecek imzalı beyanlarıyla kanunda belirli delillerle ispatı öngörülen vakıaların başka delil veya delillerle ispatını kararlaştırabilecekleri gibi; belirli delillerle ispatı öngörülmeyen vakıaların da sadece belirli delil veya delillerle ispatını kabul edebilirler.” şeklinde delil sözleşmesi tanımlanmıştır. Elbetteki davacının defterlerinin münhasır delil olması halinde dahi, davalının borcu inkar savunması kapsamında aksini ispatlayacağı hususlarda ispat hakkının elinden alınmaması, gerektiğinde defterlerinin de incelenmesi gerekmektedir. Ancak davalı taraf defterlerini kesin süreye rağmen ibraz etmediğinden aralarında akdedilen sözleşme hükmü de göz önüne alınarak davacının defter ve kayıtları ile hüküm kurmak gerekmiş ve rapor doğrultusunda davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir. Nitekim benzer nitelikte Yargıtay — HD’nin —-. Sayılı ilamı, İstanbul BAM —–. HD’nin ——– ile; “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.” diğer tarafın defterlerini ibraz etmemesi halinde ibraz eden tarafın 2. Fıkraya uygun tutulmuş defterlerinin sahibi lehine delil olarak kabul edileceği düzenlenmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde: Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu ve bu ticari ilişki kapsamında faturalar düzenlendiği, ancak bakiye cari hesap alacağına davalı tarafça ödeme yapılmadığından icra takibine geçildiği anlaşılmış, Mahkememizce alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli ve denetlenebilir bulunmuş, taraflar arasında akdedilen sözleşmede davacının defterlerinin münhasır delil olarak kabul edilmiş olması, davalının defterlerini ibraz etmemiş olması doğrultusunda davacının 52.077,55-TL alacaklı olduğu kanaati ile davanın kabulüne karar verilmiş, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen tutar üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiş, itirazın iptaline dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-İstanbul Anadolu—-. İcra Müdürlüğü’nün —-. sayılı icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın iptali ile takibin 52.077,55-TL asıl alacak üzerinden asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar 3095 Sayılı Kanun m. 2/2 uyarınca değişen oranlarda işleyecek avans faizi yürütülmek sureti ile devamına,
2-Kabul edilen asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 3.557,42-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 628,97-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.928,45-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 44,40-TL başvurma harcı, 628,97-TL peşin harç toplamı olan 673,37-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarfedilen toplam 971,20-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatıran tarafa iadesine,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden —- Tarifesine göre hesaplanan davacı vekili için takdir olunan 7.570,08-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-6325 sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca — tarafından karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.