Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/540 E. 2020/241 K. 05.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/540 Esas
KARAR NO : 2020/241

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/12/2012
KARAR TARİHİ : 05/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin ——— ürünlerinin alım satımını yaptığını, davalı şirket ile de karşılıklı ticaret yaptıklarını, müvekkilinin davalıdan alacağı — bedeline mahsuben 07.11,2012 tarihinde davalının banka hesabına 3 ayrı bankadan toplam 1.183,450 TL Ödeme yaptığını, davalı ile önceden yaptığı alışverişlerden devir eden alacağı 137.000,00 TL ile birlikte davalı şirketten toplam alacağının 1.320,450 TL olduğunu, her iki şirketin muhasebe kayıtlarının da bu kayıtları doğruladığını,Davalı ile müvekkili arasında süregelen ticarette davalının malları göndermeden önce ödemeyi talep etmesi nedeniyle mal alımından önce ödemelerin yapıldığını ve siparişi yapılan malların ödeme alındıktan sonra gönderildiğini, müvekkilinin davalıdan 1.320,450 TL alacaklı olduğu halde davalı şirketin talep edilen malları göndermek yerine, davalının müvekkilinden habersiz kestiği ve mutabık olunmayan faturalar ile kendisini alacaklı gösterme çabasında olduğunu, bu ödemelerden sonra davalının Kadıköy —. Noterliğinden— tarih ve — yevmiye numaralı ihtarı göndererek ——- adet fatura kesildiğini ve davalının muhasebe kayıtlarında borçlu kimliğini öğrendiklerini, Davalı tarafından müvekkiline mal gönderilmiş gibi 18 adet fatura kesilerek 1.320,450 TL alacaklı olan müvekkili şirketin 1.703,665,82 TL borçlu gösterilmeye çalışıldığını, bu 18 adet fatura ve faturada belirtilen demir ürünlerinin müvekkiline gönderilmediğini, müvekkiline mal teslimi yapılmadığını, mal alınmadığını, böyle bir teslimat var ise teslime dair irsaliyelerin mevcut olması gerektiğini, davalı tarafından gönderilen noter onaylı ekstreye ———seri no.lu cevabi ihtarname keşide edildiğini, bu ihtarnameden sonra davalının müvekkili aleyhine keşide ettiği 18 adet faturayı müvekkili şirketin faks ile gönderdiğini, bu faturalara ilişkin de Kadıköy —-. Noterliğinin ——- yevmiye numaralı İhtarnamesi ile fatura belirtilen malların gönderilmemesi ve mal teslim edilmemesi nedeniyle faturaların reddedildiğini belirterek; davalarının kabulü ile davalı şirketten 1.320,450TL alacaklarının tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; şirketlerinin 2007 yılından bu yana davacı firma ile cari ve karşılıklı olarak ticaret yaptığını, iki firma arasında devam eden ticari ilişkide öncelikle sipariş teyidi yapıldığını, malların ve miktarın niteliği üzerinde mutabık kalınarak mal sevkiyat ve teslime müteakip ödemeler yapıldığını, 2007 yılından itibaren 2012 yılı dahil tüm uygulamaların bu şekilde yapıldığını, cari hesap ekstrelerinin, sipariş sözleşmelerinin, yapılan ödemeler ve muhasebe beyanlarının bu durumu ispat ettiğini, mal tesliminden önce ödeme taleplerinin söz konusu olmadığını, davaya konu çeklerin şirketlerine tesliminin malzeme sipariş tarihinden itibaren 38 gün, son fatura/mal teslim tarihlerinden de 15 gün sonra olduğunu, avans olarak verildiği İddia edilen çeklere/ödemeye ilişkin olarak davacının bu tarihler aralığında bankalara ve şirketlerine herhangi bir başvurusunun olmadığını, davacının bahsettiği toplam 1,320,450 TL bedelli çeklerin teminat değil teslim alınan malların bedeli olduğunu, ödeme zamanının da mal tesliminden sonra olduğunu, davacının taraflarına teslim ettiği ve müvekkili adına kendi müşterilerinden aldığı ve firmalarına verdiği senetlerin ise ödenmediğini, bu senetleri davacı şirket cirosuz olarak gönderdiğinden ve keşidecileri arandığında bedellerinin davacıya ödendiği ifade edildiğinden senetlerin cari hesaplarına