Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/621 E. 2022/540 K. 21.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/621 Esas
KARAR NO: 2022/540
DAVA: Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ: 31/07/2019
KARAR TARİHİ : 21/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı sigortalı —- numaralı —- sigortalı olduğu, dava konusu kazanın —–kendilerine özel tahsis edilmiş —— üzerinde seyit halinde iken, girmemesi gereken yanlış yola giren önündeki ——-, yolda ani fren yapması sebebiyle, arka damper kısımlarına çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazasının meydana gelmiş olduğu, davalı araç sürücüsün kazanın meydana gelmiş olmasında kusurlu olduğu, davalı araç sürücüsünün kaza tutanaklarında da belirttiği üzere kendi güzergahından çıkıp yanlış yola girmiş olduğu, hatta ani fren yapmasıyla kendi güzergahında ilerlemekte olan sigortalı aracın, ıslak zeminin de etkisiyle önündeki davalı firmaya ait ——–çarpmış olduğu, davalı sürücünün 2918 sayılı KTKnun 56. Ve 60. Maddelerini ihlal ettiğini, bu sebeple meydana gelen kazada asli kusurlu olduğu, müvekkili şirketin hasar tazminatını ödemesi ve diğer şartların varlığı sebebiyle rücu hakkı doğduğunu, ilgili tazminatın tahsili için İcra Müdürlüğünde, — hasar tutarının ödenme tarihi olan — tarihi itibarı ile —- işlenmiş avans faizinin toplamı—–tutar üzerinden takip başlatıldığı, ancak davalının haksız itirazı ile takibin durdurulduğu ifade edilerek, bu sebepler ile takibin devamına, haksız itirazlarının iptaline, davalı borçlunun % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine hüküm verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Mahkemenin yetkisine itiraz ettiğini, yetkili mahkemenin —-Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu, davacının belirtmiş olduğu tazminatın zamanaşımına uğradığı, davanın —– şirketine ihbar edilmesini talep ettiğini beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle dava dışı sigortalı — plakalı araç ile davalıya —-tarihinde karıştığı kazada davacı tarafça sigortalıya ödenen hasar bedelinin davalıdan rücuen tahsili istemli başlatılan——icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Mahkememizce icra dosyası celp edilmiş, incelenen icra dosyasında davalı yana ödeme emrinin—– tarihinde tebliğ edildiği, davalının süresi içerisinde —- tarihinde borca ve yetkiye itiraz ettiği anlaşılmıştır. Yine davalının cevap dilekçesinde Mahkememiz yetkisine de itiraz ettiği tespit edilmiştir. İİK 50. Maddesi: “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe yetkilidir.
” hükmünü haizdir. HMK’nın 7.maddesi ise:”Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır” düzenlemesini haizdir. İcra takibinde borçlu olarak gösterilen —- yerleşim yeri —– yetkisi kapsamında olup, kıyasen uygulanacak HMK 7 uyarınca takibin yetkili yerde açıldığı kanaatine varılmıştır. Ayrıca KTK 110. Maddesi gereği şube ve acentelerin yerleşim yerinin de trafik kazalarında yetkili olduğu, dava konusu poliçeyi yapan acentenin Kadıköy yerleşim yerinde olduğu, bu nedenle mahkememizin yargı çevresinde bulunduğu, görülmekle yetki itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Dosya kapsamında mübrez ödeme dekontu ve dayanak belgeleri incelendiğinde davacı tarafça sigortalısına —— ödeme yapıldığı anlaşılmıştır. Yine sigortalının bu onarım karşılığı tüm haklarını davacıya temlik ettiği bu nedenle davacının aktif husumetinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce davalının talebi doğrultusunda davanın —-ihbarına karar verilmiş, dava konusu uyuşmazlığın çözümü için sigorta uzmanı ve makine mühendisi bilirkişiden rapor alınmıştır. Bilirkişi heyetinin—– tarihli raporunda özetle: “Sürücü —– beyanında öndeki —- takip ederken yanlış yola girdiğini fark ettiği, öndeki damperli kamyonlar yavaşladığında kendisinin de damperli kamyonu ile yavaşladığı anda arkadan gelen—- plakalı—- arkadan çarptığını açıkladığı, sürücü — beyanında önünde seyreden —- yanlşış yola girdiğini fark edince aniden durması üzerine yönetimindeki —- plakalı —– yolun ıslak olması nedeniyle duramayarak öndeki araca çarptığını belirttiği, araçların herhangi bir nedenle aniden durmak zorunda kalabileceği, her sürücünün öndeki araçlar ile emniyetli takip mesafesini koruması, hızını yol ve trafik şartlarına göre ayarlaması ve herhangi bir olumsuzluk anında kazaya karışmadan emniyetli durabileceği hız ile seyretmesi ve de kazaya karışmamasının gerekeceği, arkadan çarpan—plakalı —- sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde asli ve tam kusurlu olduğu, davalının hukuki sorumluluğunun olmadığı kanaatine varıldığı, dosyada bulunan ekspertiz raporu ile faturalar —-onarımına ait ve fiyatları kadri maruf olduğu, hasarlı parçaların sovtaj değerinin olmadığı, hasar tutarının toplam —- olduğu, aracın pert olmasının söz konusu olmadığı, hasar tutarının — olduğu halde davacı tarafça—– için icra takibi başlatıldığı, aradaki — yönünden —- poliçe teminat limiti kadar ödeme yaptığının tahmin edildiği, ” yönünde görüş bildirmiştir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş taraflarca rapora karşı beyan dilekçesi sunulmuştur.
