Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/562 E. 2022/350 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/562 Esas
KARAR NO: 2022/350
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 11/07/2019
KARAR TARİHİ: 12/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili firma ile borçlu arasındaki ticari alışverişte davalının ifa yükümlülüğünü yerine getirmediğini, fatura alacağı, müşteri ekstresi ve sair belgelere dayalı olarak —– dosyası ile ilamsız takip başlattıklarını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, müvekkilinin davalı firmaya bir kısım ürünlerin satışını yaptığını ve —— bedelli faturalar düzenlediğini, ilgili faturaların her birinin üzerinde fatura ve ürünlerin —- gönderildiğinin belirtildiği, düzenlenen faturaların aynı gün ürünler ile birlikte davalı firmaya gönderildiğini, müvekkili firmanın faturalarda belirtilen ürünleri tam ve eksiksiz olarak davalı firmaya teslim ettiğini, davalı tarafından bahse konu faturalara karşı herhangi bir itirazda bulunulmadığını, ayrıca müvekkili firmanın davalıya gönderdiği —- tarihli cari hesap mutabakatında, davalı firmanın aynen “kayıtlarımızda —–borcumuz/alacağınız bulunmaktadır. Mutabık olduğumuzu bildiririz” ifadesine yer verildiğini ilgili mutabakat yazısına göre davalı firmanın kendisi müvekkil firmaya borçlu olduğunu kabul ettiğini, müvekkil firma tarafından, davalı borçlu firmaya eksiksiz ve siparişte belirtilen niteliklere uygun bir şekilde malların teslim edilmiş olduğunu, davalı borçlu yanın ifa yükümlülüğünü yerine getirmemesi üzerine fatura tarihinden en az —-sonra reeskont avans faizi işletildiğini açıklanan nedenlerle haksız itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın % 40’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı firma üzerinde bırakılmasına karar verilmesini vekaleten talep ve dava etmiştir.
Usulüne uygun çağrı kağıdı tebliğine rağmen davalı, davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle, davacı tarafça fatura alacağına istinaden başlatılan —— sayılı icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Mahkememizce icra dosyası celp edilmiş, incelenen icra dosyasında davalı yana ödeme emrinin —-tarihinde tebliğ edildiği davalının süresi içerisinde — tarihinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır. Tarafların —– celp edilmiş, davalının defterlerinin incelenmesi için talimat yazılmasına karar verilmiş, davalının kesin süreye rağmen defterlerini ibraz etmediği anlaşıldığından talimat bila ikmal iade edilmiştir.
Mahkememizce davacının defterlerinin incelenmesi amacıyla dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş, alınan —-tarihli raporda özetle: “Davacı şirket ticari defterlerinin lehine delil vasfına haiz olduğu, davacı şirket defter ve kayıtlarında takip tarihi itibariyle davalıdan —alacaklı olduğu, tarafların — birbiri ile uygunluk gösterdiğinin tespit edildiği, davacı şirketin davalıya ödeme emri göndererek temerrüde düşürmediği, bu nedenle icra takip tarihinden itibaren faiz talebinde bulunabileceği, davacının — icra takip tarihi itibariyle davalıdan —–alacaklı olduğu” yönünde görüş bildirmiştir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı vekili işlemiş faiz yönünden rapora itiraz etmiştir. İtirazın mahkememizce giderilebileceği anlaşıldığından ek rapor almaya gerek görülmemiştir.
Bilirkişi raporunda yalnızca — üstü faturalar yönünden—- karşılaştırıldığından yani tüm alacak yönünden değerlendirme yapılamadığından mutabakatnamedeki imza yönünden davalı şirket yetkililerinin isticvabına karar verilmiş, şirket yetkililerince imzanın atıldığı tarihte yetkilerinin olmadığı/imzanın kendilerine ait olmadığı beyan edilmiştir. Mahkememizce vergi dairesine yeniden müzekkere yazılarak—- bedelli fatura yönünden davalının —- indiriminden yararlanmak amacıyla vergi dairesine bildirilip bildirilmediği sorulmuş, gelen yazı cevabından davalının bu faturaları —- indiriminden yararlanmak amacıyla vergi dairesine bildirdiği anlaşılmıştır.