işlenmediğini, davacının hiçbir itirazda bulunmadığını, davacının iddialarının mesnetsiz olduğunu, şirketlerinin karşı tarafa 1.320.450,00TL borcu olmadığını, muhasebe kayıtlarına göre şirketlerinin, karşı taraftan ——– alacaklı olduğunu, bu durumun cari hesap ekstrelerinde de mevcut olduğunu, davacının borcunu ödememek için gayri resmi yollara başvurduğunu, ——- dosyasında davacı şirket yetkilisinin nitelikli yağma şikayeti İle yargılandığını belirterek; İzah edilen nedenler ve resen nazara alınacak nedenlerle karşı tarafın haksız ve mesnetsiz davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava hukuki niteliği itibariyle; aralarında ticari ilişki bulunan davacının davalı şirketten önceki satış nedeni ile devreden alacağı bulunduğu ve davalıdan alacağı ————- mahsuben 3 ayrı bankadan çeklerle davalı hesabına yaptığı ödemeler karşılığı davalı tarafından gönderilmesi gereken malları göndermemesi nedeni ile cari hesaptan alacaklı olduğu toplam —————davalıdan ticari faizle birlikte tahsili isteminden ibarettir.
Davacı vekili, müvekkili şirketin davalıdan alacağı ——– bedeline mahsuben ——— tarihinde davalının banka hesabına toplam 1.183,450 TL ödeme yaptığını, davalı şirket ile önceden yaptığı ——- alacağı 137.000 TL ile birlikte davalı taraftan toplam 1.320.450 TL alacağı olduğunu ancak davalının talep edilen malları göndermediği gibi karşılıksız faturalar düzenleyerek kendisini alacaklı olarak gösterme çabasına girdiğini, davalının düzenlediği faturalar karşılığı mal teslim edilmediğinden faturalara itiraz edildiğini iddia ederek, 1.320.450 TL alacaklarının 09.11.2012 tarihinden itibaren en yüksek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında 2007 yılından beri ticari ilişki olup, mal tesliminden önce müvekkilinin ödeme talebinin söz konusu olmadığını, davaya konu çeklerin davalıya tesliminin malzeme sipariş tarihinden 38 gün, son fatura/mal teslim tarihinden de tam 15 gün sonra olduğunu, davacının bahsini ettiği toplam —— bedelli çeklerin avans/teminat değil bizzat teslim alınan malların bedeli olduğunu, uygulamanın hep mal teslimi, fatura ve ödeme şeklinde gerçekleştiğini, davalı şirketin davacıya borcu olmayıp davacıdan alacaklı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkememizin ———–sayılı dosyasında yapılan yargılama sonrasında, benimsenen son iki bilirkişi raporuna göre, davacının davalıdan alacağı ——————–mahsuben davalıya 3 adet çek ile toplam 1.183,450 TL ödeme yaptığı ve ayrıca davacının davalıdan, dava ve davalıya keşide ettiği ilk ihtardan önce devreden 137.000 TL cari hesap alacağı olmak üzere toplam 1.320.450 TL alacaklı olduğu, davalının ihtarname ile 27.11.2012 tarihinde temerrüte düşürüldüğü gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı tarafça temyiz edilerek vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay, ——————-sayılı kararıyla, “Davacı, davalıya avans olarak verdiği çekler karşılığında mal teslim edilmediğini iddia etmiş, davalı ise davacıya sattığı malların bedellerine mahsuben çeklerin verildiğini ve bu nedenle ispat külfetinin davacıda olduğunu savunmuştur. Kural olarak çek, bir ödeme vasıtası olup, aksi kararlaştırılmadıkça mevcut bir borcun tediyesi amacı ile verildiği yönünde bir karine mevcuttur. Bu karinenin aksini iddia eden davacı, çeklerin avans olarak verildiğini ve karşılığında mal teslim edilmediğini yazılı delille ispatlamakla yükümlüdür. Başka bir anlatımla somut olayda ispat yükü davacı taraftadır. Mahkemece ispat yükünün tayininde yanılgıya düşülerek eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir” gerekçeleriyle kararın bozulmasına karar verilmiştir. Karar düzeltme talebi de reddedilerek dosya mahkememizin yukarıda yazılı esas sırasına kaydedilmiştir.
Usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Davacının ——— tarihleri arasında beş seferde farklı tutarlarda olmak üzere toplamda ———- çek verdiği sabittir. Yapılan ödeme ve verilen çeklerde bir uyuşmazlık yoktur. Davacı tüm bu ödemelerin avans mahiyetinde olduğunu, davalı ise mal tesilimi karşılğında bu ödemelerin yapıldığnıı ileri sürmüştür.
Çek, kural olarak bir ödeme aracıdır. Davacı avans olarak verdiğini ileri sürüyorsa bunu yazılı delillerle ispat etmek zorundadır. Davalının düzenlediği toplam 18 faturanın davacının defterlerinde kayıtlı olmaması, davacının verdiği üç çekin her iki tarafın defterlerinde kayıtlı olması, davacının çeki avans olarak verdiğini ispatlamaya yeterli değildir. Davalı bu faturaları defterlerine kaydetmiş,————-beyannamesinde, vergi dairesine de bildirmiştir. 28/11/2013 tarihli bilirkişi raporunda 18 adet fatura için de her bir mal sevkiyatı yönünden taşınan malın cinsi, kamyonun plakası ve sürücü bilgilerinin davacı şirkete faks çekildiği ve onay istendiği, davacı tarafın da kaşe ve imza ile onay verdiği formların mevcut olduğu yer aldığı belirtilmiştir. Malın davalı tarafından imza ile kamyon sürücüsüne teslim edildiği, ancak kamyon sürücüsünün malı davacıya teslimine dair bir imza ve kaşenin ise olmadığı görülmektedir. Ne var ki bozma ilamında belirtildiği üzere davacı kural olarak bir ödeme aracı olan çekleri verdiğine göre bu çeklerin avans çeki olup önceden verildiğinin ispat yükü de davacıya atitir. Taşınır satımında mülkiyet malın teslimi ile geçer. Aksine bir sözleşme veya adet olmadıkça kural olarak satıcı ve alıcı edimlerini aynı anda ifa ederler. (TBK 207, eBK 182). Satıcı, malı teslim ettiğini, alıcı bedeli ödediğini ispat etmek durumundadır. Davacı avans mahiyetinde ödeme yaptığını ileri sürdüğüne göre bunu yazılı olarak ispatlamalıdır. Davacı avans ödemeleri yapmasının adet haline geldiğini ileri sürmüşse de 2006 yılından süre gelen ticari ilişkide imzalı bir teslim belgesinin hiç olmadığı somut ticari ilişkide davacının iddialarına itibar etmek mümkün olmamıştır. Davacı üç çek ve cari hesaba göre devreden alacak olarak nitelendiğini ödemenin avans mahiyetinde olduğunu yazılı olarak ispatlayamamıştır. Bu durumda davacı tarafça yapılan bu ödemenin teslim edilmiş malların bedeli olarak yapıldığını kabul etmek gerekir. Bu nedenlerle davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine;
2-Alınması gerekli 54,40TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 19.608,70TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 19,554,30 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacının üzerine bırakılması,
4-Davalı tarafından yapılan 382,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine
5-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
6—————tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 79.015,75TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde Temyiz Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.