Davalının sigortacısı tarafından icra takibinden önce davacıya —- teminat limiti kadar ödeme yapılmış olduğu da gözetilerek davacının rapora itirazları kapsamında — kusur raporu alınmasına karar verilmiş,— raporunda kazaya ilişkin kroki olmadığından değerlendirme yapılamayacağını belirtmesi üzerine Mahkememizce kusur raporuna itirazlar için bu kez dosyanın— seçilecek — kişilik heyetine tevdine karar verilmiş, bilirkişi heyetinin — tarihli raporunda özetle:”Davacı vekilinin — tarihli rapora —- plakalı araç sürücüsü —- KTK’nın 60. Maddesinin —- maddesini ihlal ettiği yönünden itirazlarına katılmanın mümkün olmadığı, zira bu maddede trafik akışı içinde durma değil, sürekli durma halinin ifade edildiği, —- yönünden katılmanın mümkün olmadığı, — plakalı —sürücüsü —— bu maddenin d bendinde belirtilen kurala uymayıp, gerisindeki aracı tehlikeye atacak şekilde ani olarak yavaşlaması sebebiyle %25 oranında tali kusurlu bulunduğu, bu maddede c bendinde ise güvenli takip mesafesi zorunluluğunun belirtildiği, buna göre —- sürücüsü —- KTK 84-d bendi gereği asli %75 oranında kusurlu olduğu” yönünde rapor tanzim edilmiştir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, tarafların rapora itirazları kapsamında önce tutanak tanıklarının dinlenilmesi için taraf vekillerine —— için kesin süre verilmiş, kesin süreye rağmen bildirmedikleri takdirde dosya kapsamına göre karar verileceği ihtar edilmiş, davacı tarafça yalnızca tanık —– bildirilmiş, yine davacı tarafça bildirilen tanığın iş amaçlı yurt dışında olduğu bildirilmiş, davacı vekili —– tarihli dilekçesinde tanığın dönüş tarihinin belli olmadığı bu nedenle tanıklarını dinletmeyeceklerini beyanla yeniden rapor alınmasını talep etmiş, Mahkememizce davacının beyanı ve tutanakta olayın meydana geliş şekiline ilişkin toplam — kişinin ayrı ayrı görüşünün bulunduğu da gözetilerek tanık dinlenmekten vazgeçilerek ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti —- tarihli ek raporunda özetle:”Tutanak gözetildiğinde—– plakalı——- sürücüsü —-nündeki araçlar yavaşladığı için durduğu yönündeki ifadesinin firma yetkilisi ile —– beyanları ile çeliştiğinden katılmanın mümkün olmadığı, kazanın meydana gelmesinin iki sebebinin olduğunun aşikar olduğu, ilkinin davacıya sigortalı aracın önündeki araç ile güvenli takip mesafesi bırakmadan ve hızını trafiğin gerektirdiği şartlara uydurmadan kullanıyor olması diğerinin de ıslak zeminde ——– plakalı aracın aniden fren yapmasının olduğu, bu iki hareketin de kusurlu hareket olduğunun heyetlerince değerlendirildiğini ve ilgili kusur oranları da kök raporda belirtilen gerekçeler doğrultusunda tespit edildiği, kazanın meydana gelmesinde aracın yanlış yola girmiş olması gibi afaki nedenlerin gösterilemeyeceğinin aşikar olduğu, tarafların yaptıkları itirazlarda somut bir gerekçe olmadığı, bu nedenle kök rapordaki kusur değerlendirilmesinde bir değişikliğe gidilmediği” yönünde rapor tanzim edilmiştir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraflarca rapora itiraz edilmiş ise de; aşağıda belirtilen gerekçelerle itirazlar yerinde görülmemiş ve davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Dosya kapsamında mübrez olay tutanağında dava dışı iş güvenliği uzmanı—- davacının sigortalısına