Bilindiği gibi fatura tek başına alacağı ispata elverişli değildir. Fatura konusu hizmetin/malın karşı tarafa teslim edildiğine yönelik başkaca yazılı belgelerle desteklenmesi gerekir. Belirtilen belgeler imzalı sevk irsaliyesi, mutabakatname, vergi kayıtları gibi her türlü ispata yarar yasal delil olabilir. Bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi davalı taraf davacının alacağına dayanak olan —- tüm faturaları — bildirmiştir. Yine ——indiriminden yararlanmak amacıyla vergi dairesine bildirmiştir. Bu durumda davacının defter kayıtları ile davalının —- tamamıyla birbiri ile uyumludur. Davacı davalıya mal/hizmet verdiğini vergi kayıtları ve mutabakatname ile ispatlamış, bu nedenle fatura içeriği ürünlerin/hizmetin davalıya teslim edildiği kabul edilmiştir. Hal böyle olunca karine gereği ispat yükü davalı taraf üzerinde kalmış ve davalı taraf borçlu olmadığını ispatlayamadığından, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan talep gibi —- alacaklı olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı takip talebinde —- uyarınca işlemiş faiz de talep etmiş olup, —– sayılı ilamında:”Dava, taraflar arasında mal alım sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali istemine ilişkindir. —- mal tedarik sözleşmesine ilişkin olup somut olayda uygulama yeri bulunmamaktadır. İcra takip tarihinden önceki dönem için temerrüt faizine hükmedilmesi —– koşullarına bağlı olup icra takip tarihinden önce davalıya temerrüt ihtarı gönderilmesi ya da taraflar arasında yapılan sözleşme ile ödeme gününün kararlaştırılması gerekmektedir. Somut olayda, icra takibinden önce davalının temerrüde düşürülmediği ve sözleşme ile ödeme tarihinin belirlenmediği, buna göre takip öncesi işlemiş faiz şartlarının oluşmadığı tesbit edilmekle; davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.—– gerekçesi ile hangi şartlarda —–uygulanacağına değinilmiştir. Eldeki davada da taraflar arasında mal ve hizmet tedariki sözleşmesi bulunduğu iddia ve ispat edilmediğinden mal-alım sözleşmelerine de—–madde uygulanamayacağından takip öncesi işlemiş faiz talebi uygun bulunmamış, davanın kısmen kabulüne, itirazın kısmen iptaline karar vermek gerekmiş, her ne kadar davanın kısmen kabulüne karar verilmesi sebebiyle davacının kısmen haksız çıktığı düşünülse dahi; ——- toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez. ” hükmünü haiz olup, dosya kapsamında mübrez arabuluculuk tutanağı incelendiğinde davalının ilk toplantıya katılmadığı, bu nedenle arabuluculuk sürecinin görüşme yapılamadığından anlaşamama olarak sona erdiği, davalının geçerli mazereti bulunsa idi toplantının arabulucu tarafından erteleneceği nazara alınarak, kanunun aradığı tüm şartların gerçekleştiği, davalının geçerli mazereti olmaksızın ilk oturuma katılmadığı ve bu nedenle arabuluculuk görüşmesinin sona erdiği anlaşılmış, yargılama giderlerinin tamamından sorumlu tutulmuş ve lehine vekalet ücreti takdir edilememiştir. —-nitelikte——Somut olayda, davanın zorunlu arabuluculuğa tabi olduğu ancak —— tarafından yapılan davete rağmen davalı şirketin mazeret sunmadan görüşme toplantısına katılmadığı dosyada mevcut —–tarihli arabuluculuk ilk oturum/açılış tutanağından anlaşılmış olup ilk derece mahkemesince yukarıda belirtilen yasal düzenleme uyarınca yargılama giderlerinin tamamından davalı şirketin sorumlu tutulması gerekirken davanın kısmen reddi dikkate alınarak yargılama giderlerinden kabul/red oranında sorumlu tutulması isabetli olmamıştır.” içeriğiyle bu yönde hüküm kurulmuştur.—— Hal böyle dosya kapsamına göre yukarıda belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve yargılama gideri ve vekalet ücretinde Kanunun amir hükmü gözetilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1—– icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin —- asıl alacak üzerinden asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar 3095 sayılı kanun 2/2 md. uyarınca yıllık —– değişen artan oranlarda işleyecek avans faizi yürütülmek sureti ile devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Kabul edilen asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 642,11-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 162,92-TL harcın mahsubu ile bakiye 479,19‬-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından harcanan 162,92-TL peşin harç, 44,40-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 207,32-TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından harç dışında harcanan 934,60-TL yargılama giderinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 326/1 ve 6325 sayılı Kanun’un 18/A/11.maddesi uyarınca tamamının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafça masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Reddedilen kısım yönünden davalı taraf arabuluculuk görüşmesine mazeretsiz katılmadığından 6325 sayılı Kanun’un 18/A/11.maddesi uyarınca lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
9-6325 sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca ——- tarafından karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 326/1 ve 6325 sayılı Kanun’un 18/A/11.maddesi uyarınca tamamının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
10-Tarafların artan gider avansı bulunması halinde karar kesinleştiğinde kendilerine iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.12/04/2022