Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/656 E. 2020/158 K. 12.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/656 Esas
KARAR NO : 2020/158

DAVA : İflas (Adi Takipten Doğan İflas (İİK 156))
DAVA TARİHİ : 19/08/2019
KARAR TARİHİ : 12/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İflas (Adi Takipten Doğan İflas (İİK 156)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında yıllardır süre gelen ticari ilişki olduğunu, müvekkilinin davalı firmaya mal tedarik ettiğini, müvekkilinin davalı ile konsinye usulü çalıştığını, davalının ödemelerini zamanında yapmadığını, davalı tarafın ödemelerini aksattığını, müvekkilini oyalamaya yönelik davranışlarını sürdürmeye devam ettiğini, bunun üzerine müvekkili tarafından İstanbul Anadolu —–.İcra Müdürlüğünün ——–sayılı dosyası ile takip başlatıldığını başlatılan icra takibine davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine İstanbul Anadolu—- Asliye Ticaret Mahkemesinde itirazın iptali davası açıldığını, mahkeme sonucunda durdurulan takibin devamına karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, bu sefer davalıya iflas takip yolu ile adi takipte ödeme emri tebliğ edildiğini, dosyaya itirazda bulunulmadığını, dosyanın kesinleştiğini belirterek müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğunun tespitine, davalının iflasına karar verilmesini ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasında borç doğuracak hukuki bir ilişkinin mevcut olmadığını, ticari defterler incelendiğinde alacağın olup olmadığının tespit edilebileceğini belirterek, açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, hukuki niteliği itibariyle alacaklı tarafından iflas yoluyla yapılan takibe itiraz edilmemesi üzerine açılan iflas davasıdır.
19/12/2018 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 Sayılı Kanun’un 20. maddesi ile 6102 Sayılı TTK ‘nun 5/A maddesi “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. (2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 114/1’de dava şartları ayrı ayrı sayılmış, 114/2’de de diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu düzenlenmiştir. HMK. m. 115/1 gereğince dava şartları mahkeme tarafından yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir.
TTK.unn 5/A maddesinin lafzı oldukça sıkıntılı olmakla birlikte yasa koyucunun mümkün olduğu kadar çok davanın arabuluculuğa tabi olmasını amaçladığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda, dava netice-i talep olarak iflas istemli ise de davanın konusu bir miktar paradır. 6102 sayılı TTK’ye eklenen 5/A maddesinin gerekçesi “Maddeyle, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinde belirtilen davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurma zorunluluğu getirilerek bu uyuşmazlıkların temelinden, çok daha kısa süre içinde, daha az masrafla ve tarafların iradelerine uygun bir şekilde çözülmesi amaçlanmaktadır.” şeklindedir. Yukarıda belirtildiği üzere gerekçede amaçlanan, taraflar arasındaki uyuşmazlıkların, arabulucuda çözümlenmesi olup, madde metninde “konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava…” denilmek suretiyle dava türleri ayrımı belirtilmemiştir. İflas talepli davada davanın konusu halen bir miktar paradır. Neticenin iflas olması, iflasın kamu düzenini ilgilendiren bir tarafı olması sebebiyle iflas konusunda tarafların tasarruf yetkilerinin olmaması, tarafların iflasa konu olan para alacağı üzerinde tasarruf yetkileri olduğu gerçeğini bertaraf etmez. İflas talepli bir davada yargılama devam ederken davalı borcunu kabul edip ödemiş olsa, mahkeme dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verecektir. O halde talep sonucu iflas da olsa, itirazın iptali de olsa, davanın konusu halen bir miktar paradır. Nitekim aynı gerekçelerle uygulamada istinaf dairelerinin çoğunluğu menfi tespit davalarının zorunlu ara buluculuğa tabi olduğunu kabul etmişlerdir.
Bu doğrultuda, konusu bir miktar paranın ödenmesi istemine dayanan hasımlı iflas davasında, davacıya 05/02/2020 tarihli duruşma ara kararında davadan önce arabuluculuğa başvurduğunu gösteren belgeler ile 6325 Sayılı Kanun m. 18/A uyarınca arabuluculuk faaliyeti sonucunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini sunması için 1 haftalık kesin süre verilerek, aksi halde davanın dava şartı yokluğundan usulden reddedileceği ihtar edilmiştir.
Davacı vekili dava tarihinden sonra —tarihinde mahkememiz dosyasına ibraz etmiştir. 7155 sayılı yasanın 22. maddesi ile 6325 sayılı kanuna eklenen 18/A maddesine göre “Dava dilekçesi içeriğinden açıkça arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde derhal herhangi bir usuli işlem yapılmadan ve duruşma yapılmaksızın dosya üzerinden davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” şeklindedir. Bu doğrultuda arabulucuya başvurma dava tarihinde olması gereken bir dava şartı olup, tamamlanabilir dava şartı değildir.
Özetle, 6102 Sayılı TTK.’nın 5/A maddesinin 1. fıkrasına göre, arabulucuya başvurunun dava şartı olarak düzenlendiği davalardan olduğu ve davanın arabuluculuya başvuru yapılmadan açılmış olduğu anlaşıldığından, davanın HMK. m. 114/2 ve 115/2 gereği dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-TTK 5/A, 6325 sayılı yasanın 18/A maddesi ve HMK.nun 114/2, 115/2 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2-Alınması gerekli 54,40 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 10,00TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
6——–tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 1.700,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 10 gün içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.