Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/593 E. 2021/536 K. 06.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/593 Esas
KARAR NO : 2021/536
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/07/2019
KARAR TARİHİ : 06/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişki doğrultusunda, müvekkilinin ——– —— davalı aleyhine İstanbul Anadolu ——–. İcra Müdürlüğünün ——— Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının ———- borcun ——– haksız bir şekilde itiraz ettiğini, itiraz sonucu da alacağın bu kısmı bakımından takibin durduğunu, söz konusu borcun davacı şirketin gönderdiği ve takibe esas miktarı içeren mutabakat mektubunun ———- şeklinde cevaplayıp imzalayan davalı borçlu tarafından henüz takip başlatılmadan önce ikrar edildiğini, buna rağmen takibe haksız ve —— olarak itiraz ettiğini belirtmiş olup, davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin borcun tamamı için devamına, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı borçludan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesinin davalıya usulüne uygun tebliğ edildiği ancak cevap vermedikleri görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle bakiye hesap ekstresine dayalı olarak başlatılan İstanbul Anadolu —– İcra Müdürlüğünün ——sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu kısmi itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Mahkememizce icra dosyası celp edilmiş olup, incelenen icra dosyasında davalı yanın borca kısmi itirazda bulunduğu ve asıl alacağın 32.938,00-TL’lik kısmına itiraz ettiği, davacının da itiraza uğrayan asıl alacak üzerinden harç yatırarak dava açtığı, işlemiş faizin dava konusu olmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce vergi kayıtları celp edilmiş, tarafların defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılması amacıyla mali müşavir bilirkişiden rapor alınmıştır. Mali müşavir bilirkişinin —— tarihli raporunda özetle: “Tarafların defterlerinin açılış kapanış tasdiklerin zamanında yapıldığı, davacının defter ve kayıtlarında 81.314,40-TL alacaklı olduğu, davalının defter ve kayıtlarında —–, bütün faturaların davalı şirketin defterlerinde kayıtlı olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalı şirket tarafından davacı şirkete tahsilat makbuzu —— borçlu olacağı, 20.000,00-TL’si kabul edildiğinden 1.314,40-TL tutarlı alacağı yönünden itirazın iptalini talep edebileceği kanaatine varılmıştır.” içerğinde raporunu Mahkememize sunmuştur. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı tarafın çek bedeline ilişkin itirazları kapsamında bankaya müzekkere yazılmış ve çekin takibe konulduğu İstanbul Anadolu ——. İcra Müdürlüğü’nün —-. Sayılı icra dosyası celp edilmiştir. Bankadan yazı cevabı gelmemiş ise de; celp edilen icra dosyası incelendiğinde çekin karşılıksız çıktığı ve davacı tarafça takibe konulduğu anlaşılmış ve karar vermek gerekmiştir.
Bilindiği gibi fatura tek başına alacağı ispata elverişli değildir.Faturanın karşı tarafa teslim edildiğine yönelik başkaca yazılı belgelerle desteklenmesi gerekir.Ancak davacı tarafından düzenlenen faturanın davalı ticari defterlerine kaydedilmesi faturada belirtilen malın alındığına —- teşkil eder.Mal alınmadığının ispat yükü bu durumda davalıya aittir,davalı bu hususu ancak yazılı delillerle ispat edebilir. Bilirkişi raporundan da anlaşıldığı üzere davalı taraf cari hesaba konu tüm faturaları defterlerine kaydetmiş olup,malın eksiksiz teslim alındığına yönelik karine oluşmuştur. Davacı taraf davasını tüm faturalar yönünden ispatladığından, fatura bedelinin ödenip ödenmediği, kısmi itirazın haklı olup olmadığını tartışmak gerekmiştir. Davalı—– kayıtlarında davacıya——– görünmektedir. Davalı tarafça 60.000,00-TL çek ödemesi yapılmış ancak çek karşılıksız çıkarak davacı yanca ayrıca takibe konulmuştur. Bu bedelin davalı— yeniden alacak olarak kaydedilmesi halinde davacının davalıdan —– çek ödemesinin karşılıksız çıktığı dolayısıyla bu bedelin ödenmediği anlaşılmakla, davacının takip başlatmakta haklı olduğu ve davalının kısmi itirazının haksız olduğu anlaşılmış, davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Öte yandan davacı tarafça aynı alacak için iki ayrı takip yapıldığı açıktır. Yargıtay —– Sayılı ilamında: “Mahkemece bozma ilamına uyulmuş ;ancak bozma ilamı doğrultusunda herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmaksızın aynı alacak nedeniyle iki ayrı icra takibi bulunması nedeniyle mükerrer takipten dolayı davanın reddine karar verilmiştir.Davaya konu icra takip dosyasının incelenmesinde davacının icra takip talebinde tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla icra takibine geçtiği anlaşılmıştır.Borcun ödenmesi için —— verilmesi cari alacağa dayalı alacağın tahsili için ilamsız icra yoluyla takip yapılmasına engel teşkil etmez. Mahkemece Dairemizin bozma ilamı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak toplanacak deliller doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçesi ile iki ayrı takip yapılmasına engel olmadığına değinilmiştir. Yine ———. Sayılı ilamında:”Davanın temelini oluşturan icra takibinde dayanak olarak cari hesap gösterilmiştir. Mahkemece,cari hesap borcuna karşılık çek verildiği ve bu nedenle davacının çek nedeniyle alacak talebinde bulunabileceği gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de mahkemenin gerekçesi dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nun 133.maddesi hükmüne uygun bulunmamaktadır. Belirtilen yasa hükmüne göre; “yeni bir borçla mevcut bir borcun sona erdirilmesi ancak tarafların bu yöndeki —– olur,özellikle mevcut borç için ——– bulunulması veya yeni bir alacak—- tarafların açık yenileme iradeleri olmadıkça yenileme sayılmaz’’.—- verilmesi suretiyle cari hesap borcunun sona erdirildiği konusunda taraflar arasında bir sözleşme sunulamadığına ve bu konuda açık iradeleri bulunduğu kanıtlanamadığına göre,alacaklı tarafından tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla cari hesap ilişkisine dayanılarak da alacak talep edilebilir.” gerekçesini haizdir. —- çek için başlattığı İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün —- Sayılı icra dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak üzere davanın kabulüne, kısmi itirazın iptaline karar vermek gerekmiş, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
İstanbul Anadolu —- İcra Müdürlüğü’nün —- Sayılı icra dosyasına konu asıl alacak yönünden tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla; Davanın KABULÜNE,
—–İstanbul Anadolu—– İcra Müdürlüğü’nün —-. sayılı icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın iptali ile takibin 32.938,00-TL asıl alacak üzerinden asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar 3095 Sayılı Kanun m. 2/2 uyarınca değişen ve artan oranda işleyecek avans faizi yürütülmek sureti ile devamına,
2-Kabul edilen asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 2.249,99-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 562,50-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.687,49-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 44,40-TL başvurma harcı, 562,50-TL peşin harç toplamı olan 606,90-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarfedilen toplam 889,20-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatıran tarafa iadesine,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden —-göre hesaplanan davacı vekili için takdir olunan 4.940,70 -TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-6325 sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.