ait aracı süren —— kazanın meydana geliş şekline ilişkin olarak benzer içerikte tutanakları mevcut olup, davalının işleteni olduğu araç sürücüsünün yanlış yolda ilerlemeyi fark ettikten sonra aniden durduğu ve sigortalının ıslak zeminde kayarak davalıya ait araca arkadan çarptığı şeklinde olayın meydana geliş biçimi tanımlanmıştır. Davalıya ait aracın şoförü ise tutanakta yanlış yola girdiği önündeki araçlar yavaşlayınca kendisinin de yavaşlayıp davacının davalıya ait araca arkadan çarptığı yönünde olayın meydana geliş biçimini anlatmıştır. Tutanakta 3 kişi davalıya ait aracın önündeki araçtan hiç bahsetmemekte sadece davalının sürücüsü önündeki araçtan bahsetmekte olup davalı vekili bu nedenle kazada hiç kusurunun olmadığını iddia etmiştir. Ne var ki olay tutanağına göre davalı haricindeki üç kişi benzer ifadeler verdiğinden yani davalının yanlış yola girdiğini fark etmesi sonrası aniden durması ile kaza meydana geldiğinden davalının son kusur raporuna itirazları yerinde görülmemiştir. Ne var ki aşağıda belirtileceği gibi davalının sigortalısı takipten önce ödeme yaptığından bu hususun esasa etkisinin olmayacağı da açıktır.
Davacının itirazı ise davalıya ait aracın yanlış yola girdiği, ıslak zeminde takip mesafesi olsa dahi aracın duramayarak öndeki araca vurabileceğine ilişkindir. KTK’nın 52/b maddesi sürücülerin hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak zorunda olduklarını düzenlemiştir. Yine 56. Maddenin c bendinde sürücülerin önlerinde giden araçları yönetmelikte belirtilen güvenli ve yeterli bir mesafeden izlemek zorunda oldukları belirtilmiştir. Davacıya ait araç davalıya arkadan çarpmış, sürücünün hızını yol ve hava şartlarına uydurmayarak ve mesafeyi koruyamayarak her iki maddeyi de ihlal ettiği kanaatine varılmış, bilirkişilerce de yanlış yola girmenin kazaya etkili olmayacağı olayın meydana gelişinde iki kusurlu fiilin olduğu tespit edildiğinden davacının ek rapora itirazları yerinde görülmemiştir.
Davacının —— tarihli rapora itiraz dilekçesi incelendiğinde davalının sigortacısı olan — yapılan başvuru neticesinde— taraflarına ödeme yapıldığı belirtilmiştir. Bu nedenle de icra takibinin —üzerinden değil, —- düşülmesi neticesi — üzerinden başlatıldığı bildirilmiştir.Yine ihbar olunan — davacının talebi doğrultusunda — ödeme yaptığını bildirmiştir. Dava konusu hasar miktarı — olup, davalının %25 kusuruna denk gelen tazminat miktarı: — Sigorta şirketince takipten önce yapılan ödeme olan—-davalının kusuruna denk gelen zararı fazlasıyla karşıladığından ödenecek bakiye tazminat miktarı bulunmadığından hükme esas alınan kusur raporu doğrultusunda davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70-TL harçtan davacı tarafça peşin olarak yatırılan 973,48-TL harcın mahsubu ile artan 892,78‬-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden davalı yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/4’e göre belirlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-6325 sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca ———- tarafından karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
7-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra yatıran tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 21/06/2022