Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/666 E. 2023/224 K. 23.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2019/666 Esas
KARAR NO:2023/224
DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:22/08/2019
KARAR TARİHİ:23/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 12/05/2015 tarihinde müvekkili şirket ile —— tarihine kadar geçerli olacak şekilde satış komisyonculuğu sözleşmesi ve taşıma işleri komisyonculuğu sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 23/06/2016 tarihinde imzalanan protokol ile 31/03/2020 tarihine dek uzatıldığını, bu sözleşme ve hizmetleri içeren ek sözleşme kapsamında davalı ——- müvekkili şirket tarafından teslim edilen kömürlerin stoklanması, elenmesi, paketlenmesi ve güvenliğinin sağlanması hizmetlerini sağlamayı, bununla birlikte anılan malların güvenli bir şekilde depolanmasını sağlamak üzere tesiste yangın güvenliği ve güvenlik önlemleri almayı taahhüt ettiğini, —- bu taahhütlerini yerine getirmek üzere mülkiyeti diğer davalı —— ait olan tesisi kiraladığını, her iki şirket yetkilisinin aynı kişi olmakla birlikte her iki şirket de bu tesiste faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirketin davalı —- ile akdetmiş olduğu depolama hizmetini içerir sözleşmeye ek olarak davalıların her ikisi ile—aylarında satış komisyonculuğu sözleşmeleri imzalandığını, davalı —- malların muhafazası ve işlenmesi ile sorumlu iken, bunun yanında sahanın maliki olan diğer davalı —-birlikte malın satışı konusunda da yetkilendirildiğini, sözleşmeler kapsamında müvekkili şirket tarafından davalılara —– edildiğini, ancak teslim edilen ürünlerin sözleşmelere uygun şekilde muhafaza edilemediğini, davalıların üzerine düşen yükümlülükleri yerine getiremeyerek anlaşılamayan şekilde şüpheli kayıpların olduğunu, bunun üzerine delil tespiti için mahkemeye başvurulduğunu, —- Mahkemesi delil tespiti incelemesinde 63.668,440 ton kömür bulunması gerekirken 42.400199 ton kömür bulunduğunun tespit edildiği, şüpheli şekilde kaybolan kömürlerin —- yılları arasında müvekkili şirket kömürlerinin depolanması ve belirli şartlarda komisyoncu olarak satışı konularında yetkilendirilen davalıların bu yetkilerini kötüye kullanmasından kaynaklandığını, müvekkili şirketin büyük ölçüde zarara uğradığını, bunun üzerine suç duyurusunda bulunulduğunu, bilirkişi tarafından 12/05/2017 tarihinde yapılan sayımda sahada 42.400,199 ton kömür bulunduğunun tespit edilmesinden yaklaşık 5 ay sonra müvekkili şirket tarafından 21-22 ekim — tarihinde tekrar sayım yaptırıldığını, 22.715 ton kömür bulunması gerekirken 16.188 ton kömür bulunduğunu, davalı ——– sahasının müvekkili şirketçe kömür depolama amacıyla kullanıldığı —- yılları arasında sahasında kayıp kömür miktarının 43.510,63 ton olduğunu, kayıp kömürlerin bedelinden davalıların sorumlu olduğunu, açıklanan nedenlerden dolayı davanın kabulü ile müvekkili şirketin 305.000,00 TL tutarındaki kısmi alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı şirketlerden müştereken ve müteselsilen tahsiline, vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; —yönünden husumet itirazlarının bulunduğunu, — sözleşmenin tarafı olmadığını, davacıya herhangi bir şekilde depolama hizmeti vermediğini, 17/06/2015 tarihinden bugüne kadar davacının müvekkiline teslim ettiği kömürün toplam tonajının 123.888,020 kg olduğu, davacının muavin defterleri ve dosyada mübrez olan ——uygunluk yazılarının da bu durumu kanıtladığını, davacı taraf bu kömürlerin 99.558,086 kg kısmını satarak müvekkilinin sahasından çektiğini, yani 24.329,934 kg kömür müvekkili tarafından davacıya teslim edilmediğini, ayarıca daha sonra 1.893,760 kg davacıya iade ettiğini, davacının müvekkilinin sahasında stoklanan kömürü yaklaşık 2 yıl kaldığını, gemi ile ithal edilen kömür yükünün işlenmesi ve depolanmasından %4-6 arasında bir kaybın olacağını, bunun da 4.955,520 kg – 7.433,280 kg ‘ya karşılık