Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/609 E. 2019/1026 K. 04.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/91 Esas
KARAR NO : 2019/968

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 24/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil firmanın davalı banka nezdinde bulunan ———-nolu hesabından internet şubesi vasıtası ile —— tarihinde—- şubesinde —– nolu hesap sahibi —- 9.700 ,00 TL EFT yapıldığını, adı geçen şahıs tarafından aktarılan meblağ aynı gün çekilip ve müvekkilin mağduriyetine neden olduğunu, müvekkilinin ————– nolu hesaptan internet şifresinin ele geçirilmesi suretiyle çekilen 9.700,00-TL’nin bankanın sorumluluğu nedeniyle 14/07/2006 tarihinden itibaren işletilecek reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline hükmedilmesini ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle zamanaşımı itirazları olduğunu, dava konusu olayda müvekkil bankanın sorumlu olmadığını, işlem tarihinde var olan güvenlik uygulamalarının hiç birini kullanmayan davacının bir kısım uygulamaların bulunmadığı şeklindeki iddiasının dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu, olay tarihi itibariyle müvekkil bankanın internet bankacılığı sağlayan sisteminin gerekli önlemleri aldığını, müvekkil bankanın olayda kusurunun olmadığını, bu nedenle açılan davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle ; davacıya ait ———– nolu hesaptan internet şifresinin ele geçirilmesi suretiyle dava dışı ——– yapılan 9.700,00-TL havalenin davalı bankanın kusuru sebebiyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Eldeki dava öncelikle Mahkememizde——-Numarasını almış, Mahkememizce yapılan yargılama sırasında dosya bilirkişi heyetine tevdii edilmiş, bilirkişi heyetinin kök ve ek raporlarında davalı bankanın internet bankacılığı sisteminde kullanıcı açısından zamanın gerekliği ve teknolojik yeterlilik bakımından güvenlik kusurunun olmadığı yönünde rapor tanzim edilmiş, Mahkememizce bilirkişi raporları doğrultusunda davanın reddine dair verilen kararın davacı tarafça temyiz edilmesi üzerine Yargıtay ——. Hukuk Dairesi’nin ——- tarihli ——-. Sayılı ilamında: “Somut olayda dava konusu işlem, davacıya ait paranın, davalı bankaya karşı gerçekleştirilen sahtecilik işlemleri neticesinde, internet bankacılığı yolu ile hesaptan para aktarımı işlemi olup, bu durum davalı bankayı aldığı mevduatı iade etme yükümlülüğünden kurtarmayacağı gibi, ispat yükü kendisinde olan davalı banka, davacının şifre ve parolasının davacının kusuru ile ele geçirildiğini de kanıtlayamadığından davacının meydana gelen zararda müterafik kusuru olduğunun kabulü de mümkün değildir. O halde, mahkemece davacının üçüncü kişilerle el ve iş birliği yaparak ya da başka şekilde kusurlu davrandığının kanıtlanamaması, davalı banka tarafından hesapta bulunan paranın güvenliğinin tam olarak sağlanamaması, etkili güvenlik önlemlerinin geliştirilememesi karşısında zararın tamamından sorumlu olduğu kabul edilerek davacının hesabından çekilen tüm tutarın davalı bankadan tahsiline karar vermek gerekirken anılan hususlar nazara alınmaksızın yanılgılı değerlendirmeye dayalı, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” belirtilen gerekçe ile Mahkememiz kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce —– tarihli celsede bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında da belirtildiği gibi; bankalar kendilerine yatırılan paraları istendiğinde veya belli bir vadede ayni veya misli olarak iade etmekle yükümlü olup, 818 sayılı BK’nın 306 ve 307. maddeleri, 6098 sayılı TBK’nın 386 ve 387. maddeleri uyarınca ödünç alan, akdin sonunda ödünç verilen parayı, eğer kararlaştırılmışsa faiziyle birlikte iadeye mecburdur. Ancak hesap sahibinin kusuru ispatlandığı takdirde müterafik kusur çerçevesinde hesap sahibinin alacağından mahsup talebinde bulunabilir. Eldeki davada Yargıtay —.Hukuk Dairesi’nin bozma ilamında belirtildiği üzere davacının kusuru ispatlanamadığından ve davalının akdin sonunda ödünç verilen parayı faizi ile birlikte davacıya iadesi gerektiğinden Yargıtay ilamı doğrultusunda davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Kabulü ile, 9.700,00-TL’nin 14.07.2006 tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanun m. 2/2 uyarınca işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 662,61-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 165,70-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 496,91-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 25,20-TL başvurma harcı, 165,70-TL peşin harç olmak üzere toplam 190,90-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarfedilen toplam 1.682,60-TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,
6-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatıran tarafa iadesine,
7—————– tarifesine göre davacı yararına takdir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde temyizi kabil olmak üzere, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı