Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/563 E. 2020/1058 K. 15.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/563 Esas
KARAR NO : 2020/1058
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/07/2019
KARAR TARİHİ : 15/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —- tarihli ve—– tutarlı faturadan kaynaklı alacağın tahsili amacıyla —- tarihinde ———dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine —– tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiğini, yapılan itirazın haksız ve dayanaksız olduğunu, davacının —- işyerinde çeşitli yerlere tabldot yemek dağıtımı yaptığını, davalının değişik tarihlerde ——- yemeği sipariş ettiğini ve iftar yemeğinin sorunsuz şekilde teslim edildiğini, buna ilişkin faturaların düzenlendiğini ve davalıya teslim edildiğini, davacının borcunu gereği gibi ifa etmesine rağmen davalının herhangi bir ödeme yapmadığını öne sürülerek itirazın iptaline, alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İcra dosyasına yapılan itirazın haksız ve dayanaksız olmadığını, davalı şirketin çalışanlarına verilecek iftar yemeğinin tedariki için davacı ile sözlü olarak anlaşıldığını, iftar yemeğinin verileceği tarih geldiğinde davacı şirketten muhatap bulunamadığını, telefonu davacı şirketten kimsenin açmadığını, söz verilen yemeğin davacı tarafından gerçekleştirilemediğini, davalı şirkete iki adet fatura gönderilmişse de faturalın karşılığı olan hizmetin davacı tarafından hiçbir şekilde verilmediğini, bu hususta müvekkil şirket yetkililerinin tanıklık yapacağını, bu nedenlerle açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle davacı tarafça fatura ve işlemiş faize dayalı olarak başlatılan——— icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Mahkememizce icra dosyası celp edilmiş olunup, incelenen icra dosyasına göre başlatılan icra takibinde davalı tarafa ödeme emri —- tarihinde tebliğ edilmiş, davalı tarafça takibe —-itiraz süresi içerisinde —– tarihinde itiraz edilmiş olup, davacı tarafından mahkememize 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın tacirler arasında olması nedeniyle Mahkememizce ticari defterlerin incelenmesi için gün verilmiş, her iki tarafın inceleme günü ticari defter ve kayıtlarını sunduğu anlaşılmıştır. Mahkememizce re’sen seçilen mali müşavir bilirkişinin —— tarihli raporunda özetle:”Tarafların usul ve yasaya uygun olarak tutulmuş ticari defterlerinin sahipleri heline delil kudretine haiz olduğunu, dava konusu icra takibinin dayanağı, —– tarihli —- adet faturanın her iki tarafın da ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, dava konusu icra takibinin dayanağı olan faturaların her iki şirketin de ticari defterlerinde kayıtlı olması ve aradan geçen süreye rağmen itiraz edilmemiş olmadığı anlaşıldığından fatura içeriğinin kabul edilmiş sayılacağını, takip tarihinden önce temerrüdün gerçekleştiğine ilişkin herhangi bir belge sunulmadığından işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığını, — takip tarihi itibariyle davacının davalıdan —- alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır” şeklinde raporunu mahkememize sunmuştur. Mahkememizce alınan bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davalı taraf hizmet almadığını beyan ederek tanık dinletmek istemiştir.
Bilindiği gibi, fatura tek başına alacağı ispata elverişli değildir. Fatura konusu hizmetin/malın karşı tarafa teslim edildiğine yönelik başkaca yazılı belgelerle desteklenmesi gerekir.Ancak davacı tarafından düzenlenen faturanın davalı ticari defterlerine kaydedilmesi faturada belirtilen malın/hizmetin alındığına karine teşkil eder.Mal/Hizmet alınmadığının ispat yükü bu durumda davalıya aittir. Davalı bu hususu ancak yazılı delillerle ispat edebilir. Bilirkişi raporundan da anlaşıldığı üzere davalı taraf takibe konu tüm faturaları defterlerine kaydetmiş olup, her iki tarafın defter kayıtları birbiriyle örtüşmektedir. Davalı taraf yemek hizmeti almadığını beyan etmiş ise de; faturaları defterlerine kaydetmiş ve devamında iade faturası dahi düzenlememiştir. Bu nedenle yemek hizmeti almadığı beyanlarına itibar edilememiş, takibe konu iki fatura içeriğinin davacı tarafça davalı yana eksiksiz biçimde yerine getirildiği, davalının takip konusu iki fatura kadar davalıya borçlu olduğu kanaatine varılmıştır. Öte yandan davalı taraf hizmet almadığına ilişkin davalı şirket yetkililerinin tanıklık yapacağını beyan etmiş ve tanık dinletme talebinde bulunmuş ise de; ispat yükü kendisinde olan davalının yemek hizmeti almadığını ancak yazılı delillerle ispatlayabileceği, yine tanıklık yapacak kişinin şirket yetkilisi olduğu göz önüne alındığında tanıklık yapmasının usulen mümkün olmadığı da anlaşılmıştır. ———— “Tüzel kişinin taraf olduğu bir davada, o tüzel kişinin kanuni temsilcisi durumunda bulunan kişiler tanık olarak dinlenemezler ——– Bir davada taraf yada kanuni temsilcilerinin vakıalar hakkında beyanı isticvap yolu ile alınabilecektir. HUMK.nun 230 ve müteakip maddelerinde düzenlenen isticvap, bir davada o dava ile ilgili belli vakıaların açıklığa kavuşturulması, varlığı ve yokluğu konusunda aleyhine olan tarafın ikrarının sağlanması amacıyla hakimin kendiliğinden veya taraflardan birinin isteminin kabulü ile başvurabileceği usuli bir işlemdir. Başlı başına bir ispat vasıtası değildir. Davacı, miktar ve dayanağı hukuki muamelenin niteliğine göre iddiasını yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Davacı tarafından tanık olarak ifadesine başvurulmak istenen bir kısım kişilerin davalı tüzel kişinin kanuni temsilcisi olduğu anlaşılmaktadır. —- anılan kişilerin tanık olarak değil, taraf —–olarak isticvap edilmelerini istediğinden —- da benimsenen —– kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykıdır.” gerekçesi ile bu hususa değinilmiştir. Mahkememizce, dosyada davalı şirket yetkilisinin isticvap edilmesi gereken bir uyuşmazlık bulunmaması, dava konusu yemek hizmetinin verilmediğinin ancak yazılı delillerle ispatlanması gerekmesi, isticvapla ispatının da mümkün olmaması sebebiyle isticvap edilmesi yönünde ara karar oluşturulmamıştır.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde: Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davacı tarafça davalı tarafa bu ticari ilişki kapsamında faturalar düzenlendiği, ancak davalı tarafça ödeme yapılmadığından icra takibine geçildiği anlaşılmış, Mahkememizce alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli ve denetlenebilir bulunmuş, faturaların her iki tarafın defterlerinde kayıtlı olması nedeniyle malın/hizmetin teslim alındığı kabul edilmiş, davalı taraf takipten önce temerrüde düşürülmediğinden işlemiş faiz talebi uygun bulunmamış bu nedenle davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen tutar üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiş, itirazın kısmen iptaline karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1——- sayılı icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin her iki fatura toplamı olan —– asıl alacak üzerinden asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar 3095 Sayılı Kanun m. 2/2 uyarınca değişen ve artan oranlarda işleyecek avans faizi yürütülmek sureti ile devamına, işlemiş faize ilişkin istemin reddine,
2-Kabul edilen asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 737,75-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 138,49-TL harcın mahsubu ile bakiye 599,26-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 138,49-TL peşin harç, 44,40-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 182,89-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından harç dışında harcanan 868,20-TL yargılama giderinden kabul ve ret oranına göre hesaplanan (%94,19 Kabul %5,81 Ret) 817,76-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden 2020 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden 2020 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 666,41-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
10-6325 sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin kabul ret oranına göre hesaplanan 1.243,31-TL’sinin davalıdan, bakiye kısmın davacıdan alınarak Hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 15/12/2020