geldiğini, yine ekim — yangın çıktığı ve sonucunda %60-70 oranında fire olacağının görüldüğünü, ayrıca davacının bir başka kişiden hizmet alarak —— stokladığı kömüründe aylarca yandığını, davacıya teslim edilen 1.893.760 kg kömürün hesaplamalara dahil edilmediğini, —— sorumlu olacağı hukuka aykırı bir şekilde eksilen bir kömürün olmadığını, eksikliğin depolama, stok ve eleme firesi, ayrıca meydana gelen yangında uçucu madde kaybından kaynaklı olduğunu, kömürün stokta yanmasından müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, açıklanan bu nedenlerden dolayı davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davacı Vekili Cevaba Cevap Dilekçesinde Özetle;——— malların muhafazası ve işlenmesi ile sorumlu iken, bunun yanında sahanın maliki olan diğer davalı ——– birlikte malın satış konusunda da yetkilendirildiğini, dolayısıyla her iki davalı da satış komisyoncusu olarak davaya konu kayıp kömürleri zilyetliğinde bulunduran taraf sıfatını bulundurduğundan ve dava konusu kömürler davalılar zilyetliğinde kaybolmuş olduğundan dava konusu talepler bakımından davalılar müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, davalı şirketlerin zilyetliğinde bulunduğu sırada kaybolan 43.510 ton kömürün doğal yollarla kaybolamayacağını, bu büyüklükte bir kayba 1 aylık bir yangının da sebep olamayacağı uzmanlar tarafından tespit edildiğini, yapılan sayımlar ve tespitler neticesinde ilk olarak ortaya çıkan farklara ilişkin davalı şirketler yetkilisi tarafından ileri sürülen sebepler irdelenmiş ise de——yılında yapılan son sayım sonucunda ortaya çıkan ve davalı şirketlerce mutabakat altına alınan yaklaşık 40.000 tonluk kömür kaybı olağan dışı bir durum olduğunu ortaya koyduğunu, tüm bu açıklamalar kapsamında mülkiyeti müvekkiline ait olan davalı şirketler tarafından depolama, eleme, paketleme, güvenlik gibi hizmetler sağlanmak üzere muhafaza altında tutulan kömürlerin büyük bir kısmının kayıp olması nedeniyle davalı şirketler meydana gelen zararlardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını bu sebeplerden dolayı davanın talepleri gibi kabulüne karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava hukuki niteliği itibariyle; tazminat davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık ise; taraflar arasında imzalanan sözleşme ile davacı tarafından davalıya teslim edilen toplam 143.533,70 ton kömürün 43.510,63 tonunun davalıların zilyedindeyken kaybolduğu iddiası ile davacının davalılardan tazminat talep etme şartlarının bulunup bulunmadığı hususunda olduğu tespit edilmiştir.
Taraflarca bildirilen tüm deliller toplanmış, —- dosyası ile ——– dosyasının bir nüshası dosya içerisine alınmış, bankalara müzekkere yazılarak davalı şirketlerin hesap hareketleri istenilmiş dosya içerisine eklenmiştir.Mahkememiz 26/05/2022 tarihli —- nolu ara kararı gereği dosyanın bilirkişi heyetine tevdine karar verilmiş, 29/08/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Davacı—- tarafından davalı —- tarihi ile 31.08.2017 tarihi arası depolanmak ve işlenmek için 143.533,700 ton kömür teslim edildiği, 31.12.2017 yılı sonu itibari ile davalı—– tarafından Davacı —— tarihinde Taraflar arasında —- konusunda varılan mutabakat ve 08.12.2017 tarihinden 23.12.2017 tarihine kadar 1.893.76 ton dahil 101.916,819 ton kömür teslimatı yapıldığı, depolanma sahasında ——— depolanma kaynaklı 3.385,6361 Ton, Toplam: 4.632,5031 ton kömürün kayıp (fire) verebileceği, bu nedenle belirtilen kömür miktarından davalıların sorumlu olamayacakları, davalı Hatipoğlu’nun, davacı ——— teslim etmesi gerekip de teslim etmediği kömür miktarı 36.984,381 ton olup belirtilen bu miktardan davalıların sorumlu olduğu, mahkeme kararında belirtilen ve ayrıca bilirkişi heyeti tarafında yerinde inceleme kapsamında talep edilen —— yıllarına ait tüm ticari defter ve belgelerin incelenmek üzere heyete sunulmadığı, bu nedenle tespit ve değerlendirmelerimiz dosyada bulunan belge ve raporlar üzerinden yapıldığı, davalı —- yine davalı —- adresleri aynı olduğu ve her iki şirket hissedarından biri ——–olduğundan; her iki şirketin de müteselsilen sorumlu oldukları..” şeklinde rapor sunulmuştur.Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; mahkememize sunulan 29/08/2022 tarihli bilirkişi heyet raporunda ceza yargılamasında düzenlenen bilirkişi raporları ve taraflarca alınan özel mütalaalar irdelenmiş, bu raporlardaki farklı görüşler hususunda açıklamalar yapılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü için öncelikle davacının davalılara ne kadar kömür teslimi yaptığı ve davalılardan bu kömürün ne kadarını teslim ettiğinin belirlenmesi gerekmektedir. Davalı —– stok hareketlerinin incelenmesinde, 143.533,700 ton kömür girişinin olduğu, 99.558,858 ton kömür çıkışının olduğunun belirlendiği, stok hareketlerinin son çıkış tarihinden sonrada davalılar tarafından 1.893,760 ton kömür çıkışının olduğu tespit edilmiştir. Uyuşmazlığın çözümü için ikinci olarak incelenmesi gereken husus yangın ve işleme – depolama kaynaklı ne kadar fire olacağına ilişkindir. Bilirkişi heyet raporunda da belirtildiği üzere, davalıların iddia ettiği büyüklükte bir yangının olmadığı, bahsedilen yangında %1,05 oranında kayıp yaşanacağı, işleme ve depolama esnasında ise %1,6 oranında fire yaşanacağı belirlenmiştir. Bu belirlemelere ilişkin rapor denetime elverişli olması nedeniyle hükme esas alınmıştır. Uyuşmazlığın çözümü için son olarak incelenmesi gereken husus davalıların birlikte sorumlu olup olmadığına ilişkindir. Davacı taraf, davalı — ile diğer davalı — arasında organik bağ olduğunu ve bu nedenle ortaya çıkan zarardan iki davalının müteselsilen sorumlu olduklarını iddia etmektedir. Davacı ile her iki davalı arasında satış komisyonculuğu sözleşmesinin bulunduğu, bu sözleşmeler kapsamında kömürlerin davalılara teslim edildiği, davalı —— saklayan konumunda olduğu, diğer davalı —kömürlerin depolandığı alana ilişkin kiraya veren konumunda olduğu, ——— aynı zamanda vekâlet sözleşmesinde vekil konumunda oldukları, her iki şirketin hissedarlarının ve merkezlerinin aynı olduğu hususları nazara alındığında, ortaya çıkan zarardan her iki davalının müteselsilen sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır. Yukarıdaki açıklamalar ışığında; taraflar arasında davacıya ait kömürlerin stoklanması, elenmesi, paketlenmesi ve güvenliğinin sağlanması ve ayrıca davalılar tarafından satılması hususunda sözleşme ilişkisinin olduğu, bu sözleşme kapsamında davacı tarafından davalılara toplam 143.533,700 ton kömür teslim edildiği, davalılar tarafından teslim alınan bu kömürlerden toplam 101.916,819 ton kömür teslimatı yapıldığı, depolanma sahasında ———–verebileceği, davalıların toplam teslim etmediği kömür miktarının 36.984,381 ton olduğu anlaşılmış, davanın 305.000,00 TL üzerinden kısmi dava olarak açıldığı, davacı tarafından dava değerinin ıslah edilmediği, teslim edilmeyen kömürün parasal karşılığının 305.000,00 TL’den çok fazla olacağı anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, 305.000,00 TL ‘nin 22/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 20.834,55 TL harcın davacı tarafından yatırılan 5.208,64 TL peşin harçtan mahsubu ile kalan 15.625,91 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 44,40 TL başvurma harcı ile 5.208,64 TL peşin harcın toplamı olan 5.253,04 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarfedilen toplam 20.128,15 TL yargılama giderlerinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatıran tarafa iadesine,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 45.700,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-6325 sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca —- tarafından karşılanan 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere, verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı. 23/03/2023